101.BÖLÜM - Sarhoşluğun elli tonu

53.1K 1.8K 259
                                    

Herkese merhaba :) Yeni bölümünüzü çok geciktirmeden yollamak istedim. Diğer bölüm ne zaman gelir bilemiyorum.  Bölüm şarkısı da seçtim sizin için isteyenler tıklasın :) Keyifli okumalar..

Kerem’le geçirdiğimiz üç günlük harika Uludağ tatilinden sonra iş, güç derken yılın ilk haftası da hızlıca geçiyor ve hafta sonu gelip çatıyor. Cumartesi sabahı güzel bir kahvaltı hazırlamak için kolları sıvıyorum.

“Güzelim, mis gibi kokular beni buraya getirdi resmen.” diyor Kerem mutfak kapısından içeri girerken. Daha sonra da belime sarılıp boynuma koca bir öpücük konduruyor. “Ohh..”

“Tostlar senin ellerinden öper Thorcum.” diyorum omletleri tabaklara yerleştirmeye başlarken.

“O iş benim uzmanlık alanım.” diyor Kerem bana göz kırpıp hazırladığım ekmekleri tost makinesine yerleştirirken. “Hiç merak etme.”

“Aferin benim kocama..” diyorum yanından geçerek Kerem’in kısa saçlarını karıştırırken. Daha sonra da buzdolabına yönelip vişne suyu kutusunu çıkartıyorum. Bulduğum en büyük bardağa vişne suyumu doldururken Kerem tostları tabaklarımıza yerleştiriyor bile.

“İşte tostlarımız güzelim.”

“Ne kadar hamaratız yahu.” diyorum sevimli bir gülümsemeyle. “Maşallah bize.”

“Sana maşallah asıl. Ben en başından beri böyleydim.” diyor Kerem alaycı bir ifadeyle gülümseyerek beni süzerken. Hemen gözlerimi belertip pis bakışlar atıyorum ona. Bunun üzerine kaşlarını hızla havaya kaldırıyor. “Ne bakıyorsun öyle?”

“Hödüklük ettiğini anlamanı bekliyorum canım.”

“Sen daha buraya taşındığım ilk zamanlar kendin demiyor muydun ‘Ben Garfield gibiyim.’ diye? Şimdi ben söyleyince mi suç oldu?”

“Senin de dediğin gibi ilk zamanlardı o. Milattan önce yani.” diyorum hatırlatarak. “Ve benim bunu söylemem sana bunu yüzüme vurma hakkı vermiyor.”

“Hahahahah..”

“Gülme Kerem! Kahvaltını et.”

“Sinirlenince çok güzel oluyorsun.” diyor sırıtarak bana bakarken. Gözlerine kısa bir bakış atıp, omletimden bir lokma alıyorum.

Hayır erimeyeceğim. Bu kez değil. Çünkü ben iradesi olan bir kadınım.

“Gerçi senin her halin güzel.. Şu suratının aldığı her mimik beni sana yeniden aşık ediyor.”

İrade mi? O da ne? Yenir mi ki?

“Ya sen ne biçim bi adamsın!” diyorum bağırarak oturduğum sandalyeden kalkıp Kerem’in kucağına oturarak. Kollarımı boynuna dolayıp, yanaklarına sesli öpücükler bıraktıktan sonra ellerimi yüzünün iki yanına yerleştirip gülümsüyorum. “Hiç kızamayacak mıyım ben sana?”

“Kızamayacaksın tabi.” diyor sırıtarak yüzüme bakarken. “Sen bana kızarsan ben nasıl rahat nefes alabilirim ki?”

“Ben sana kızabilir miyim hiç?” diyorum gülümseyerek dudaklarına bir öpücük bırakırken. “Öyle fenasın ki iki saniyede tek bir cümleyle kalbimi şeker gibi eritiyorsun.”

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin