on dokuz

10.1K 747 196
                                    

Kahvaltı masasında masanın altından ayağımı sallayarak diğer insanlardan gelen çatal bıçak sesini dinlerken oldukça sakindim ve tatilden zevk alıyordum. Karşı taraftaki sürekli bakan çocuğun bakıyor olması bile sinirlerimi bozmamıştı. Bugün gerçekten iyi hissediyordum. Birazdan denize girecek, mümkünse sahil barından birkaç kokteyl deneyecektim. Sonra güneşlenecek, beyaz tenimi kat kat sürdüğüm güneş kremimle esmerleştirmeye çalışacak ve en sonunda da geceyi arkadaşlarımla bir klüpte kapatacaktım. Şimdiden kafamda kıyafet kombinliyordum.

"Ne giyeceksiniz akşam?" diye sordum ortaya. Abimler yine sigaraya çıkmışlardı. Selim çenesini kaşıdı.

"Siyah deri şort ve beyaz kısa kollu gömlek diye düşünüyorum ben ya. Bilmiyorum."

"Ben de etek mi giysem diye düşünüyorum."

"Hangisi?"

"Siyah olan."

"Hayır onu son gün giy. Son gün sizi süper bir yere götüreceğim. En son Boran'la gelmiştik. Efsaneydi."

"O hangisiydi?" dedi Ebrar.

"Zengin mavi gözlü olan."

"İyi ki ihtimalleri kısıtladın şimdi yaklaşık 53 mavi gözlü zengin flörtlerini düşüneceğim." dediğinde hepimiz kahkaha attık.

"Kot tulumunu giy bence sen."

"Tamamdır."

Abimle göz göze geldiğimizde ufak bir baş hareketiyle gideceğimizi belirtince ayağa kalktım. Çantamı toplarken o çocuğun gözlerini üzerimde hissedince başımı kaldırmak zorunda kaldım. Öyle bir bakıyordu ki ister istemez gözüm bakışlarına kilitleniyordu. Hafifçe tebessüm ettiğinde başımı çevirdim. Kalbimde biri varken geri gülümsersem eğer bu yeşil ışık yakıp duygu sömürmek olurdu. Kimseyi aldatmaya gerek yoktu.

O bilmeden ne çok gözü umursamamış, ne çok gülüşe kayıtsız kalmıştım saymayı bırakmıştım.

————

Saçlarımı sertleştiren tuzlu suyu güzel bir duşla arındırdıktan sonra Baran içeriye girmişti. Onun arkasından bakarken duştan sonra yapacağım şeyi düşünüp kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Sanırım ona yeteri kadar abi demiştim.

Heyecandan kalbim boğazımda atarken nefesimi tutmuş bile olabilirdim. Zar zor kurulanıp üstüme tulumumu geçirmiştim. Aynadan kıyafetlerime bakarken banyodan çıktı. Yine altında beyaz bir havlu vardı. Denizde üst kısmını yeterince çıplak gördüğümden her ne kadar bu görüntüye alışsam da her gördüğümde heyecanlanmama engel olamıyordum. O benim zihnimde her şeyiyle öyle kusursuzdu ki iç çekmemek elde değildi. Uzun bir süre onu izlediğimi bana doğru dönünce anlamıştım. Omzunun üstünden yüzüme baktı ciddi bir ifadeyle.

"Sırf size sahip çıkmak için geliyorum Karaca, tatildeyiz canın sıkılmasın diye çok bir şey demek istemiyorum ama hiç tasvip ettiğim yerler değil haberin olsun." dediğinde yutkunup omuz silktim.

"Tatildeyiz diye biz de gidiyoruz zaten. Sence de bazen gevşemek gerekmiyor mu?"

Tek kaşımı kaldırarak konuşurken komodinin üstünde duran sigara paketini aldı. Bir dalı dudaklarının arasında tutuştururken gözleri kısıktı ve bu haliyle beni nasıl da etkilediğinden bihaberdi.

"Sevmiyorum ben öyle ortamları oğlum. Allah'ıma başım ağrıyor."

Kıkırdayarak odadaki uzun koltuğa oturdum.

"Dansa kaptır kendini şekerim, öyle çekilir o ortamlar."

Alaylı sözüme karşılık o da alayla gülümsedi.

Nazende (bxb)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن