PORTAKALLI SÜT | Texting

بواسطة galaksininmilkasi

5.9M 402K 73.1K

Bilinmeyen: Portakallı olsun. Ekin: Ne? Bilinmeyen: Süt diyorum, portakallı olsun. Ekin: Hangi galakside böyl... المزيد

0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
İS'İN HİSSİ
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.5
7.6
7.7
7.8
7.9
8.0 (Final)
• Özel Bölüm •
Röportaj
Canandan;

0.1

241K 9.3K 13.7K
بواسطة galaksininmilkasi

-13.06.17 / 16.04.20

* Okumaya başladığınız tarihi buraya yazınız.

Hatta buraya da yazabilirsiniz sığmazsa diye shsjjsks

Keyifli okumalar.

@ekintoramn seni takip etmeye başladı.

@ekintoramn bir tweet paylaştı.

"Her gününü acı çekerek geçiren bir insandan mutlu olmasını beklemeyin."

Gözlerimi alışa gelmiş bir tuhaflıkla kırpıştırdım. Gece boyu uyumamıştım. Evet, bugün sabaha kadar telefon başından kalkmamış, baş ağrısına davetiye çıkarmıştım. Elimdeki telefonu yatağa bırakıp ağrıyan başımı ovaladım. Gözlerimin şiştiğine adım gibi emindim. Hatta şişmekle kalmayıp okulda hoşnutsuz bakışlara maruz kalacak, göz torbalarına sahip olacaktım. Umursamadan telefonu bıraktığım yerden geri elime aldım.

Az önce twitter'dan gelen bir tweet ile bakışıyordum.

Kendi hesabım olsa bir şey demezdim ama kim hesabı yalnızca randomdan oluşan birisini takip etmek isterdi ki?

@ghjksd bir tweet yanıtladı.

"Zaten bu zamanda kim tüm gününü güzel geçiriyor ki?"

Kısa sürede iletildikten sonra bu kişiyi merak etmiştim. Twitter hesabına girdim. Profilindeki fotoğraf tanıdık geliyordu doğrusu. Hakkındaki bilgilere baktığımda bizim okulun yer bildirimini yapmış olması beni bir hayli şaşırtmıştı.

Beni tanıyor muydu ki?

Ekrana iyice eğilip fotoğrafa daha dikkatli bakmaya çalıştım. Bunu tanıyordum. Bizim okulun aynı zamanda da bizim sınıfın popüler kişilerinden biriydi. Yakışıklı olması bir yana burnu havada, kendini beğenmişin tekiydi. Beni de öylesine biri sanıp takip etmiş olmalıydı.

Hesabından hızla çıkıp whatsapp'a girdim. Daha önceden açılan gruplarda onun adını görmüştüm. Ben, o okulca açılan kalabalık gruplarda hiç konuşmayan, fakat her mesajı dikkatle okuyanlar arasında yer alıyordum. Gerçi böyle olmak beni rahatsız etmiyordu. Onun numarasını kaydedip, kendi profil fotoğrafımı gizledim. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ama belli mi olur, bir gün lazım olurdu.

Gözlerime iliştirilen ağırlık ile göz kapaklarımı ovdum. Saat nerdeyse beş olmuştu. İki saat sonra tekrar kalkacak olmama rağmen telefonu kapatıp yastığımın altına koydum. Uzun bir esneyişle yorganı kafama kadar çekip karanlığa gömüldüm.

💦

"Okula geç kalıyorsun kalk artık!"

Başımın dibinden gelen yüksek sesli bir homurdanma ile gözlerimi kırpıştırdım. Birbirine yapışan göz kapaklarım beni rahatsız etmek istemeksizin hareket etmemişti. Ağzımdan bir kaç mırıltı çıkardım.

"Mırıldanma bana! Gece yine uyumadın değil mi? O yüzden bu uyuklaman, sana diyorum kızım kalksana!"

"Ya Anne, ya!" dedim, ağzımdaki tuhaf tada karşı yüzümü buruşturmuştum. Yatmadan önce dişlerimi fırçalamayı unutmuş olmalıydım.

"Bak hâlâ yatıyor!"

Üzerimdeki mor yorganın bir anda çekilmesiyle ürperdim. Hırçınca ayaklarımı yatakta sallandırırken, annem bacaklarıma vurmayı esirgememişti. "Adım gibi eminim ki saat daha yediye bile gelmedi! Hep böyle yapıyorsun." diyerek homurdandım. Elimle bacağımı ovuştururken yatakta oturur pozisyona gelmiştim.

"Fırına git, ekmek kalmamış." Benim söylediklerimi umursamadan odamdan çıkarken, yüzünde beni uyandırdığına dair memnun bir ifade vardı. Şaşkınca arkasından bakakaldım.

"Ya neden ben? Senin bir kızın daha var o gitsin!" dedim yataktan kalkarken. Gerçi pek kalkmak sayılmazdı, yorganın ayağıma dolanmasıyla yüz üstü yere yapışmıştım.

"Kardeşin dün hiç uyumadı, onu rahat bırak," dedi, kendisi mutfakta olduğundan sesi boğuk geliyordu.

"Bende uyumadım!" diyerek, bağırdım. Ayağımdaki yorgandan kurtulup ayaklandım. Her seferinde sabah kaldırılıp markete veya fırına giden ben oluyordum. Bu döngüden bıkmıştım artık.

"Çığırma bana! Uyusaydın," diyerek, tekrar kendini haklı çıkardığında görmeyeceğini bilerek gözlerimi devirdim. Yatakta kaybolan telefonu bulup saate baktım. Yediye çeyrek vardı. Benim okulum ise sekizde başlıyorsa bu zaman dilimi beni delirtecek haldeydi. En azından bir onbeş dakika daha uyuyabilirdim!

Oyalana oyalana banyoya gidip, rütin işlerimi hallettim. Göz morluklarıma kısaca göz gezdirip omuz silktim. Gerçekten de uğraşamayacak haldeydim. Banyodan çıkıp mutfağa gittim. Kahvaltı masasına kısaca göz gezdirirken annemin yanına çoktan ulaşmıştım.

"Neyle alacağım ekmeği?" diye bir soru yönelttiğimde bana dönme gereği duymadan salondaki sehpayı gösterdi. Paytak adımlarla mutfaktan çıkıp, sehpanın üzerindeki bir kaç bozuğu avuçladım. Hızla ayağıma sporlarımı geçirip evden çıktım.

Bir kaç sokak sonra fırına geldiğimde üzerimde garip bakışlar hissediyordum. Kısaca üstüme baktım. Pijama ile çıktıysam n'olmuş yani?

İnsanları umursamadan iki ekmek alıp, fırından çıktım. Hava sabahın etkisiyle biraz serindi. Ürpermiştim doğrusu. Adımlarımı hızlandırarak eve geldiğimde kapı ben çalınmadan açılmıştı.

"Günaydın," diyen kardeşime gözlerime devirerek baktım. Onu itekleyip içeri girdiğimde arkamdan bana homurdanmayı esirgememişti. Ekmekleri masaya bıraktım. Bir tane sandalye çekip oturdum. Kimseyi beklemeden hızla yerken annemin bana kınayan bakışlarla baktığını biliyordum. "Babam nerde?" dediğimde, doğranmış salatalıklardan üç tanesini birden ağzıma atmıştım.

"Az önce çıktı." dedi, annem peynirli omleti kahvaltıklara bezenmiş sofranın tam ortasına koyarken. Anında masanın kenarında duran ekmekten küçük bir parça kopardım. Kopardığım ekmek yardımıyla omletin büyük bir kısmını alıp yemeye başlamıştım.

"Yavaş ye biraz, ne bu acele?" yanıma oturan kardeşime yan gözle baktım. Ağzımdaki yemek bitmeden, "Ne?" diye sorduğumda yüzünü buruşturarak kafasını çevirdi. Hınzırca gülmekle yetindim.

💦

"Canan? Ya kızım bir altıncı soruyu söyleyemedin ya," diyerek homurdandım.

"Sessiz ol be, çözüyorum işte." diyerek kafasını teste geri çevirdi. Tarih sınavındaydık. Hocanın kopya çeken bir öğrenci olup olmadığını anlamak için kısık bakan gözleri üzerimizde dolanırken göz göze geldik. Sahte bir gülümseme ile hocaya bakıp, kafamı eğdim. "Hay aklıma ben," diye hayıflandım.

"N'oldu?" diyen Canana yan bakış attım. "Yok bir şey, yok. Devam et sen," diyerek soruları çözüyormuş gibi yaptım. Dün gece uyumadan sosyal medyada gezeceğime keşke bir tarih kitabı açsaydım. Fakat bugün sınav olacağını bile bilmiyordum ki ben ne yapayım? Derin bir nefes alıp Canan'ın kağıdına baktım. Yaptığı soruların aynısını kendi kağıdıma geçirdim. Canan benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Nerdeyse tüm anılarımı onunla yaşamıştım. Lisenin ilk senesi başlayan arkadaşlığımız üçüncü sınıfa kadar sürmüştü.

Tüm soruları bitirdiğimde kağıdımı alıp sıradan kalktım. Sınav kağıdımı diğerlerinin üzerine koyup hocanın dikkatli bakışları altında geri sırama oturdum.

Birde söylemeden geçemeyeceğim, Ekinle aynı sınıftaydık. Yani dün gece twitter'de beni, aslında fake bir hesabı takip eden çocuk. Ben ve Canan'ın hemen yanımızdaki sırada, sevgilim dediği boya küpü ile oturuyordu. Gerçi aralarındaki ilişkiyi bende dahil olmak üzere okuldaki hiçkimse anlamamıştı. İkisini bazen fazlasıyla yakın, bazen de birbirine düşman iki yabancı gibi görüyorduk.

Ne zamandır ona baktığımı bilmediğim bir sürede sanki ona baktığımı farketmiş gibi hemen kafasını bana doğru çevirdi. Göz göze geldik. Bal sarısı gözleri irislerimi kuşatırken yutkundum. Bir süre onunla öylece bakıştıktan sonra kafasını ilk çeviren ben olmuştum.

"Kızım sana diyorum?" diyerek, beni mıncıran Canan'a kaşlarımı çatarak baktım. "Ne?"

Bıkkınca bir nefes verip, "Hoca kağıtları okuyacak diyorum. Kafan nerde senin?" dedi, sırasında bana doğru dönerek.

"Burdayım," diyerek, garip bir tepki verdiğimde, tuhaf tuhaf bana bakmaya başladı. Birkaç hayıflanır gibi bir ses çıkartıp tekrar önüne döndüğünde bende onu taklit etmiştim.

"Bengü?" Hocanın sesi sınıfta yankılandığında Ekin'in yanında oturan kız elini kaldırdı. "21," dedi hoca ve kızın suratına acır gibi bakıp kağıtları okumaya devam etti.

"Yalnız biri de var," diyerek Canan'a doğru eğildim.

"Öyle deme, bu zamanda bir puanı almak bile zor oldu." dedi, alayla mırıldanarak. Gülmeden edemedim. Hoca sınıftakilerin çoğunu okumaya devam ederken Ekin'in adını duymamla kulak kabarttım.

"Ekin?," yayvanca bir hareketle elini kaldırdığında hoca dikkatle onu süzdü. İlk önce gözlerini kısarak baktı, tekrar baktı ve sanki şaşırmamış gibi bir ifade takındı. "85,"

Dudaklarım bir balık gibi aralanırken, Cananla aynı anda yalnızca kendimizin duyabileceği bir şekilde 'oha' dedik. Bakışlarımı Canan'ın arkasından ona çevirdim. Bir süre ifadesizce ona baktım. Yanındakinden kopya çekti desem? Onun notu da pek içler açısı değildi doğrusu. Kafamı tekrar önüme çevirdiğim sırada Canan'ın adı okunmuştu.

Hoca, "Canan?" dediği anda, Canan hemen, "Ben," diyerek atıldı.

"75," dedi ve kağıtları okumaya devam etti.

"Yine mi 75 ya, yeter bir insan her sene aynı notu mu alır?" diyerek hayıflandı. En kötü bakışlarımdan birini ona gönderdiğimde susmayı tercih ederek sırada uyuma pozisyonunu aldı.

Hoca diğer öğrencileri okumaya devam ederken sıranın bir türlü bana gelmemesi içler acısıydı. Zil çalmaya başladığında hoca yarım kaldığı sınav kağıdını bırakıp aceleyle toparlandı. "Okunmayanları akşam e-okula girerim oradan bakarsınız." diyerek sınıftan çıkarken birkaç kişinin homurtusu sınıfta yankılanmıştı.

Pek umursamadan sıramda geriye yaslandım. Nasıl olsa Canan sayesinde yüksek almış olmalıydım. Bakışlarım benden habersiz arka sıraya kaydığında orda olmayışı içimi rahatlatmıştı.

Aklıma gelen muzır bir fikirle sırıttım. Büyük bir oyun oynasam kime zarar gelebilirdi ki?

Aceleyle cebimden telefonumu çıkardım. Uygulamada onun adına gelip, mesaj kısmına bastım. Başlayalım bakalım.

*

Bilinmeyen: İnsanlar bazen hata yapabilirler.

Önemli olan hatanın farkına varıp kabullenmek.

Ekin | Çevrimiçi (10.41)

Ekin | Görüldü (10.41)

Ekin | Çevrimiçi (10.41)

Ekin | Yazıyor... (10.43)

💦

Lütfen yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.

Sizi seviyorum. 🧡

-Ağustos 2019
*Sürekli yorumlarda Ekin'in kız sanıldığı ile ilgi duyumlar aldım. Aslında Ekin hakkında bahsederken gayette açıkça belli etmiştim ama neyse. Ekin ERKEK, burayı okumayan için artık yapcak bir şeyim yokkdjdjd ❤

-Yaren

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

27.4K 675 25
Bazen kahkahalarla güleceğiniz, bazen sinirleneceğiniz, bazende üzüleceğiniz replikleri okuyacaksınız. İyi okumalar!
242K 11.5K 92
▪︎ Yarı Texting | Yazışmalar azdır. Sude: Madem öyle neden beni seviyorsun? Sevilmeyi hak edecek biri gibi durmuyorum? Anonim: Özünde iyi birisin, sa...
Sillage | Texting بواسطة ⋆

القصة القصيرة

6.4K 922 8
(Kısa hikaye, Tamamlandı) Efulim: Şimdi sana sarılan biri varken Efulim: Ben sensizliğe sarılıyorum
654K 30K 70
T A M A M L A N D I √ Abimin arkadaşı konulu bir hikayedir. 🦋 05...; Bir baksan gözlerime, anlayacağım her şeyi; 05...; Beni sevip sevmediğini. 05...