ACİZ

By ruhumikrop

6.1K 222 38

"Aslında bir yanım çok pişman" dedi sigarasının dumanı dudaklarının arasından sızarken. Hepimiz onu anlayabil... More

merhaba darçın
bindik bir alamete...
hala inanamıyorum...
Leyla başıma açtın türlü belayı
Rüya mı? Gerçek mi?
yabancı aydınlık
Merhaba yeni kimliğim
vefasız piç
Çince teşekkür = Türkçe işkence
Kabulleniş...
Yeni Hayat
büyük buluşma
kesik
yine yeni hayat
Varlık içinde yokluk.
dövme
Başa geç gelen akıl
Başa geç gelen akıl 2
Tercih
tercih 2
Anlaşma-ma
Dönüş
Takdim
Puzzle'dan Parçalar
Kriz
Anlaşma
Metres
Leymi
Tadı Belirsiz Gerçekler
Okuyucularımdan rica :)
Dönüm Noktası +18
Dönüm noktası 2
Dönüm Noktası 3
Sefa(let)
Saltanat
Gelecek Bölümlerden
Saltanat2 +18
Kaan
Yıkılma1
Yıkılma 2
Yıkılma 'son devir'
gelecekten...

Kriz 2

92 5 0
By ruhumikrop

Huan'dan

Onu öpmüştüm! Hem de o sarhoşken!

Bütün gece tüm gözler onun uzerindeydi. Lamia dikkat çekici güzellikte bir yabancıydı. Asyalı, çirkin bir kız olsaydı bile sırtındaki o dövmeyle tüm dikkatleri üzerine toplardı. Savunmasız bir halde ortaya bırakılmasını hiç istememiştim. Gerçi Kai gibi bir adamı bir kere bıçaklayip bir kaç kere de öldürmekle tehdit edebilen biri kendini pek ala koruyabilirdi. Zira öyle de yaptı.

Benimle dans ederken yaramaz bir kız çocuğu gibiydi. Sevimli hareketleri, onu seksi imajından uzaklaştırıyordu. Yanaklarını iki elimle sıkıp alnından öpmeyi bile istemistim. Ondan uzak durmam gerekiyordu fakat o büyüleyici çekiminden uzak kalmak çok zordu. Korkuyordum. Geçmişte yaşadıklarım onu koruma dürtümü hareket halinde tutuyordu. Göz takibim dikkat çekiyor olmalıydı. Uyarıcı bakışlara maruz bırakılmiştim. Kai, Kenzhi ve Edward...

Edwardın Lamia ile yakınlığımı anlamaması imkansız gibiydi fakat ona yaklaşmaya çalışacağıni hiç düşünememiştim. Dans ederken çok uyumluydular aslında karakter olarakta çok benziyorlardı. Hem yakinliklarından hem de benzerliklerinden rahatsizlik duydum. Lamia da bunu anlamiş olacak ki saatlerce sohbet edebileceği o adamdan hemen uzaklaştı. Bir süre sonra Edward ile yanyana gelebildik.

"Lamia ile tanıştım."

"Gördüm Edie. Ondan uzak dur."

"İyi anlaşabileceğimizi sanıyorum."

"Anlaşma Edie. Ondan uzak dur!"

"Bu konuyu sonra konuşacağız Huan." dedi ve zoraki bir gülümseme eşliğinde beni selamlayıp uzaklaştı. Bütün gece olduğu gibi aileye dönüşümle ilgili tebrikleri kabul etmeye devam ettim. Bir süre sonra Kaiyle gözlerimiz bulustu. Etrafa bakindiginda Lamiayi aradigini anladim ve bakişlarimla salonu taramaya basladim. Bir sure sonra basini ovusturarak bara doğru ilerledigini gordum ve o rahatlikla derin bi nefes aldim. Düşmüş olmalıydı ayakkabisının birinin topuğu yoktu ve alnı kanıyordu. Çok içmemişti habuki. Ne yapacağım konusunda karar veremezken Kainin mesajıyla harekete geçtim.

Arabamda adamlarımdan birinin onu getirmesini bekliyordum. Geldoginde kocaman bir gülümseme bekliyordum ama yüzü solgundu ve dalgın bakışlari vardi. Yol boyunca hemen hemen hiç konusmadık. Kucagima aldım  basıni göğsüme gömdü, kalp ritmim hızlandı. Eve inerken oluşan elektrik kesintisiyle kucağıma atladı. Çok korkmuştu, sanki o uçurumun kenarındaydı ve  bıraksam düşecekti. Çok yakındık kaçamadım ondan dudaklarını istedim ve tattım. Muhteşemdi! Ama hata yapıyordum. Yapmamalıydım. Bu sefer hayır.

Yatağına yatırdım. Zaten hemen sızmıştı. Alnındaki yaraya pansuman yaptım. O masum güzelliğini uykum gelinceye kadar izledim.

Lamiayı evden gönder.

Kaiyle aralarını yap.

Onu kızkardesin olarak düşün.

Gece hayatına daha çok vakit ayır.

Uykuya dalmadan önce aldığım karaları uygulama konusunda yemin ettim. 'Yarın herşey çok farklı olacak Huan.'dedim kendime ve uykuya daldım.

Sabah Kai erkenden gelmişti Lamia hala yatıyordu. 'Akşam olanlardan haberin var mı?' diye bir kaç kez sordu. Ben de merak ediyordum.

Kırmızı yanaklarıyla ne kadar da sevimli görünüyordu. Akşam onu öptuğum icin utanıyor olabilirmiydi? Gece ettmiş olduğum yemin aklıma geldi ve ona olabildiğince soguk davranmaya çalıştım. Kai de benim aksime gayet samimi bir tavır sergiliyordu. Ona verdiği internet sözünü tutmak icin can atıyor gibiydi. Onlar odaya geçtikten sonra Kenzhi geldi. Edebileceği her türlü küfürü hiç çekinmeden etti. Lamiaya çok kızmıştı. Chu denen piç, Lamianın ona kur yaptığını, Sevişmek için tuvalete çağırdığını ama orada başkasıyla öpüşürken yakaladığını iddia etmiş. Ben Lamiayı eve götürükten sonra Chuyu bayanlar tuvaletinde darp edilmiş halde bulmuslar. Lamia da tuvaletten başı yaralı halde gelmişti ama biz olayı alkole bağlamıştık. Chunun anlattıklarının bir kısmı doğru olabilir mi diye düşündüm. Çünkü Lamia o pici tek başına haklayamazdı.

Üçümüzün aklinda da Lamianın ajan olma ihtimali dönüyordu. Bizi oyuna getirip efendisin kollarına koşmuştu demekki. Ondan benim öpüşüme karşılık vermemişti. Ben ondan bir öpücük çaldım diye vicdan azabı çekerken onun böyle pis işler çevirdiğini öğrenmek beni paramparça etmiştı. Kai de ona hiç davranmadığı kadar acımasız davranıyordu. Ajanlık isıne değil de o da bu öpüşme muhabbetine çok bozulmuştu. Biz bağırdıkça Lamianın yüzü bir ton daha soluyordu. Kemerle dövdüğüm gündeki tavrıyla aynıydi bu tavrı. Yalvarmıyordu. 'Bana inanmalısın.' diye bakıyordu gözleri. Korkudan çok üzüntü ve şaşkınlık barındırıyordu ifadeleri. Karşısında çılgına dönmüş üç Çinli adam vardı.

Kai bizi odadan çıkardıktan bir süre sonra Lamianın acı çığlığinı isittik. Odaya koşarak girdim. Yerde iki büklüm yatıyordu.Kai donakalmıştı.

"Lamia Lamia Lamia..." Üçümüz de panik içinde bağırıyorduk. Yerde kıvranıyordu. Suratı kıpkırmızıydı. Kasılmıştı ve vücudu bir demirden farksızdı. Acı İçindeki çığlıkları kulaklarımızı tırmalarken telaşımızın kademesi git gide yükseliyordu.

"Kriz geçiriyor doktor çağırın!" diye bağirdi Kenzhi. O söyleyene kadar ne olduğunu idrak edememiştik. Panik aklımızın odalarını kilitlemişti.

Gözleri ters döndü azönce kıpkırmızı olan yüzü beyaza döndü ve bütün vücudu ani bir şekilde kendini saldı. Kai sesli bir şekilde ağlamaya başladı.

"Kai sadece bayıldi sakin ol! Sakin ol!" Kenzhi onu sakinlestirmeye çalıştırirken ben Lamiayı uyandırmaya çalıştım. Gözleri kapalı bir şekilde öğürmeye başladı. Yüzü bize dönüktü kusarken hafif gözlerini araladı kan gözlerine hücum etmiş gibiydi. Tirtiyordu. Başı kesilmiş bir hayvanın can çekişmesi gibi titriyordu.

"Sanırım ölüyorum." dedi çıkarmakta zorlandığı sesiyle.

Aynı anda hepimiz bağırmaya başladık

"Lamia dur! Lamia hayır! Lamia kapatma gözlerini!.."

Kai'den

Ellerim belindeydi. Arkasında yavaş ve kıvrak hareketlerle onu doyurmaya devam ediyordum. Sirtı göğsume yapısıktı. Kalçaları kucagımı dolduruyordu. Belimdeki elleri inip kalkmasına yardımcı oluyordu. Omzunu dişledim ve emmeye basladım. Bir elimi vücudunu oksayarak göğsüne getirdim ve sertçe sıktım. Büyük bir inleme çıktı dudaklarından. Diğer elimle klitorisine sekiz çizmeye başladım. İnlemeleri arttı. Kollarımdan tutup daha hızlı zıplamaya başladı. Beni beklemeden doruğa ulaştı, gürültülü bir sekilde boşaldı ve kendini öne doğru, yüzüstü yatağa fırlattı. Sırtında dövmeyi göremeyınce bütüm hayallerim yıkıldı. Bedenim başkasıyla doyarken ruhumu ancak o doyurabiliyordu. "Dön ve saksafonumu çalmaya başla!" dedim önümde duran fahiseye. Onun Lamia olmadığını görmek beni sinirlendirmişti. 'Azönce okşadığım göğüsler onundu! Dokunduğum, doldurduğum kadınlık onundu! Doyduğum ten onundu! Bu kadın yalan!' dedim kendime. Gözlerimi kapattım. Önümdeki fahişe sertligimi vakumlamaya başlamıştı. Ben sadece Lamiayı düşünüyordum kısa sürede bosaldım. Gözlerimi açmadan kıza

"Hemen odayı terket." dedim. Bedenim yastığa ruhum Lamiaya sarıldı.

Sabah erkenden Huanın evine gittim.  Lamia bir süre sonra kırmızı yanaklarıyla aramıza katıldı 'o kırmızı yanaklarını görmek muhteşem bir güne başlamanın habercisi' diye düsündüm. Alnındaki yara da ona sevimlilik katmiştı. Aksamki sarhosluk durumundan utaniyor olmaliydi.

İnternet sözümü tuttuğum için pişman olmuştum. Gördüğü şeyler onun bütün neşesini kaçirmiştı. Açtıği sayfalara dikkatlice baktım hepsini daha sonra etraflica araştıracaktım. En son genç bir çocuğun sayfasına geldi. Elleri titriyordu. Ağlamak üzereydi. Bu insanlar her kimse Lamiayi çok yaralamişlardı. Tam bana içini dökecekken Kenzhi geldi ve o asla hatirlamak istemediğim olaylar başladı. ben onun hayalini kurarak başka kızlarla sevisiyordum o benden habersiz baska adamlarla öpüsüyordu. Çıldırmıştım. Her şeye sahiptim. Çevremde bana kendini sunan binlerce kadın vardı. Peki o kimi tercih etmişti?

Korkutup konuşturmaya çalıştım. Kemeri yere vurmamla kıvranmaya başlaması bir oldu. Sesi... Yüzü... Vücudu... Her zerresi acısının büyüklüğünü dısari yansıtıyordu. Orada kalp krizi gecirmeme ramak kalmıştı. O kıvrandıkça benim kalbim sıkışıyordu. Gözlerimin önünde ölüyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. 

"Sanırım ölüyorum." dedi hepimiz bağirışmaya başladık. Dizlerimın üzerine çöktüm ellerimi cam bir eşyayı tutar gibi hassas bir şekilde yanaklarına koydum alnına öpücük bıraktım sonra başını kaldırıp göğsüme yasladım ağlayarak bağırdım

"Yalvarırım ölme! Ne olur gitme! Ne istersen yaparım ne olur gitme!"

Ben yalvarmaya devam ederken arkamdan iki kişi beni ondan ayırmaya çaliştı. Bir kaç kişi daha girdi odaya. Lamianın başına üşüştüler. Aceleci bir şekilde nabzına baktı biri. Digeri cantadan biseyler cikardı. Öteki de göz kapaklarını kaldırıp gözlerini kontrol etti. Daha fazlasını göremeden dışarı çıkartıldım.

"Kai doktorlar onu iyilestirecek. Kai beni duyuyorsun değil mi? Kai sana da bakmalarını ister misin?" dedi Kenzhi. Telaşlıydı. Elleri şakaklarımda başımı sarsıyordu.

" H-hayır. Onu iyilestirsinler yeter." Diyebildim.

"Onun için güçlu olmalısin" dedi ve beni elimi yüzümü yıkamam için banyoya yönlendirdi. İçeriden su sesi geliyordu. Kafamı uzattığimda suyun altında kıyafetleriyle oturan Huanı gördüm. Dizleri kendine çekmisti ve elleini dizlerinde birleştirmişti kafasi duvara yasliydi. Su dirdk suratina carpiyordu. Huanin geçmişi geldi aklıma. O da Lamiayı seviyordu Belki benim sevdiğim şekilde değildi ama seviyordu ve yaşananlar ona geçmişini hatirlatmışti. O çifte acı yaşadı o anda. Suratıma hatrı sayılır miktarda su vurduktan sonra ona dönüp elimi uzattım Kalkip hafifce bana sarildi. Eşyalarının ıslaklığına aldırmadan dışarı çiktı. Huani takip ettim ve onun yeni odasıyla tanışmış da oldum. Lamia hakkındaki olumsuz düşüncelerim için kendimden bir kez daha utandm. Kenzhi odanın kapısında bekliyordu ve beni yanaştırmıyordu. Lanet doktorlar da çıkmamıştı. Bir süre sonra ben tam odaya girme planlarımi uygulayacağım sirada doktorlar çıktı.

"Ağır bir kriz geçirmiş biraz gecikseydik ölebilirdi. Serum taktık bittikce yenilenmesi lazim. Uzunca bir süre uyuyabilir."

"Ne kadar uzun?" diye hemen lafa atladım.

" Bir ay bile sürebilir. Yalnız birakmayin sakın. Artçıl krizler gelebilir." Farkedilmezse ölebilir dememişti ama biz anlamiştık. Yanına gittim. Pişmlık gözlerimdeki yaşlara özgürlük şakısı söyletiyordu. Yanına oturdum. Bembeyaz yüzüne baktım. Biraz daha yaklasip başımı boyun çıkıntisına yasladim

"Umarım bu bir rüyadır ve gülerek uyaniriz" dedim. Kendimi kokusunun büyüsüne bıraktım.

Continue Reading

You'll Also Like

3.5M 216K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
1.5M 112K 28
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
DİLVAN By Helin

General Fiction

3.8M 189K 56
Tek davası okumak olan Avin Mirşad. Bin derdin dermanı olan Maran Mirşad. "Mardin şahidim Maran yüreğimin güneşisin. Dışımı aydınlatırken yüreğimi...
ZEVAHİR By Çiğdem

General Fiction

3.8M 203K 81
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden...