66.BÖLÜM - Bir 'Keremus Sayerus' Belgeseli..

115K 2.2K 414
                                    

Final haftamda olduğum için yorumlarınıza cevap veremiyorum maalesef :/ Ama hepsini tek tek okuyorum hiç merak etmeyin ;) Finaller bitince yine cevap vereceğim ^^ Hepinize çok çok teşekkürler :) Keyifli okumalar..

 

Yatağımda sıkıntıdan patlayarak oturduğum tam tamına 45. gündeyim ve kendimi kesip, deşmek için herhangi bir delici, kesici alet arıyorum. Yardımcı olmak isteyenler varsa, insanlık namına kargoyla bana bu tarz alet-edevatları gönderebilirler. Kasap satırı, testere -ama elektrikli olmasın fatura bana giriyor sonra- döner bıçağı, efendime söyleyeyim şiş, tığ ya da parmaklıkları olan demir kapı kabulümdür.

Demir kapıyla ne yapacağımı merak edenlere, kafamı iki parmaklığın arasına sıkıştırıp öylece intihar edeceğim. Ne sandınız yani? Kendimi boynumdan tavana asıp, ilaç içerek intihar edeceğimi falan mı? Klişeden ölen var!

Hem ben 9387262 tane ilacı dizi karakterlerindeki sorunlular gibi aynı anda hayatta yutamam. Kesin birkaç tanesi soluk boruma falan takılır daha yutamadan boğulurum. Gerçi amaç da ölmek ama neyse..

Kendimi tavana asmak ise çok riskli.. Bir kere tavana asacak halat yok bende. Halat olsa bile halatı nereye bağlayacağım? Avizeye assam avize kafama düşer, tavana kanca falan taksam tavan çöker ya da ben kancayı çakarken çekiçle parmağıma vuracağım için başarısız olurum. Hadi diyelim asacak yeri de hallettim o boynumu geçireceğim halka şeklini verene kadar kesin birine yakalanırım ben. Sonra da intihar ederken bile rezil olan ilk insan olarak tarihe geçerim kesin. O yüzden en iyisi klişelerden uzaklaşıp, kafamı iki demir parmaklığın arasına sıkıştırarak ölmeyi beklemek.

İç dünyam yine çok karışık a dostlar! Resmen beş adımda intihar dersi veriyorum şu anda. Biri beni durdursun liftin.

Hayatımda hiçbir zaman bu kadar gün üst üste evde oturmamıştım herhalde. Ondan oluyor tüm bunlar. En son boynumu sakatladığımda oturmuş ve kadın programlarıyla kafayı sıyırmama da ramak kala iyileşmiştim çok şükür. Ama bu defa gerçekten beynimin sıkıntıdan uyuştuğunu bile hissediyorum.

“Günaydıııın.” diyor annem odamdan içeriye girip bana kocaman gülümseyerek. Bir buçuk aydır babam ve annem benimle birlikte kalıyorlar. Bora da okulu nedeniyle her hafta sonu geliyor yanımıza.

Kerem’i soracak olursanız yine krizlerde tabi. Adam iki saniye yanımdan ayrılmak istemiyor ama babam ve annem yüzünden bir buçuk aydır amcasında kalıyor. Haliyle de ortalıkta barut gibi dolaşıyor sevgilim. Bu haline her ne kadar üzülsem de yapacak bir şeyimiz yok maalesef.

Bir diğer sorunumuz da Kerem’in kaza sonrası değişimi.. Zaten endişeliydi, bir de bu kaza üzerine tuz biber oluyor resmen.

Kerem Sayer normalden iki kat daha panik, daha ilgili ve daha korumacı artık. Sabah kalkar kalkmaz ilk işi yanıma gelmek oluyor ve akşam yatana kadar da gitmiyor. Babam bazen söylense de pek bir şey diyemiyor. Kazadan sonra onda da bir hayli değişiklik olduğunu söyleyebilirim. Artık Kerem’i gördüğünde yüzünü asmıyor, konuşurken suratını buruşturmuyor ve ondan üç harfliymiş gibi bahsetmiyor. Buna ne sebep oldu bilmiyorum ama son derece minnettarım.

Hayatımdaki bir diğer değişiklik ise dışarı çıkma alışkanlıkları.. Artık dışarı çıktığım o nadir, sayılı günlerde -o da hastane kontrolü ve kafayı yememem için çıkarttıkları ufak geziler- Kerem’in sürekli kontrolü altındayım. Taksiye bile binmek yasak.. Her yere Ahmet Baba’nın o kocaman arabasıyla Ufuk götürüyor beni. Tabi yanımda oturan bir adet endişeli, kontrol bağımlısı Kerem’le birlikte.. Kerem Bey olmadan bir adım bile atamıyorum.

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin