/ 187. Bölüm /

2.4K 120 71
                                    

Selam. Evet geldik bugünkü son bölüme.

Arkadaşlar sona yaklaşıyoruz size şaka gibi geliyor olabilir ama gerçek bu. Sonra vay anam haberimiz yoktu olmasın.
Ee içimizde kalmasın diyeceğimiz sahneleri de mecbur zamanı atlatarak yapmak zorundayız. Ona göre yanee ;) Yarın görüşürüz umarım. Çüss. 😘

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

Bir hafta sonra hastanede doktor randevusunu beklerken heyecandan kasılmıştım. Tanıdığım herkes bir erkek çocuğun güzel olacağından bahsediyordu. Annem, babam. Arkadaşlar.

Tamam bence de erkek olsa güzel olurdu ama tercihi biz yapmıyorduk. Kerem dalga geçip ben tutturmuşumdur dese de meraktan çatlıyordum. Erkek olursa cidden bizim için de güzel olurdu. İki çocuğun da hevesini güzelliklerini çirkinliklerini görüp almış olurduk ve hiçbir özencimiz kalmazdı. Üstelik benim güzelim de harika bir abla olurdu kardeşine. Yani, en azından öyle olmasını umuyordum.

Bu sefer doktorumuz değişmişti. Mısra Hanım başka bir şehire gitmişti. Derin'e olan hamileliğimde bana çok güzel bakmıştı, bir doktordan çok arkadaştı sanki ama güzellikler bazen kısa ömürlü olabiliyordu. Her neyse bu seferki, doktorumuz yine kadındı. Neden acaba?

Yine bilinen, tavsiye edilen doktorlardandı, hatta Yağmur da bu kadına gelmişti. O bana önerince de bende seçenek olmadığından direkt kabul etmiştim. Şimdiye kadar bana gayet iyi bakmıştı. İşte, işinde iyi olması güzel bir şeydi ama böyle çok tutulunca da hastası çok oluyordu ve her geldiğimizde iyi kötü sıra beklemek zorunda kalıyorduk. Randevu saatinden erken geldiğimiz için de bu her seferinde yaşanıyordu. Yan tarafımda Kerem oturuyordu ve kızımız yine önümüzde hastane falan dinlemeden zıp zıp koşup duruyordu. Karnı burnunda olan kadınlara biraz korkulu bir bakış atmıştı başlarda ama bizimle gelmeyi her seferinde ihmal etmediği için buna da alışmıştı.

Onu anneme bırakmayı teklif etmiştim kabul etmemişti. İşimiz kısa sürer diye umup Rüzgâr'ın yanına spor salonuna gitsin demiştim yine oralı olmamıştı. Onları çok seviyordu ama gezmek oldu mu kimseyi tanımazdı. Araba delisiydi. Eskiden de yolculuk yapmaya bayılırdı zaten şimdi iyice müptelası olmuştu.

"Zeynep Sayer?"

Hemşire adımı çağırınca ayağa kalktım. Derin de bana seslenildiğini fark etmişti Kerem onu çağırmadan koşturup onun kucağına zıpladı. Hastaneleri sevmiyordu, gezilecek yerler arasında tercih de ettiği söylenemezdi ama buradan çıkınca onun istediği bir yere gittiğimizden genelde buna katlanıyordu. Doktorlardan falan korkuyordu. Bazen aşılar ya da hastalık için iğne yemek zorunda kalması onda küçük çaplı bir fobiydi. Şimdilik.

İçeri girdik. Doktor zaten ayakta bekliyordu.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

El sıkıştık. Bu seferki doktorumun adı Betül'dü.

Ben hemen vakit kaybetmeden hemşirenin de yardımıyla uzandım. Üstümdeki gömleği yukarı çekiştirirken Kerem'e bakıyordum. O da rahat görünüp, heyecanını belli etmemeye çalışıyordu. Derin de Kerem'in boynuna sıkıca sarılmış doktora bakıyordu. Doktor benden önce kızıma döndü.

"Küçük Hanım seninle tanışmış mıydık?"

"Evet."

"Adın neydi peki?"

"Aşi Deyin Şayey."

Doktor kaşlarını çattı. ama bu Derin'i gereksiz korkuttu. Kerem'e koala gibi yapışmaya devam etti.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin