yirmi yedi

8.7K 722 361
                                    

Yazardan,

Sırtını evin duvarına yaslamış sigarasının izmaritini ayakkabısının ucuyla ezen Fırat derin bir nefes verip üzerindeki polo yaka tişörtün yakalarını düzeltti. Baran yanında arabaya yaslanmış duruyordu. Gidip geldiğinden beri durgun oluşu Fırat'ın gözünden kaçmamıştı ancak aralarındaki iletişim birisi bir şey anlatmadan hiçbir şey sormamaya dayalı olduğundan bir şey diyemiyordu.

"Ben Karaca'nın yanına gidiyorum."

Başını salladı.

"Gelmeyecek misin?" dedi şaşkınlığını gizlemeyerek. Kesinlikle Karaca'nın uyarılacağı en ufak konuda bile Baran Fırat'tan önce uyarmak için giderdi çünkü Fırat uyardığında Karaca hem dinlemiyor hem de tartışıyorlardı.

Baran kollarını birbirine geçirirken başını havaya kaldırdı.
"Yok."

"Hayırdır niye?" dedi kaşlarını çatarak.

Birkaç saniye cevap vermekte gecikip tekrar göz teması kurdu Fırat'la.
"İkimiz birden üstüne gitmiş gibi olmayalım."

Garipsedi Fırat. Normalde en ufak konuları bile beraber tartışırlardı ancak Baran Karaca'yı öz abisi olmamasına rağmen kendisinden iyi tanıdığından belki de bu durumda da kendisinin düşünemediği bir şeyi düşünüyor olabilirdi.

"İyi." diyerek içeriye girdi.

Karaca'nın odasına girerken kendine sık sık sakin olması gerektiğini hatırlatıyor ama başarılı olamıyordu. Bir kansızın çıkıp kardeşini kendisinden ayırabileceği ihtimali tüm sinir sistemini bozuyordu. Hele de o kişi aynı mahallede büyüdüğü ve arkadaş olduğu birisiyse... Yine de her ne kadar belli etmese de o da Karaca'nın mutluluğunu istiyordu ancak bu konuda Yusuf'a güvenip güvenmemesi gerektiğini kestiremiyordu.

"Hasbinallah. Allah'ım sen bana sabır ver, karşımdaki mala da akıl ver." diye mırıldanıp odasının kapısını çalmadan açtı.

Karaca kulaklıkları takılı, yatağa yüzüstü uzanmış yine dinlediği Fırat'a göre antin kuntin olan yabancı şarkılardan birisini söyleyip elindeki buzlu kahvenin buzlarıyla oynuyordu.

"Hşş, hop! diye bağırdı.

O bağırana kadar Karaca fark etmemişti abisini. Sırtının üzerinden ona bakıp göz devirerek önüne döndü.

"Ne var?"

"Kapat şunu."

"Abi Allah için çık odamdan ya."

"Kapat lan bir şey konuşacağım."

Oflayarak tabletini kapattı ve bağdaş kurarak abisine döndü.
"Evet başla abi. Niye Yusuf'un arabasındaydım? Ne işim var o adamla? Allah bizi kahretsin! Ben niye onunla konuşuyorum? Niye senden gizliyorum? Niye yalan söylüyorum? Anlat hadi hızlı anlat. Ne söylersem söyleyeyim kendi bildiğini okuyacaksın zaten. Kendi hissettiklerine inanacaksın." dedi yüzündeki yarım gülümsemeyle.

Fırat burnunu çekip söylediği hiçbir şeyi kâle almadan başını başka yöne çevirdi.
"İstiyorsan eğer, hakkında bazı araştırmalar yapmam şartıyla sizi rahat bırakırım." dedi.

Karaca kaşlarını çattı.
"Ne?"

"Dır dır dır başımın etini yedin itin biri için. Madem bir şeyler var bari düzgünce söyle biz de ona göre bakalım yolumuza."

Derin bir nefes verdi Karaca. Şok olmuştu. Abisinin kafasına ya taş düşmüştü ya da Esra yenge gerçekten sözleriyle etkilemişti onu. Ne olursa olsun bu gelişme onu mutlu ettiğinden onunla bu konuda uğraşıp dalga geçerek kızdırmak istemedi.

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now