4.BÖLÜM: HEDİYE

980 79 6
                                    

Ağrıyan gözlerimi ağır ağır kırpmaya devam ederken, doğan güneşi izliyordum. Kucağımda duran ellerim buz kesmişti, tam tersi şekilde sanki izlediğim güneş içimde doğuyormuş gibi yakıcı bir sıcaklık hissediyordum. Gece boyunca gözüme uyku girmediği için pencereye doğru çevirdiğim tekli koltukta oturmuştum ve salonda sabahlamıştım.

Zihnimde öyle bir sessizlik hakimdi ki buna pek alışık olmadığım için yadırgıyordum. Tek başıma kaldığım her anda yaşadıklarımı sorgulayan ben, şu anda boş bir tahtayı andıran zihnimle baş başa oturmuş, sadece dışarıyı izliyordum.

Belki de artık sorgulayacak tek bir şeyim dahi kalmamıştı? Farkında olmadan her şeyi tüketmiştim ve belki de geriye sadece derin bir sessizliğin hakimiyet sürdüğü boş bir zihin bırakmıştım?

Bu olası durum beni içten içe rahatsız etti çünkü bu ben değildim. Ben, yaşadığım hatta yaşama ihtimalim olan şeyleri bile sürekli düşünür, ne olduğunu ya da ne olacağını merak içinde hep sorgulardım. Şimdi neden bunu yapamıyordum?

Oturduğum yerde kıpırdanırken güneş artık gökyüzündeki yerini iyice belli etmeye başlamıştı. Nasıl ki güneş bir gün bile doğmaktan vazgeçmiyorsa ben de olduğum kişiden vazgeçemezdim. Kendimi bu şekilde sessizliğe bırakarak sadece kendime zarar verirdim, biliyordum.

Üşüyen ellerimi yüzüme götürüp gözlerimi ovdum. Bu karamsarlığımın nedeni neydi, onu bile bilmiyordum ama üzerimde kaldıramayacak kadar ağır bir yük varmış gibi hissediyordum. Dün geceden beri hissettiğim, o olduğum yere sığamama hissi hala yakamı bırakmamıştı ve ben bu boğucu histen bir an önce kurtulmak istiyordum. Ellerimi yüzümden çekip yeniden kucağıma koydum ve sokağa dökülmeye başlayan insanlara bakınmaya başladım. Bu şekilde ne kadar zaman geçirdim bilemezken gün artık tamamen doğmuş, insanlar kalabalık oluşturacak şekilde kendisi sokağa atmıştı.

"Arya?"

Beklemediğim bu ses korkmama sebep olsa da kıpırdamadım. Nejat, bastığı yerlerde gürültü çıkaran birkaç adım atarak bana doğru yaklaştı ve neyse ki yüzünü göremeyeceğim bir yerde, arkamda durdu.

"Ne yapıyorsun burada?"

"Oturuyorum," dizlerimi kendime doğru çektiğim sırada içimde hissettiğim o sıcaklıktan artık eser kalmamıştı.

"Gece yatmadın mı?"

"Yattım," diye yalan söylemek zorunda kaldım çünkü sorularına maruz kalmak istemiyordum. "Ama çok erken uyandım."

Nejat bir şey demedi. Arkamda, ses çıkarmadan dururken ne yaptığını merak ettim ama bu çok kısa sürmüştü, Nejat sesli bir şekilde soluklandı.

"Benim hemen çıkmam lazım, kahvaltı etmeyeceğim."

" Tamam,"

Nejat yeniden sessizliğe büründü, ardından hoşnutsuzluğunu anlatmak ister gibi sert adımlarla salondan çıkarak beni yalnız bıraktı. Onun merdivenlerden tamamen indiğini duyduktan sonra bacaklarımı indirdim ve ayağa kalktım. Dalgın adımlarla ilerledim, salonun kapısından çıkacağım an içeriye giren Zehra'yla çarpıştık.

"Affedersiniz!" dedi elinde dikdörtgen bir tepsi taşıyan Zehra. "Göremedim sizi."

"Ben de fark edemedim, kusura bakma," dedim ve yanından geçip salondan çıktım. "Bu arada kahvaltı hazırlama Zehra, Nejat Bey çıktı, ben de etmeyeceğim."

"Tabi," dedi Zehra ve geldiği merdivenleri tekrardan indi.

Ben de odaya girdim, direkt olarak yatağın sol tarafına düşen ebeveyn banyosuna girdim ve üstümdekileri çıkarak hızlı bir duş aldım. Duşun ardından kendimi biraz daha iyi hissederken üstümde beyaz renk bornozumla banyodan çıktım ve dolabıma yöneldim. Kıyafetlerime bakınırken havanın güneşli olduğu geldi aklıma, belki biraz yürüyüş yapmak daha da iyi gelebilirdi. Dolabımın sağ tarafına yöneldim ve gri renkte bir kapüşonlu, altıma ise siyah renkte bir tayt çıkardım. Bornozumu çıkararak üstüme kıyafetlerimi giydim, ardından tekrardan banyoya giderek ıslak saçlarımı kuruttum ve aynanın yanındaki dolapta bulunan lastikli tokamla saçımı atkuyruğu yaptım. Yeniden odaya girdiğimde kendimi bir nebze olsun daha enerjik hissettiğimi fark ettim. Bu enerjiyi kaybetmemek adına önce çoraplarımı sonra ayakkabılarımı giydim, ardından şişme yeleğimi ve telefonumu da alarak odadan çıktım.

MESELWhere stories live. Discover now