Gözler Yalan Söylemez | Texting

Özel Bölüm

Özel Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

1. KISIM:

"Ula aç şuradan bir horon!"

Ramo'nun büyük bir hevesle istekte bulunmasından saniyeler sonra müzik girdiğinde Ramo; adeta koptu, "Aaaaaaaahhhh!" Diye bağırarak Özkan'ı yanına çekti, hunharca horon tepmeye başladı.

Düğünümdeydik.

Yıllarca abimin, onun bunun düğününde oynayıp pasta yemek zevkliydi ama iş kendine gelince garipliklerin içinde kayboluyordun çünkü onlarca, yüzlerce kişinin senin için toplandığını bilmek garipti, oysa söz kesilirken var olan heyecanımı hiçbir şeyin geçemeyeceğini zannetmiştim ama anlaşılan büyük yanılmıştım.

Abim, düğün yaklaştıkça Özkan'dan horon dersleri aldığı için büyük bir özgüvenle Ramo ve Özkan'ın arasına girdi, onlar gibi horon tepmeye çalıştı ama ne hızlarına ne de tecrübelerine yetişemedi, zorlanınca tam çıkacaktı ki Berat ve Akif, iki taraftan abimin eline girdi, horonun adeta nevrini döndürerek horon tepmeye başladılar.

Özkan'ın anne ve babası; durmadı, onlar da araya kaynayıp bu horona eşlik etti ve hatta Fatma nine bile bastonuyla birlikte ayaklandı, Ordu'dan gelen misafirlerimiz de onlara katıldı, ortam saniyeler içinde değişti ve bilen bilmeyen herkes hunharca horon tepmeye başladı.

Nikah masamda gülerek onları izlerken Özkan bir anda horondan çıkıp yanıma geldi, elimi tuttuğu gibi kabarık gelinliğimi umursamadan, dikkat etmeden beni ayağa kaldırdı ve horon tepen kalabalığın tam karşısında benimle horon oynamaya çalıştı ama bu işe o kadar beceriksiz ve ilgisizdim ki beceremedim, yine de olduğum yerde gülerek tepinip Özkan'a uyum sağlamaya çalıştım ve ne Özkan, ne de diğerleri bunu garipsemedi; yanımıza gelen Ecrin de bize katılıp beni örnek alarak zıplamaya başladı.

Müzik bir anda değişti, şarkıcıların yanından gelen babamla bu istekte onun bulunduğu belli olurken az sonra ortama toycular şarkısı eşlik etti, horon oynayanlar bile hiç yadırgamadam bu defa toyculara uyum sağladı ve herkes omuz omuza atıp neşeyle oynamaya, coşmaya başladı; buna bir omzuma abim, diğer omzuma Özkan'ın attığı kollar da dahildi. Seda da gelip bize katıldı, Berat, Akif, Katherina ve Ramo da aramıza geldiğinde dakikalar boyu toycular eşliğinde zıplayıp oynadık, kahkahalarımız neredeyse düğün salonundaki müziği bile bastırdı.

Derken, Seda'nın babasının şarkıcıların yanından ayrılmasıyla Doğu yöresine ait üç ayak halayının müziği duyuldu, kimse yine bunu da umursamadı, bu defa üç ayak moduna geçip halaya tutuldu, adeta bukalemun gibi her şeye uyum sağladık, az sonra çalınan şemmameyi bile lisede sınıftan öğrendiğim kadarıyla oynadım, herkes o kadar coşmuştu ki kültür karmaşalarını zerre takmadı, bir gecede güzel ülkemin tüm yöresini doya doya yaşadık, tüm kurtlarımızı döktük.

Gecenin sonunu erik dalıyla kapattık.

Özkan'ın alnına bağladığı siyah kravatı ve üzerinden attığı siyah ceketi beni güldürürken karşılıklı olarak döktürmeye, alkışların eşliğinde misketi oynamaya başladık. Abimler bu anda da bizi yalnız bırakmadı, Akif gelip 200 lirayı diliyle yalayarak Özkan'ın alnına yapıştırırken Özkan, abimin göğsüne başını yaslayıp dansöz gibi kıvırdı, adeta kendinden geçmişcesine oynadı.