3.BÖLÜM: İLK TANIŞMA

1K 84 4
                                    

Hepinize iyi okumalar canlarım

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Hepinize iyi okumalar canlarım.

*
Elimde tuttuğum fincanın verdiği sıcaklık hissi, arkamdaki şömineden sessizliğe yayılan çıtırdayan odun sesleri ve hiçbir acelesi olmadığı her halinden belli olan yağmuru izlerken, kendimi bir nebze de olsa iyi hissettiğim bir güne başlamıştım. Bunun en büyük nedeni elbette ki bugünün kurs verdiğim gün olması ve birazdan öğrencilerimin görecek olmamdı.

Sıcak kahvemden bir yudum daha aldım ve dakikalardır izlediğim yağmuru izlemeye devam ettim. Zihnim, dün yaşadığım anı kurcalamam için beni zorluyordu ama buna izin veremezdim çünkü biliyordum ki düşünmeye başladığım anda tek bir olumlu his kalmayacaktı içimde. Kaldı ki öğrencilerimin karşısına kötü bir ruh haliyle çıkmak istemiyordum. Zaten gece uyumadığım için gözlerim şişti ve üstümde bir yorgunluk vardı, önce bu halimi örtbas etmek için elimden geleni yapmalıydım.

Kendimi başka şeyleri düşünmeye itmeye çalıştım, saniyeler sonra hiç beklemediğim anda aklıma Çağan düştü. Bir an şaşkınla kalakaldım, aklıma en son gelecek kişi olmasına rağmen neden ilk gelen o olmuştu? Kaşlarım çatılırken mantıklı bir sebep bulmaya çalıştım ama ortaya bir gerekçe sunmakta zorlandım.

Belki de yeni tanıştığım biri olduğu için aklıma geldi diye düşündüm saniyeler sonra, her kim olursa olsun hakkında elbette ki düşünebilirdim. Bu bana mantıklı geldiği için rahatlayarak kahvemden bir yudum daha aldım, tam bu sırada bahçede bana doğru gelen öğrencilerim belirdi. Şemsiyelerinin altında hızlı adımlarla atölyeye doğru geldikleri sırada ben de kahvemi masama bırakıp kapıya doğru yöneldim ve açarak, onların içeriye geçmelerine yardımcı oldum.

"Hoş geldiniz," dedim soğuktan ve yağmurdan dolayı yüzünde bıkkınlık olan öğrencilerime.

"Hoş bulduk Hocam," Ceren az da olsa ıslanmış olan uzun, sarı saçlarını arakaya doğru atmakla uğraşıyordu.

"Çocuklar, şöyle şömineye doğru gidin de biraz ısının,"

Hepsi beni onayladı ve atölyenin sonunda, sağ tarafta bulunan taştan yapılma şömineye doğru ilerledik. Onlar yan yana durmuş ellerini ateşe uzatarak ısınırlarken ben de kapının iki metre uzağına konulmuş masama oturdum ve bıraktığım kahveme devam ettim.

"Hafta içi bir kere yağmur yağmadı, biz dışarı çıkınca sel gitmeye başladı." diye söylendi Eser, onu başıyla onaylayan Deniz oldukça ciddi görünüyordu.

"Abartma istersen," dedi Merve gözlerini devirerek. "Sana kalsa gelirken kar bile yağıyordu."

"Bir ara yağdı zaten," Eser o kadar inanarak söylüyordu ki bunu bir an böyle bir şeyin olup olmadığını sorgulama gereği duydum. "Sen ayakta uyuduğun için görmemiş olabilirsin."

MESELWo Geschichten leben. Entdecke jetzt