7.Bölüm: Şartlı Tahliye

6.7K 360 28
                                    

Yüzündeki manalı ifadeyle bana ne kadar baktı bilmiyorum. Bir süre sadece bakışmıştık. Belki bir şeyler söyleyemiyordum ama mimiklerim ona yalvarıyordu. Kızarmıştım, çok sıcaktı, yerin dibine girmek istiyordum resmen. En sonunda gözlerimi sımsıkı yumdum ve yumruklarımı sıktım. 

"Şimdi ne yapacaksın Ayaz?" dedim sakin sakin. 

"Bilmiyorum. Aslında bu sana bağlı.". Gözlerimi açıp ona diktim. Öyle gergin bir sahneydi ki, birden patlayacak gibiydi. Kulaklarım dalga geçer gibi arka planda Kurtlar Vadisi müziği çalıyordu bir de. 

"Bana?" 

"Evet. Sana.." dedi ellerini ceplerine yerleştirip. Ellerimi boğazıma sardım. Tıkanmış gibiydim sanki. O ne demeye çalışıyordu? Ne demek 'sana bağlı'? 

Kafamı hızla iki yana salladım ve hızlı adımlarla kapıya yürüdüm. Omzumu ona çarpıp geçerken duyabileceği şekilde mırıldandım, 

"Ne yaparsan yap.". Hızla Sonay ın yanına giderken gözlerim dolu dolu olmuştu. Bitmişti işte. Yok olup gitmek istiyordum. Şimdi o mavi gözlü şeytanın yapacağı ilk şey aşağı inip her şeyi herkese anlatmaktı. Kim bilir arkamdan neler düşüneceklerdi? Neler söyleyeceklerdi? Sonay ın kapısından tam girecekken aşağıdan duyduğum sesle duraksadım. 

"Ben geldim!" sesi ve ardından kapı kapanması. Aras gelmişti. Harika, harika, harika... 

Hızla içeri girdim ve Sonay a baktım. Uyuyordu. Yavaşça yanına gittim ve alnından öptüm. Ona alışmıştım aslında. Cadı falan değildi. Biraz kaprisliydi, o kadar. Çantamı alıp odadan çıktım. Başımı önüme eğdim titreyerek merdivenlerden inmeye başladım. Göz ucuyla salondakilere baktım. Herkes susuyordu. Aynur hanımın elinde şişler vardı. Seda abla ise bir şeyler karalıyordu. Aslı hoca en çok çekindiğimdi aslında. Bana güvenmiş ve evini açmıştı. Şimdi ise gidiyordum işte. Geldiğim gibi evime dönecektim. Gözüm Ayaz ve Aras a takıldı. Ayaz, Aras ın kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Aras ise açık olan televizyona anlamsızca bakıyordu. 

Merdivenler bittiğinde beni fark etmeleri için öksürdüm. Herkes kafasını kaldırıp bana baktığında bakışlarımı tekrar yere sabitledim. 

"Efendim, ben çok..." diye başladım ortaya konuşarak. Ama Aslı hoca cümlemi bölmüştü.  

"Ayaz bize bir şeyden bahsetti.." dedi. Dişlerimi sıktım. Rencide edilmeye, laf duymaya hazır ol Eylül. 

"Yukarda seni telefonla konuşurken duymuş biraz.". Şimdi kapıya doğru koşmaya başlasam mı? Sesi sakindi ama yere baktığımdan yüzünü göremiyordum. 

"AKBEM den sonra hemen buraya geldiğin için çok yorgun oluyormuşsun. Tempoya ayak uyduramaman çok normal. Üstelik buradan kaldığın yere geçiyorsun. Ve saat sen oraya gidene kadar geç oluyor değil mi? Taksi çevre yolundan dolandığından daha uzun sürüyor.". Anlamamıştım. Neyden bahsediyorlardı? Belki biraz yorucu oluyordu ama tempo ağır değildi ki?! 

"Ve bizde düşündük ki.. Bize kendini çabuk ısındırdın. Harika birisin Eylül. Sana gözüm kapalı güvenebilirim. Bu evdeki herkes öyle. Yani... Burada kalmaya ne dersin?". Kafamı hızla yukarı kaldırdım. Ağzım açık kalmıştı. Ne diyorlar bunlar? 

"Bir şey unuttunuz.." diye ekledi Ayaz. Dudağımı dişledim ve yüzüm buruştu. Ne unuttular? 

"Ve Sonay dün bize seni çok sevdiğini söyledi. Ve şey, biraz da mızmızlandı. Eğer burada kalırsan çok memnun oluruz.". Ayaz tüm bunları nereden çıkarmıştı? Ne yapmak istediğini anlamamıştım. Foyamı ortaya çıkarması gerekmez miydi?  

"Hayır, ben size yük olmak istemiyorum. Gerçekten idare edebilirim. Ben iyiyim ve Sonay eminim dengeyi koyar. Ah, bu kadar iyi olmak zorunda değilsiniz..".  

MaskeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin