1.Bölüm

26.3K 415 2
                                    



Zeynep,


Ne kadar Bulgaristandan ayrılıp buraya gelmek istememiş olsam da annem beni dinlememiş ve kendimizi bana yabancı olan ülkede ve bu yabancı şehirde bulmuştuk. Evet, Türkiye de doğumuştum fakat ben bunu hatırlamıyordum, bu yaşıma kadar Bulgaristanda, Sofya'da büyümüştüm. Oraya alışmıştım ve şimdi büyüdüğüm yerden kopartılarak İstanbul'a getirilmiştim. Burada okula devam edecektim bunu biliyordum, bilmediğim ise annemin arkadaşı Aynur hanımın öğretmen olduğu zengin çocukların okuduğu okulda okuyacağımdı.

Yeni okulumda ilk günümde Aynur hanım beni bırakmayı teklif etmişti, fakat bu teklifini geri çevirmiştim. Yeni öğrenci olarak zaten yeterince göze batacağımı biliyordum ve ben dikkat çekmekten nefret ederdim. Aynur hanım bana okulun adresini verdiğinde bindiğim taksinin şoförüne okulun adresini verdim.

Sessiz sakin geçen bir yolculuğun arıdından taksi durduğunda parayı taksi şoförüne uzattıktan sonra taksiden indim. Uzaklaşan taksiyi izlemeyı bırakıp, karşımdaki büyük okul binasına baktım.

Fazlasıyla büyüktü ve tabii dışarıdan baktığımda bile bu okulun zengin öğrencilerle dolu olduğunu anlalışıyordu. Normal bir devlet okuluyla kıyasla fazla dikkat çekici ve bakımlıydı.

Yanımdan hızla geçen son model siyah spor araba üzerime su sıçrattığında dudaklarımdan istemizce bir çığlık kaçtı. Araba hızını düşürmeden okulun bahçesinde bulunan park alanına girdiğinde kaşlarımı çatarak arabayı izlemeyi sürdürdüm.

Dur bir özür dileme zahmetine bile girmeyen sürücü arabanın kapısını açtığında içinden inecek olan kişi bekledim. Bu kadar anlayışsız olan kişinin kim olduğunu merak ediyordum.

Arabadan inen çocuğun üzerinde okul üniformasını gördüğümde ağzım şaşkınlıkla açıldı. Oda benim gibi öğrenciydi ama nasıl araba sürebiliyordu, ehliyeti var mıydı? Benden büyük olabilirdi.

Gözlerimi çocuğun üzerinde gezdirmeye devam ederken ona çocuk demedin hakaret olduğunu düşündüm. Yapılı bir vücudu olduğu gerilen beyaz okul gömleğinden anlaşılıyordu. Gözlerimi yüzünde gezdirdiğimde sert ve erkeksi yüz hatları olduğunu gördüm. Bir çocuk için fazlasıyla erkeksiydi.

Gözlerini öğrencilerle dolu okul bahçesinden birkaç saniye boyunca gezdirdikten sonra gözleri beni buldu. Onu izlediğimi fark ettiğinde dudağı yukarı alayla kıvrıldı ve bana göz kırparak okula doğru yürümeye başladı.

İlk dersin bittiğini belli eden zil sesiyle sıranın üzerinde duran defterimi çantamın içine toplamaya başladım. Derse birkaç dakika gecikeren girdiğimde hoca bir daha geç kalmamak konusunda beni uyararak sınıfa yeni öğrenci olarak tanıtmıştı. Bu sabah üzerime su sıçratan çocuğu o olaydan sonra bir daha görmemiştim ama hala ona öfkeliydim çünkü onun yüzünden üzerimi okulun toaletinde temizlemek zorunda kalmıştım ve bu yüzden ilk derse geç kalmıştım.

Bir kahveye ihtiyacım olduğundan sınıftan çıktığımda kantini aramaya koyuldum. Henüz okulu gezme fırsatım olmamıştı ve bundan dolayı kantine ulaşmam gereğinden biraz fazla sürmüştü. Sonunda kantini bulduğumda kendime bir kahve aldım ve boş bulduğum bir masaya oturdum. Sessizlik içinde kahvemi yudumlayarak kantinde gözlerimi gezdirerek diğer öğrencileri inceliyordum. Masama yaklaşan iki kızı fark ettiğimde gözlerimi onlarak sabitledim. Yeni sınıfımdaki kızlardı bunlar.

''Selam,'' dedi manken kadar güzel fiziği ve uzun boyu olan kız. Omuzunun hemen üzerinde biten sarı saçları vardı ve kısa olmasına rağmen ona fazlasıyla yakışıyordu bu saç, onu seksi gösteriyordu. Kahverenginin en açık tonunda olan gözlerine sabitlediğimde gözlerimi, ''Ben Melis,'' diye kendiğini tanıttı. Daha sonra bakışlarını yanında duran ve ondan biraz kısa olan uzun kumral saçları olan kıza çevirdi. Bende gözlerimi ondan ayırarak kumral kıza döndüğümde onun sarışın kızın tam aksisine kahverenginin en koyu tonu olan gözlerine baktım. ''Bu da Yağmur.''

VazgeçilmezimWhere stories live. Discover now