Dengesiz [ZeyKer]

By tamamyayazar

1.3M 56.2K 11.1K

Arabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen... More

*Tanıtım*
/ 1. Bölüm /
/ 2. Bölüm /
/ 3. Bölüm /
/ 4. Bölüm /
/ 5. Bölüm /
/ 6. Bölüm /
/ 7. Bölüm /
/ 8. Bölüm /
/ 9. Bölüm /
/ 10. Bölüm /
/ 11. Bölüm /
/ 12. Bölüm /
/ 13. Bölüm /
/ 14. Bölüm /
/ 15. Bölüm /
/ 16. Bölüm /
/ 17. Bölüm /
/ 18 . Bölüm /
/ 19. Bölüm /
/ 20. Bölüm /
/ 21. Bölüm /
/ 22.Bölüm /
/ 23. Bölüm /
/ 24. Bölüm /
/ 25. Bölüm /
/ 26. Bölüm /
/ 27. Bölüm /
/ 28. Bölüm /
/ 29. Bölüm /
/ 30. Bölüm /
/ 31. Bölüm /
/ 32. Bölüm /
/ 33. Bölüm /
/ 34. Bölüm /
/ 35. Bölüm /
/ 36. Bölüm /
/ 37. Bölüm /
/ 38. Bölüm /
/ 39. Bölüm /
/ 40. Bölüm /
/ 41. Bölüm /
/ 42. Bölüm /
/ 43. Bölüm /
/ 44. Bölüm /
/ 45. Bölüm /
/46. Bölüm /
/ 47. Bölüm /
/ 48. Bölüm /
/ 49. Bölüm /
/ 50. Bölüm /
/ 51. Bölüm /
/ 52. Bölüm /
/ 53. Bölüm /
/ 54. Bölüm /
/ 55. Bölüm /
/ 56. Bölüm /
/ 57. Bölüm /
/ 58. Bölüm /
/ 59. Bölüm /
/ 60. Bölüm /
/ 61. Bölüm /
/ 62. Bölüm /
/ 63. Bölüm /
/ 64. Bölüm /
/ 65. Bölüm /
/ 66. Bölüm /
/ 67. Bölüm /
/ 68. Bölüm /
/ 69. Bölüm /
/ 70. Bölüm /
/ 71. Bölüm /
/ 72. Bölüm /
/ 73. Bölüm /
/ 74. Bölüm /
/ 75. Bölüm /
/ 76. Bölüm /
/ 77. Bölüm /
/ 78. Bölüm /
/ 79. Bölüm /
/ 80. Bölüm /
/ 81. Bölüm /
/ 82 . Bölüm /
/ 83. Bölüm /
/ 84. Bölüm /
/ 85. Bölüm /
/ 86. Bölüm /
/ 87. Bölüm /
/ 88. Bölüm /
/ 89. Bölüm /
/ 90. Bölüm /
/ 91. Bölüm /
/ 92. Bölüm /
/ 93. Bölüm /
/ 94. Bölüm /
/ 95. Bölüm /
/ 96. Bölüm /
/ 97. Bölüm /
/ 98. Bölüm /
/ 99. Bölüm /
/ 100. Bölüm /
/ 101. Bölüm /
/ 102. Bölüm /
/ 103. Bölüm /
/ 104. Bölüm /
/ 105. Bölüm /
/ 106. Bölüm /
/ 107. Bölüm /
/ 108. Bölüm /
/ 109. Bölüm /
/ 110. Bölüm /
/ 111. Bölüm /
/ 112. Bölüm /
/ 113. Bölüm /
/ 114. Bölüm /
/ 115. Bölüm /
/ 116. Bölüm /
/ 117. Bölüm /
/ 118. Bölüm /
/ 119. Bölüm /
/ 120. Bölüm /
/ 121. Bölüm /
/ 122. Bölüm /
/ 123. Bölüm /
/ 124. Bölüm /
/ 125. Bölüm /
/ 126. Bölüm /
/ 127. Bölüm /
/ 128. Bölüm /
/ 129. Bölüm /
/ 130. Bölüm /
/ 131. Bölüm /
/ 132. Bölüm /
/ 133. Bölüm /
/ 134. Bölüm /
/ 135. Bölüm /
/ 136. Bölüm /
/ 137. Bölüm /
/ 138. Bölüm /
/ 139. Bölüm /
/ 140. Bölüm /
/ 141. Bölüm /
/ 142. Bölüm /
/ 143. Bölüm /
/ 144. Bölüm /
/ 145. Bölüm /
/ 146. Bölüm /
/ 147. Bölüm /
/ 148. Bölüm /
/ 149. Bölüm /
/ 150. Bölüm /
/ 151. Bölüm /
/ 152. Bölüm /
/ 153. Bölüm /
/ 154. Bölüm /
/ 155. Bölüm /
/ 156. Bölüm /
/ 157. Bölüm /
/ 158. Bölüm /
/ 159. Bölüm /
/ 160. Bölüm /
/ 161. Bölüm /
/ 162. Bölüm /
/ 163. Bölüm /
/ 164. Bölüm /
/ 165. Bölüm /
/ 166. Bölüm /
/ 167. Bölüm /
/ 168. Bölüm /
/ 169. Bölüm /
/ 170. Bölüm /
/ 171. Bölüm /
/ 172. Bölüm /
/ 173. Bölüm /
/ 174. Bölüm /
/ 175. Bölüm /
/ 176. Bölüm /
/ 177. Bölüm /
/ 178. Bölüm /
/ 179. Bölüm /
/ 180. Bölüm /
/ 181. Bölüm /
/ 182. Bölüm /
/ 183. Bölüm /
/ 184. Bölüm /
/ 185. Bölüm /
/ 186. Bölüm /
/ 187. Bölüm /
/ 188. Bölüm /
/ 189. Bölüm /
/ 190. Bölüm /
/ 191. Bölüm /
/ 192. Bölüm /
/ 193. Bölüm /
/ 195. Bölüm /
/ 196. Bölüm /
/ 197. Bölüm /
/ 198. Bölüm /
❤ VEDA ❤ -Yeni Hikaye-

/ 194. Bölüm /

1.9K 115 39
By tamamyayazar

Bugünün ikinci bölümü. Evet nur topu gibi bir de oğluşumuz oldu. Bunu söylüyorum çünkü çıkarken altınları unutmayın diye. Kaytarıp da kaçmak yok. O altınlar buraya gelecek ukyfeılyw. Hadi bakalım :D 

Keyifli Okumalar! :)

°Kerem°

-Doğumhane kapısının önü-

Yaşadığım en gerilim dolu anlardan ikincisi buydu. Birincisinde Zeynep ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde beni o ortamın içine çekip, bir kaosun içine sürüklemişti. Ama bunda direncimi korumuş onun yine yaptığı aynı hareketin içine düşmemiştim. Oraya girmekten bildiğin korkuyordum. Zeynep'i o halde sancılar ve acılar içinde görmek uyanıkken gördüğüm en kötü kabustu. Zaten kimse sevdiği üzülmesin acı çekmesin isterdi ve geride bırakılan dokuz ayın acısı o şekilde çıkarken orada o gün bayılıp kalmadığıma cidden şaşırmalıydım.

Gergin bekleyişin başlangıcı Zeynep ve Derin mutfakta şakalaşırlarken başlamıştı. Ben de iyi ki evdeydim.

Zeynep kurabiye yapmaya çalışıyordu ve Derin de ona yardım etmek bahanesiyle ortalığı karıştırıyordu. Birden Zeynep'in çığlığını duydum. Salondaydım ama mutfağa giden o kısa yol koca bir ömür gibi geldi. Sabahtan beri Zeynep gayet pozitif ve neşeli olduğu için de doğumdan çok acaba bir yerlerine bir şey mi oldu korkusu da beni almıştı.

Zeynep karnını tutup yere çökmüştü ve Derin de onun bağırıp da o hale gelmesiyle korkup ağlamaya başlamıştı. Korumalardan birini çağırıp Derin'i ona emanet etmem ve Zeynep'i kucaklayıp hastaneye getirmem sanki bir rüyaydı. Elim ayağım birbirine dolanmıştı ve yine o heyecanla karışık tatlı bir korku beni sarmıştı.

Hastaneye girip, karım doğuruyor dediğimi hatırlıyorum. Sonra bir sedyeyle bize yardıma gelmişlerdi. Zeynep bu kapının önüne gelen kadar da elini bırakmamıştım ama beni içeri çekeceği sırada biraz güç kullanıp elini bıraktırdım. Her şey çok tatlı da olsa, onu sürekli doğum yapmasını istiyor gibi de gözüksem o ağrılı hallerini görmesem de olurdu.

Bizim hemen arkamızdan korumanın kucağında Derin de geldi. Yolda gelirlerken Zeynep'in annesine de haber verdiklerini söylediler.

Derin'i kucağıma aldım. O annesine bir şey olmasından korkmuştu tabii ki Zeynep'in çığlığı akıllara zarardı ama kardeşin doğacak deyince bir köşeye oturup sessizce beklemeye başladı. Bundan korkuyordum işte. Hiçbir tepkide bulunmamıştı. Sevindiğini de sanmıyordum.

Doğumhanenein içinden çığlıklar gelip duruyordu ama ben gibi bekleyen başkaları da vardı. Millet de doğuracak bugünü bulmuştu sanki.

"Kerem, oğlum?"

Sesin geldiği yöne baktım.

"Zeynep çıktı mı?"

"Hayır anne."

"Sen iyi misin?"

Yüzümü dikkatle inceledi. Garip bir şeyin olduğunu sanmıyordum ama bakmadan edemedi.

"Evet."

Gözünü sandalyelerde oturan Derin'e çevirdi.

"O nasıl?"

"Biraz korktu da sessiz şimdi."

Kafasını sallayıp Derin'in yanına oturdu. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama sanki saniye ilerlemiyordu. Bir şeyi beklediğin zaman hep böyle mi olmak zorundaydı?

Yarım saat belki de daha fazla daha koridoru turlamakla geçirdim. O sırada bizim olmazsa olmazlar(!) da gelmişti. Her doğumda ya da herhangi bir olayda bu kadar çok buluşmak zorunda mıydık, yani bu zorunlu muydu sanki? Ama her seferinde öyle oluyordu. Bunu sorgularken kendimi bencil gibi hissediyordum, duyarsız ve değer bilmeyen ama insanların ne işleri varsa bırakıp acilen gelmeleri de takdire şayandı.

İçeriden Zeynep'in doktoru çıkınca ona doğru nasıl yürüdüğümü bilemedim. Normal doğum için gelmiştik ama bir anormallikle karşılaşmak istemiyordum. Kadın tam benim önümde durup bana baktı.

"Merak etmeyin anne de bebek de gayet iyi. Birazdan odaya alınacaklar, o zamana kadar bekleyin."

Derin bir nefes aldım. Bunun son olma konusunda şu andan itibaren ben de kararlıydım. Bu kadar stres çekilecek gibi değildi, kendimi geçtim Zeynep'in de bu acıyı bir daha yaşamasını istemiyordum. Herkeste bir rahatlama oluşmuştu, yüzler gülüyordu. Derin'in yanına gidip onu kucağıma aldım.

"Güzelim, kardeşin doğmuş."

Bana boş bir bakış attı. Gerçekten bugün ne hissettiğini hiç belli etmiyordu. Daha bu yaşta ne ara duygularını gizleme konusunda başarılı olmuştu.

"Annem?"

"Annen de çok iyiymiş, birazdan göreceğiz."

Boynuma sarıldı. Onun yanağını öptüm.

"Asi'm, sen iyi misin bebeğim?"

"Evet."

"Emin misin? Neden hiç konuşmuyorsun?"

"Ne dicem?"

"Ne istersen diyebilirsin."

"Demek istemiyom bi şey."

"Tamam."

On dakika kadar sonra Zeynep çıktı. Uyanıktı ve bizi görünce gülümsedi. Ayağa kalkıp onun yanına gittim. Hep beraber onun odasına doğru yürürken resmen koridorları doldurmuştuk. Ona bakarken kelimeler kifayetsizdi ne diyeceğimi bilmiyordum. Karşımda duran bu kadın bana hem kızımı hem de oğlumu vermişti üstelik yaptığım her şeye rağmen, kızdığı her şeye rağmen tam da şu anda bana gülümsüyordu.

"Anne, ne oldu şana?"

"Bebeğim iyiyim, merak etme. Seni de korkuttum, özür dilerim aşkım."

Derin bir şey söylemedi.

"Zeynep?"

"Kerem, o anı kaçırdığın için pişman değil misin?"

"Hayır Zeynep."

Öyle kanlı bir halde oğlumu görmemek benden hayati tehlike arz edecek bir şey götürmezdi herhalde. Ben zaten Zeynep için oraya girmeyi reddetmiştim.

"Sen bilirsin."

Zeynep'i asansöre bindirdiler. Oda numarasını söyleyip yarım saat sonra girmemizi istediler. O sırada diğerleri de birer ikişer bir yerlere dağıldı. Kantine bir şeyler almaya gitmişlerdi. Kızlar da çocukları avutuyorlardı. Ben de kucağımda Derin'le Zeynep'in odasının önünde bekliyordum.

"Karnın aç mı bebeğim?"

"Hayıy."

"Açsa söyle bak Can amcana istediğini aldırırız."

"Hayıy."

"Tamam be kızma hemen."

"Kızmadım."

"Aferin benim akıllı kızım zaten çok usludur."

"O neyede?"

"Kim?"

"Bebek?"

"Kardeşin mi?"

Kafasını evet anlamında salladı. 

"Birazdan getirirler, kontrol ediyorlardır."

O sırada Zeynep'in odasından çıkan hemşire içeri girebileceğimizi söyledi. Hazır kimse yokken ve biz bizeyken hemen odaya girdim. Zeynep gözlerini kapamıştı ama biz girince açtı.

"Uyuyacak mıydın?"

"Yoruldum ama sizin için uyumam."

Yatağın kenarına geldiğimizde Derin Zeynep'e gitmek istedi. Ben de onu yavaşça yatağa yatırdım.

Derin annesine sıkıca sarıldı. Zeynep de duygularının esiri olmuş olacak ki ağlamaya başladı. Tabii o ağlarken Derin durur mu? Ben de kanara oturup onların saçlarını okşadım. Bu tabloda bana düşen şimdilik buydu.

Analı kızlı zır zır ağlamaları bitince nihayet sakinleştiler ama bu kadar çok ağlamaları beni de kahrediyordu. Onların tek gözyaşlarına bile kıyamazken, yüzlerini yıkayıp giden bu yaşlara çok kızıyordum.

"Hamilelik bitti duygusallık asla mı diyorsun be güzelim?"

"Evet."

Ona yaklaşıp alnını öptüm. Gözyaşlarını silip masum masum bana baktı. 

"Seni çok seviyorum. Çok, öyle böyle değil."

Boynuma sarıldı. Ben de onu sıkıca sardım.

"Kerem ben de seni çok seviyorum, işi daha fazla duygusallaştırma bak hâlâ ağlama isteği var içimde."

"Öyle bir şey yapmıyorum. Sadece gerçekler."

"Aşkım."

"Siz benim hayattaki tek varlıklarım oldunuz. Hayır tek ama üç." 

Zeynep boynuma sokulup kıkırdadı.

"Daha bebeğimizi görmedin."

"Zeynep?"

"Geri çekilip gözlerine baktım."

"Erkek değil mi?"

Zeynep kahkahalarla güldü. Ben de ona eşlik ettim. Kızım da şaşkınca bize bakıyordu.

"Evet Kerem."

"Ya ne yapayım? Aklıma soktun bir ara, beni de korkuttun."

"Ben de korkmuştum çünkü. Ona göre kıyafetler aldık boşa gitsin istemem."

"Ne kıyafeti be! Ben umutlarımızın boşa gitmesinden bahsediyorum."

Zeynep Derin'in saçlarını okşadı.

"Benim kızım da abla oldu artık."

"Ne zaman getirecekler oğlumuzu, kızımız da merak ediyor."

"Etmiyoyum baba."

"Sordun ama bana."

Zeynep anlayışla gözlerime baktı. O sırada iyi, bir insan olacağı ilk dakikadan belli olan oğlumuzu camdan bir beşik gibi bir şeyin içinde hemşire odaya soktu. Zeynep kilo almıyor diye çok korkup,müşahede altında kuvözde falan kalır sanmıştı ama güçlü oğlumuz bunu da kolayca atlatmış olmalıydı.

Hemşire bebeği kucaklayıp annesine vermek istedi ama Zeynep'in kucağında Derin vardı, Zeynep de eliyle beni işaret etti.

Büyük bir heyecanla ve merakla kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başladı. Bu anlar sınırlı olunca bende de etkileri büyük oluyordu.

Biraz çekinerek de olsa oğlumu kucağıma aldım. Gerçekten tarifi mümkün olmayan hislerle dolmuştum. Ben daha küçük bekliyordum ama Derin'den az daha hafifti. Pek fark olduğunu sanmıyordum. Zaten nasıl bir işse Zeynep kilolu da olsa, zayıf da olsa bebeklerimiz mutlaka zayıf doğmayı beceriyorlardı. Yani Zeynep'in alıp almadığı tüm kiloların hepsi kendineydi.

"Nasıl? Beğendin mi eserini?"

Zeynep benimle dalga geçiyordu ama ilk defa o havada değildim.

"Harika."

"Sağlığı da gayet iyi korkularım boşa çıktı."

"Biz dedik sana."

Derin'e sıkıca sarıldı. Oğlumu biraz kızıma yaklaştırdım.

"Bebeğim, bak kardeşine."

Derin uzun uzun kardeşini süzdü. Oğlumuzun gözleri kapalıydı ama daha tam alışamamış olduğundandı galiba. Yoksa minik elleri falan hareketliydi yani uyumuyordu.

"Sevmedim ben bunu."

"Aaa, annem kardeşin o senin üzülür ama öyle dersen."

"Çiykin bu."

Kendime hakim olamayıp güldüm. Cadılığını kaybetti sanmıştım ama vakit kaybetmeden yeniden ortaya çıkmış olmalıydım.

"Senin kadar güzel olamaz tabii Asi'm. Ama daha küçük."

Zeynep onun elini kaldırıp kardeşini sevsin diye oğlumuza yaklaştırdı ama Derin hırçınlaşmıştı. Bu işi biraz daha zorla uzatırsak kötü şeyler olabilirdi. Ben oğlumu kendime çektim Zeynep de Derin'in elini bıraktı.

"Kıymızı baksana."

"Evet annem ama yeni doğduğu için böyle. Birkaç güne kadar düzelir."

Derin omuz silkip bana baktı. Ben de ne yapıp, ne diyeceğimi bilemedim.

O sırada oğlumuz gözlerini yavaşça açtı. Zeynep de ben de kilitlenmiş ona bakıyorduk. Göz rengi merak konumuzdu diğer her şey gibi ve gördüğüm beni şaşırtırken Zeynep'i sevindirdi. Değişmezse oğlumuzun gözleri yeşildi. İyi en azından benim oğlum olduğunu Derin'in aksine belli edebilecekti.

"Zeynep ben demiştim gibi bir bakış attı."

"İsteklerim tek tek gerçekleşiyor Kerem."

O sırada kapı tıklatılıp açıldı. Bizimkiler birer ikişer, paldır küldür odaya dalarlarken oğlumuzu Zeynep'e verip, Derin'i kucakladım. Ayağa kalkıp kenara çekildim. Şimdi herkesin ilgisi mecburen onun üstünde olacağı için Derin iyice delirebilirdi.

Galiba yüzünden çok daha fazla merak ettikleri başka bir konu vardı. Zeynep sayesinde sır gibi sakladığımız, bebeğimizin adı.

Adı ne sesleri yükselirken Zeynep bana baktı. Buna çoktan karar vermiştik. Hem kızımıza da uyumlu olması için, hem de oğlumuzun da karakterini adı belirlerse diye. Zeynep gülümseyip oğlumuzun adını söyledi. Ben de o sırada gerçekten de bir oğlumun olduğuna emin oldum.

"Aslan Demir Sayer."


Continue Reading

You'll Also Like

107K 9.9K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedicated to the person I had to leave. |08.02.24|
15.2K 815 12
Şehvet ile aralanmış dudaklara itaaat etmek, günaha davet eden şeytana uymakla eş değer bir hazdır. Şeytanın cehennemi bir kadının bedeninde benim iç...
63.5K 7.8K 31
safkan alfa jungkook, kırık bir kalple ㅡ jimin ile karşılaşır.