1.BÖLÜM - Gıd Gıd Gıdak! Yumurtam sıcak!

251K 3.1K 343
                                    

“Bir iki üç.. Son iki üç.. Bir iki üç..”

Ellerimi havada birleştirip tekrardan açıyorum ve aynı hareketi belki de bininci kez tekrarlarken derin nefesler alıp veriyorum. Yaklaşık yirmi dakikadır çok sevgili(!) arkadaşım Melis’in zoruyla jimnastik yapıyoruz. Ve saat sabahın körü! Bu kız yemin ediyorum bir gün beni öldürecek! Hayır yani kendi başına yap sporunu yapacaksan. Ama yok.. İlla Zeynep de acı çeksin, illa o da perişan olsun.

“Şimdi ellerimizi, ayaklarımızı hiç bükmeden ayak parmaklarımıza değdiriyoruz.”

Televizyondaki sabahın bu saatine rağmen insanı deli edebilecek kadar aktif, jimnastik meraklısı sunucunun sesiyle, Melis pembe minderinde pozisyonunu değiştiriyor ve kadına uyum sağlıyor. Bense hayattan bezmiş bir şekilde ona bakıyorum.

“Hadi Zeyno!” diyor bana kötü kötü bakarak.

“Offf!!” diyorum tipik bir ergen misali yanaklarımı şişirerek. Daha sonra da Melis’in attığı onaylamaz bakışlar eşliğinde onunla aynı pozisyonu alıyorum. Ve kısır döngü yeniden başlıyor.

“Bir iki üç.. Son iki üç..”

“Ne zaman bitecek bu?” diye soruyorum dudaklarımı büzüp ayak parmaklarıma değmeye çalışırken. Fakat ben yaklaştıkça parmaklarım bana el sallayıp uzaklaşıyorlar.

“Az kaldı.” diyor bilmiş bir ifadeyle ayak parmaklarına bilmem kaçıncı kez değerken. “Çok mızmızsın.”

“Şimdi de tek ayağımızı asla bükmeden dümdüz bir çizgi gibi yukarı kaldırıyoruz ve aynı anda diğer ayağımızın ayak parmaklarına dokunuyoruz.”

“Yuh!” diyorum kadının söylediği pozisyonu düşünürken. “İstersen başımı arkaya çevirip sırtımı da yalayayım!”

Melis tepkime kocaman bir kahkaha atıyor ve akabinde ciddi bir ifadeye bürünüp yeni pozisyonu yapmaya çalışıyor.

“Yok artık Melis.” diyorum gözlerimi devirerek. “Herhalde onu yapmayı denemeyeceksin?”

“Deneyeceğim.” diyor beni onaylayarak sağ ayağını havaya kaldırırken. “Ve sen de deneyeceksin.”

“Hayır.” diyorum omuz silkerek. “Daha canıma kast edecek kadar kafayı sıyırmadım çok şükür.”

“Zeyneeep!”

“Of!”

***

“Aaaahh!”

Melis beni kolumdan tutup yerden kalkmama yardım ederken kocaman bir çığlık atıyorum. “Ben sana dedim dimi o hareketi yapmayacağım diye! Al işte!”

Ben söylenerek koltuğa otururken Melis bana suçlu küçük çocuk bakışı atıyor. Ona kötü kötü bakarak belimi ovuşturuyorum.

“Çok mu acıyor?” diye soruyor yüzünü buruşturarak.

“Yok hiç acımıyor aslında ama ben manyak olduğum için çığlık atıyorum!”

“Üf tamam Zeyno yaa.. Özür dilerim.”

“Tamam tamam.” diyorum yüzümü buruşturup belimi tutmaya devam ederken. Kızda öyle şeytan tüyü var ki insan ne yaparsa yapsın kızamıyor. “Bakma bana öyle cami avlusuna bırakılmış kedi gibi.”

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin