0.9

12.1K 581 56
                                    

9. Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

Akşama doğru çalan kapı ziliyle hızla masamın başından kalktım, dürbünden bakma gereği duymadan kapıyı açtığımda karşımda annem belirirken eş zamanlı olarak abimin odasından Özkan'ın sevinç çığlığı geldi.

Annem, içeriye girdi, terliklerini giyip kapıyı kapatırken ben de elindeki poşetleri mutfağa, tezgahın üzerine koydum.

"Yediniz mi bir şeyler?" Diye sordu annem.

Yememiştik. Özkan geldiğinden beridir sadece onlara limonata verip odama geçmiş ve ders çalışmıştım ama acıkmadım desem yalan olurdu. "Yemedik," dedim. "Özkan geldiğinden beri abimler odadan çıkmadı, ben de ders çalışıyordum."

"Kız nasıl yemediniz?" Dedi annem, sesini yükseltmeden kızar gibi. "Dolapta yemek vardı, ısıtıp yeseydiniz ya. Çocuk da aç açına kaldı bu saate kadar."

Annem, söylene söylene mutfaktan çıkıp abimlerin yanına giderken ben de onu takip ettim. "Özkan," dedi annem, kapının ağzında durup. "Hoş geldin, oğlum."

Özkan, hızla ayağa kalktı, saygılı bir şekilde ellerini önünde bağlayıp, "Hoş buldum, Gül teyze," dedi.

"Lan gol attım!" Diye heyecanla bağıran abim, Özkan'ın ayağa kalkması fırsatını kaçırmadı, ardından neşe dolu bir kahkaha attı ve Özkan, adeta söver gibi bir ona bir ekrana baktı.

"Ben hemen size bir şeyler hazırlayayım," dedi annem, hemen sonra bana onaylamaz bir bakış attı. "Bu deli kız dolaptaki yemekleri ısıtıp yedirmeyi unutmuş."

"Zahmet etmeseydiniz," diyen Özkan'ın sesiyle annem kapının ağzından çıkarken, "Abim ısıtsaydı," diye seslendim anneme, tabii annem beni duymadan mutfağa gitmişti bile.

Özkan, uslu uslu abimin yanına oturdu, abim; sözümle ters ters bana baktı, "Her halta beni karıştırmak zorunda mısın?" Diye sordu. "Oyun oynuyorduk, aklımıza gelmedi, bayan çok bilmiş. Kimsenin kız kısmı bize iş yapar dediği yok."

Abim, bu takıntımı çok iyi bildiği için beni alaya alıyordu, o sırada, "Aaa," dedi Özkan da, komik ve eğlenen bir sesle. "Benim için kavga etmeyin, ayrıca bayan değil, kadın, Alazcığım."

Abim, hâlâ sehpanın üzerinde duran damla çikolatalardan bir avuç alıp Özkan'ın suratına adeta fırlattı, saatlerdir bu odada olduğu için çikolatalar erimişken abimin eli çikolataya bulandı ama buna aldırış etmeden, "Sus lan," dedi Özkan'a, Özkan ise zevkli bir kahkaha attı. "Kadın çok bilmiş uymuyor herhalde."

"Anneme söyleyeceğim," dedim hızla, sinir eder gibi. İkisi de bana döndü, "Ney?" Dedi abim. Çenemle abimin avucundaki erimiş çikolatayı ve hâlâ Özkan'ın üzerinde duran birkaç damla çikolatasını gösterdim. "Evi kirlettin."

"Sen insanı harbi yaşlandırırsın ha," dedi Özkan, alaylı bir sesle bana bakarak yüzüme yüzüme. "Ben de seni sessiz biliyordum, sen çok gıcık bir şeymişsin."

"Sensin gıcık," dedim bir anda, hiç beklemeden istemsiz bir savunmayla.

Özkan, teesüf eder gibi baktı, cıkladı, abim; keyifle güldü, "Sessizden kork diye boşuna dememişler," dedi.

Özkan'la asla öyle uzun uzadıya sohbetlerimiz olmamıştı, sadece bize gelip gittiğinde ya da mahallede karşılaştığımızda selamlaşırdık ama tabii çoğu zaman yüzüne bile bakmaz, sorduğu gayet normal sorulara cevap verme yetimi kaybederdim ama anonim olarak ona yazıp konuştuktan sonra mı böyle oldu, bilmiyorum; bugün yanında çekinmemiştim, keza o da öyle ve biliyordum ki bu benden kaynaklıydı, çünkü onun yanında ilk defa abimle didişiyordum, bu yönümü yeni gördüğü için hâliyle o da takılıyordu.

Gözler Yalan Söylemez | TextingWhere stories live. Discover now