21.Bölüm: Meçhul

4.4K 279 17
                                    

Giyindikten sonra bir süre boş boş aynaya bakınmam bir şeylerin sandığım kadar kolay gitmeyeceğinin göstergesi sanki. Dışarıya doğru yürümeye çalıştıkça ayaklarım beni geri sürüklüyordu. Korkuyordum. Bana geldiğim için kızardı, evet ama korkum bu yönde değildi. Onu tekrar kırmaktan korkuyordum. Bir yandan da orada nasıl, deli gibi merak ediyordum.

"Nereye gidiyorsun?" diye yakaladı Aras beni kapıda.

"Şey... Dışarı, öyle dolaşmak istedim."

"Ben de sıkılmıştım. Bekle, giyinip geleyim."

"Hayır!" diye bağırdım hemen. Aras gözlerini kısarak bana baktı,

"Pardon?"

Suratımın kızarmıyor olmasını umarak aklıma gelen ilk şeyi uydurmuştum,

"Sude ile buluşacağım. Burada oturuyor, arkadaşım."

'Anladım' dercesine kaşlarını kaldırdı.

"Ne zaman dönersin?"

Bunun da meraklı olacağı tuttu!

"Hava kararmadan dönmeye çalışacağım." dedim dudağımı kemirmeyi bırakıp. Kafasını salladı ve döndü. Sıkılmış gibi koltuğa ilerlerken ona seslendim,

"Senle de yarın çıkabiliriz."

Dönüp baktığında yüzündeki bebeksi ifadeyi öpmek istemiştim. Sarkıttığı alt dudağı ve neredeyse bir u harfine dönen kaşlarıyla şirinlikte tavan yapabilirdi.

"Olabilir." dedi ve tekrar önüne döndü. Birkaç gündür olan, aramızdaki tuhaf şey hoşuma gidiyordu. Sevgili değildik. Ama sevgili tribine giriyorduk. Kaçamak bakışlar, konuşurken utanıp sıkılmalar, bazen de kelimeler olmadan uzayıp giden sohbetler...

Evden çıktım ve otobüs durağına ilerledim. Otobüsle gitmek mantıklıydı, kim bilir taksi ne kadar yazardı. Çok beklemeden otobüs geldiğinde hemen boş bir koltuğa yerleşip kulaklığımı taktım.

Durağı kaçırmaktan korka korka yol bitmişti. İndiğimde ilerde gördüğüm büyük bina bana yolu açıkça belli etmişti. Büyük adımlarla binaya gidip, nefes nefese içeri adım attım..

"Nasıl yardımcı olabilirim hanımefendi?" dedi bir kadın. Ona döndüm ve konuşmadan önce yutkundum,

"Ben birini ziyarete gelmiştim de."

"Nesi oluyorsunuz?"

Ona 'kim olmamı istersin' demek gelmişti içimden ama yemez.

"Arkadaşı." dedim korka korka. Of, keşke kuzen muzen deseydim.

"Kaç yaşındasınız?"

"17."

"Ziyaret etmeyi amaçladığınız kişi?"

"Ayaz Serdan."

Soyadını doğru hatırladığımı umuyordum.

Kadın listesine bir süre baktı ve sonra kafasını kaldırdı,

"Adınız?"

Sıkıntıyla oflamamaya çalıştım.

"Eylül Köseoğlu." dedim sakince.

"Sadece yarım saat Eylül hanım." dediğinde sırıtarak kafamı salladım.

"312 no lu oda. 3.kat."

Asansör aklımın ucundan geçmeden merdivenlere koştum. Kata vardığımda nefesimi toparlamadan oda numaralarını takibe başladım. 298, 300, 305, 310 ve 312... Burası!

MaskeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin