dokuz

10.4K 773 323
                                    

Dün gece eve geldikten sonra Serhat Abi beni hiç onlara göstermeden odama sokmuş, Baran eğer biz gidene kadar yazmadıysa yazmaması için çabalayacağına söz vermişti. Bunu yaparken bana çok kızmıştı çünkü bir yandan Baran'ın mutluluğu, bir yandan da benim mutluluğum söz konusuydu. Nasıl ağlayıp dert yandıysam artık arada kalsa bile karar verebilmişti.

Gece boyunca yazıp yazmadığını düşünmekten gözüme bir damla uyku girmemişti. Yatağın içinde dört dönmüş, gidip soramayışımın telaşıyla daha da paniklemiştim.

Nihayet sabah olduğundaysa işe gittiklerinden yine öğrenememiştim. Arasam aşırı saçma duracaktı. Serhat Abi de Esra yengeyi için havaalanına gittiğinden aramak istemiyordum. Yengemi birkaç kez fotoğrafta görmüştüm ancak yüzyüze görüşmemiştik henüz. Tatlı birine benziyordu.

Rojin bugün dayısına gittiğinden konakta arkadaşım kalmamıştı. Kız ve erkek kuzenlerimle eskisi kadar görüşmüyordum. Büyüyünce her ne kadar aynı evin içinde olsak bile ister istemez çocukluğumuza göre uzaklaşmıştık. Halbuki daha dün gibi bu avluda kavga edişimi hatırlıyordum...

14 yıl önce, Mardin;

"Said defol git!" diye bağırdım avazım çıktığı kadar.

Öyle salak bir çocuktu ki artık her ne kadar kız kuzenlerimle ortamıza alıp dövsek bile akıllanmıyordu. Yanlışlıkla dayak arsızı etmiştik çocuğu.

Kahkahalar atıp elindeki topu yüzüme doğru fırlattı.
"Tamam lan bebek ağlama."

Öfkeyle bağırdım. Küçük ayaklarımı sertçe yere vurdum. Üstümdeki siyah şort ve beyaz düz tişört bende çok sevimli duruyordu. Bir de ışıklı ayakkabılarım! Yere her vurduğumda ışıkları yanıyordu ve bunun dünyanın en havalı şeyi olduğuna neredeyse emindim.

Berivan oflayıp elimi çekiştirdi.
"Dellenme. Boş ver deliyi zırlasın hadi sen ebeyi seç."

"Ben de oynayacağım!" diye bağırdı Said.

Boyu benden uzun olduğundan saçına ulaşmam biraz zıplamamı gerektirse bile siyah tutamları sıkıca kavrayıp ayran çalkalar gibi kafasını hızlıca salladım.
"Hayır!"

"Ne oynuyorsunuz lan?" Abim elleri cebinde merdivenlerden göründüğünde benim Said'in saçına yapışmış olduğumu fark edip koşarak yanımıza geldi. Baran da arkasından belirmişti.

Hızlıca beni kucakladı.
"Ne yapıyorsun yine deli?"

Hırstan gözlerim dolmuştu.
"Eğer bir daha bizim oyunumuzu bozarsa bu çocuğu vururum."

Abim beni yere bıraktığında gözlerimi silip Baran'ın üzerine koştum. Artık 6 yaşındaydım ama bu, beni kucaklamasına engel değildi. Zaten ufak tefek bir şey olduğumu söylüyordu hep.

"Yine ne yaptı sana?" dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle.

Küçük elimi yumuşak yanağına koydum. Kulağına doğru usulca eğildim.
"Hep bize karışıyor."

Güldü. Omzundaki elimin hareket etmesinden anlamıştım.
"Ne yapıp da karıştı?"

"Ben onun gibi tabancayla oynamıyorum diye bana kız diyor. Ben kız değilim! Sadece evcilik oynamayı daha çok seviyorum." dedim usulca. Birazdan ona şımaracağım için gözlerimi bilerek dolduruyordum.

Geri çekilip dolu gözlerime baktı. Yüzünde sıcak bit tebessüm vardı.
"Sana kurban olurum. O tabancayı bir dahakine ona saplayayım da görsün o."

Nazende (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin