17.Bölüm: Süpermen

5.5K 289 31
                                    

Çenem titriyordu. Korkmadan izleyemeyeceğim bir film sahnesindeymişcesine altındakini yumruklayan Aras ımı durdursam, yoksa sandalyede bir barın ortasında değil de, yeşil bir çayırda şafağı izliyormuş gibi duran Ayaz a mı baksaydım?

''Aras!'' diye bağırdım ve tutmaya çalıştım. Bana hırsla arkasını döndüğünde gerilemiştim. Tek dayak yiyen altındaki çocuk olmamıştı demek. Ayaz a döndüğümde yavaşça kafasını kaldırdı ve gözlerimiz buluştu. Dişlerimi sıktım ve başımı iki yana salladım. Çarpıkça gülümseyip bana elini uzattığında üç büyük adımla yanına gittim.

''Neler oluyor?'' diye hırladım kolunu sertçe sıkarak. Yüzünü buruşturdu ve mırıldandı,

''Söyle ona bu işe karışmasın. Sadece işini yapıyor, suçlu benim..''

''Kim işini yapıyor?'' dedim yüzüne yaklaşıp. Kafasını yakınlıktan dolayı geriye eğdi ve şimdi üstte olan ve 19-20 gözüken çocuğu işaret etti. Bu sefer yumrukları yiyen Aras ı fark ettiğimde elimi ağzıma kapadım. Bir şeyler yapmam lazımdı ama yapamıyordum. Neden kimse yapmıyordu?

Yanağımda hissettiğim elle tekrar bir ayağını merdiven yerine boşluğa atmışsın hissi yaşadım ve boş boş bakan gözlere sinirli bir ifadeyle karşılık verdim,

''Nasıl güzelsin..''

Kaşlarımı çatıp Ayaz ın kapanan gözlerine ve geriye düşen başına baktım.

''İyi misin sen?''

Cevap vermemişti. Tekrar Aras a döndüm. Allahım, hayır durun, lütfen.

Onu rahat bırak seni piç.


Ne? Ben bağırarak araya mı daldım? Bir sonraki yumruğa randevuda vermiş olabilirim.

Çocuğun yumruğu havada kaldığında gözlerimi yumdum. Birden her yer sessizliğe gömülmüştü. Nefes sesleri bile yoktu. Tuhaf, çünkü şu an nefes almaması gereken bendim.

Aras beni sertçe tutup arkasına aldı ve hafifçe de parmak uçlarında kalkarak konuştu,

''Bir daha...'' dedi tane tane.

''Ayaz a uyuşturucu satmak bir yana, onun yanına yaklaşırsan seni anandan çıktığına pişman ederim.. Bana, seni öldürmem için yalvarırsın. Anladın mı? Ben kimim biliyor musun? Ah, muhtemelen. Aras Eser.''

Arkasına dönüp ben hiç yokmuşum gibi yürüdüğünde yere serilmemek için çaba sarfetmiştim. Ayaklarıma ayakları dolanıyordu ve bileğimi sıkıyordu. Sırtımı duvara yasladığında az önceki kadar sert olmayan ses tonuyla konuştu,

''Bunu asla bir kere daha yapma. Benim olduğum ya da olmadığım mekanlarda.''

Gözlerine bakamadan başımı salladım.

''Şimdi doğruca eve gidiyorsun..''

''Siz?'' dedim kafamı kaldırarak.

''Ufak bir şeyler halletmem lazım.''

Boğazımda düğümlenen şeyi zorla yuttum ve titreyen çeneme aldırmadan gözlerine baktım. Gözlerim dolu dolu olmuştu,

''O iyi olacak mı? Yani.. Ayaz? Uyuşturucu dedin...''

Titrek bir nefes alıp arkasına döndü ve hala baygın gibi duran Ayaz a baktı,

''Bunu da halledeceğim. İyi olacak. Ve ona bunun hesabını soracağım. Konuşmam gerek onunla.''

Başımı salladım.

''Hadi git. Ve kimseye bir şey anlatma. Ben yarın halledeceğim.''

''Süperman gibisin.'' dedim sırtımı iyice duvara yaslayarak. Kırık bir şekilde gülümsedi.

MaskeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin