( Yazar'dan )
Defne ve Ömer Topalların evine girdiğinde aile kahvaltı ediyorlardı. Serkan Ömeri görünce kocaman gülümsedi. Özlemişti annesini ve babasını bir gecede.
SE: BA-bal. Dayı bal süyeymisin?
D: Oğlum özlemedin mi bizi? Gel bir sarılayım sana.
Defne Serkana sarıldı. Serkanda karşılık verdi. Sonra tekrar yerine oturdu.
N: Hoşgeldiniz.
D: Hoşbulduk.
Ser: Geçin oturun.
İkiside oturdular.
D: Annecim sana kıyafet getirdik. Üstünü değiştirirsin.
Serkan masadan kaltı ve annesinin elinden poşeti aldı. Merdivenlerin yanına gelince Defne yine konuştu.
D: Serkancım ben geleyim mi?
Serkan Ömere baktı. Aslında babasının gelmesini isterdi.
Ö: Ben geleyim istersen.
SE: Kim isteyse gelsin.
Dedi ve yükarı çıkmaya başladı.
Ö: Ben gideyim.
Ömer Serkanın arkasından gitti. Odaya girdiğinde Serkan t-shörtünü çıkarıyordu. Ömer yanına gidip ona yardım etmeye başladı.
Ö: Aslanım nasılsın?
SE: İyi.
Sessi sedasız Serkanın üstünü değiştirdiler. Serkan dayanamadı. Yatağın üstüne bindi ve Ömerin boynuna sarıldı.
SE: Ben seni çok özledim baba.
Ömer gülümsedi. Mutlu olmuştu.
Ö: Bende seni çok özledim oğlum.
Ömer kokusunu içine çekti. Ayrıldıklarında Ömer soramadan yapamadı.
Ö: Sen bana inanıyor musun artık?
SE: Yani. Bilmem. Aslında inanmak değil de koyku.
Ö: Neden korkuyorsun paşam?
SE: Yine babasız kalkmaktan. Çok koykuyoyum hemde.
Ömer tekrar sarıldı.
Ö: Kıyamam ben sana. Ben seni hiç bir zaman bırakmiycam. Sen benim en kıymetlimsin. Hiç bir şeye değişmem seni.
Ayrıldıklarında Serkan gözlerini kaçırdı.
Ö: Bak ne kadar zaman istersen veririm yeter ki uzak durma. Olur mu?
Serkan başını salladı.
Aynı sırada aşağda Defne ile Nihan konuşuyordu.
N: Defne hani sen dün demiştin ya bunlar bir şeyler konuşuyor diye. Ben Masala sordum. Dün Serkan Ömeri anlatmış Masala. Sonra akşam da tutturdular ikimiz aynı odada uyuyacağız diye. Biz de onları senin eski odana koyduk. O zaman da Serkan İtalyadan buraya geldiğinizden beri Ömer ile ne yaptıklarını anlatmış Masala. Bir de ağlamış. Masal anlatırken içim burkuldu ya.
Nihan lafını bitirince Ömer kucağında Serkan ile indiler.
D: Ömer?
Ömer göz kırptı.
Ö: Hadi gidelim artık isterseniz?
D: Olur. Gidelim.
Arabada üçü arka koltuğa oturmuşlardı. Serkan bu sefer ortada oturuyordu. Ömer bir kolu ile Serkanı sarmıştı. Onu kendine çekmişti. Arada bir de burnunu saçlarına götürüp kokluyordu. Şirkete geldikten sonra arabadan indiler ve Serkan iksinin elini tutarak binaya havalı bir giriş yaptılar. Asansöre bindiklerinde sessizliği Ömer bozdu.
Ö: Oğlum sen benimle geleceksin değil mi?
SE: Mhm.
Ardınıdan Ömer gülümsedi. Defnenin katına geldiklerinde kadın çocuğunu ve kocasını öpüp indi. Baba-oğul Passionise cool cool girdiler.
Der: Günaydın Ömer bey Serkan bey.
Ö: Günaydın. Sinan geldi mi?
Der: Evet. Az önce geldi.
Ömer hiç bir şey demeden Serkan ile odaya girdiler.
SE: Baba bana niye bey diyoy?
Ö: Bilmem. Belki patronun oğlu olduğun için. Onlar Melise de böyle davranıyorlar.
K: Ömüüüüş. Ömüüüüüş.
Ö: Eyvah.
Ve kapı açıldı.
K: Ömüüüş?
Ö: Efendim Koray.
K: Ömüüüş?
Ö: Söyle Koray.
K: Ömüş. Ben Nöromla konuştum.
Ö: Bana ne Koray. Kiminle istersen konuş.
K: Nörom, Necmoş bey ve bıyıkları Serkan ile tanışmak istoyorlar.
Ö: Olmaz.
K: Öm-
Ö: Koray olmaz dedim. Görmeyecekler ve tanımayacaklar.
K: Serkoş sen tanışmak istermisin hayatım.
SE: Yok. Babam olmaz dedi.
Bu cevap Ömerin hoşuna gitmişti.
K: Iıııyy babası kılıklı.
Deyip odadan söylene söylene çıktı.
SE: Baba onlay kim?
Ö: Onlar... Of. Boş ver oğlum.
SE: Niye? Onlay kötü insanlay mı?
Ö: Şimdi ne desem ki? Onlar benim amcam ve yengem ler.
SE: Amcan ve yengen? Benim Sinan amcam ve Yasemin yengem gibi mi?
Ö: Gibi.
SE: Peki ben niye onlayla tanışmıyoyum?
Ö: Çünkü onlarla ben artık görüşmüyorum. Onlar eskiden bana çok büyük yalan söylediler. Hem annele onların yüzünden tanıştım hem de ayrılmamıza sebep oldular. Annene çok çektirdiler. Tabi benim haberim yoktu. Olsaydı daha o zaman çıkarırdım onları hayatımızdan.
SE: Anladım.
Serkan kalkıp dolaptan kağıtlarını ve kalemlerini çıkardı. Ardından diğer dolaptan yastığını çıkardı ve onu sehpanın önüne koyup üstüne oturdu. İyice yerleşince resim çizmeye başladı. Ömer Serkanı izlemeye başladı. Serkan sanki çok önemli bir şey yapıyormuş gibi konsantre olmuş saçma sapan şeyler çiziyordu. Sonunda Ömer de işine döndü.
Bir kaç saat sonra odaya Defne girdi.
D: Napıyorlarmış bakalım benim adamlarım?
SE: Anneee.
D: Napıyorsunuz?
Ö: Hiç öyle.
SE: Anne bak ne çizdim.
Resimde çarpık çarpık ayakkabı olduğunu zor anlaşılan ayakkabılar vardı.
D: Afferin sana. Çok güzel olmuşlar.
SE: Gerçekten mi?
Ö: Gerçekten. Valla bu gidişle benim yerime geçersin ha?
SE: Geçeyim tabi. Ben koskoca Seykan Topal.
Ö: Ha Topal demişken.
Ömer dosyaların arasından bir dosya aldı ve Defneye uzattı.
Ö: Bunu imazala sonrada Serkan İplikçi soyadını alacak.
Defne hiç bir şey söylemeden bir kalem alıp kağıdı imzaladı.
Ö: Serkan artık İplikiçi sayılıyorsun.
SE: Seykan İplikçi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu bölüm baya kısa oldu. Aslında bugün bölüm atamazdım ama yine sözümü tutmak için bir şeyler karaladım.
Yarın için söz vermiyorum. Belki gelir belki gelmez. Duruma göre.
Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum