5.7

6.1K 322 28
                                    

57. Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

Sabah gerçekten de Özkan yolcusu kalmasın adlı alarmın sesiyle uyandım, altıma geniş paça bir kot pantolonla üzerime askılı, ince bluzumu giydiğimde sabahın solgunluğunu atmak amaçlı fazla belli etmeyecek bir makyaj yaptım ve kısa saçlarımı da taradım, telefonumu cebime atıp adeta seke seke odamdan çıktım ve çıkar çıkmaz da annemi yeni uyanmış bir vaziyette esneyerek odasından çıkarken gördüm.

Annem, beni görmesiyle koridorda durdu, üzerimi baştan aşağı süzüp gözlerimde durdu ve, "Dudu," dedi sakin ama şaşkın sesiyle. "Sen ne zaman uyandın da böyle hazırlandın?"

"Seda'ya gideceğim," diye bir kronik yalan salladım bu hevesli hâlimin altında yatan gerçek sebebi annemin anlamaması adına. "Dün bana bir şey vermişti de, onu geri götüreceğim. Kalkmışken de Özkan'lara gitmek için giyineyim dedim."

Annem uyku sersemliğinden mi yoksa özele saygı duyduğundan mı anlamadığım bir şekilde Seda'nın verdiği şeyi sorgulamadan söylediklerime inanarak başını salladı, "Bizi bekleme, Seda'dan sonra git Özkan'lara," dedi. "Abinle baban uyanmadı daha, Meltem'e biraz yardım edersin, kadın zaten dün yoldan geldi, çok yorulmasın."

Kâhin Özkan.

"Olur," dedim sesimden gülme isteğimi bastırdığım okunmazken. "Doğru söylüyorsun, çok şey olmasın kadın." Annem mutfağa yürürken ben de onunla birlikte dış kapıya gittim, ayakkabılarımı ayakkabılıktan alıp, "Siz de çok geç gelmeyin, utanırım," diye bir yalan salladığımda annem adeta he he dercesine bir kafa hareketiyle beni onaylarken evden çıkıp kapının önünde ayakkabılarımı hızla ayağıma geçirdim, yaz sabahının o güzel kokusunu içime doya doya çekerek hızlı adımlarla sokağa çıktım ve Özkan'lara doğru yürüdüm.

Hayaller kurarak defalarca bile isteye önünden geçip gittiğim o eve, şimdi seke seke, hayallerime kavuşmuş bir şekilde sevdiğim adama sımsıkı sarılmak için gidiyordum.

Çok geçmeden evlerinin önünde belirdim. Evleri bizimki gibi tek katlı, bahçeli bir evdi, üç yıl önce bu mahalleye taşındıklarında bu evi satın alarak yerleşmişlerdi, yani kendi evleriydi ve bu da bana güven veriyordu çünkü ikimiz de mahallede kalıcıydık.

Özkan'ların bahçedeki masaya kurulmuş kahvaltıyı gördüğümde Meltem teyzenin benden de hızlı olduğunu anlarken Orhan amcayla Meltem teyze, ellerinde kahvaltılıkla evden bahçeye çıktı, ben de o esnada bahçeye girdim ve ikisinin de bakışları beni buldu, samimiyetle kocaman gülümsediler.

"Hoş geldin, güzel kızım," dedi Meltem teyze tatlı tatlı.

"Hoş geldin, kızım," dedi Orhan amca da elindeki kahvaltılıkları masaya bırakırken.

Şanslıydım.

"Siz de hoş geldiniz," dedim Ordu'yu kast edip gülümseyerek. Meltem teyzeye döndüm, "Annem yardım için gönderdi," dedim oldukça ideal bir gelin adayı taklidi yaparak. "Birazdan onlar da gelir."

"Yardım edilecek bir şey yok ama Özkan hâlâ uyanmadı," dedi Meltem teyze, hiç teklemeden. Bir an için onu Özkan'ın kodladığını düşünmedim desem yalan olurdu ama Meltem teyzenin mimikleri gayet samimiydi, kodlanmış gibi değildi. "Ne yaptıysam uyanmadı, seni görürse babanların da geldiğini sanıp uyanır. Gidip onu uyandırabilir misin?"

"Tabii," dedim ömrüm boyunca bu teklifi bekliyormuşum gibi hevesle atılarak. "Hangi tarafta odası?"

"Hemen koridorun solunda," dedi Meltem teyze, eliyle evi işaret ederek. "İlk oda, zaten kapısının kapalı olduğundan anlarsın."

Gözler Yalan Söylemez | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin