PRIVATE TEACHER || J.JK

Bởi heartbreakergenius

409K 15.5K 14.8K

"Üzerindeki üniforma benim yatak odamın zemininde daha iyi durabilir." - Yazarından izin alınarak çevirilmişt... Xem Thêm

x FOREPLAY x
Bölüm 1 | Derin Bakışlar
Bölüm 2 | Yaklaş Bana
Bölüm 3 | Gözlerini Kaçırma
Bölüm 4 | Farket Beni
Bölüm 5 | Tatlı Dokunuş
Bölüm 6 | Canımı Yakan Sensin
Bölüm 7 | Sebep Olduğun Gözyaşları
Bölüm 8 | Erotik Düşünceler
Bölüm 9 | Acıyor
Bölüm 10 | Nefret
Bölüm 11 | Kötü Sözler
Bölüm 12 | Kısa Etek
Bölüm 13 | Samimiyet
Bölüm 14 | İlk An
Bölüm 15 | Kırmızı İç Çamaşırı
Bölüm 16 | Morluklar
Bölüm 17 | Tadına Bak
Bölüm 18 | Muz [ SMUT ]
Bölüm 19 | Fransız Öpücüğü
Bölüm 20 | Besbelli
Bölüm 21 | Tatlı Muamele
Bölüm 22 | Masum
Bölüm 23 | Ses Kaydı
Bölüm 24 | Vibratör
Bölüm 25 | Tahrik Edici
Bölüm 26 | Saklı Yüz
Bölüm 27 | Bitti
Bölüm 28 | Kabusu Yaşamak
Bölüm 29 | Sıkıca Tut Beni
Bölüm 30 | Yanındayım
Bölüm 31 | Beni Bırakma
Bölüm 32 | Aklımı Kaçırıyorum
Bölüm 33 | Sorumluluk
Bölüm 34 | Cazip
Bölüm 35 | Tekrar Sev Beni
Bölüm 36 | Bitter Çikolata
Bölüm 37 | Uzun Gece
Bölüm 38 | Hocam
Bölüm 40 | Özel Mesajlar
Bölüm 41 | Kontrol
Bölüm 42 | Elimi Tut
Bölüm 43 | Bırakma
Bölüm 44 | Oynak Çift
Bölüm 45 | Tatmin [SMUT]
Bölüm 46 | Sonraki Sabah
Bölüm 47 | Kibirli
Bölüm 48 | Sadık
Bölüm 49 | Her Şeyim [FİNAL]
EKSTRA SMUT

Bölüm 39 | Flörtöz Çocuklar

3.2K 231 130
Bởi heartbreakergenius

"O adam benim kadınıma dil mi uzattı?" Tanıdık bir ses beni beklemediğim bir anda yakalamış, belimde hissettiğim güçlü kolla yutkunmuştum. Büyük ve ışıldayan gözlerine bakmış, derin bir nefes vermiştim. "Beni korkuttun..."

Bir şey söylememiş, elini kalçama indirip hafifçe sıkmıştı. Sonrasında ise eğilip nazik bir şekilde boynumu öpmüştü. "Öğretmenler odasında beni bekle, olur mu?" Ruhumu delen o bakışı tekrar attığında oldukça zayıf hissetmiştim. "Gün sonunda birkaç öğrenciye ders vermem gerekiyor, eve tek başına dönmek zorundasın..."

"Özel ders mi? Benim sana verdiklerim gibi mi?" Bakışları aniden değişmiş, kalçamı tutan eli sıkılaşmıştı. "Evet... Yardıma ihtiyacları olduklarını söylediler ama eğer ciddi olmadıklarını anlarsam bir daha yapmayacağım."

"Kim istiyor ki? Sorduğunda, tanıyor olabileceği öğrencilerin adlarını saymıştım. "Daewoo, Junho, Sunghwan, Taehyun, Jaemin ve Cheonsa."

"Sadece erkekler mi?" Sesindeki kıskançlık hissini farkettiğimde başımı sallamıştım. "Evet..."

"Uh..." derin bir iç çekip endişesini belli etmiş, bakışlarını kaçırmıştı. "Dersimden çıkınca konuşuruz, olur mu?" Gözleri dudaklarıma çıkmış, kendininkileri flörtöz bir şekilde yalamıştı. Başımı salladığımda beni öpmüş, kalbimin teklemesine neden olmuştu. Sessizliğimi korumuş ve baldırlarımda gezinen eline izin vermiştim.

Bedenim cehennemden daha sıcaktı, yandığımı hissedebiliyordum. Aklımı nasıl başımdan alacağını biliyordu.

...

16:05

Çantamı alıp sandalyemden kalkmıştım. "Yarın görüşürüz Y/N," kantinden benimle oldukça vakit geçiren matematik öğretmeni bana gülümsemiş, son dersine gitmeye hazırlanıyordu. Bir saat önce okuldan çıkıp eve gitmem gerekiyordu. "Görüşürüz Chilsung," ona gülümsemiş ve eğilerek selam verdikten sonra onun arkasından kapıya adımlamıştım.

Önce Jungkook'u görmem gerektiği için merdivenleri çıkmış ve onun sınıfına gitmiştim, öğrencilerin çoğu sınıfı terkederken içerideki birkaç kız bana bakıyordu; Jungkook'la olan ilişkim biliniyordu.

İtiraf etmeliyim ki, tekrar bir öğrencisine aşık olabileceğinden korkuyordum, ya da o sürtükler tarafından tuzağa düşürülmesinden. Birkaç saniye sabırlı bir şekilde beklemiştim, sonrasında ise beklediğim beden yanıma gelmişti. "Ah gelmişsin," bana gülümseyip, sınıf boşalınca kapıyı kapamıştı. "Hm, bana ne diyecektin?"

Uzaklaşan öğrencilerine bakmış ve bana yaklaşmıştı, kulağıma eğilip tenlerimizin birbirine değmesini sağlamıştı. "Başka bir yerde konuşalım," kapının kolunu kavrayıp açtığında, arkasından onu takip etmiştim. Olmamamız gereken bir odaya girip kapıyı arkamızdan kitlemişti. "Neler oluyor?"

"O çocuklar, onlara meşgul olduğunu falan söylemelisin," kollarını önünde bağlamıştı. "Onların amacını biliyorum ve istedikleri şeyi onlara vermeni istemiyorum."

"Biliyorum Jungkook... Sadece kötü öğretmen konumuna düşmek istemiyorum, Daewoo biyolojide gerçekten sorun yaşıyor; ya tahmin ettiğin gibi değilse?" Kötümser olmamaya çalışıyordum, belki de Jungkook'un dediği gibi bir amacı vardır; bilemiyordum. "Tahmin ettiğim gibi, biliyorum... Bu yaştaki erkeklerin ne kadar taşkın olduğunu biliyorsun. Benim kız öğrencilerime özel ders verdiğimi düşünsene, rahatsız olmaz mıydın?"

Aniden söylediği şeyle yanağımın içini ısırmıştım. "Ben senin gibi onlara aşık olmam. O yüzden endişelenme. Ben sadece öğretmeye odaklıyım."

"Bir kez aşık oldum, o da sendin; başkası değil. O çocuklar senin vereceğin bilgileri umursamıyorlar. Ben sana özel ders vermeyi teklif ettiğimde, amacım sana yardım etmekti ve biraz yalnız kalmak... İyi bir öğrenci olduğunu biliyordum, benim sana öğreteceğim bir şey olmadığını da... Sadece seninle yalnız kalmak istiyordum," söyledikleriyle tekrar sevildiğimi hissetmiş, başkasına bakmayacağını kendime hatırlatmıştım. "Sen de o öğrencilerine karşı dikkatli ol o zaman."

"O kızlar Yoona'nın kopyası. Birlikte olduğum kadını asla aldatmam," keskin bir dille söylediğinde, derin sesinin beni titretmesine izin vermiştim. "Yardım edebileceğimi söylesem bile umursadığım falan yok, senden başkasını sevemem."

"Evet ama senin dibinden ayrılmayan Chilsung var. O adam tam bir piç, sırf sen bu kadar seksi olduğun için dibinden ayrılmıyor..!" Oflamış ve gözlerini üzerimden çekip öfkesinin onu kontrol etmesine izin vermişti. "Deli gibi kıskandığımı biliyorsun... Başka erkekler sana yaklaştığında dayanamıyorum..."

"Jungkook, seni anlıyorum çünkü ben de aynılarını hissediyorum, Tanrıya yemin olsun diğer erkekler umrumda değil, sana sahip olduğum için yeterince şanslıyım. Başka birine bakar mıyım sanıyorsun?" Onun gibi kesin bir dille konuşup ikna etmeye çalışmıştım. "Yemin ederim bir kez yapacağım, ciddi olup olmadıklarını görmek istiyorum. Amaçlarının başka olduğunu anladığım anda bitirip gideceğim."

Derin bir nefes alıp bana adımlamış ve kollarının arasına alıp konuşmuştu. "Altı kişiler bebeğim... Hepsi ergen ve ne yapmaya çalıştıklarını biliyorum... Senin gibi genç öğretmenlere yapılan şeyleri biliyorum ve ciddiyim... Hepsi sana yanaşmaya çalışıyorlar..."

"Cidden böyle mi düşünüyorsun..?" Başımı kaldırıp ona bakmıştım, içime kurt düşürmüştü. "Bu yaştaki kızlar benimle flört etmeye ve dokunmaya çalışıyorsa, erkekleri düşünemiyorum bile."

"Jungkook..." bakışlarımı dudaklarına düşürmüş, bu tartışmadaki haksız tarafın kim olduğunu düşünüyordum; sanırım o kişi bendim. "İstersen sınıfa benimle gelebilirsin, kapıyı açık bırakırım ve bir sorun olduğunda sana seslenirim, olur mu?"

Bana bakmış ve bunu istemediğini belli eder bir oflama çıkarmıştı. Fakat sonunda dudaklarıma kapanmıştı. "Beni deli ediyorsun," sertçe nefesini vermiş ve çenemi tutup bir kez daha öpmüştü. "En ufak bir sorunda bana seslensen iyi edersin."

"Tamam, söz veriyorum..." onu onayladığımda deri çantasını kavrayıp diğer elini cebine sokmuştu. "Beni öp ve tekrar söz ver."

Gülümseyip parmak uçlarıma yükselmiş, dudaklarımızı birleştirmiştim. Geri çekildiğimde bana gülümseyerek bakıyordu. "Söz veriyorum Jungkook, sana sesleneceğim."

Endişesi kaybolmuş gibi durmuyordu, elimi kavrayıp beni dışarı çıkarmıştı. "Seni oraya götüreceğim, bir şey yapmayacaklarından emin olmam gerek," gerçekten sert bir adam gibi davranmış ve beni sınıfa doğru yürütmüştü.

"Bir de şey..." oraya yürürken konuşmuştum, okulda bu kadar yakın davranmamamız gerekse de Jungkook kuralları pek takmıyordu, o yüzden ona yapma desem de beni dinlemeyecekti. "Ne?"

"Junho beni dün alışveriş merkezinde gördüğünü ve okuldakinden daha güzel göründüğümü söyledi," ona söylediğim şeylerden sonra gözlerimi ona çıkarmıştım. Gergin fakat seksi bir hahlama dudaklarından çıkmış ve elimi kavrayan parmakları sıkılaşmıştı. "O çocuk benim dersime geldiğinde görecek gününü."

Söylediği şeye gülmüş ve köşeden döndüğümüzde gözlerimi üzerinden çekmiştim, aynı şekilde elimi de tutuşundan kurtarıp öğrencilerimizin bizi böyle görmesine engel olmuştum. Tahmin ettiğim gibi bu yaptığımı sevmemiş ve gözlerini bana çevirip gülümsememe neden olmuştu; bu gece ceza almak falan istemiyordum. Öğrencilerime adımlayıp, herkesin orada olduğunu görünce şaşırmama engel olamamıştım.

"Bayan Kim! Gelmezsiniz sanıyorduk... Sizi gördüğüme sevindim..." Daewoo bana eğilip selam verdiğinde gülümsemiş ve kapıya adımlamıştım, açıp içeri girdiğimde arkamdan gelen Jungkook'u farketmiştim. "Ben verdiğim sözü tutarım Daewoo."

"Bu yüzden sizi seviyoruz, Hocam," konuşan Jaemin'di, en büyükleriydi; yakında on dokuzuna basacaktı. Duvara yaslanıp bana bakmıştı. "Bay Jeon... Burada olacak mı?" Ben onların içeri gelmesini beklerken Junho sormuştu, arkalarındaki erkeğime bakıp uzaklaşmasını söylemiştim.

Gönderdiğim sinyalleri reddediyordu. "Ne? Bu seni rahatsız mı eder?"

"Şey-"

"Evet," Jaemin onun sözünü kesmiş, sevgilimin önünde bu tür şeyler söylemesiyle beni korkutmuştu. "Afedersin?" İçeri giren çocuğa adımladığında, uzun bir bakışma yaşanmıştı. "Ben bir öğretmenim ve ona yardım etmek için yanına geldim, anlaşıldı mı? O yüzden bir sıkıntın varsa dışarı çık ve sana yardım edecek başka birini bul."

Neden hep kıskançlığına yenik düşüyordu..?

"Bayan Kim," gözlerini bana çıkarmıştı, Jungkook'un varlığı ağzımı açmama engel oluyordu. "Biz bu dersi sadece sizinle işlemek istiyoruz, Bay Jeon'a gitmesini söyleyin yoksa müdürle konuşacağım."

"Jungkook..." ona fısıldamış ve elimi göğsüne yaslayıp konuşmuştum. "Böyle aptalca bir şey için başını yakmaya değmez. Sadece elli dakika sürecek."

Dilini yanağına bastırıp sınıftan çıkmıştı. Derin bir nefes verip eşyalarımı masaya koymuştum, bu ders verme olayını kabul ettiğim için pişmanlık duyuyordum, Jungkook'u kızdırmaktan nefret ediyordum.

"Kapıyı kapatayım mı, Bayan Kim?" Jaemin, sanki problem çıkaran kişi o değilmiş gibi sormuştu. "Hayır Jaemin... Açık kalsın," açıkça reddetmiş ve çantamdan gerekli şeyleri masaya çıkarmış, Jungkook'u düşünmeye başlamıştım.

Çocukların da hazır olduğunu gördüğümde, bana yakın oturduklarını farketmiştim. Telefonumu çıkarıp Jungkook'a hızlıca mesaj atmıştım.

[ Kızma aşkım... Lütfen... 💕💞💕 Bir daha olmayacak zaten, bana kızdığında çok kötü hissediyorum...😞 >

Telefonumu kitabımın yanına koyup ayağa kalkmış ve bir şeyler karalayan çocuklara bakmıştım.

"Hocam," içlerinden biri bana seslendiğinde ona dönmüştüm. Her şeyini yanına toplamış, kimseyi burada istemiyor gibi gözüküyordu. "Evet, Junho?"

"Yanıma gelebilir misiniz..?" Dudağını ısırmıştı. "Bir soruyu anlamadım da... Yardımınız gerek."

"Evet, size verdiğim ödevlerin üzerinde biraz uğraşın ve takıldığınız yerde beni çağırın," konuya açıklık getirip elimdeki kalemi masaya bırakmış, telefonumun ışığıyla dikkatimi gelen mesaja çevirmiştim.

Mesajı hızlıca okuyup tekrardan çocuklara dönmüştüm.

< Bu gece için hazırlıklı ol. Seni koridorda bekliyorum ve şimdiden söyleyeyim, biraz sert olacağım. ]

Kelimelerin beynimde yarattığı endişeyle, gelen diğer mesajı okudum.

< Ve kızgın değilim. Seni cezalandırmam için bana bir sebep verdiğin için teşekkürler... Kedicik.🍭👌🏼❤️ ]

Elimi saçımdan geçirdim ve bedenime yayılan sıcaklıkla yerimden kalkıp bu geceyi düşünmeye başladım. Telefonumu kitleyip kalemimi almış, Junho'ya adımlamıştım. "Nerede takıldın?"

"Şurada..." yüzü kızarmış ve bu sabah işlediğimiz konuda parmağını gezdirmişti. "Tam olarak neyi anlamadın?"

Sorusunu soramadan, Jaemin'in eli; yürüyüp önüme geçerken kalçamın yanına değmişti. Junho'nun yanına oturup dirseklerini masaya koymuş ve gözleri bana kitlenmişti.

"Ben... Merak ediyordum... Bir kadın ve erkek, hamile kalmadan korunmasız seks yapabilir mi?" arkadaşı ağzından bir kıkırdama çıkarırken gözlerime baktı. "Evet yapabilirler ama bu birbirini iyi tanımayan iki kişi arasında oynayabileceğiniz veya deneyebileceğiniz bir şey değil. Korunmasız cinsel ilişki sonrası kadının hamile kalma riski çok yüksek."

"Ama..." Jaemin konuştuğunda diğer çocukların bizi dinlediğini hissedebiliyordum. Sanki flört etmeye çalışıyormuş gibi dolgun dudaklarını yalamış ve gözlerini gözlerime sabitlemişti. "Bir kadın, ilişkiye girdiği, mastürbasyon yaptığı ve elinin üzerine boşalıp sonra parmaklandığı erkekten hamile kalabilir mi?"

Cinsel kelimelerle vurgulandığını hissedebildiğim sorusuna öfkemi kontrol edebilmiş ve ona gerektiği gibi cevap vermiştim. "Evet hamile kalabilir, vajinaya temas eden en ufak bir sperm bile kadını hamile bırakabilir. Bunu bu sabah dersimde söylemiştim, dersimi dinlemiyor musun?"

"Siz önümdeyken odaklanmak zor..." sırıttı ve başını kaldırıp Junho'nun kitabına baktı, ben ise onun aptal sözleriyle beynimin parçalandığını hissettim. "Başka bir sorun var mı, Junho?" Arkadaşının müdahalesinden sonra sesini kesmişti, gözlerimi ona diktim. "Bir tane var," onun yerine diğeri cevaplamıştı.

"Nedir?" Beni ne kadar üzdüğünü göstermemeye çalıştım ve kollarımı göğsümde kavuşturdum, gözlerini üzerimden ayırmıyordu. "Bu sabah dersinizi dinlerken merak ettim, bir erkek sertleşmeden bir kadının vücuduna boşalabilir mi?"

"Öncelikle, ereksiyon olmayan bir erkek bir kadının içine giremez ve girse bile bir miktar meni dışarı sızabilir ama bazı durumlarda uyarılmadığınız zamanlar oluyor, buna erektil bozukluk deniyor."

"Ama bir adam sadece bir şeye veya birine bakarak ereksiyon olabilir mi?" Sözlerini söyledikten hemen sonra kalçalarıma bakmıştı, bunun için gelmediğimde azgın ergen girişimleriyle sinirlerimi bozuyordu. "Evet... Yapabilir... Ama ben Biyoloji öğretmeniyim, seksolog değil."

"Biliyorum ama bu üremenin bir parçası... Ben sadece insan vücudunu daha fazla tanımaya çalışıyorum," diyerek bana gülümsemişti, eğleniyor gibi duruyordu. Bu beni rahatsız ediyordu. "Şimdi bazı soruların varsa bekle ve-"

"Size baktığım zaman erekte olmam normal mi, Bayan Kim?" bana sormaya cüret etmiş, elleri pantolonunun ceplerinde; sandalyesinde arkasına yaslanmıştı. Junho ise şok olmuştu, onun utanmadan sorduğu soruya karşı ağzı açılmıştı.

"Hemen git buradan, Jaemin. Böyle davranacaksan sınıfımda yerin yok." Onunla ve iğrenç girişimleriyle işim bitmişti, fakat bu işin peşini bırakmayacaktım. "Üzgünüm Hocam... Bunu bir daha yapmayacağım, ben-"

"Hayır," Daha fazla kalmasına müsaade edemezdim. "Şimdi burayı terket."

"Pekala..." Dudaklarını küstahça ısırdı ve masasına geri dönmek için ayağa kalkarak sorularında çok daha ciddi görünen Junho'ya konsantre olmama izin verdi. Masasına eğilip ona dikkatimi vermiştim. "Başka sorun var mı?"

"Uhm... Evet..." Kalemini tutan elinin hafifçe titrediğini görebiliyordum, gergin bir şekilde başını salladı, şimdi ona daha yakındım. Onu gerçekten bu kadar çok mu etkiliyordum yoksa o benim eskiden olduğum kadar utangaç mıydı?

"Ben... Sizi sorularımla rahatsız etmek istemiyorum a-ama... Şey... Kafam karışık..." boğazını temizledi. Ondan yayılan sevimlilik kalbimi yumuşatmıştı. "Bebek... Nasıl... Böyle oluyor..? Rahimde..? Yani... Yumurtaya girdiğinde... İçeride mi kalıyor...? Anlamıyorum." Doğrulduğumda Jaemin'in pantolonu bana sürtmüştü, kesinlikle kasıtlı yaptığı belliydi.

"Özür dilerim Hocam... Kazaydı..." bana bakarken elini kalçamdan aşağı kaydırdı ama kendime hakim olamadan ona tokat attım, hemen ardından yaptığımdan pişman olmuştum. Böyle tepki vermeye alışık değildim, aniden olmuştu. Çarpma anında kızaran yanağını tutttuğunda bana farklı duygularla bakarak geri adımlamama neden olmuştu, bu an bana birkaç yıl önce hala öğrenciyken olanları hatırlatmıştı. "Bu odadan çık, Jaemin..." Travma yaratan olaylar kafama geri dönerken sesimdeki zayıflıktan kurtuldum. Tanrıya şükür, uzaklaşmış ve sessizce odadan çıkmıştı. Dışarı çıkmadan önce farkına bile varmadım ama ellerim titriyor ve kalbim göğsümde şiddetle çarpıyordu. Yere bakmış ve buradan çıkıp bir mola vermeden önce parmaklarımı saçlarımdan geçirmiştim.

Ya az önce yaptığım şeyden sonra başım belaya girerse..? Jungkook haklı olsa da, buraya geldiğim için pişman değildim çünkü biliyorum ki diğerleri ciddiydi, ya da en azından Junho öyleydi. "H-Hocam...?" Junho bana seslenmişti, kekelemişti ve kendime gelmemi sağlamıştı. Ona geri dönmek için arkamı döndüm ama hepsinden özür dilerim. "Az önce olanlar için üzgünüm... Hâlâ kalmak istiyorsan sana odaklanacağım."

"Hocam, özür dilemenize gerek yok, size bu şekilde dokunmaya hakkı yok." Son birkaç dakikadır sessiz kalan Daewoo beni rahatlatmaya çalışıyordu. "Bunu bilerek yaptı, biliyorum, hep arkanızdan iğrenç şeyler yapıyor..."

"Ne demek istiyorsun?" Kaşlarımı çattım, daha fazlasını öğrenmek istiyordum. "O... Snapchat'te bazı şeyler yayınladı ve bir çok erkek bunun ekran görüntüsünü aldı... Sonra bir çok kişiye gönderdi... Ama ben bunu... Taehyun'dan gördüm-"

"Hocam, ben kaydetmeye falan çalışmadım!" bahsedilen çocuk anında histerik tepki vermişti. "O bana resmi gönderdi çünkü biz en iyi arkadaşız! Size saygı duyuyorum... Kötü bir şey yapmam..."

"Hangi resim?" Arkamdan yapılabilecek her türlü şeyi düşünerek ona korkuyla bakıyordum. "Hocam... Görmemelisiniz..." dudaklarını ısırdı ve güçlü bir stresle sarsılmamak için çok fazla gergin olduğunu belli etti. "Lee Taehyun, bana resmi göster."

Daewoo'ya endişeliymiş gibi bakıyordu ama ben ona doğru giderken telefonunu alıp galerisini aramıştı, bu da onu kaydetmiş olduğu anlamına geliyordu ve sonra olmasını dilediğim şeyin olmadığını ortaya koyuyordu.

Çenem, birçok erkeğin gördüğü fotoğrafıma karşı düşmüştü. "O... Bunu yapmak için bir uygulama kullandı. Ama çıktığım bir grup sohbetinde çok daha fazlasını paylaştı... Etek altı fotoğraflarınızı çekti... Sizin hakkında sürekli söyledikleri kötü şeyler yüzünden sohbetten ayrıldım. Müdürü görmek istediğim için ekran görüntüsü aldım ama... Korktum." Ben bile farkında değilken bu şeyin ne kadar kötü olduğunu fark ederek endişeyle yanağımı ısırdım. O kadar çok öğrencime ders veriyordum ki, bazıları bu photoshoplu fotoğrafımı mı görmüştü..? Kendime gelmem gerekiyordu.

"Bana konuşmaları göster," diye müdürün önünde kullanabileceğim kanıtları sordum, bu aptalların özgürce hayatlarına devam etmesine izin vermemeye kararlıydım. "İşte..." telefonu almam için bana verdi, "Gerisini görmek için sağa kaydırabilirsiniz..."

Şaşkın bakışlarımı mesajlara diktim, şimdiden fazlasıyla utanıyordum.

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

119K 4.6K 26
Sevdiğiniz bir kişi sizi aldatıktan sonra ona geri dönermiydiniz? Eğer mecbursanız dönerdiniz işte bu hikayede burda başlar. DÜZENLENECEK!
8.7K 353 17
Soon:Hayatım senden önce tam bir b*k gibiydi iyiki hayatıma girmişsin... あ Bu bir BTS hikayesi #방탄
5.4K 952 15
Ay, ay, ay I'm your little butterfly
33K 1.2K 29
Öğrencisine aşık olan genç adam ve kızın hikayesi #17Jungkook