ACİZ

By ruhumikrop

6.1K 222 38

"Aslında bir yanım çok pişman" dedi sigarasının dumanı dudaklarının arasından sızarken. Hepimiz onu anlayabil... More

merhaba darçın
bindik bir alamete...
hala inanamıyorum...
Leyla başıma açtın türlü belayı
Rüya mı? Gerçek mi?
yabancı aydınlık
Merhaba yeni kimliğim
vefasız piç
Çince teşekkür = Türkçe işkence
Kabulleniş...
Yeni Hayat
büyük buluşma
kesik
yine yeni hayat
Varlık içinde yokluk.
dövme
Başa geç gelen akıl
Başa geç gelen akıl 2
Tercih
tercih 2
Anlaşma-ma
Dönüş
Takdim
Puzzle'dan Parçalar
Kriz
Kriz 2
Anlaşma
Metres
Tadı Belirsiz Gerçekler
Okuyucularımdan rica :)
Dönüm Noktası +18
Dönüm noktası 2
Dönüm Noktası 3
Sefa(let)
Saltanat
Gelecek Bölümlerden
Saltanat2 +18
Kaan
Yıkılma1
Yıkılma 2
Yıkılma 'son devir'
gelecekten...

Leymi

105 5 2
By ruhumikrop

Kai'den

Tüm varlığımla onu istiyordum. Aylardır hiç bir kadına dokunmamıştım ve artık Lamianın gülüşü,bakışı bile beni tahrik ediyordu. Onu öpmeme, ona dokunmama izin vermiyordu. Benden uzaklaşmasından o kadar korkuyordum ki her emrine itaat edecek duruma gelmiştim. Herkesi yöneten Genç Lider Kai artık bir yabancı kızın karşısında aciz köle gibiydi.

" Neden benden kaçıyorsun? Neden beni istemiyorsun?"

" Kai bak.. " konuşmasına fırsat vermeden bağırmaya başladım.

" Asıl sen bak Lamia! Asıl sen bak! Ergenler gibi elim penisimde dolaşır oldum. Ben bir erkeğim anlıyor musun? Benim hormonlarım var ve üstelik senin harika bir vücudun var. O yatakta sıcaklığını hissedip sana sahip olamamak nasıl bir şey biliyor musun sen? Ah hayır tabi ki bilmiyorsun. Söylesene nasıl dayanıyorsun? Hiç mi benden etkilen miyorsun? Söylesene lanet olası beni çekici bulmuyor musun? Ilk defa bir kadınla sevişmeden uyudum Lamia benim yatağıma giren hiç bir kadın penisimin tadına bakmadan kalkamaz. Ah tabi ilk günde becermeliydim seni! En başta bir kere tadını alsaydın her gece kucağımda zıplıyor olurdun!" öfkemi kontrol edemiyordum. Bu kadar sinirle tepki vereceğimin ben bile farkında değildim. Beni çekici bulmama ihtimali bağırırken aklıma gelmişti ve öfkemi ışık hızıyla bir kaç katına katladı. Ben çılgınlar gibi oda da turlayıp bağırmaya devam ederken ifadesiz gözlerle beni izliyordu. Bakışlarını bir an bile üzerimden almadı.

" Bakma bana öyle! Cevap ver! Bakışını istemiyorum cevabını istiyorum!" ifadesizliğini sürdürdü. Konuşmadı. Dayanamadım bir kez daha bağırdım.

"Lanet olsun Lamia en azından lezbiyen falan olduğunu söyle!" öpülesi dudaklarını araladı

" Kai siktir git." dedi.

Sağa sola tekmeler savurdum. Elime gelen herşeyi duvarlara fırlattım. Kendimi kontrol edemiyordum. O ise hala ifadesiz bir şekilde yatakta oturuyordu. Kapının gürültülü bir şekilde vurulmasıyla kendime geldim.

"Bay Kai iyi misiniz efendim? Cevap vermezseniz içeri girmek zorunda kalacağım." Fengin olduğunu anladığım sesin kurduğu cümledeki anlamı idrak edemiyordum. Lamiaya sabitlediğim gözlerim, zaman mekan kavramını algılayıp beynime, uygun sinyalleri gönderemiyordu. Koluma dokunan bir elle irkildim.

"Bay Kai. Bay Kenzhiyi aramamızı ister misiniz?" olumsuz anlamda kafamı hafifçe salladım.

Koşar adımla evden uzaklaştım. Arabama bindim. O ifadesiz haliyle beynime kazınmış Lamia görüntüsü her yerdeydi. O silüetin üzerine arabamı sürdüm. Hangi ara elime aldığımı hatılamadığım telefonumla bilinçsizce birini aradım.

" Bana üç kız ayarlayın."

"........."

" Evet her zamanki odama."

Lamia(Leyla)'dan

"Kai beni arzuluyor ama bunu bir hayvan gibi gösteriyor."

"Lamia bu zamana kadar hiç birlikte olmadınız mı?" dedi Huan. Şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Kainin sinir patlamasının ardından herzamanki gibi çalışanlar, Kenzhi ve Huanı aramışlardı. Kenzhi abisinin peşinden giderken, Huan beni rahatlatabilmek için yanımda kalmıştı. Korkuyordu. Daha önceki sinir krizi gibi bi kriz geçirmemden, belli etmemeye çalışsa da ölesiye korkuyordu.

"Huan seks hayatımı seninle konuşmak istemiyorum."

"T-tabi. H-haklısın." kekeleyerek cevap vermişti.

"Yapma Huan biz daha önce öpüştük."

"Evet Kai bahsetmişti."

"Hayır Huan ben sarhoştum ve sen beni öpmüştün."

"Lamia kız kardeşimi öpmüş gibi hissettmiştim" pis gülüşlerimden birini attım. Hayranlıkla yüzümü inceledi.

" Ah ben sarhoş olduğum için 'tutkulu' bir öpücük gibi hissettim demekki." ne diyeceğini bilemiyordu. Konuşması için fırsat tanıdım ama uygun kelimeleri seçemiyor gibiydi. Tekrar gülümseme eşliğinde ağzımı açtım

"Huan neden beni Kai ye verdin?" donup kalmıştı. Kesinlikle planlamadığı bir konuşmaydı.

"Benden hoşlandığını biliyorum. Ne Kaiye ne de ana karşı ciddi hislerim var. Ikinizi de seviyorum ama o anlamda değil. Yani ben öyle sanıyorum. Anla işte emin değilim." şaşkınlıkla başını önüne eğdi. Bir iki kez konuşmaya yeltendiyse de başarılı olamadı. Sıkıntıyla parmaklarıma uyguladığım baskı, odayı çıtlama sesleriyle doldurdu.

"Şunu yapmayı kes. Titrek bir yaşlı olmaya hevesli misin?" hafif azarlar bir tonda konumuzdan çok uzak bir cümleyli çıkarabilmişti ağzından.

"Benden hoşlanıyor musun?"

"Lamia durum çok farklı. Senle ben olmazdık. Kai sana aşık."

"Kai bana aşık olduğu için mi benden vazgeçtin yani?"

Amacım onu, seks hayatımla ilgili onunla konuşmaktan çekinmeyeceğim konusunda telkin etmekti fakat konu çok başka bir boyut almıştı. O da ben de muhabbetin nereye gideceğini kestiremiyorduk.

"Lamia ben çok kötü şeyler yaşadım. Seninle olamazdık. Sen tanıdığım en muhteşem kadınsın ama olamazdık." Yaşadığı kötü şeyşer bir kaç kez gündeme gelmişti fakat kimse bana olayı tam olarak anlatmıyordu. hatta konuşla alakalı hiç bir bilgim yoktu ve bu merak her gün içimi kemiriyordu. yine de daha uygun bir zaman beklemeye karar verdim

"Kaiyle de olamayacağız sanırım."

"Kai sana aşık. Onu ilk defa böyle görüyorum. Aylardır bırak yatmayı hiç bir kadının yüzüne bile bakmıyor."

"Ah ne büyük bir meziyet! Huan ben kimseye aşık değilim ama ben de kimseyle yatmıyorum farkındaysan."

" Bak Lamia biraz özel olacak ama biz ergenliğe girdiğimiz andan itibaren hiç bir zaman mastürbasyon yapmadık. Mastürbayson bizim ailemizde yasak. Erkek olarak onun bazı ihtiyaçları var ve o senin için seks orucuna girmiş resmen."

" Sizin şu aile muhabbetiniz çok canımı sıkıyor."

"Gel bir de bana sor." dedi ve gülüştük. Başımı omzuna yasladım.

"Ne olursa olsun benden asla vazgeçme." yanlış anlamasına fırsat vermeden

"Bir insan olarak, benden asla vazgeçme olur mu?" dedim. Kolunu kaldrıp omzuma attı ve beni daha çok göğsüne yasladı saçıma bir öpücük kondurarak

"Merak etme beyaz melek asla vazgeçmeyeceğim." dedi.

Kapının nazikçe vurulmasıyla uyandım. Hizmetçilerden biri kahvaltının hazır olduğunu bildirmek için gelmişti. Gece Huanla salonda konuşurken uyuyakalmış olmalıydım. Beni yatağıma taşımıştı. Kendi odama... Aylar sonra farklı bir odada uyanmak garip gelmişti. Banyoya ilerledim yavaş hareketlerle dişimi fırçalayıp duşumu aldım. Kai gece kapıyı çarpıp çıkmıştı. Muhtemelen evde yoktur diye düşünüm ve geç kaldığım için azarlayacak kimse yok düşüncesiyle gayet rahat davranıyordum. Üzerimi giyindim biraz daha oyalandıktan sonra verandadaki kahvaltı masasına doğru ilerledim. Masada Kai yi görünce şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.

"Kahvaltı denilen şey sabah yapılır Lamia hanım. Biraz daha gecikseydiniz beyaz şarap eşliğinde biftek getirmelerini söyleyecektim."

Kainin bu eğlenceli hali beni şaşırtmıştı.

"Sana da günaydın." dedim ve çalışanlardan-benim için özel getirtilmiş-Türk kahvesi istedim.

"Huanın kollarında uyuyunca ayılmak zor oluyor heralde."dedi. Yüzünden de sözlerinden de alaycı bir ima akıyordu.

"Öyle!" dedim ve umursamayan tavrımla kahvaltıma başladım.

Bir kaç ay sonra...

 Kai ile mesafemi korumaya devam ettim ve o gece regl olduğum için onu engellediğimi olmasaydım belki de sevişebileceğimizi ona söylemedim. Huanla daha çok yakınlaşmıştık. Artık ondan çekinmiyordum yanında bel altı espirileri rahatlıkla yapabiliyordum. Huan ve Kai her ne kadar karşı çıksa da Kenzhinin de desteğiyle dans okuluna yazılmıştım. Türkiyedeki çalışmalarım doğrultusunda bir kimya fabrikasında işe başladım. Peşimde dolanan koruma ordusuyla Çin ev-iş-dans okulu arasında mekik dokuyordum.Tek sosyal aktivitem Huanın barına gidip çalışanları ve Huanı bezdirmekti. Işe başlayabilmek için ciddi mücadele vermiştim. Huan 'illa çalışmak istiyorsan al benim barımı işlet.' demişti. Aynı şekilde Kai de 'Çok çalışmak istiyorsan gelip şirkette özel asistanım olacaksın. Başka yerde çalışabileceğin hayaline nasıl kapıldın?' diye karşı çıkmıştı. Dans okulu mevzusunda destekleyici tavrıyla beni şaşırtan Kenzhi bir kez daha 'O bir kimyager ve emeğine saygı duyun. Bırakın işini yapsın.' diyerek beni desteklemişti. Kainin bulduğu yeni işimde tam olarak Türkiyede üzerinde çalıştığım malzemeyle ilgili çalışmalar yapılıyordu.

Benim yöntemime benzer bir şekilde testleri yapan adama

"Bu yöntemi nereden öğrendiniz?" diye sordum 'öff sana ne be git başımdan!' der gibi bir bakış attı. Işe başlayalı neredeyse 1 ay olmuştu ve Allah'ın bir kulu bana selam bile vermiyordu. Yabancı olmam ve torpille gelmiş olmamdan hepsi rahatsızlık duyuyordu. Onları haklı görmüyor olsaydım tek tek canlarına okurdum.

"Türkler bulmuş. O gerizekalılar nasıl becerdiyse..." Türk olduğumu kimse blmiyordu. Özellikle tembihlemişti beni Kenzhi bu bölgedeki insanların Ttürklere özel bir garezi vardı anlaşılan.

"Peki siz yöntem hiç geliştirmeye çalıştınız mı? Bunu bulan kaç ayda bulmuştur acaba?"

"Duyduğumuza göre kızın biri yıllarca üzerinde çalışmış ama becerememiş sonra yerine gelen başka biri bir kaç ayda işi bitirmiş." benim yöntemimden bahsediyordu. 'Yıllarca çalışıp beceremediğim mi konuşuluyor?' diye sinirlenmeden edemedim ayrıca benden sonra benim projeme sahip çıkan birilerinin olduğunu düşünmek beni sarsmıştı.

"Bu yöntemi bulan kişinin adını öğrenme şansımız var mı?" diye sordum

"Bay Takashi ile konuş." dedi başından savarak.

Gerekli görüşmelerden sonra proje sahibinin adına en nihayetinde ulaşmıştım. Gördüğüm isimle bütün vücudumu ateş sarmıştı. Işıl KAYIK.

Kimdi bu Işıl? Neden benim projemde onun adı yazıyordu? Ellerim öfkeyle titremeye başladı. Işin maddi boyutunda değildim fakat her ne olursa olsun benim adımı yazma sözü vermişlerdi.

'LANET TAŞERLER! İNTİKAMIM BOL ACILI OLACAK!' diye tekrarladım içimden bir kaç kez. Önce benim bulduğum bir şeyin Çinde bile kullanılmasının gururunu yaşamıştım, sonra da soyguna uğramışlığın öfkesini. Taşerlerden intikamımı alacaktım ve o Işıllarına kayacaktım. Kendime bu konu da içsel bir yemin etmiştim.

Huan'dan 

 Lamianın kendini Kaiye açmamasına anlam veremiyordum. Kadınsız duramayan Kai bizim sandığımızın aslına Lamia ile günlerce sadece uyumuştu. Tartıştıkları gece beni arayan Fenge 'ne olursa olsun, Kai seni yumruklasa bile kesinlikle Lamiayı yalnız bırakma.' dedim. Bizim ailemizin erkeklerinin ortak problemi sinirlenince kendilerini kaybetmeleridir. Lamianın geçireceği bir krizi daha ne o atlatabilirdi ne de biz. Kaiyi gebertme isteği ile yanıp tutuşuyordum fakat onların birbirleriyle tartışarak anlaşabileceklerini de düşünmeden edemiyordum.

Lamianın cesur açıklamaları altında ezilmiştim. Hiç bir zaman onun kadar cesaretli olamamıştım. Ona olan hayranlığım gün geçtikçe artıyordu. Soruları karşısında verebileceğim milyon tane cevabın hiç birini veremedim. Ona geçmişimi anlatamazdım. Herşeyi bilseydi benden olabildiğince uzak durması gerektiğini bilirdi.

Onu koruma dürtüm yüzünden bir an bile yanımdan ayrılmasını istemiyordum. Işe başlayacağını öğrenince şiddetle karşı çıktım ama dans okulu meselesinde de olduğu gibi benim fikrimi umursayan olmadı. Neyse ki Kai çalışma arkadaşlarının her birine göz dağı vermişti ve onu işten soğutmak için ellerinden geleni yapmaları için katı bir uyarıda bulunmuştu.

Edie ile yakınlaşmasından duyduğum rahatsızlık gün geçtikçe artıyordu. Fazla samimiydiler. Hatta Edie ona kendince Leymi ismini takmıştı. Lamia durumdan oldukça memnundu. Dövüş derslerinde bizzat yardımcı oluyordum. Lamia kendini hızla geliştiriyordu. Muhteşem bir zekası ve yine muhteşem bir hareket etme kabiliyeti vardı. Iyi bir usta ile yüzyılın en iyi kadın dövüşçüsü haline getirilebilirdi.

Lamianın kriz geçirmeden bir kaç dakika önce internette araştırmış olduğu kişileri bir de biz araştırmıştık ama Lamia ile olan bağlantısını çözememiştik. Edindiğimiz bilgilere göre o ailenin 7 Eylül 2011 de hastane yatan kızlarının çıkan bir yangınla öldüğünü öğrenmiştik. Konuyu araştırmıştık fakat bu olayla Lamia arasında bir alaka kuramamıştık ve onun ile ilgili hiç bir veriye rastlamamıştık.

Lamia(Leyla)'dan

"Heeyyy! Seni kaslı, bencil pislik!'

" Yapma Leymi sana kur yapmama bile izin vermiyorsun." kahkahalar eşliğinde konuşmuştu. Kaşlarımı yapmacık bir sinirle çatarak

" Ah Edie karşında bir kere oryantal dans yaptım diye bana asılacak değilsindir umarım." bir kahkaha daha attı. Sonra birden ciddileşerek

" Erkekleri genellikle oryantal dans ile mi etkilersin?" diye sordu. Ben ciddiye almayarak

" Kaç leşim olduğunu bilemezsin." dedim ve çapkın bir gülüş eşliğinde göz kırptım. Bir süre sessizlikten sonra devam ettim

" Şey... Nezamandır söyleyeceğim ama unutuyorum. Ben diyorumki şu Huanın mekana dansçılar yetiştirelim. Mekanda çok farklı bir ambiyans yaratmayı planlıyorum."dedim heyecanla. Bir süre düşündükten sonra

"Huanın haberi var mı?" diye sordu

"Ah dostum ben isterim de Huan yapmaz mı? Ben onun beyaz meleğiyim." dedim. Küçük bir çocuk edasıyla... Benim babam bir kahraman ve beni çok seviyor der gibi... Sonra bir hüzün geçti gözlerimden. Edienin öfkelenişini neredeyse farketmeyecektim. 'Benden hoşlanıyor olabilir mi?' diye düşündüm bir an. Sürekli bana kur yapıyordu ama ben şaka olarak anlamayı terch etmiştim. Edie hiperyakışıklı bir adamdı. Kai onun bana olan ilgisini duysaydı sosyal hayatım hatta iş ciddi bir darbe alırdı.

" Huan hoş adam değil mi Leymi?"

"Ah evet oldukça yakışıklı ve bana karşı gayet ilgili." dedim. Eğer benden hoşlanıyorsa ümidi kesmesini istiyordum. Huana pek ala bu durumdan bahsedip yardım alabilirdim. Edieyi kaybetmek istemiyordum. Usulünce onu kendimden uzak tutmayı başarabilirdim.

"Yarın akşam başbaşa bir şeyler içmeye ne dersin?" sesi son derece sert çıkıyorduç sanki bir şeyler için kendini engelliyordu.

"Edie çıkmam zor olur biliyorsun."

 "Kai sana neden gerçekten metresi gibi davranıyor?"

"Ne? NE dedin sen?"

"Leymi çok üzgünüm ama insanlar arasında böyle bir dedikodu dolaşıyor."

" Yarın akşam 8 de burda buluşalım." dedim. Elimdeki havluyla sertçe terimi sildim ve havluyu fırlatıp üzerimi değiştirmeden dışarı çıktım. Koruma ordusunu yararak arabaya bindim. Eve ulaştığımızda dudaklarımdan anadilimde bir cümle döküldü

'Sıçtım ağzına Kai'

Continue Reading

You'll Also Like

264K 19.7K 18
Berfan ve Bahoz'un hikayesine hoş geldiniz! Hikaye 1990'lar da geçmektedir ve yetişkin içerik sahneler bulunmaktadır.
SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

633K 49.2K 5
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
754K 43.6K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
118K 12K 32
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...