30.Bölüm

11K 219 4
                                    

''Damat''

Zeynep,

Beni her öptüğünde ona ne kadar aşık olduğumu bir kez daha anlıyordum.Her seferin de beni öyle bir tutkuyla öpüyordu ki kendimden geçiyordum.Ona yenik düşüyordum,kendimi kaybediyordum.Onun kokusu beni sarhoş etmeye yetiyordu,gülüşü ise... onun gülüşü için dünyalardan vazgeçebilirdim.

Benim üzerimde öyle bir etki yapıyordu ki sanki... sanki dünyada benden şanslı ve mutlu insan yokmuş gibi hissediyordum.Onunla geçirdiğim her gün,sanki bir masalın içindeymişim ve o masalın prensesiymişim gibi bir his veriyordu.Onunla birlikteyken bile onu özlüyordum,ayrı kaldığımızda ise saniyeler,dakikalar,saatler geçmek bilmiyordu. Ondan ayrı kaldığımı bile düşünmek istemiyordum. 

Kerem tutklu öpüşmemize son vererek dudaklarını dudaklarımdan ayırdı.Alnını alnıma yasladı.

''İstersen buna evde benim ve ya senin odan da devam edebilirz güzelim.'' dediğinde tüm kan yanaklarıma toplandı.

''Kereem!'' diye sitem etti ve onu ittirerek ayağa kalktım.O ise bu halima kahkaha atmıştı.

''Hadi kalkta gidelim.'' dedim ve arkamı dönerek arabaya doğru ilerlemeye başladım.Arkama dönüp bakacak cesaretim yoktu.

Aniden bir el omuzumdan tutarak beni kendine çekti.Bu Keremden başkası değildi tabii.

''Utanınca daha bir seksi oluyorsun!'' diye fısıldadı kulağıma seksi bir ses tonuyla.Sesinden sırıttığını hissedebiliyordum.

Dirseğimi karnına geçirdiğimde inledi acımış gibi.Ama acıtmadığımı biliyordum.

Eve geldiğimizde arabadan indik.Kapının önüne geldiğimzde Keremi kolundan tutarak durdurdum.

''Ne oldu güzelim?'' diye sordu.

''Şey...bak biliyorum kızacaksın ama ben tekrardan teşekkür ediyorum.Herşey için.Özellikle de hayatıma girdiğin için.'' dedim ve gülümseyerek devam ettim. ''Ve beni sevdiğin için.''

''Bak teşekkür etmene gerek yok dedim.Tabii bu seni sevdiğim için teşekkür etmen içinde geçirli.Bunda teşekkür edilecek birşey yok.Sende beni seviyorsun böylece ödeşmiş oluyoruz.''

Bana gülümsedi.Bende gülümsedim.Sonra Kerem cebinden anahtarları çıkartıp kapıyı açtı.

Kapıyı açar açmaz karşımıza Can çıktı.Arkasında ise Yağmur duruyordu.

''Can,kardeşim.Bakıyorum da çok alıştın evimize.'' dedi Kerem.Sakin olmaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğunu söylenemezdi.

''Yaa kardeşim öyle oldu.Yani olmadı öyle,olmadı aslında.Ben şimdi Yağmurla ders çalışmak için şey etmiştim.Değil mi Yağmur?Yani başka birşey içinde değil yani.Yani başka birşey derken dersi bahane edipte film izlemek için falan gelmedim ben.'' diyerek yine saçmaladı Can.Klasik Can işte.

''Can istersen sus daha fazla konuşma.'' dedi Yağmur kaşlarını çatmış bir şekilde Cana bakarak.Yazık valla çocuğa ya,acıdım.Bir taraftan Kerem diğer taraftan Yağmur.

Daha fazla konuyun uzamasına izin vermeden konuşmaya başladım.

''Hadi içeri geçelim.Burda böyle mi duracağız?'' dediğimde he birlikte salona geçtik.

Salona sessizlik hakimdi.Kimse konuşmuyordu.Zaten sözlere gerek yoktu.Kerem gözleri ile ne demek istediğini anlatıyordu sanki Cana.

''Yağmurcum,Melisle Barış nerde?'' diye sessizliği bozdum.

VazgeçilmezimWhere stories live. Discover now