Bölüm 38

2.7K 204 136
                                    

Bölüm 38

İlkim 'den


Bazen olur ya, kişi onca hissi taşıyamaz hale gelince bir duygu boşalması yaşar. Bizim yaşadığımız da tam olarak buydu sanırım. Jack'in kullandığı arabada Aras önde oturuyor, ben, Güneş ve Anıl da arka koltukta oturuyorduk. İçimiz kıpır kıpırdı. En azından benim öyleydi. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Jack anayola saparak hızını arttırdı. Aras belki de uzun zamandır ilk defa içten gülümsüyordu. Rahatlamıştı. Bu Fill denen adamın işi çözeceğinden o kadar emindi ki! Onu bu halde görmek beni hem şaşırtıyor hem de umut veriyordu. Belki de başımızdaki kara bulutları yavaş yavaş kovuyorduk? Yan gözle Anıl'a baktım. Yumruklarını sıkmış, çenesi kaskatıydı. Huysuz bir oğlan çocuğuna benziyordu. Gülmemek için dudağımı ısırdım.

"Gavatlıkta son noktayız anasını satayım! Şu hale bak!" diye söylendi sinirle. Gülüşümü öksürükle saklamaya çalışırken Güneş panikle elini Anıl'ın ağzına kapattı. Anıl öyle ateş saçan gözlerle Güneş'e baktı ki onun yerinde olmadığım için dua etmeyi aklımın bir kenarına yazdım.

"Şşt!" diye uyardı Güneş.

"Daha birkaç sokak uzaktayız. Hala duyuyordur!" Anıl hırsla silkelenerek Güneş'in elinden kurtuldu. Aras eliyle ağzını kapatmış, başını cama çevirmişti. Gülmemek için kendisini sıkan hali, beni iyice mutluluğa sürüklüyordu.

"Duyarsa duysun ya! Şeytanın Oğluymuş! Biz şeytana pabucunu ters giydirmiş adamlarız. Velediyle mi uğraşamayacağız anasını satayım! Akşam yemeği istiyormuş! Adama bak hele!" Güneş diken üzerinde, panikle Anıl'a susmasını tembihleyen gözlerle bakarken Jack bizim kadar olamamış, Anıl'ın bu kıskanç, kamyon arkası sözleri kullanan tavrına kahkahayı basmıştı.

"Valla kardeşim en son sarışın bir hatun tarafından etkisiz hale getirilmiş balık gibi çırpınıyordun ama! Yine de sen bilirsin tabi." diye konuştu Aras. Dayanamayarak gülmeye başladım. Güneş gülümseyecek gibi olmuş, daha sonra boğazını temizleyerek kendini durdurmuştu. Anıl iyice sinirlenerek Aras'a yumruk atmaya çalıştı. Aras öne doğru kaçmış fakat karşılık olarak gülmekle yetinmişti. Gülüşümü keserek Anıl'ı yerinde sabit tutmaya çalıştım.

"Anıl dur artık! Ucuz bile yırttık!" diye konuştum. Ciddi kalabilmek için tüm irademi kullanmıştım. Jack de gülmeyi bırakarak beni onaylarcasına;

"Heh şunu bileydiniz! Sağ kurtulduk diye sevineceğine bir de laf ediyorsun!" diye konuştu. Anıl biraz durulur gibi olsa da kendini haklı çıkarmak adına;

"Ulan tabii yemeğe gidecek olan hatun sizinki değil." diye konuştu. Daha sonra bakışlarını kısarak Aras'a odaklandı.

"Acaba yemeğe çıkacak olan Güneş değil de İlkim olsaydı da böyle gevrek gevrek gülebilecek miydin Bay Altınel?" diye sordu Anıl. Bay Altınel diyerek Fill'in ona hitabına gönderme yapmıştı. Aras ciddileşerek kaşlarını çattı fakat herhangi bir tepki vermedi. Cevap basitti. Elbette ki gülmeyecekti! Anıl'ın bu cümlesinin ardından ortalık biraz ciddileşir gibi olsa da Jack'in ;

"Kurtulduk! Yırttık!" nidalarıyla hızlı, diğer arabaları sollayarak araba kullanışı hepimizi gülümsetmişti. Evet! Sanırım ilk defa bir işi kan dökmeden, kayıp vermeden, kolay yoldan halledecektik. Yan gözle Anıl'ın yanında diken üzerinde oturan Güneş' baktım. Kim bilir ne düşünüyordu?

Güneş'ten

Eski defterler... Üzeri tozlarla kaplı küçük şeytanlar! Ne çok şey gizlerler. Alt metinleri öyle yoğundur ki gelecek kopya çekmeden önüne bakamaz olur bazen. Fill ve ben, üzeri toz tutmasa da eski, alt metini oldukça fazla bir defterdik. Ve bu, en çok Anıl'ı zorluyordu. Bunu duruşunda, kullandığı kelimelerinde, tavrında... Her şeyde görebiliyordum.

Aşk Yeniden Isırıyor (Sıra Arkadaşım Bir Vampir 2)Where stories live. Discover now