yirmi altı

8.9K 760 381
                                    

O gece benim için çok zor sabah oldu ancak güneş ışıkları gözlerime çarptığında benim için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına yemin etmiştim.

Aşkı hep her şeyden üstün tutmuş korkularımı, çıkarlarımı, gururumu ve kimi zaman ailemi bile onun arkasına koymuştum. Öylesine derin bir duyguydu ki insana her şeyi yaptırabilirdi, biliyordum. Ancak bazen insan öyle bir noktaya geliyordu ki aşkın bile halledemeyeceği durumlar oluyordu. Kendimi bildim bileli aynada gördüğüm çocuk benim için her şeyden değerli olmuştu ancak benim boynum bile bir tek ona eğiliyordu.

Bu saatten sonra eğilmeyecekti.

İnsanın çekip gitmekten başka çaresi kalmayabiliyordu ve iki yıl önceki bana bunu söyleseydiniz bunu sevgisizliğe bağlardım ancak insan bazen severken de giderdi. Yalnızca ben bunu yeni öğreniyordum. İnsanın koparıp atamadığı bağları olurdu ancak içindeki çocuğu incittiğinde o bağları koparamıyorsa inceltmesini bilmeliydi. Aşk, aile, arkadaşlık güzel kavramlardı. Gerektiğinde kendinizden taviz vermenizin gayet yerinde olacağı durumlardı fakat hepimiz insandık ve bazen çıkarlarımızı düşünmek zorunda olduğumuz bir nokta elbette oluyordu.

İçimde kızdım, ağladım, güldüm ancak en sonunda kendimle baş başa kaldığımda yıllarca bana karşı hiçbir şey hissettiremediğim bir adamı ne nazla ne cilveyle kendime aşık edemeyeceğimi anladım. Odaya girerken düşündüğüm şey onu nasıl baştan çıkarabileceğimken uzun uzun düşünüp bir insanın sevgisine muhtaç gibi davranarak değil gururumu, tüm benliğimi inciteceğimi biliyordum. Bu kararı bir gecede vermiş gibi dursam da yıllarca hep bu anı, beni öğrendiği zamanı, hayal ettiğimden ne yapmam gerektiğini çok önceden düşünmüştüm ancak eyleme dökmek ağır gelmişti. Kendi içimdeki hesaplaşmadan sonra çıkacağım yolu anladığımda kalbim acımıştı. Kolay değildi yıllarca sevdiğim, hep burnumun dibinde olacak olan adamı bir gecede silmeye kalkmak. Aşkı sevgiyi bir kenara bıraktıktan sonra bile Baran benim hep ailem olmuştu. Hep yuvam olmuştu ve biliyordum ki şimdi her ne kadar aramızı açtığım için bana kızgın olsa da ihtiyacım olduğunda başımda belirecekti.

Ancak artık ben o başımda belirsin diye ihtiyacım olduğunu gösterir miydim kestiremiyordum.

Verdiğim karardan sonra onu bir süre daha görmemenin bana iyi geleceğini düşünüp evden gitmeye hazırlanıyordum ki onun gibi kaçmak yerine her şeyle yüzleşmenin daha sağlıklı olduğunu fark ettim. Hep gözünün önünde olacak, yanında oturacak ve onunla gerektiğinde konuşacaktım ancak o benim sesimi bile özleyecekti. Bunu ona ceza olsun diye yapmıyordum. Sonuçta kimse seveceği insanı seçemezdi ve benim de onu beni sevmediği için suçlamaya hakkım yoktu. Benim kızdığım şey sindiremediği için bana dil uzatmaya kalkmasıydı. Ben onu cezalandırmak değil, artık kendimi ödüllendirmek istiyordum.

Belki çok yıpranacak, yorulacaktım ama ondan uzak duracaktım. Onu unutmayı deneyecektim ama bu konuda kendime diğer konularda olduğu kadar rahatça söz veremiyordum. Zaten istesem de yapamazdım. Her şeyden öte tekrar ve tekrar kendime de söylediğim gibi o benim ailemdi. Onu öylece silip atamazdım.

Bu, son uykusuz gecemdi. Bundan sonra gitgide daha güzel uykulara yatacaktım.

Tek sorun geceden beri kalbimde büyük bir boşluk hissetmemdi. Benim için öyle farklı bir noktada ve öylesine kalbimdeydi ki yok olmasını istemek bir anlığına tüm kalbimi almışlar gibi hissettirmişti. Çok rahatsız edici bir histi. Acı çeksem oturur ağlar, sinirlensem kapı pencere kırardım ancak o kalpteki boşluk diğerleri gibi değildi. Hep içerideydi ancak arada bir o boşluk yer değiştirir gibi oluyor ve daha büyük bir huzursuzluk veriyordu.

Bunlar da geçecekti, inanıyordum. İnanmaktan başka tek bir yol vardı o da benim yarınımı göremememle bitiyordu.

Kahvaltı için odamdan çıktığımda 1 haftadır garip bir durgunluğa sahip olmama şaşıran ev ahalisi eski beni karşılarında gördüğünde belli etmeseler de sevinmişlerdi. Mutlu bir Karaca herkese mutluluk getirirdi. Yemek masasına oturmadan önce dedemle babaannemin bugün babaannem rahatsız olduğu için gelmediğini duyunca daha yerime oturmadan koşarak babaannemle dedemin yanına gittim. Kapıyı tıklattım ancak endişelendiğim için gel demelerini beklemeden içeri girdim. Sessizce kahvaltı yapıyorlardı. Babaannem yatakta, dedem koltuktaydı.

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now