3.Bölüm

15.4K 335 7
                                    

Zeynep,


Aksel'in mırıldandığı isimden kızı tanıdığını anlayabiliyordum. Aslında hiçbir şey dememiş olsa bile Aksel kıza bakışlarından ve kızın yaşlar süzülen gözlerinden birbirilerini tanıdıklarını anlayabiliyordum. Üstelik bu sadece basit bir arkadaş bakışması gibi de görünmüyordu.

Kız birkaç saniye daha orada oyalanıp Aksel'e bakmaya devam ettikten sonra arkasını dönerek koşmaya başladı. Aksel'in bakışları tekrar beni bulduğunda çoktan ayaklanmıştı.

''Benim gitmem gerek,'' diye aceleyle mırılandı. ''Kusura bakma.''

Benim bir şey dememe fırsat vermeden kızın gittiği yöne doğru koşmaya başladığında arkadasından baktım. Bir süre daha sahilde oyalandıktan sonra eve doğru yola çıktım.


Kerem,


Önümde duran boş defter sayflarına ve ders kitaplarına baktım. Karşımdaki boş siyah—beyaz duvar bile şu anda gözüme daha ilgi çekici geliyordu bana ama ödevi yapmam gerektiğini de biliyordum. 

Küçük kız kardeşim bana nasıl işkence edeceğini çok iyi biliyordu. Eğer yarın sabaha kadar ödevimi tamlayamazsam, sakladığı arabamın anahtarlarını vermeyeceğini kesin bir dille söylemişti ve bunu yapacağına adım gibi emindim. Anahtarları ondan almak imkansız bir şeydi çünkü nereye saklayacağını çok iyi biliyordu. Sonuçta benim kız kardeşimdi. Onu tehdit etsem de benden korkmuyordu, benden korkmayan sayılı kişilerdendi.

Herkese söz geçiren Kerem Aksak küçük kız kardeşine söz geçiremiyordu, ne ironi ama!

Bir yıl sınıfta kaldığımdan dolayı son sınıfı tekrar ediyordum ve Yağmur yine sınıfta kalmamı istemiyordu, bunu biliyordum ama ders çalışmak eğlenceli bir iş değildi. Bar da kızlarla takılmak varken ben burada oturmuş ders çalışıyordum ve bu hiç bana göre değildi.

Aklına yeni kız geldiğinde telefonu açarak Can'a çektirdiğim fotoğrafa girdim. Normal güzelliği vardı, abartılacak bir şey değildi ama soyunma odasında onu iç çamaşırlayıla gördüğümden beri bir şey beni o kıza çekiyordu. İyi bir fiziği vardı, spor yaptığını sanmıyordum ama buna rağmen iyiydi fiziği. Gözlerimi o gün vücudunda gezdirmekten alamamıştım kendimi. Dolgun göğüsleri iç çamaşırını zorlarken onlara dokunmak istemiştim ama o kadar pislik olmaz istememiştim. Dudaklarının tadıysa hala aklımdaydı. O kadar yumuşaklardı ki unutamıyordum.

Soyunma odasında onu korkuttuğumdan bu yana bana ürkerek yaklaşıyordu. Haklıydı da benden korkmasını istemiştim ve bunu başarmıştım da. Benden özür dilemesini sağlamıştım. Özür dilenecek bir şey yoktu ortada ama onun benden özür dilememek için direnmesi sinirime dokunmuştu.

O kız bu kadar sinirime dokunmasına rağmen onunla aynı ortamda bulunduğumda ona dokunmak istiyordum. Vücudunun her bir kısmına dokunmak istiyordum ve bu beni deli ediyordu. Ona daha çok kızmama sebep oluyordu. Bu sabah kantinde ikimiz kaldığımızda ısrarla gözlerini bana çevirmezken gözlerimi onun okul formasının açıkta bıraktığı bacaklarından alamıyordum. Elimi bacağına koyarak okşadığımda gözleri dehşete düşmüş bir şekilde beni bulmuştu.

Bu düşünler bazı bölgelerimin sızlamasına sebep olurken başımı iki yana sallayarak telefonu kapattım ve masanın üzerine bıraktım. Biraz daha bunu düşünürsem bu gece yanımda uyuyacak birilerini bulmam gerekecekti. 

Kalemi bir şeyler karalamak için elime aldığım sırada çalan telefon toplamayı bir türlü başaramadığım dikkadimi anında tekrardan dağıtmıştı. Evren ders çalışmama izin vermiyordu bunda benim bir suçum yoktu.

VazgeçilmezimWhere stories live. Discover now