4.Bölüm

15.3K 333 8
                                    

Kerem,


Şaşkınlıkla kafeden çıkan Zeynep'in arından bakarken biraz önce neler olduğunu düşündüm. Kafenin önünden geçerken ikisini Burcu'yla gördüğümde öfkeden gözüme perde inmişti. Onu daha dün gece uyuramışken Burcu'nun yanında gördüğüm için öfkeliydim.

Aksel'le arasını tamamen bozmaya çalıştığını düşünmüştüm. Burcu'nun söyledikleri beni bozguna uğratmıştı. Zeynep'in onların arasını düzeltmeye çalıştığı aklımın ucundan bile gelmemişti. Ondan hep kötüsünü bekliyordum bunu neden beklediğimi bile bilmiyordum ama o kızdan iyi bir şey çıkacağını düşünemiyordum. Ama yanılmıştım.

Kız burada Aksel ile Burcu'yu barıştırmak için çabalarken ben kıza esip gürlemiştim. Ağır şeyler söylemiştim üstelik bunun farkındaydım.

''Kerem,'' Daldığım düşüncelerden kurtulmaya çalışarken bana yaklaşan Aksel'i gördüm. Ne zaman geldiğini bile fark etmemiştim zaten Burcu yanımda durmaksızın beni azarlamaya devam ediyordu. Aksel'in gözleri benden Burcu'ya kaydı. ''Burada ne işin var?''

''Zeynep'e sürtük dedi!'' diye konuşmama fırsat vermeden atıldığında Burcu Aksel'in gözleri şaşkınlıkla kocaman açılırken gözlerini Burcu'dan ayırarak bana baktı tekrar. 

''Ne?'' Derken duyduğun doğru olup olmadığını sorguladığını anladım.

''Bilmiyordum,'' diye kendimi savunmaya çalıştığımda Aksel aramızdaki mesafeyi kapatarak yakama yapıştı. Kafede bulunan insanlar hala bizi izlemeye devam ediyorlardı. Onlar için iyi bir gösteriydik anlaşılan.

''Gidip o kızdan özür dile!'' Derken Aksel gerçekten öfkeli görünüyordu. Yakamda duran ellerini sertçe ittirdiğimde geri çekilerek konuşmasına devam etti. ''Pisliğin teksin gerçekten!''


Zeynep,


Sürtüklüğü başka bir yerde yap.

Bir şey dememe fırsat vermeden, Burcu'yu dahi dinleme zahmetine girmeden acımasızca bana sürtük demişti hem de herkesin içinde. Benim ne kadar küçük düşeceğimi umursamadan ezmişti beni insanların önünde.

Gözlerimden akan yaşlar önümü görmeme engel olurken sahilde boş bulduğum bir banka oturdum. Elim tersiyle gözlerimi silsem de yenileri akıyordu.

Beni öpmesi, istemediğim halde bana dokunması, gecenin bir vakti evime gelip beni tehdit etmesi bugün yaptığın yanında hiç kalıyordu. Tamam belki diğer yaptıkları da birbirinden kötü davranışlar ve bana göre aşağılamaydı ama herkesin ortasında bana sürtük diye bağırmasına kaldırabileceğimden de fazla ağırdı. En azından diğer şeyler olurken kimse görmemiş ve ya duymamıştı ve bende bunlardan utandığım ve ondan biraz korktuğum için kimseye tek kelime etmemiştim. Böylelikle beni rahat bırakacağını düşünüyordum ama öyle olmuyordu. Her seferinde beni bir şekilde küçük düşürüyor, aşağılıyordu.

Bu kadar mı çok benden nefret ediyor diye düşünmeden edemiyordum. Oysa ben ona hiçbir şey yapmamıştım. İstediği özürü de dilemiştim. Karşısına çıkmamaya özen gösteriyordum ama yine de o benden bilmediğim bir nedenden dolayı nefret ediyordu hem de fazlasıyla.

Telefonumun zil sesiyle yanaklarımı bir kez daha elimin tersiyle sildim. Çantamı birkaç saniye boyunca karıştırarak telefonumu aradıktan sonra bulduğumda arayan kişiye bakmadan açarak kulağıma götürdüm.

''Evet?'' Sesim ağlamaktan çatalaşmıştı ve ağladığımı ele verdiğine emindim.

''Zeynep, sen iyi misin?'' Yağmur'un o tanıdık endişeli sesini duyduğumda gülümsemeye çalıştım ama başarısız oldum.

VazgeçilmezimWhere stories live. Discover now