23. Bölüm: Misafir

3.7K 259 20
                                    

Hayır yani, 12 yaşındaki bir beceriksiz kızın hatasından dolayı neden tekrar tekrar başa alıyoruz? Tamam, kapris dolu bir sanatçı gibi konuştum. Ama şu durumda olduğumdan dolayı böylesine stres yüklüyüm. Akşama gösteri var. Piyanoyu Aras'a çaktırmadan içeri aldırmam gerekiyor. Sabahı Aras ile edeceğim. Ayaz ı son kez göremeyecek olmanın acısını çekiyorum. Sabah gidiyorum! Ve herkes ben gelmeden önceki gibi hayatına devam edecek mi? Hımm, doğru!

Ve sonunda şu kız hareketi yapabildi de bizde provamıza devam edebildik. Ayağıma Aras'ın aldığı pisi pisileri giymiştim. Sanki bana şans vermişler gibi prova başından beri tek hata yapmadım. Üstelik çok rahatlar. Belki de Aras ablasından bir şeyler kapmıştır.

''Eylül, her şey çok güzel de biraz daha yavaş alırsan arkadakiler sana yetişebilir.''

diye uyardı Aslı hoca. Hızla başımı salladım.

Üstüme uzun ama ince bir şey alıp dışarı çıktım. Altımdaki tayta insanların tuhaf bakışlarını önlemek için önlem. Çalan telefona anında cevap verdim.

''Efendim?''

''Sen içeride misin Eylül? Seni göremiyorum.''

''Dışarıya çıktım. Biraz bunaldım da.''

''Bekle geliyorum.'' Dedi Aras. Telefon kapandığında gülümsedim. Ona beslediğim duyguların yarısının bile farkında olduğunu sanmıyorum. Belki sadece bir gençlik hevesi. Ama verdiği sızının gerçek olduğuna eminim.

''Yeni mi geldin?'' dedim aramızda iki adımlık mesafe bıraktığında.

''Evet, kızın biri şarkı söyleyecek. Ondan sonra ben prova yapacağım.''

Şarkı söyleyen biri mi var? Vay be.

''Kim? Ne söyleyecek?''

''Aa, ben söylemeyi unuttum.'' Dedi eliyle saçlarını karıştırırken. Kaşlarımı kaldırdım.

''Bir kız işte. Şarkı söyleyecek ben de piyanoyla eşlik edeceğim.''

Yine sinsi kıskançlık içime inceden sızıvermişti.

''Adı ne?''. Bir an yüzüme baktı ve dudaklarını birbirine bastırdı.

''Ezgi adı. Hoş bir kız. Uzun kızıl saçları var. İki yanağında gamzesi, sevimli bir surat falan..''

Yine mi kızıl... Bu çocuğun kızıllara zaafı mı var?

''Tanışmak isterim.'' Dedim sahte bir gülümsemeyle. Bu sefer saklama gereği duymadan güldü.

''O da ister bence. Genç kızlık tavsiyelerine ileride ihtiyacı olacak.''

Birden gözlerimi kısıp şaşkın bir ifadeye büründüğümde istifini bozmadan devam etti,

''11 yaşında Eylül.''

İçime güneş gibi doğan rahatlamayla sırıttım.

''Ay ne tatlıymış.''

''Öyledir.'' Dedi kafasını aşağı yukarı ağır ağır sallarken. Birkaç saniye sessiz kaldığımızda bana biraz daha yaklaşıp sır veriyormuş gibi fısıldadı.

''Kıskanman hoşuma gitti bu arada. Aslında bundan nefret ettiğim halde.''

''Kim kıskanılmaktan nefret eder ki?'' dedim çenemi kapalı tutmam gerektiğini bildiğim halde.

''Ben.'' Dedi ve sevimli sevimli gülümsedi.

''Yani beni 11 yaşında bir kızdan kıskandığını itiraf ettin? Hem de hiç inkar etmeden?''

MaskeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin