Bölüm 15

5.2K 497 27
                                    

Bölüm 15

Rüyam’dan

Yedinci dersin teneffüsünde kendimi dışarı atmış, bankların birinde oturmuş bekliyordum. Şöyle biraz düşününce bizimkileri fazlasıyla özlemiştim. Daha sadece bir gün olmuştu fakat ev, İlkim ve Aras olmadan fazlasıyla boş geliyordu. Derdim olduğunda kaçıp gidebileceğim hala yarısı bir Güneş de yoktu. Onlarla yaşamaya başladığım ilk zamanlarda ilgilerinden bunalıp gideceğim, diye düşünürdüm. Gidip kendi başımın çaresine bakacağım. Fakat şimdi hissettiklerim, bu düşüncelerin saçmalığını yüzüme vurur gibiydi. Yalnız ve korumasız hissediyordum. Telefonuma sarılarak Aras’ı aradım. İkinci çalışta açtı.

“Rüyam. Bir sorun mu var?” gözlerimi kapatarak gülümsedim. Beni benimseyişlerini öylesine çok seviyordum ki. Duygusallık almıştı yine beni. Burnumu çekerek sırıttım.

“Ağlıyor musun sen? Neredesin? Geleceğim!” sesi sertleşmiş ve eminim şuan ayakta bir oraya bir buraya yürüyordu. Aras’ın en sevdiğim huylarından biri de buydu işte. Söz konusu biz –İlkim, Anıl, Güneş ve ben- olunca bir şey olması düşüncesi çıldırtıyordu.

“Hayır sakin ol. Sadece...” diyerek duraksadım. Ben her zaman çekingen bir çocuk olmuştum. Daha olgun. Bizim yerinde duramayan kişimiz İlkim’di. Dudağımı ısırarak gülümsedim.

“Sadece özledim sanırım.” Aras derin bir nefes alarak kumaşın sesinden anladığım kadarıyla koltuk türü bir şeyin üzerine çöktü.

“Biz de seni çok özledik kızım. İstersen gel sen de? Ya da alayım seni, birlikte gelelim?” Onları fazlasıyla özlemiş olmama rağmen kazanmam gereken bir Othello rolü vardı. Kafamı görmeyeceğini bilse de iki yana salladım.

“Yok. Planlarım var zaten. Sadece arayıp sesini duymak bir de neler yaptığınızı sormak istedim. Eğleniyor musunuz? Telefonu İlkim’e verir misin?” diye sordum. Aras bir süre ses çıkarmazken kaşlarım çatılmıştı.

“İstersen onun cep telefonunu ara.” Dedi sadece. Sesi bozuktu. Kırılmış mıydı? Daha çok öfkeli gibiydi. Kime karşı öfkeliydi. Gözlerimi devirdim. İlkim yine kıskandırmaya mı çalışmıştı?

“Ne oldu Aras?” diye sordum. Daha sonra Aras dediğim için dilimi ısırdım. Fakat Aras sesini çıkarmadı. Fark etmemiş miydi? Sorun kesinlikle büyük olmalıydı. Dikkatimin çoğu Aras’tayken diğer yarısı bana yaklaşmakta olan Yiğit’i gözetliyor, çok azı da karşıda beş dakikadır gözlerini ayırmadan beni kesen çocuğa bakıyordu. Cidden! Rahatsız ediciydi. Ona dönüp yüz kaslarımı oynatmadan dümdüz baktığımda kalp atışlarında bir değişim olmamış, sadece yüzünde yavşak bir sırıtış belirmişti. Bunu sevmeyerek kafamı Yiğit’e çevirdim.

“Sadece… Bilmiyorum.” Diye seslendi Aras. Kaşlarım mümkünmüş gibi daha fazla çatıldı.

“Anlat hadi. “ diye baskı kurdum.

“Bilmiyorum Rüyam. Bu konuştuklarımızın aramızda kalacağını bilerek anlatıyorum. Diğer ikisini İlkim çoktan yardım için çağırmıştır.” Dedi. Sesinde “Biliyorum yapmazsın ama söylemiş olayım” tınısı vardı.

“Tabiiki, anlat hadi.” Bunu bekliyormuş gibi anlatmaya başladı;

“Bizim nelerden geçtiğimizi biliyorsun Rüyam. İlkim sana az çok anlattı. Sorun beni kıskandırması değil aslında biliyor musun? Sorun şu ki… Beni seviyor, biliyorum. Bunu hissedebiliyorum. Ama beni sevebilmek için çok şey kaybetti ve gün gelip de değmeyeceğini düşünecek diye-“

“Şhh. Sakın Aras. “ diyerek uyardım. Yiğit bu arada yanıma oturmuş kafasıyla selam vermişti. Onun yanında rahat konuşamayacağımı düşünerek ayağa kalktım. Elimle iki dakika işareti yaparak bahçede boş olan bir yere doğru ilerledim. Bu arada Yiğit’in hızla atan kalbi ve önce havaya kalkıp sonra da çatılan kaşları sinirlendiğinin göstergeleriydi. Aras’a yönelerek;

“Bazen bazı şeyler için, başka şeylerden vazgeçmemiz gerekiyor, bunu benden daha iyi biliyorsun. Endişelerin çok yersiz. İlkim her şeyin bilincinde olarak geldi sana. Tamam belki “Alacakaranlık serisi” gibi düşünüyordu ama ne olursa olsun onun bir ailesi var. Bir yaşantısı var. Ve o bundan çok memnun. Sana hala aşkla baktığının farkında olmadığını söyleyemezsin. Birbiriniz yerine karar vermeyi bırakın artık Aras. Ne zaman böyle yapsanız, zararlı çıkan siz oldunuz. Bak oraya iyileşmeye, kafa toplamaya gittiniz. Kendini topla. Böyle şeylere üzülme, üzme de. Eminim İlkim şuan ağlıyordur.” derin bir nefes aldı. Ciğerlerini dolduran havanın, pişmanlığını alıp götürebileceğini düşünüyordu.

“Ağlıyor mudur?” diye sordu. Sesi değişmişti. Bu ses tonu her şeyi açıklıyordu aslında. Tüm hikayelerini, ne kadar sevildiklerini ve asla kopamayacaklarını anlatıyordu.

“Muhtemelen.” Diye yanıtladım. Tırnağın deriyle buluştuğunda çıkan ses kulaklarımı doldurdu. Sanırım saçını kaşıyordu.

“Pekala. Ben ilgileneceğim. Son zamanlarda biz çocuk, sen ebeveyn oldun.” Dedi havayı dağıtmaya çalışarak. Kendimi tutamayarak kıkırdadım. Kıkırdadığım an daha hızlı atmaya başlayan kalp, Yiğit’ten başkasının değildi. Bu da neydi şimdi? Kıskanıyor muydu? Kıkırdamam bittiğinde bile gülümsememi söndüremiyordum.

“Biraz öyle oldu.” Dedim neşeli sesimle. Ses tonumun Aras’a da iyi gelmesini umuyordum.

“Pekala. Kendine iyi bak Rüyam. Her hangi bir sorun olursa ilk arayacağın kişi benim, biliyorsun. Derin dondurucu doluydu. Onlar sana biz gelene kadar yeter. Ve… Araman gerçekten iyi geldi. Sağol kızım.” Dedi dolu dolu bir sesle. Gözlerim anlık kapanırken gülümsedim.

“Siz de keninize iyi bakın. Dediklerimi unutma.” Aras, onu tembihliyor olmama inanamıyormuş gibi güldü ve;

“Unutmam. Hoşça kal.”

“Hoşça kal.”

Arkamı döndüğümde Yiğit kollarını göğsünde birleştirmiş sert bir ifadeyle bana bakıyordu. Yanına geldiğimde hala aynı gerginliğini üzerinde taşıyordu.

“Hadi! Gidiyoruz!” dedi sadece. Sesi öylesine sertti ki gözlerimin kocaman açılmasına mani olamadım. O önden önden sert adımlarla ilerlerken ben kahkaha atmamak için dudağımı ısırıyordum. Neydi bu şimdi? Yiğit beni babamdan mı kıskanıyordu? İçim kahkahalarla gülmek istediyse de sadece gülümsemekle yetindim. Madem oltaya düştünüz Bay Öküz, bize de bu oyunu devam ettirip o başrolü paylaştığınız kızın intikamını almak düşer.

14. bölümün vote ve okunma oranı diğer bölüme oranla neredeyse üçte birine düşmüş. Bu beni üzdü açıkçası. Ama size laf söylemeye de hakkım yok çünkü biliyorum ki benim eserim. Şu sıralar beni mutlu eden tek şey SABV ve yeni hikayem olan; Aşktan Kaçılmaz. Ona da bir bakmanızı tavsiye ederim. En güzel, eleştirel ve uzun yorum ithaf alacaktır. Bu geleneği bu bölümden itibaren devam ettiryoruz. Sahalara geri döndük valla canlar :D Hala benimleyseniz top koşturmaya devam :) Ayrı ayrı seviliyorsunuz :D 

Aşk Yeniden Isırıyor (Sıra Arkadaşım Bir Vampir 2)Where stories live. Discover now