kırk dört

4.9K 587 86
                                    

Gece Baran'ın ağrısı çok olduğu için uyuyamamıştı. Sabaha kadar sohbet etmiş, ilerisi ve gerisi hakkında uzun uzun konuşmuştuk. Yemeğe inemeyeceğimiz için ikimize de yollamışlardı. Onun o halini gördükten sonra o kadar fazla tereddüt yaşıyordum ki ellerinde sorun olmadığını defalarca söylemesine rağmen yemeğini ben yedirdim. Yüzü hareket edince acıyordu bu yüzden yavaş yavaş yemişti.

Sabah olduğunda da biraz olsun uyuyabilmesi beni bu hayattaki en mutlu insan yapmıştı. Yanından ayrılmaya her ne kadar korksam da ona bakarken su içmeye bile gitmediğimden mutfağa girdim bir bardak su almak için.

Yanlış bir zamandı, bilseydim bu kadar kalabalık ve en dedikoducuların olduğu zamanda ölsem girmezdim.

"Günaydın." dedi yengem.

"Günaydın." dedim ağzımın kenarıyla. Günaydın deyişi bile rahatsız ediciydi.

"Ne yaptı seninki?" diye sordu aynı değişik ifadesiyle.

Suyumu doldururken sık sık kendime sakin olmam gerektiğini telkinliyordum. Derin bir nefes aldım ve itici bir şekilde gülümsedim.

"Uyuyor yenge."

"Ha seninki olduğunu kabul ediyorsun yani?" dediğinde yanındaki kuzenim ve diğer yengem güldü.

Sakin birisi maalesef ki değildim. Rahatsız olduğum zaman susmak gibi huyum da yoktu.
"Neye gülüyorsunuz?" dedim sert bir sesle.

"Hiç canım. Öyle garip geldi sadece. Madem kavuşacaktınız ne diye abi kardeş rolüne yattınız?"

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Dişlerimi sımsıkı birbirine kenetledim ana yine de belli etmemeye çalıştım sinirden kudurduğumu.

"Yenge senin kocan aynı zamanda kuzenin sen ne anlatıyorsun Allah aşkına ya? Ben en azından Baran'a ilk gelişinde etrafın teşviğiyle ileriyi düşünmeden abi dedim. Sen abi demek zorunda olduğun bir adamla evlisin sence bana laf söyleyebilir misin?" dedim sırıtarak.

Yüzü kıpkırmızı kesildi.

Kuzenime döndüm.
"Senin ne haltlar yediğini bir ben bir sen bir de Allah biliyor sen zaten o çeneni kapat. Benim canımı sıkma. Senin gülmen bile beni delirtiyor. Yatma şimdi masum ayaklarına."

"Sen? Sen kimdin ya? Bilmem kaçıncı kuzenimin kuma getirmeyi düşündüğü eşi falan mı? İsmini bile zor hatırlıyorum ben senin, sen beni eleştirecek konumda mısın?" dedim yengeme bakarak. Yenge diyordum ama gerçekten çok nadir yüzünü gördüğüm birisiydi kendisi.

"Terbiyesiz. Sen ne çirkef bir şeysin ya utanmıyor musun iftira atmaya? Geri zekalı mısın be sen?" diye bağırdı kuzenim ayağa fırlarken. Diğer ikisi de ayıplayacak şekilde bir şeyler söylüyordu ama kuzenim bağırdığı için sesi diğerlerinden önce ulaştı bana.

Elimdeki yarısını içtiğim suyu hiç çekinmeden yüzüne fırlattığımda etraftakiler şaşkınlıkla tepkiler verirken kendisi şok olmuştu.
"Değil yarım bardak su, seni günah çıkarma ayinine soksak sen yine temizlenmezsin. Benim yaptığımda seni uzaktan yakından ilgilendiren bir şey yok, ben sevdim benim sevgilim de beni sevdi. Sizin bizi ne olarak gördüğünüz de şeyimin kenarında bile değil."

Sözlerimden sonra mutfaktaki Semra Teyze elimi tuttu.
"Hşş annem tamam."

"Seni-" üzerime yürüyeceği esnada içeriye en büyük halam girdi.

En büyük diye özellikle söylüyordum çünkü kardeşlerinin arasında da en büyük oydu ve Allah en gecinden versin babaanneme bir şey olursa yerini o alacaktı. Beni çok severdi. Pek sıcak bir insan değildi ama beni sevdiğini gözlerinden anlıyordum.

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now