63.BÖLÜM - Senin hocansa, benim de kocam!

115K 2.2K 480
                                    

Hepinize güzel yorumlarınız ve voteler için çok teşekkür ederim :) 

Bu hafta final sınavlarım başlayacağı için bir sonraki bölüm ne zaman gelir bilemiyorum. Ama sizleri çok fazla bekletmemeye çalışacağım :)

Multimedya'ya bölüm şarkısını ve çiftimizin bir gifini bırakıyorum. Gif için Rabiacığıma çok teşekkür ederim ^^

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Seviliyorsunuz ^^

Bölüm herkese ithaf olarak gelsin :) 

^^Kerem^^

Bir insan giderken kalbinizi de kendisiyle birlikte götürüyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Yemek yerken, otururken, televizyon izlerken, gece yatağınıza yattığınızda hep aklınızda olması da cabası tabi.

Ben de sabırlı olmaya çalışarak bu üç günü en hızlı biçimde atlatmaya çabalıyorum işte. Kendimi işe vererek, Zeynep’i günde yaklaşık 10-15 defa arayarak, -geri kalan zamanlarda da sosyal bağlantılar ve mesaj yoluyla iletişim de var tabi- bir şeyler yemeye çalışarak ve sıkıntıdan patlayarak geçirmeye çalıştığım üç günün iki tanesi çok şükür bitiyor. Bugünü saymazsak. Tabi bir de yarın var. Yarın akşam Zeynep yanımda olacak neyse ki.

Ve ben o buraya gelir gelmez, kolundan tuttuğum gibi nikahı basmak gibi delice planlar içerisindeyim. Bu fikrimi onunla paylaştığımda yüzünün alacağı ifadeyi şimdiden görebiliyorum. Kocaman açılmış gözler, şaşkın bir ses tonu ve ‘o’ şeklini almış dolgun dudaklar..

Hayır Kerem. Şimdi o dudakları düşünmenin hiç sırası değil. Hem de hiç..

Spor salonuna adımı atmamla birlikte kalabalıktan kurtulmak için kendimi giyinme odasına atıyorum ve üzerimi hızlıca değiştiriyorum. Bugün çocuklarla iki saat yüzme dersim var ve bu biraz olsun keyfimi yerine getirebilir belki.

“Günaydın Kerem.”

Giyinme odasından çıkar çıkmaz karşılaştığım çok sevgili(!) patronum gülümseyerek beni süzerken ağzımdan kötü bir şey çıkmaması için kendimi dizginlemeye çalışıyorum. Onun yüzünden şu anda Zeynep’in yanında değilim ve evde tek başıma kafayı yiyip, Zeynep’i deli gibi özlediğim için ağlamakla ağlamamak arasında gidip geliyorum!

“Günaydın” diyorum suratsız bir biçimde kafa sallarken. Eğer bana birkaç gün için izin verseydin, daha da aydın olabilirdi tabi.

“Bugünkü yüzme dersin kaçta bitiyor?”

“Öğlen 12’de.”

“Diğer yüzme dersi kaçta peki?”

“Dört.”

“Güzel.” diyor memnun bir ifadeyle kafa sallayarak. “O halde Gökhan’a yardımcı olmak için saat ikideki fitness dersine katılabilirsin. Efe’nin annesi ameliyat olmuş, acilen gitmesi gerekti. Dersin saati de bir tek sana uyuyor. Gökhan’la halledersiniz. Görüşürüz.”

Ben ağzımı dahi açamadan yanımdan hızlıca uzaklaşırken arkasından koca bir küfür savuruyorum. Harika gerçekten! Bir bu eksikti! Benden başka herkes izin alabiliyor bu işyerinde zaten!

Söylene söylene koridorda ilerlerken Allah’tan sabır diliyorum ve yüzme alanına doğru yürümeye başlıyorum. Bu üç gün geçene kadar kafayı yemezsem iyi gerçekten!

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin