Aşk Yeniden Isırıyor (Sıra Ar...

Da duygununkelimeleri

323K 21.1K 3.5K

SABV nin ikinci kitabıdır Altro

Aşk Yeniden Isırıyor (Sıra Arkadaşım Bir Vampir 2)
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Spoiler
Bölüm 4 / Part 1
Bölüm 4 // Part 2
Spoiler
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7/ 1
Bölüm 7/2
Bölüm 8
Bölüm 9
bölüm 11
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 13
Üzgünüm
Bölüm 13 | 2
Bölüm 14
Bölüm 15
Tatlı Bir Duyuru
Bölüm 16
Bölüm 17
Kelalaka
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Duyuru!
Bölüm 23
Duyurumsu
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39

Bölüm 10

7.7K 566 55
Da duygununkelimeleri

Bölüm 10

Rüyam’dan

 Yiğit’e gerek olmadığını söylemememe rağmen ısrar etmiş, bunun üzerine eve birlikte yürüyorduk. Bu saatte bir kızı tek başına bırakamayacağını söyleyip durmuştu. Halbuki o olmadan evin yolu benim için iki dakikayken onunla birlikte tam on beş dakika boyunca yürümemiz gerekiyordu. Yine de şikayetçi değildim. Tek endişem biz veda ederken İlkim’in süpersonik kulaklarıyla konuşmamıza kulak misafiri(!) olmasıydı. Nihayet evin önüne geldiğimizde gülümseyerek ona döndüm. O da sevecen bir biçimde bana bakıyordu.

“Güzel bir gündü.” Dedim yerimde sallanarak. Hey! Neden flash tv’de mendil elinde tek başına halay çekmeye çalışan adamlar gibi yerimde sallanıyorum ki? Kendine gel Rüyam! Halk oyunları gününde değilsin.

Tam o anda ne olacağını biliyordum. Engelleme şansım vardı fakat istemiyordum. Nefesimi tutarak bekledim ve sezdiğim hareket fazla gecikmedi. Yiğit uzandı ve  yumuşak dudaklarını alnıma bastırdı. Çıkan öpücük sesi kulaklarıma dolup içimi titretirken kokusunu duymamayı diledim. Arzu, genç vampir duygularımın önüne geçip, onları da arkasına alarak hızla vücudumu ele geçirdi ve ben parıldayan  gözlerimle Yiğit’in koyulaşmış yeşil gözlerine bakakaldım. Hava karardığı için onu daha net görüyordum. Gece daha… Yakışıklıydı.

“İyi doğmuşsun balık.” Diye mırıldandı ve ilk defa balık deyişi kendimi özel hissettirdi. Ve aklıma bugün yediğimiz balık ekmek geldi. Daha sonra keşke beni ye- Biliyorum biliyorum daha fazla çirkinleşme iç sesim. Sus iç sesim. Konuşma iç sesim.

“Teşekkürler.” Diye mırıldandım ben de. Göz alıcı gülümsemelerinden birini daha sergileyerek arkasını döndü ve geniş omuzlarını izleme fırsatı sundu. Gözlerimi kapatarak totemimi düşündüm. Eğer arkasını dönerse, her şey güzel olacak. Ama arkasını dönmedi. Tam umudu kesmiş, içeri girecekken sokağın başında dönerek göz kırptı ve ben otuz iki diş sırıtarak eve girdim. Ağzımda dolanan bir “şebnem ferah-aşk” şarkısı, gözlerimde mutlu bir parıltı ve içimdeki iyi his. Ne diyebilirim ki. Yiğit’le birlikte güzel bir doğum günüydü.

                                                                                 ****

“Ne demek göremezsin? Güneş bana bir şey yapmaz!” diye inledim. İlkim üzgün gözlerle az önce içtiğim kanlı bardağı yıkıyor, Aras ise kolları göğsünde birleşmiş bana laf anlatmaya çalışıyordu.

“Şuan Güneş kendinde değil Rüyam. İlkim’e saldırmaya çalıştı düşünebiliyor musun? Seni tehlikeye atamayız. Hem o da kendine geldiğinde bu kararımızın doğru olduğunu söyleyecektir.” Dedi yumuşak bir ses tonuyla. Güçlü duruyordu fakat onun da üzgün olduğunu anlayabiliyordum. Anıl geldiğimden beri içerideydi ve Aras’ın yüzünü buruşturarak söyledikleriyse hiç başından ayrılmadığı yönündeydi. Hem kızı bu hale getirip hem de bir dakika bile yalnız bırakmıyordu. Vicdan, diye düşündüm. Vicdan azabı bir vampiri bile avucunun içine alıp oradan oraya oynatabiliyordu. Aslında Anıl’ın da onu sevmiş olduğunu biliyordum fakat bir şeyler yanlış olduğunu fısıldıyordu. Belki Güneş kadar sevmeyişi belki de her fırsatta terk edişiydi yanlış olan bilmiyorum fakat Güneş ile onu yalnız bırakmak istemiyordum. Aras kardeşim dediği kızın yanında Anıl’ı görmeye dayanamadığı için girmiyor, çözüm bulmaya çalışarak sağı solu arıyor, araştırma yapıyordu. İlkim ise tamamen çöküşteydi. Onlarla yaşamaya başladığımdan beri Güneş’i bir kız kardeş misali sarıp sarmaladığını biliyordum ve ona olan bu “saldırı olayı” onu tamamen çöküşe uğratmıştı. Ağlamamak için kendisini sıktığını görebiliyordum e Aras da aynı durumda olduğundan onu teselli edemiyordu.

“Bakın ben anlamam. Hiç olmazsa odanın köşesinde duracağım ama o Anıl denen herifle onu yalnız bırakmayacağım!” diye tısladım. Haklıydım. Hepsi onun suçuydu. Aras’la bilerek sessiz konuşuyor, Güneş’in duymamasını sağlamaya çalışıyorduk. Zaten şuan güçleri pek yerinde değildi fakat yine de şuan kafasının yerinde olmayışı, iyileştiği zaman hatırlamayacağı anlamına gelmiyordu.

“Pekala.” Dedi Aras. Ellerini başının iki yanına sabitleyerek bıkkınca bir nefes verdi. İlkim’i anlıyordum. Çekici görünüyordu. Çikolata kahvesi gözlerin yerini zümrüt yeşiller aldığında dehşete kapılarak arkamı döndüm. Bu da nesiydi şimdi? Neden Aras’la Yiğit’i karşılaştırdığımı bilmiyordum. Hızla merdivenlerden aşağıya inerek kontrol odası adını verdikleri odaya ilerledim ve kilidi döndürerek açtım.

Anıl sandalyeye oturmuş, gözlerini yatakta bağlı olan Güneş’e dikmişti. Güneş… Tam anlamıyla solmuş gibiydi. Batan bir güneş ve suçlusu olan gece tam karşıda oturmuş onu izliyordu. Dişlerimi birbirine bastırarak kapıyı arkamdan kapattım. Aras’ı önemsemeyerek Güneş’e doğru yaklaştım.

“Yapma.” Anıl’ın söylediği kelimeyi duymazdan gelerek yatağının ucuna geldim. Yanaklarında göz yaşlarının izi vardı. Rengi iyice solmuş, saçları dağılmıştı. Elbisesinin bazı yerlerinde kan damlaları kurumuştu ve olduğundan çok farklı görünüyordu. Tamamen dağılmış.

Dudağımı ısırarak Elimi yanağına yasladım. Gözleri anında açılırken birkaç saniye ileri daha sonra bana baktı. Göğsünden yerli yersiz hırıltılar yükseliyordu.

“Hala” diye mırıldandım. Bunu ona söylememi ne kadar istediğini biliyor fakat bir türlü söyleyemiyordum. Şimdi ise canı gönülden, onun bir parçam olduğunu hissederek söylemiştim. Gözleri şaşkınlıkla açılırken birkaç saniye duraksadı.

“Git. “Diye mırıldandı. Bana zarar vermek istemiyordu. Bunu gözlerinde görebiliyordum. Kendisini tutmaya çalışır gibi bir hali vardı.

“Sen bana zarar vermezsin. Bunu biliyorsun, bunu ben de biliyorum. Ne kadar güçlü olduğunu biliyorum Güneş. Lütfen, bizim için pes etme tamam mı? Sen bizim aşk doktorumuzsun. Hem sonra ben bugün başımdan geçenleri kime anlatacağım?” dedim. Sesimi güçlü ve sempatik çıkarmaya çalışıyordum. Dudakları hafifçe yukarı kıvrılır gibi oldu. Başardım! Diye çığlık atıyordu iç sesim. Onu güldürmeyi başardım!

Ve gevşediği için kaybolan iradesiyle tekrar hırlamaya başladı. Gözleri yaşlarla dolarken elimin altındaki kabarıklığı hissettim. Dişleri uzuyor olmalıydı. Dudaklarımı hızlıca alnına bastırarak geri çekildim ve Anıl’ın durduğu köşede durdum. Gözleri kırmızıya dönerken kafasını kaldırarak bize bakıp tısladı. Anıl sadece izliyordu. Güneş kıpırdanmaya ve bağlardan kurtulmaya çalışmaya başladı. Dişlerini omuzlarına sürtüyor, kendisine zarar veriyordu.

“Bir şey yap!” diye bağırdım Anıl’a. Sanki bunu bekliyormuş gibi hızla ayağa kalkarak zorla zaptetmeye çalıştı ve kafasıyla komidinin üzerinde duran iğneyi gösterdi. İğneyi hızla olarak koluna saplayarak içindeki sıvıyı enjekte ettim. Güneş gevşeyerek geri yatağa uzandı ve gözleri de aynı hızla kapandı. Gözlerim dolarken elimdeki iğneyi geri yerine bıraktım. Ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum.

“İyileşecek,” dediğini duydum Anıl’ın. Beni sakinleştirmekten çok sanki kendi kendisine söyler gibiydi. Sen etrafında oldukça iyileşmeyecek, diye mırıldandı iç sesim. Hep seni kaybetmekten korkacak, hata yapacak, kendisine zarar verecek. Sen kaçarken o senin aşkının uğruna kendisinden vazgeçecek ve sen sadece, iyileşecek diyeceksin.

“Yukarıda söylediklerini duydum Rüyam.” Diye başladı söze. Duymasına şaşırmamıştım. ,o güçlü bir vampirdi üstelik evimiz de çok büyük sayılmazdı.

“Bak ben neden böyle olduğunu bilmiyorum. Geçmişte yaşananlar çok kötüydü bugün çok güzel şeyler yaşadık ve o…-burada kafasını yukarı kaldırıp sanki doğru kelimeyi arıyormuşçasına bekliyor- o… gitmek istediğini söyledi. Ben böyle olabileceğini tah-“

“Yeter Anıl  abi. Aras’la İlkim’in yaşadıklarını bilmiyor gibi konuşuyorsun. Eğer bir kadın gideceğim diyorsa bu ‘beni bırakma, gitmeyeceğini ve beni sevdiğini söyle’ demektir. İlkim’i bıraktığında başına neler geldiğini ben sadece anlatılanlardan biliyorum ama sen bizzat tanık olmuşsun. Bunu hiç düşünemedin mi?”

Gittikçe hiddetim artıyor, tartışma benim lehimde bir hesap sormaya dönüyordu. Anıl hatırlattığım anılarla buz kesmiş, sadece Güneş’e bakıyordu.

“Benim suçum, değil mi?” diye mırıldandı. Vicdanım kafasını kaldırmış bana onaylamaz bakışlar atsa da Güneş’in haline  bakarak lafımı esirgemeden onayladım.

“Hem de tamamıyla, bütün hepsi senin suçun. Keşke onun yerinde yatan kişi sen olsaydın. “ ve ne tepki vereceğine bile bakmadan kendimi odadan dışarı atıp düşünme yerime, ağacıma doğru son sürat ilerledim.

Sekizinci bölümle kırkırdaya kıkırdaya yazmama rağmen fazla vote ve yorum almadığını gördüm. Lütfen eksikleri bana yazın ben de ona göre kendime çeki düzen vereyim. Bazı yorumlar iki bölümdür beni çok mutlu ediyor. Uzun uzun, eleştiriyi saygı çerçevesi içinde yapan ve memnun olduğu tarafları da belirten tatlı mı tatlı ilham kaynağı yorumlarım <3 nasıl seviyorum anlatamam :D Şu sıralar hikayede melankolik taraflardayız ama Güneş'imiz bir iyileşsin ekşınlı kısımlara geçeceğiz. Diğer bölümlerde olmasını istediğiniz bazı sahneler, replikler ya da önerileriniz varsa seve seve kabul ederim. Hepinizi kocaman seviyorum :) ve son olarak aklıma bişey geldi. Bize bir isim bulmamız gerek çünkü SABV fanları benim için çok özeller. güzel grup ismi önerilerinizi yorumda belirtebilirsiniz. Tekrar tekrar seviliyorsunuz :D Yoğun istek üzerine alakasız da olsa multimediaya İlkim'i koyacağım :*

Continua a leggere

Ti piacerà anche

31.2K 153 12
bir gün telefonla uğraşırken bir mesaj gelir "selam bebeğim"...
276K 12.6K 32
Kalbim deli gibi hızlanırken korkuyla geriye adımladım , kaçmalıydım bu çocuğu görmeye dayanamıyordum. "Dur" göğsüm derin nefeslerim yüzünden inip k...
2.3M 220K 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
123K 5.7K 29
Sadece kafa dinlemek için çıkmıştım evden bir daha dönüşüm olmadı eve bir vampir tarafından esir tutuldum bu beni oldukça korkutuyor kaçmaya çalıştı...