3.7

9.1K 447 32
                                    

37. Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

"Lan biz nereye gidiyoruz?" Diye bir serzenişte bulunan abim, aniden durup dizlerinin üzerine eğildi, soluklandı. Özkan'la aynı anda durup abime döndüğümüzde abim, bakışlarını Özkan'a kaldırdı. "Küfür ettirme bana, Özkan," dedi sert ama sakin sesiyle. "Hangi bok yoluna götürüyorsun bizi?"

Bu serzenişine içten içe hak verdim çünkü fındık tarlasından ayrıldıktan sonra Özkan, sözde bizi hava almaya, eğlenmeye götürüyordu ama ormanın ortasındaydık ve dakikalardır hiç durmadan yürümekten başka bir şey yapmıyorduk.

"Ya doğal ortam işte," dedi Özkan, ardından kollarını iki yana açtı ve gökyüzüne dönüp bizi inandırmak ister gibi derin bir nefes çekti içine. "Mis gibi hava, doğal güzellikler." Bir anda pozitif havasından çıktı, havadaki ellerinden biriyle beni gösterirken abime, "Dudu'nun yanında seni nereye götürebilirim?" Diye sordu. "Ortak bir paydada buluşup geziyoruz işte."

Bu cümleyle ellerimi belimin iki yanına koydum, Özkan'a döndüm abimle o da bana dönerken. "Ben olmasaydım nereye götürecektin?" Diye sordum. "Ben size engel mi oluyorum? Beni bir yerde bırakın, siz alemlere gidin o zaman."

"Öyle bir şey söylemedim," dedi Özkan, hemen savunmaya geçerek. "Hani Alaz burayı beğenmiyor ya, ondan söylüyorum. Yoksa benim alemle falan ne işim olur?"

Abim doğruldu, "Beni delirtme, Özkan," dedi korkutucu bir sakinlikle. "Ben sana illa karıya mı gidelim diyorum?" Ani yükselişinden sonra yeni fark eder gibi bana yöneldi bakışları, hemen ardından, "Kızın yanında beni konuşturuyor," diye homurdandı. "Dağ başında niye geziyoruz biz?! Başlarım doğal ortamına. Lan çarşıya götür, iki süt mısır yiyelim, vallahi ona da razıyım."

Daha önce karıya gitmişler miydi?

Bu soru kafamda dönüp dolaşırken, "Tamam ya," dedi Özkan, abime; bıkkın bir sesle. Bir yandan da ilerlemeye başladı, tam önden gidiyor, "Yürüyün, çıkalım şu orma-" diyordu ki, aniden arka tarafımızdan gelen boğuk bir sesle Özkan'ın adımları da durdu, sesi de kesildi. Özkan'ın sırtını izleyen gözlerimi korkuyla kırpıştırdım, içten içe telaşlanmaya başlayıp kalbim hızlanırken Özkan ve abimle aynı anda omzumun üzerinden arkama döndüm, üç metre kadar uzağımızdaki boz ayıyla göz göze geldiğimizde nefesimin kesildiğini hissederken Özkan ve abimle aynı anda çığlığı bastım, korku dolu seslerimiz birbirine karıştı.

Ayı, bir kez daha bağırdı, bu noktada dizlerim bile titremeye başlarken abim ve Özkan'ın ışık hızında hareketlendiğini gördüm, onlarla birlikte koşmak amaçlı titreyen bacaklarımı hareketlendirmeye çalışırken o ikisi o kadar hızlı koşmaya başladı ki hızlarına yetişemedim, o esnada ayı bir kez daha bağırdı.

"Abi!" Diye haykırdım nefes nefese şekilde onlara yetişmeye çalışırken. Sonunda farkıma vardılar, ikisi de aynı anda durup arkaya döndüklerinde ayaklarımı popoma vura vura koşan beni görürken aynı anda da hareketlenip bana geldiler ve ortada buluşmamızla Özkan, abimden önce davranıp beni kucakladı, aramızda iki metre kadar kalmış ayıyı, Özkan'ın kucağında olduğum için net bir şekilde görürken kollarımla sıkıca Özkan'ın boynuna sarıldım, Özkan ve abim yine ışık hızında koşmaya başladı ve bu defa neyse ki ben de onlarla birlikteydim.

"İzzetine sokayım, Özkan!" Diye bağıran abim, benim gibi bir yükü olmadığı için daha ilerideyken Özkan, kucağında olduğum için biraz daha yavaştı.

Gözler Yalan Söylemez | TextingWhere stories live. Discover now