( Yazar'dan )
Ö: Ben mi? Yok canım. Ne zaman?
SE: Öldürmedin mi?
Ö: Yok paşam öldürmedim. Ben manyak mıyım da insanları öldüreyim?
Defne Ömere "sen ciddi misin?" bakışı attı.
SE: Niye?
D: Ne niye?
SE: Niye öldürmedi onu soruyorum.
Ö: N-nasıl niye?
SE: Valla ben olsaydım öldürecektim. Hem de çin işkencesi yaparak.
Dedi rahat bit şekilde ve büyük koltuğa oturdu. Defne ve Ömer birbirlerine baktılar.
Ö: Oğlum ne diyorsun sen?
D: Ömer sonunda çocuğu da kendine benzettin.
Ö: Ben naptım ya?
D: Bir de soruyor musun? Ya küçücük çocuk çin işkencesi falan diyor.
Ö: Ben mi öğrettim de bana çemkiriyorsun?
D: Valla orasını bilmem senden her şeyi beklerim yani.
SE: Biri Melise veya çocuğuma yaklaşmaya çalışırsa direk öldürürüm yani.
Ö/D: Melis mi?
SE: Melis mi? Me-Melis nereden çıktı şimdi? Ben Melis mi dedim? Yooooooo. Demedim. Ben şey dedim. Çocuğum dedim. Yani ileride benim de bir oğlum veya kızım oluysa ve ona biyisi yaklaşmaya çalışıysa öldü- Ya ben Melis mi dedim? Melisi niye kayıştırıyorsunuz? Ben benim çocuğum dedim. Uşağum. Kızanım yani-
Ö: Oğlum dur. Kıvıracam diye şivelere girdin. Sen şiveyi nereden biliyorsun?
SE: Ya ben dansöz müyüm? Niye kıvırayım? Hayır yani ben Melis demedim ki. Bak Mesela şimdi Melis derken böyle bir gülesim gelmiyor mesela.
Deyip iç çekti.
Ö: Hayırlı uğuru olsun karıcım. Gelinimiz belli. Var ya Sinan ile ne uğraşırım ben şimdi. Feleği şaşacak.
SE: Ya biz konudan saptık farkındaysanız. Lütfen yani bu ciddi bir konu. Ne diyorduk en son? Ben olsaydım öldürürdüm yani.
Ö: Oğlum bak sen kendin diyorsun. Ciddi bir konu. Sen niye düşünüyorsun bunları? Git oyuncaklarınla oyna. Atla zıpla koş. Bunlarla ilgilenme. Oğlum yeter artık ya. Bıkmadın mı hep ciddi olmaktan biraz da çocuk ol be oğlum. Sonra çok pişman olacaksın çocukluğunu yaşamadığın için.
SE: Yaşamayana değil yaşatmayana bakman lazım. Neyse benden bu kadar o zaman. Hadi görüşürüz.
Deyip odadan çıktı. Kapıyı kapatıp etrafa bakındı ve kendi kendine konuştu.
SE: Demek çocuk olmamı istiyorsunuz. Peki. Ben de çocuk olacam o zaman.
Deyip Sinanın odasına doğru ilerledi.
D: Ömer naptın sen?
Ö: Ne yapmışım Defne?
D: Hiç çocuğa öyle söylenir mi? Şimdi kim bilir yine ne tavırlar yapıcak.
Ö: Ya Defne küçücük çocuk. Öldürmekten bahsediyor. Ben onun yaşlarında oyun oynamaktan başka bir şey bilmiyordum. Ama maşallah bizim çocuğumuz 30 yaşında adam gibi. Ama yine de o laf bana çok koydu ya.
D: Hangi laf.
Ö: Hani dedi ya "yaşayana deği yaşatana bakıcaksın" diye. Çok haklı. Bizim yüzümüzden bu durumda.
***
Eve gelene kadar Serkanın sesini duymamışlardı. Şirketteyken de bir daha görmemişlerdi onu. Arabada ona sorular sorup konuşturmaya çalışmışlardı ama Serkan sadece başı ile "evet" yada "hayır" cevabı veriyordu. Şimdi de oturmuş akşam yemeğini yiyorlardı.
D: Oğlum beğendin mi yemeği?
Serkan başını salladı.
Ö: Paşam ben yarın akşam ava gidicem biliyor musun?
Serkan omuz silkti. Defne ve Ömer bakıştılar. Ağızını bıçak açmıyordu. Serkan çatalını bıraktı ve sandalyeden kalktı. Masadan bir iki adım attı ve yerinde durdu. Ayaklarını birbirine sürterek ayakkabılarını çıkardı. Onları orada öylece bırakıp odasına çıktı.
D: Bu neydi şimdi?
Ö: Bilmiyorum. Ayakkabıları bırakıp gitti.
D: Hem de evin ortasında. Of of.
***
Sabah Defne uyanınca Ömer hala uyuyordu. Kalkıp üstünü giydi ve Serkanın odasına girdi. Odaya girince şok oldu. Oda darmadan idi. Her yerde oyuncaklar, kıyafetler vardı. Tablet yerde idi. Onun yanında kulaklıklar vardı. Arabaları her yerdeydi. Evet Serkan dün her yeri gıcıklığına dağıtmıştı. Oynadığı yoktu. Sadece annesini ve babasını sinirlendirmek için yapmıştı bunu. Defne yine ofladı ve odadan çıkıp onların odasına girdi. Ömer uyanmaya başlamıştı. Yatakta gerinip gözlerini açtı. Defneyi görünce gülümsedi ve yorganı kaldırıp karısını yanına davet etmişti. Defne yanına oturup Ömerin saçlarıyla oynama başladı. Ömer Defneyi belinden kendine doğru çekip kokusunu içine çekmişti.
Ö: Günaydın güzel karım. Ohhh mis gibi kokuyorsun. Çok özledim seni Defne. Gel de bir söndür beni.
Deyip Defneyi yanına yatırdı ve üstüne eğildi.
D: Ömer dur ya. Bir şey söyleyecem.
Ö: Sonra söylersin canım. Önce bir yanalım sonra anlatırsın.
Deyip dudaklarına bir öpücük kondurdu. Sonra da başını boynuna gömüp öpmeye ve emmeye başladı. Bir yandan da inlemeye başlamıştı.
D :Ömer söyleyeceklerim Serkan ile ilgili.
Ö: Ya merka etme duymayacak. Boşuna mı odaları bu kadar uzak yaptık. Serkan üst katta. Sese önem veriyor olabiliriz ama bence bu kadar da gürültülü değiliz.
D: Of Ömer ya ne saçmalıyor-
Sözünü kesen Ömerin dudakları oldu. Ömer dilini de devreye sokup Defnenin bacak arasına yerleşti. Ellerini yavaşça t-shörtün altına sokmaya başladı. Göğüslerini bulunca bir elini sırtına kaydırdı ve kopçayı açtı. Sütyen gevşediğinde onu aşağa çekiştirip göğüsleri avuçladı. Defne de artık kendinden geçmeye başlamıştı. Ömer bir elini göğüsten çekip Defnenin karnını okşadı. Oradan da şortun kopçasını açıp fermuarı indirdi. Şortu aşağa doğru itti ardından da iç çamaşırı çekiştirdi. Onları Defnenin dizine kadar indirdi. Ardından kendi şotunu indirmeden erkekliğini çıkardı. Kadınlığa kendini sürtüp inledi. Erkekliği kabarmıştı yine. Bütün bunları yaparken diğer elini göğüslerden çekmemiş ve Defnenin boynunu öpmeye devam etmişti. Yavaşça kendini Defnenin içine kaydırdı. Artık Defne de inlemeye başlamıştı. Hareketlerini hızlandırmaya başladı. Defnenin t-shörtünü göğüslerin üstüne kadar kaldırdı ve bir göğüsü ağızına aldı. Onu emmeye başlayıp hızlandı. Ve her yerden çıkan telefonun sesi duyuldu. Arıyan tabi ki Sinandı. Defne Ömerin başını ellerinin arasına alıp kaldırmaya çalştı ama Ömer ısrarla işine devam ediyordu.
D: Ömer- ahhh- Ömer dur telefon çalıyor.
Ö: Sence umrumda mı?
Diye sordu Ömer nefes nefese.
D: Ömer lütfen dur.
Ö: Durmuyorum Defne. Durmuyorum. Delirtiyorsun beni. Yapma.
D: Ben napıyorum ki?
Ö: Sorun da o ya. Hiç bir şey yapmıyorken bile delirtiyorsun beni. Belki inanmiyacaksın ama ben seni her saniye daha da arzuluyorum.
Deyip hareketlerini durdurdu. Nefes nefese idi.
Ö: Ben sana şimdi napim ha? Doymak için napim?
D: Ömer korkutuyorsun beni.
Telefon sustu.
Ö: Korkma güzelim korkma. Benden sana zarar gelmez.
Deyip dudaklarına kapıldı. Öpüşürken içinden çıktı. Telefon yine çalmaya başladı.
Ö: Ben senin a-
Defne Ömeri susturmak için öpmeye başladı. Ayrıldıklarında Ömer çarpık çarpık gülüyordu.
Ö: Sen hep böyle susturacaksan ben hep küfür edeyim.
D: Ya dalga geçmede aç şu telefonu.
Ömer telefonu açıp sinirli sinirli konuştu.
Ö: He kardeşim he. Söyle. .... Unutmadım. .... Sen bunun için mi aradın? .... Allah senin belanı vermesin. Sen her yerden çıkmak zorunda mısın ulan? .... Kaç oldu bu hep beni sike- sevi- lan kapa kapa. Ne desem yanlış oluyor kapa hadi.
Deyip Sinanın suratına kapattı.
D: Ömer niye böyle diyorsun?
Ö: Napim Defne? Adam beni hep sevişirken arıyor.
D: Ya Ömer ben sana şey diyecektim. Serkan bütün odasını dağıtmış.
Ö: Ne var bunda? Erkek çocuk dağıtır.
D: Ya başlatma erkek çocuğundan. Serkan dağıtmaz. Eşyalarına çok iyi bakar o. İlk defa odasını dağınık gördüm bu sabah.
Ö: Ne güzel işte. Beni dinlemiş çocuk olmaya başlamış.
D: Bence bu hiç iyi olmadı ama bakalım.
Ömer yine çarpık gülüşünü yapıp Defneye yaklaşmaya başladı.
D: Valla hiç öyle yaklaşma. Zaten sabah sabah yaptın yapacağını. Kalk giyin hadi.
Deyip yataktan kalktı ve üzerini düzeltti. Aşağa inip kahvaltı yapmaya başladı. Daha sonra aşağa Ömer indi.
D: Sen otur kahvaltını yapmaya başla ben Serkanı uyandırıp geliyorum.
Ömer Defnenin dudaklarına bir öpücük bırakıp masaya oturdu. Defne tam merdivenlere doğru yürümeye başladı ki Serkan daha hızlı davranıp aşağa indi.
D: Serkancım günaydın. Erkencisin bu sabah.
SE: Günaydın. Ben her sabah böyleyim.
Deyip bahçeye doğru yürümeye başladı.
D: Kahvaltı yapmiyacak mısın?
SE: Aç değilim.
Deyip dışarı çıktı. Defne de arkasından gitti. Serkan çiçeklerin yanına gidip sulamaya başlamıştı.
D: Olmaz ki böyle annecim. İki lokma bir şey ye.
SE: Aç değilim.
D: Yapma oğlum böyle.
SE: Aç değilim.
D: Olsun. Sen yine de bir şeyler ye. Bak sonra yemedin diye başın döner falan. Allah korusun.
SE: Aç değilim.
Serkan bozuk plak gibi aynı şeyi tekrarlayıp duruyordu. Defneyi dinlemiyordu bile. Çiçeklerle ilgileniyordu. Defne sonunda pes edip içeri girdi.
Ö: Eee Serkan nerede?
D: Bahçede.
Ö: Bahçede mi? Niye.
D: Aç değilmiş. Yemiyecekmiş.
Ö: Olur mu canım öyle şey.
Deyip masadan kalktı ve dışarı Serkanın yanına çıktı.
Ö: Paşam?
SE: Aç değilim. Yemiyecem. Bunun nesini anlamıyorsunuz?
Ö: Oğlum yapma böyle. Gel iki lokma bir şey ye.
SE: İstemiyorum.
Ö: Aaa Serkan bak sinirleniyorum ama.
SE: Ya sen git ye. Ben burada iyiyim. Yemek istemiyorum. Aç da değilim. Yemiyecem de. Sen git ye.
Deyip tekrar çiçeklerine dönmüştü. Ömer derin bir nefes aldı. Serkan Ömeri içeri girdiğini sanıp kendi kendine konuşmaya başladı.
SE: İstemiyorum işte. Hem size ne benim açlığımdan. Yemiyecem işte. İnat değil mi yemiyecem. Açsam açım. Size ne? Siz yiyin orda.
Ömer bu duyduklarına sinirlendi. Açtı işte. Niye inat yapıyor ki? Ömer Serkanı kucağına alıp içeri girdi.
SE: Ya baba bırak beni. İstemiyorum dedi.
Ö: Serkan bir dur babacım ya bir dur.
Ömer sandalyesine oturdu ve Serkanı kucağına oturttu. Ekmeğe bal sürüp Serkana doğru uzattı. Ama Serkan ağızını açmıyordu.
Ö: Serkan aç ağızını.
Serkan başını "hayır" anlamında salladı.
Ö: Paşam hadi uğraştırma bizi aç ağızını.
Serkan bir hışımla Ömere baktı.
SE: İS-TE-Mİ-YO-RUM.
Deyip Ömerin kucağından atlayıp yine bahçeye çıktı. Birden cam kırılma sesi duyuldu. Denfe ve Ömer koşar adım bahçeye çıktılar. Serkan üst katın camını kırmıştı.
Ö: Oğlum naptın sen?
SE: İşte topa vurunca o da cama gitti. Ben napim? Ben mi dedim ona git cama vur diye.
Ö: Tamam aslanım sinirlenme.
***
Akşama doğru erkekler toplanıp ormana gittiler. Kadınlar ve çocuklar ise İplikçi evinde toplanıp gıybet time yaptılar. Tabi ki Koraysız olmaz. Onlar aşağa da muhabbet ederken Melis ve Serkan, Serkanın odasına yatağa oturmuş konuşuyorlardı.
ME: Serkan bu odanın hali ne böyle? Sen bu kadar dağınık mısın?
SE: Yok ya ben aslında böyle değilim. Babam bana "çocuk ol" dedi. Ben de dağıttım.
ME: Çocuk olmak için dağıtman mı lazım?
SE: Ne bileyim ben. Şimdiye kadar Can dayıma bakıp nasıl davranmam gerektiğini gördüm. E sonra babam ile yaşamaya başladım. Ona bakıp onun gibi oldum. Ne bileyim ben nasıl çocuk olunur.
ME: Nasıl yani? Sen şimdi nasıl çocuk olunuyor bilmiyor musun?
SE: Nereden bileyim ben. İşte hiç bir şeye karışmıyorum, evi dağıtıyorum, mesela bu sabah camı kırdım. Başka napim ki?
Melis gülmeye başladı.
ME: Sen aynen böyle devam et valla Ömey amca bunu söylediği için pişman olacak.
Melis gülmeye devam ederken Serkan onu izlemeye başlayıp iç çekti.
Aşağa da kadınlar konuşurken birden Defnenin telefonu çaldı arıyan Ömer di.
D: Alo aşkım napıyorsunuz? .... NE? SİNANI MI VURDUN? .... Tamam biz hemen geliyoruz.
Y: Nolmuş?
D: Ömer Sinanı vurmuş istemeden.
Y: NE? Ay bana bir şeyler oluyor.
D: Ya dur merak etme. Öyle çok önemli bir şey değil. Poposundan vurmuş.
Hepsi gülmeye başladılar.
Y: Ya ne gülüyorsunuz be? Benim kocamın poposu gitmiş.
D: Hadi hadi toparlanın hastaneye gidiyoruz.
K: Ayyy DRAMA DRAMA DRAMA.
D: Koray bey siz hiç heveslenmeyin çünkü siz burada çocuklarla kalıyorsunuz.
Korayın gülen yüzü birden düştü. O söylenmeye başlayana kadar kadınlar evden çıkmışlardı bile. Taksiye atlayıp hastaneye gittiler. Oraya vardıklarında arkalarından Ömerin arabası göründü. Ömer arabadan inip "sedye" diye bağırmıştı. Sedye gelince Sinanı arka koltuktan alıp sedyeye yüz üstü yatırdılar.
Y: Aşkım.
Sİ: Aşkı- ahh.
Y: Ayy canın mı yandı?
Artık hastaneye girmiş ilerliyorlardı.
Sİ: Yasemin ava giderken avlandım.
Y: Ya Sinan şakanın sırası mı?
Dr: Neyle vuruldu?
C: Saçma.
Sİ: Saçma mı? Çok saçma.
Sinanı bir odaya götürdüler.
D: Ömer nasıl vurdun onu.
Ö: Ya bu salak çok sıkışıp bizden uzaklaşıp işini görmeye gitti. 5 dakika geçti ama o hala gelmedi. Benden arkasından gittim. Otlukluktan sesler gelmeye başladı. Ben de hayvan sanıp tetiği çektim. Meğerse Sinanmış. Saçmalar da poposuna geldi.
İ: Valla Ömer birini vurma merakını çok güzel giderdi Sinan.
Hepsi kahkaha atmaya başladılar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Evet sonunda uzun bölüm yayınlayabildim.
Bir şey soracam Serkanın çok fotoğrafı var. Her bölümde bir yada iki fotoğraf mı koyayım yoksa yine sadece Serkanın fotoğrafları ile özel bir bölüm mü yayınlayayım?
Yb biter bitmez gelir.
Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum