19.BÖLÜM: BENİM SEVEMEYECEĞİM BİRİ

240 17 0
                                    

Hepinize iyi okumalar canlarım. 🍂

*Gözlerimi diktiğim yansımamdan bir türlü alamazken bunu ne kadar süredir devam ettirdiğimi bilmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*
Gözlerimi diktiğim yansımamdan bir türlü alamazken bunu ne kadar süredir devam ettirdiğimi bilmiyordum. Aynadan kendime baktığım her saniyede sanki sadece yüzümün ayrıntılarını değil, çok daha fazla şeyi görüyordum.

Gözlerimin içindeki o nedensiz endişe, daha derinlerindeki o karmaşa, zihnimin içinde hakim olan o kaba gürültü, ruhuma hangi ara bulaştığını bilmediğim kara bir lekeyi görüyor ve gördükçe daha da fazlasını istiyordum. Göğsümü şişiren bir nefes alıp verdim, yine dönüp dolaşıp o tanıdık benliğime kavuştuğuma inanamayarak dişlerimi sıktım.

Uzun süredir her şey arzuladığım gibi giderken, yanımda sevdiğim, hayatımda ise sadece olmasını istediğim insanlarla birlikte huzurlu günler geçirirken şimdi birden bire ne olmuştu? Neden bana bir asır önce kurtulmuşum gibi gelen o eski benliğimin kırıntılarını şimdi yeniden içimde hissediyordum?

Bu sorularımın yanıtı bekli de geçirdiğim bu bir haftada saklıydı. Nejat'ın beni aradığı o akşamın üstünden günler geçmişti ama günler sadece geçip gitmemiş, beraberinden benden ve Çağan'dan da birçok şeyi alıp götürmüştü. Bu bir hafta içinde sanki komik bir tesadüfmüş gibi Çağan'ı sürekli Ece aramış, beni ise Nejat rahatsız edip durmuştu. İkisinin de farklı amaçları vardı belki ama ikisi de farkında olmadan ortak bir sonuca elde ettirmişti bize. Çağan, her telefon sonrasında o kadar gerilmişti ki ağzımı açıp ona ne konuştuklarını bile soramamıştım, zaten en son ki gerginliğimize de tam anlamıyla bir nokta koyamamıştık.

Yetmezmiş gibi bir de ben Nejat tarafından sürekli aranıp ya da mesajlarına maruz kalınca artık sabrının son sınırlarını da aşmıştı ve onu daha önce hiç görmediğim bir kızgınlık içinde bulmuştum. Hem onu bu halde görmek, hem de o sorunsuz giden ilişkimize bir darbe inmiş olmasından dolayı kendi halime üzülerek günleri geçirmiştim ve bugün bile hala aynı durumdayken, hiçbir şeyi konuşup çözümlememişken, Çağan bir de gidiyordu.

Yağız'ı yalnız bırakmamak için anneannesinin memleketine hep birlikte gidiyorlardı ve her ne kadar beni de davet etmiş olsalar da ne uçak yolculuğu çekecek halim vardı ne de kimseyi rahatsız etmek istiyordum. Yağız elbette ki sevdiğim bir arkadaşımdı ama onu ailesiyle ve daha samimi olduğu kişilerle yalnız bırakmak bana doğru geliyordu, o yüzden Çağan bugün giderken ben de evde kalacaktım. Daha doğrusu ben de onunla birlikte evden çıkacaktım ama ikimizi rotası birbirinden çok farklıydı.

Derin bir nefes daha verdiğimde düşmüş omuzlarıma baktım, o kadar yorgun duruyordum ki birden ayakta olmama bile şaşırdım. Bir elimi soğuk mermere koyup yeniden gözlerimin içine baktım ve kendime sabahtandır sorduğum o soruyu yeniden sordum: Gerçekten Nejat'la görüşmeye değecek miydi?

Bu bir türlü net bir cevap bulamadığım soru aslında günlerdir aklımı kurcalıyordu ama bugün onunla bulaşacağım için varlığını çok daha belirgin bir şekilde belli ediyordu. Çağan ile bu konu hakkında tartıştıktan sonra bu görüşmeyi tamamen kafamdan atmıştım, ta ki Nejat peşimi bırakmayan ısrarlı aramaları başlayana kadar. Her aramasında ya da mesajında adeta yalvarır gibi buluşmak istediğini söylüyordu ve bu da engel olamadığım bir merakla dolmama neden oluyordu.

MESELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin