( Yazar'dan )
Ömer ile Defne dünyadan kopmuş bir şekilde öpüşmeye devam ederken Serkanın sesini duydular.
SE: ANNEEEEEEEEEEE. KOŞ KOŞ RÜYA GİDİYOR. AY VALLAHA DA GİDİYOR KIZ DUR.
Defne ile Ömer birbirlerine bakıp yükarı çıktılar.
SE: Bak dinliyor mu. Abicim bir dur ama ya.
Defne ile Ömer odaya girince Rüyayı emeklerken gördüler. Kapıya doğru geliyordu. Arkasından da Serkan onu tutmaya çalışıyordu. Çiftimiz gülümseyerek izliyordu çocuklarını.
D: Kızım. Sen ne zaman başladın emeklemeye? Yerim ben senin o tontiş ellerini.
Ömer eğilip Rüyayı kucağına aldı.
Ö: Benim kızım büyümüş de evi kendi başına gezmeye mı kalkmış? Prensesim benim. Sen yarın öbür gün yürümeye de başlarsın ha?
Ömer Rüyanın yanağını öptü. Rüya gözlerini ovaladı. Ömer kızını öpmeye devam ediyordu. Ama Rüya minik avuçlarını babasının anlına koyup başını itmeye başladı. Sonra bir elini Ömerin bir omuzuna koydu. Diğer omuzuna da başını koydu ve babasına sarıldı.
Ö: Kıyamam ben sana. Senin uykun mu geldi?
D: Ver ben yatırırım.
Ö: Yok yok. Siz inin aşağa. Şimdi rahatını bozmayalım. Uyusun ben onu beşiğine koyacağım.
D: Tamam. Gel oğluşum biz anne-oğul film izliyelim birlikte. Çoktan başbaşa kalmıyoruz ha?
SE: Eveeet. Ben anneşimi özledim yaaa.
Ö: Anneşini?
SE: Aramızda kalsın. Lütfen.
Ömer güldü. Defne ile Serkan aşağıya indiler. Ömer ise kızıyla birilikte sallanan sandalyeye oturdu. Kızının kokusu huzur veriyordu adama. Rüya babasının kollarında uykuya dalarken Ömerse onun kokusunu içine çekip sırtını sıvazlıyordu.
Yarım saat sonra Defne Ömeri merak edip yükarı çıktı. Ömer sandalyede sallana sallana uyukalmış. Rüya da omuzunda uyuyordu. Çok da rahat gözüküyorlardı. Defne yanlarına gidip Ömerin saçlarını okşadı. Rüyayı almaya çalıştığında Ömer kollarını refleks olarak daha çok sardı Rüyanın etrafına. Defne tekrar almaya başlayınca Ömer Rüyanın sırtını sıvazlamaya ve "pışş pışşş pışşş" demeye başladı. Defne gülümsedi.
D: Ömerim bırak bak ben alıp beşiğine koyacağım.
Diye fısıldadı Defne. Ömer uykuda olmasına rağmen Defneyi dinlemişti. Yavaşça kollarını gevşetti. Defne Rüyayı dikkatli bir şekilde alıp yatağına yerleştirdi. Sonra Ömerin yanına gidip saçlarını okşamaya başladı.
D: Aşkım hadi sen de yatağımıza yat burada tutulursun.
Ömer Defneyi kucağına çekti ve koltuğa iyice yerleşti. Defnenin başını boynuna koydu.
D: Ömer. Hadi sevgilim bak çok fena tutulursun burada.
Ömer uykulu hali ile elini Defnenin bacağın koydu.
Ö: Seni çok özledim.
Deyip Defnenin saçlarını kokladı.
D: Ben de seni çok özledim bebeğim ama akşama kadar beklememiz lazım.
Ö: Ya sabrımız kalmadıysa? Zaten Rüya şu sıralar bizi uyutmuyor.
D: Dayanmaya öğreneceğiz. Şu anda hissediyorum ne durumda olduğunu.
Ö: Hadi ya. O kadar mı?
D: Maalesef Ömercim hissedilecek kadar çok.
Ö: Eee ben napıcam?
D: İstersen güzel bir duş al önce sonrada biraz uyu.
Ö: İşe yarar mı dersin?
D: Denemekten bir şey olmaz en azından.
Ö: İyi madem.
Defne kalkmaya yeltendiğinde Ömer onu durdurup kendine çokça bastırıp dudaklarına kısa ama oldukça tutkulu bir öpücük kondurdu.
Ö: Bir iki saate uyandır beni. Öğlen fazla uyumak istemiyorum.
D: Peki canım sen nasıl istersen.
Ömer son kez Defneyi öpüp onu kucağından kaldırdı ve en hızlı şekilde kendi odalarında ki banyoya girdi.
Defne ise Rüyaya bir göz atıp aşağı Serkanın yanına indi.
SE: Babam nerede kalmış anne?
D: Uyuyakalmış birtanem. Şimdi odada uykusuna devam edicek. Biz napalım?
SE: Bilmem.
Deyip omuz silkti.
D: Senin sevdiğin portakallı kek yapalım mı?
Serkanın gözleri sevinçle büyüdü.
SE: Yapalım.
Defne ile Serkan mutfağa girdiler.
D: İlk ne yapıyoruduk?
SE: İlk ellerimizi yıkıyorduk.
D: Afferin benim paşama.
Deyip musluğu açtı. İkisi de ellerini yıkadıktan sonra keki yapmaya başladılar. Serkan çok eğleniyordu aslında annesi ile mutfağa girince. Defne bunu yapmayalı ne kadar çok zaman geçtiğini düşündü. En son İtalyada Serkanla yemek yapmışlardı. Oğlu ile daha çok vakit geçirmesi gerektiğini aklının bir yerine not etti.
Keki fırına koyduktan sonra etrafı fazla dağıtıklarını farkına vardılar. Etrafı toparladılar. Serkan yorulduğunu söyledi. Defne de ona yükarı çıkıp biraz dinlenmesini söyledi. Serkan yükarı çıkınca Defne de bir kitap alıp koltuğa yerleşti.
Serkan kendi odasına gitmeden önce Rüyanın odasına girdi. Mışıl mışıl uyuduğunu görünce hiç ses çıkarmadan çıktı. Gözüne anne ve babasının kapısı takıldı. Yavaşça kapıyı açtı. Ömerde aynı Rüya gibi uyuyordu. Serkan babasına biraz baktı. Sonra kapıya baktı. Odasına gitmeye vazgeçip Ömerin yanına uzandı. Battaniyenin altına girdi ve babasına sokldu. Ömer Serkana dönük bir şekilde yatıyordu. Serkan yaklaşınca kokusu Ömerin burnuna çalındı. Ömer Serkanı iyice kendine çekip başını öptü.
Ö: Paşam.
Deyip iyice sarıldı Serkana. Serkan da artık kendini rahat hissedince gözlerini kapattı.
***
Defne saatine baktığında 16:30'a geldiğini gördü. Rüyaya bakınca hala uyuduğunu gördü. Serkanın odasına gidince yatağı boş gördü. Ömerin yanında olduğunu anlayınca aşağı yatak odasına girdi. Baba-oğul hala uyuyorlardı. Defne onların yanına oturdu ve ilk Serkanın saçlarını okşadı.
D: Paşam kalk hadi. Ömercim hadi ama çok uyudunuz.
İkisi de uyanmaya başladı. Ömer gerinip Defneye gülümsedi.
D: Kalkın hadi sonra akşam uyku tutmayacak.
Ömer çarpık çarpık gülümsedi ve göz kırptı.
SE: Benim hala uykum var ama.
D: Hadi oğlum kalk elini yüzünü yıka kendine gelirsin. Hem bak kek hazır aşağıda seni bekliyor.
SE: Hazır mı?
D: Evet. Hem de çoktan.
Serkan yataktan kalkıp odadan çıktı. Çıkar çıkmaz Ömer Defneye biraz yaklaştı.
Ö: İşe yaramadı.
Defne ilk önce anlamamıştı ama sonra Ömerin arsız ifadesini görünce anlamıştı.
Ö: Böylece durup bana bakarken beni nasıl tahrik ettiğinin farkında bile değilsin. Sana o kadar aşığım ki bir bakışına, bir dokunuşuna, bir sözüne dünyayı bile yakarım. Nefesimsin sen benim. Hayatımı değiştiren, aşkı öğreten kadınsın. Sana harika bir hayat sunmak istiyorum. Mutlu bir hayat. Dertsiz tasasız. Sadece dördümüz ve huzur. Biliyormusun bazen keşke çalışmasa diyorum. Eve de birini alalım. O ilgilensin her şey ile. Ben işe gideyim. Sen sadece dinlen. Yorulma istiyorum. Sana hayranım. O kadar çok işi hallediyorsun. Sonra evde hepimizle ayrı ayrı ilgileniyorsun. Harika bir kadınsın. Benim bebeğimsin. Birtanemsin.
Defneyi biraz daha kendine çekti ve koluna bir öpücük kondurdu.
D: Bu güzel sözleri neye borçluyuz?
Ö: Bana yaptığın bu şeye. Bu şey her neyse hiç bitmesin istemiyorum. Seni o kadar çok öyle güzel seviyorum ki.
Defne eğilip Ömerin dudaklarını öptü.
D: Bir şey itiraf edeyim mi?
Ömer başını salladı.
D: Akşam olmasına sabırsızlanıyorum. Bir an önce seni mutlu etmek istiyorum.
Ö: Sen benim altıma girmeden de mutlu ediyorsun beni. Sana her baktığımda mutluluğu tadıyorum. Seni çok seviyorum.
Defne tekrar Ömerin dudaklarını öptü.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazmayı o kadar çok özlemişim ki. Sınav haftası bitti.
Artık perşembe günü ikinci dönem başlıyoruz. Ders saatlerimiz değişiyor ve artık daha çok vaktim olacak. Evet yine yoğun olacağım ama yazamak için boş vakit bulacağım. Artık bölümler daha sık gelicek. Kim bilir belki yazdan kalma rutinimize döneriz.
Multide ki şarkı bence tamda DefÖm için.
Kitap önerileri:
"NO 309 Aşkın Rengi Olmaz" yazar: elbardelisiyiz
"Aşkın En Gerçek Hali/DefÖm" yazar: tugcetas1
"masal" yazar:
Yb yarın gelecek.
Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum