KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Ya...

By nslhn5828

959K 60.4K 8.9K

Huzurun diğer adı,gözlerinin cennet yeşiliydi.. Bakışları tıpkı Karadeniz'in hırçın dalgaları gibiydi. Asi am... More

1. Yeni Başlangıçlar /Düzenlendi
2. Geçmişten Gelen /Düzenlendi
3. Kadere İnat / Düzenlendi
4. Beklenen/ Düzenlendi
5. Biri Kahraman Mı Dedi? /Düzenlendi
6. Merhaba Ey Aşk! /Düzenlendi
7. Ördü Kader Ağlarını /Düzenlendi
8. Tehlikeli Şüpheler /Düzenlendi
10. Can Sıkan Gerçekler /Düzenlendi
11. Yeni Aşklar-Yeni Umutlar /Düzenlendi
12. Tesadüf Yoktur,Tevafuk Vardır /Düzenlendi
13. Kader Konuşunca İnsan Susarmış! /Düzenlendi
14. Samet'in İtirafı / Düzenlendi
15. Kıskanç Yusuf! /Düzenlendi
16. Eyvah! /Düzenlendi
17. Açığa Çıkan Sırlar /Düzenlendi
18. Güven,Önemli Bir Mesele /Düzenlendi
19. Beklenen İtiraf /Düzenlendi
20. Vicdan Azabı / Düzenlendi
21. Fırtına Öncesi Sessizlik/Düzenlendi
22. Kaçırılma/Düzenlendi
23. Zor Saatler /Düzenlendi
24. Sinan Aslan/Düzenlendi
ALINTI
25. ~Sebebi Sensin~ /Düzenlendi
ALINTI
26.Umut Hep Vardır../Düzenlendi
27. ~Kod Adı:Ateş!~/Düzenlendi
ALINTI
Acımız Var!
28. ~Ali Tekin!~/Düzenlendi
29. ~Şaşırtan Teklif~/Düzenlendi
30. ~Evet De!~ /Düzenlendi
31. ~Efsane Adam~ / Düzenlendi
ALINTI
32. ~Narin~ / Düzenlendi
33. ~Samet~ / Düzenlendi
34. Ejderha :) / Düzenlendi
35. Aslan Oyunu / Düzenlendi
36. On Dakika / Düzenlendi
37. Abant :) / Part 1
38. Abant / Part 2 / Düzenlendi
39. Abant / Part 3/ Düzenlendi
ALINTI
40. Savaş / Düzenlendi
41. Şekerli Kahve / Düzenlendi
42. Benim Dünyam / Düzenlendi
43. Beklenmedik Misafir / Düzenlendi
44. Nişan Part 1 / Düzenlendi
Alıntı
~NişaN~ Part 1
Ufak bir istek!!
Alıntı
~Nişan~Part 2
ALINTI
~Kurtuluş Günü~
~Aşk Bunun Adı~
~Şen Ola Düğün~
~Final-Part 1~
~Final-Part 2~
~Özel Bölüm~
~Özel Bölüm 2~

9. Ne Olacak Şimdi? /Düzenlendi

18.1K 1.3K 87
By nslhn5828

'Ve Herkesin Derdi Kendine Ağır..

Gerisinin Dili Lal,Kulağı Sağır..'

-YUSUF-

Gülüyorum. Sadece gülüyorum. Suratımdaki alaylı gülüşe bakmayın, altında saklı duran gerçekliğe bakın! Gerçek şu ki, şuan sinirimden gebermek üzereyim. Eğer ölmezsem en iyi halden, Samet'i öldürebilirim. Şüphelerim gerçekliğe bir adım yaklaştı. Kabullenemediğim gerçeklik Samet'in, Yasemin'e aşık olma durumuydu. Dünya üzerinde aşktan anlamayacak biri varsa o kişi kesinlikle Samet'ti! Acaba Yasemin ne haldeydi? Onunda bu sabahki bakışları farklıydı lakin abi demişti. Abi diyenden kork dedi iç sesim!

Bir hafta boyunca aynı evin içinde Samet ve Yasemin'i birbirine denk getirmemek için en acilinden bir şeyler düşünmeliydim. Yasemin'i odaya kilitleyebilirdim. Yemeğini, suyunu odasına götürürdük. İstersen kapı altından at diyen diğer iç sesime küfrettim. Samet'i dönüş yolunda otel kapısında bıraksam nasıl olurdu? Oda mı olmazdı? İç sesim bu kez cevap vermedi. Fikirde vermedi. Dost dediğimiz adam, bacımıza yanmış haberimiz yokmuş! Sen severken iyi ama o aşık olunca mı kötü demeyin.. Siz Samet'i henüz tanımıyorsunuz..

Düşüncelerimin arasından çıkmama sebep olan telefonumun ısrarla çalmasıydı. Arabayı müsait bir yerde durdurdum. Arayan Onur'du. Toplantıda bir pürüzün çıktığı düşünerek korkuyla yanıtladım. "İyi bir şeyse söyle! Havamda değilim!" Biz hep böyleydik. Nasılsın, ne var ne yok gibi detaylara takılmazdık. Direk faaliyet!

"Benim önemsiz konuştuğuma ne zaman şahit oldun?" Egosunu göklerde uçuran Onur'um.. Sorusuna hırıltılı bir homurdanma sesi çıkartmakla yetinince, hiç uzatmadan konuya girdi.

"Elediklerinden geriye kalan iş başvurularını getirdiler. Hoş geriye bir şey kalmamış!" Onur bana az önce alayla karışık laf soktu. Laf sokmasına haliyle sinirlendim. "Çünkü, aralarında işini bilen bir insan evladı yoktu!" Yalan değildi. İstediğim yetenekte kimse yoktu..

"Hadi ama dostum! Hepsi mimardı." Sesindeki alaylı tondan sıkılmıştım. "Evet ama, kadın mimardı ve ben sizin altınıza yatmaya hazır kıta bekleyen bir yardımcı aramıyorum! Şimdi ne diyeceksen de, demeyeceksen masana yirmi gün önce bıraktığım dosyayı incele!" Tek nefeste kurduğum cümlenin sonunda nefes alan Onur oldu.

"Kalbimi kırıyorsun! Her neyse, inanamayacaksın ama birini buldum. Geçen hafta başvurmuş. Tam istediğin yetenekte. Hatta şu Sayar Holdingin geçen seneki projesi yok muydu? O projenin çiziminde yardımcı olarak yer almış. Hem de daha mezun olmadan dostum!"

Onur'un bahsettiği projeyi bizim camiada bilmeyen yoktu. Yıla resmen damgasını vuran bir çalışma gerçekleştirmişti. Onur hala elemanı övüyordu. "Yalnız buda kadın!" Yapacak bir şey yoktu. Deneyip görecektik.

"Tamam çağırın konuşun. Yalnız bir ay deneme süresi olduğunu kendisine mutlaka belirtin. Bu süre içinde benim odamda olacağını da belirtin küçükhanıma!" Başıma bela aldığımı hissediyordum. Hislerimin her zaman çıktığını bildiğime göre kesinlikle başıma bela aldım. Onur'un hala konuştuğunu fark ettim. "Şimdiden acıdım kıza. Halbuki su gibi güzelliği, orman gibi gözleri, yay gibi kaş.." telefonu kapattığım için devamını duyamadım.

Samet'in sesi hala çıkmıyordu. Sinirim biraz yatışsa da hala içten içe yanımdaki hayvana dalma isteğimi ortadan tam anlamıyla kaldıramıyordum. Sessizliğimiz bütün yol boyunca devam etti. Şirkete geldiğimizde, az önceki ruh halimize göre daha farklı bir hal sergilemeyi becerebildik. Sonuçta iş hayatı farklıydı.

Hoş karşılanmalar, gerekli gereksiz muhabbetler bittiğinde, toplantı odasındaki yerimizi aldık. Sırasıyla sunumlar yapılıyor, isteklerin üzerinden tekrar tekrar geçiliyordu. Fena derecede sıkılmıştım. Beynimin içi adeta patlayacak gibiydi. Projenin sunumunu yapan kız, kem gözlerini Samet'in üzerinden biran olsun çekmiyordu. Devamlı bir şeyler soruyor, hal ve hareketleriyle dikkatini bir şekilde çekmeye çalışıyordu. Tuhafıma giden şey, kadının o iğrenç sarkmış göğüslerini Samet'in gözlerine sokması değildi! Samet'in kadına bir kere olsun bakmayışıydı. Bütün ilgisi önündeki dosyada yazılanlardı. Yıllardır tanıdığım Samet, karşımda duran Samet olmamalıydı. Şuan kıza salyalarını akıtarak bakıyor olmalıydı. Bakışlarıyla kızı soymalıydı. Buradan gidecekleri tek yer otel odası olmalıydı! Lanet pislik! Oturduğum yerde çişi gelen çocuk gibi kıvranıp duruyordum. O sıra bütün bakışların bana döndüğünü fark ettim. Siktir! Cidden çişim geldi! Suratıma zoraki bir tebessüm bıraktım. "Pardon dalmışım. Bir şey mi demiştiniz?" Adamın suratı gayet kibar bir şekilde yumuşadı. Elinde, pahalı olduğu her halinden belli olan kalemi çevirip duruyordu.

"Diyoruz ki, proje onaylandığı zaman bunu duyurmamız gerekiyor. İster İstanbul'da, ister burada bir davet düzenleyelim. Medya önünde ortaklığımızı pekiştirmiş oluruz. Siz ne dersiniz?"

Kameralara yalandan sevecen pozlar vermek benim kalemim değil arkadaş! Her ne kadar isteksiz olsam da, karşımdaki insanlara bunu belli edecek kadar acemi değildim. Gayet profesyonel bir tavır takındım. "Güzel fikir Mustafa bey. Yalnız bildiğiniz gibi, Onur ve Ahmet beyin fikride bizler için önemli. Ne de olsa, son söz onların." Bakışlarım Samet'i bulduğunda sende bir şeyler söyle dercesine baktım. Adamım sinyalimi anında aldı ve araya girdi. "Yusuf bey haklı. Bu hafta sonu İstanbul'a geri döneceğiz. Oradaki yoğunluğumuzu yoluna soktuktan sonra geri bildirimimizi yapmış oluruz."

Samet'in dediklerimi onaylamasıyla, adam durumundan memnun olduğunu gösterircesine gülümsedi. "Oldu o zaman sizden haber bekliyor olacağız. Sizin de bir diyeceğiniz yoksa imzaları atıp akşam ki yemek için hazırlanabiliriz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun."

İmzaları attıktan sonra hazırlanmamız için Mustafa bey, kendi otelinde iki oda ayarlamıştı. Kıyafetlerimizi zaten getirmiştik. Kendimi biran önce odaya atmak için can atıyordum. Samet bir şey demeden kendi odasına geçerken, sergilediği hal ve tavırlar iyice canımı sıktı. Mesele zaten başlı başına canıma sıkmaya yetiyordu. Dostum dediğim adam, adam gibi adam diye tabir ettiğimiz mertliği sonuna kadar taşırdı. Sevdiklerini ne pahasına olursa olsun, korurdu ama.. Aması belliydi! Kardeşimi üzerdi. Onun iğrenç isteklerini benim masum kardeşim karşılayamazdı. Yasemin benim emanetimdi! Bana babamdan kalan emanetti! Bu konuda elimden gelen tek şey, mümkün olduğu kadar sessizliğimi korumak ve her şeyi geri plandan takip etmekti.

Emin olduğum tek şey ise kardeşimin kılına zarar verirse, gözümün Samet'i biran olsun görmeyecek oluşuydu. Katil olma yolundaki ilk deneyimimi, kesinlikle gerçekleştirirdim!

*** ** *** ***

-YAREN-

Gülsüm geleli iki gün oldu ve bu iki günde moralim inanılmaz derecede güzeldi. İki gün boyunca, neredeyse hiç susmadan sohbet edip, deliler gibi her halta gülüp durduk. Yusuf ile olan maceramı anlattığımda ise oldukça şaşıran zavallı arkadaşım, Sevim gibi hislerimin mutlaka karşılıklı olabileceğinden bahsederek, beni benden almıştı.

Şuan tepedeyim! Şaka gibi ama o günden sonra bir türlü cesaret bulamayan benliğime her ne olduysa beni bu sabahın alacalı vaktinde buraya getirdi. Sanki ayaklarım benden bağımsız hareket ediyordu. Sadece biraz yürüyüş yapmak istemiştim. Kendime geldiğimde Yusuf'un ellerimi kendi ellerinin arasına aldığı, gözlerime soluksuz baktığı o yerde öylece duruyordum. Hala da durmaya devam ediyorum! Kesinlikle derbeder aşıklara döndüm. Bu halime içimden bir küfür savurup yürüdüğüm yolu gerisingeri dönerken, cebimde titreyen telefonla adımlarımı durdurdum. Tanımadığım numaraları açmama konusundaki katı kurallarıma, bugün itibariyle son verdim. Aptal ruh halim, sesime de yansımış bir vaziyette cevapladığım telefona kısık sesimle, "Alo?" diyebildim. Benim aksime karşı taraftan oldukça neşeli bir ses yükseldi.

"İyi günler! Yaren Yılmaz ile mi görüşüyorum?" Maalesef demek isteyen çenemi güçlükle tuttum. "Evet, buyurun." Sesinden genç olduğunu anladığım kız o cırtlak sesini tekrar devreye soktu.

"Merhaba Yaren hanım! Ben Aksoy Holding insan kaynakları departmanından Özge Yıldız. Sizi iş başvurunuz hakkında bilgilendirmek için aramıştım. Müsait miydiniz?"

Aksoy holding lafını duymamla yürümemi durdurdum. Kalp atışlarım yükselirken, anında kuruyan dudaklarımı ıslattım. "Merhaba Özge hanım. Müsaidim tabi ki buyurun, sizi dinliyorum." Kekelemeden düzgün bir cümle kurabildiğim için sevinirken, kızın söyledikleriyle ben benlikten çıktım.

"Başvurunuz değerlendirildi, Yaren hanım. Eğer iş arayışınız hala devam ediyorsa, Pazartesi günü görüşmek istiyoruz sizin için uygun mudur?" Siz isteyin bugün gelirim! Şimdi, şuan yanınıza gelirim demek istiyordum. Suratımda aptal bir sırıtış meydana gelirken, durduğum yerde saçma sapan hareketler yapıyordum. Allah'tan dağın tepesinde beni görebilecek kimse yoktu. Ben hala içimde gizli olan apaçi kişiliğimle yeteneklerimi ortaya koyamaya devam ederken, kulağımda unuttuğum telefondan ses yükseldi. "Yaren hanım orada mısınız?" Kulağıma dolan sesle hızla hareketlerimi durdurdum. "Özür dilerim Özge hanım. Ben biraz şaşırdım da o yüzden. Her neyse çok teşekkür ederim. Pazartesi günü orada olacağım!" Hala olanlara inanamaz haldeydim. Kızın rahat verdiği nefesi kulağıma doldu.

"Pekala. Randevu bilgilerinize mailinizden ulaşabilirsiniz. İyi günler!"

Son bulan görüşmenin ardından telefonu usulca kulağımdan çektim. Suratımdaki sırıtma büyüdükçe büyüyordu. Görüşmeye çağırdıklarına göre yüzde elli şansı kazanmıştım. Tam ümidimi kesmişken umudum içimde tekrar filizlendi. Pazartesi günü benim için kesinlikle dönüm noktası olacaktı...

İki gün sonra İstanbul'a dönmek için hazırdım. Babaannem bu kadar erken dönmemize üzülse de belli etmemek için varını yoğunu ortaya koyması daha da üzülememe sebep oldu. Kurban olduğum sabah bizi yolcu ederken, gözlerinden akan yaşları sözde belli etmeden silip durmuştu. Babaannemi Gülsüm'e emanet etmek az da olsa rahatlatmamı sağlasa da, yinede ondan ayrıldığım için bir yanım buruktu..

Yine teneke yığının içindeyim! Uçağın kalkması fenayken, inişi daha da fenaydı. Salıncakta bile hızlanamayan kızdım ben. Uçak inerken, Sevim'in koluna nasıl asıldıysam, inlemesiyle gözümü açtım. Suratında canını yaktığımı kanıtlarcasına bir acı ifade vardı. Mahcup bir şekilde bakmaktan kendimi alıkoyamadım. Kazasız belasız uçaktan indiğimizde, Sevim direk eve geçeceğini söyleyerek yanımdan ayrıldı. Taksilerin olduğu yere yöneldiğimde, elimi kapıya atmamla nefesimi tutmam bir oldu. Elim kapıda asılı kalırken, içimdeki bütün mutluluk kırıntıları hızla uzaklaştı. Bedenimi korku yüklü bir titreme aldı. Bu halime sebep olan, hiç şüphesiz tam karşımda duran Sinan Aslan'dan başkası değildi..

-Bölüm Sonu-

Continue Reading

You'll Also Like

2.3M 74.1K 58
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
1.8M 161K 81
Gök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefka...
1.6M 27.9K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
2.2M 135K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...