KADERİMİN PEŞİNDE (Yeniden Ya...

By nslhn5828

957K 60.3K 8.9K

Huzurun diğer adı,gözlerinin cennet yeşiliydi.. Bakışları tıpkı Karadeniz'in hırçın dalgaları gibiydi. Asi am... More

2. Geçmişten Gelen /Düzenlendi
3. Kadere İnat / Düzenlendi
4. Beklenen/ Düzenlendi
5. Biri Kahraman Mı Dedi? /Düzenlendi
6. Merhaba Ey Aşk! /Düzenlendi
7. Ördü Kader Ağlarını /Düzenlendi
8. Tehlikeli Şüpheler /Düzenlendi
9. Ne Olacak Şimdi? /Düzenlendi
10. Can Sıkan Gerçekler /Düzenlendi
11. Yeni Aşklar-Yeni Umutlar /Düzenlendi
12. Tesadüf Yoktur,Tevafuk Vardır /Düzenlendi
13. Kader Konuşunca İnsan Susarmış! /Düzenlendi
14. Samet'in İtirafı / Düzenlendi
15. Kıskanç Yusuf! /Düzenlendi
16. Eyvah! /Düzenlendi
17. Açığa Çıkan Sırlar /Düzenlendi
18. Güven,Önemli Bir Mesele /Düzenlendi
19. Beklenen İtiraf /Düzenlendi
20. Vicdan Azabı / Düzenlendi
21. Fırtına Öncesi Sessizlik/Düzenlendi
22. Kaçırılma/Düzenlendi
23. Zor Saatler /Düzenlendi
24. Sinan Aslan/Düzenlendi
ALINTI
25. ~Sebebi Sensin~ /Düzenlendi
ALINTI
26.Umut Hep Vardır../Düzenlendi
27. ~Kod Adı:Ateş!~/Düzenlendi
ALINTI
Acımız Var!
28. ~Ali Tekin!~/Düzenlendi
29. ~Şaşırtan Teklif~/Düzenlendi
30. ~Evet De!~ /Düzenlendi
31. ~Efsane Adam~ / Düzenlendi
ALINTI
32. ~Narin~ / Düzenlendi
33. ~Samet~ / Düzenlendi
34. Ejderha :) / Düzenlendi
35. Aslan Oyunu / Düzenlendi
36. On Dakika / Düzenlendi
37. Abant :) / Part 1
38. Abant / Part 2 / Düzenlendi
39. Abant / Part 3/ Düzenlendi
ALINTI
40. Savaş / Düzenlendi
41. Şekerli Kahve / Düzenlendi
42. Benim Dünyam / Düzenlendi
43. Beklenmedik Misafir / Düzenlendi
44. Nişan Part 1 / Düzenlendi
Alıntı
~NişaN~ Part 1
Ufak bir istek!!
Alıntı
~Nişan~Part 2
ALINTI
~Kurtuluş Günü~
~Aşk Bunun Adı~
~Şen Ola Düğün~
~Final-Part 1~
~Final-Part 2~
~Özel Bölüm~
~Özel Bölüm 2~

1. Yeni Başlangıçlar /Düzenlendi

61.9K 2.1K 435
By nslhn5828

^-^ Aşk kokan kadınların sevdasına, gönül veren adamların hikayesi..

Beni tanımayanlar, yeni tanıyanlar ve uzun zamandır tanıyan dostlar, canlar öncelikle merhaba :) Hepiniz hoş geldiniz..

Şuan okumaya başladığınız, yazdığım ilk hikayedir. Benim için her zaman yeri farklıdır. Kaleme aldığım, acemiliğimi attığım, tamı tamına dört okuyucumla bu platforma adım attığım hikayedir :) Ah ah ne günlerdi.. :) Üzerinden geçen üç senede farklı hikayelere daha yelken açtığımdan dolayı düzenlemeye anca geçiş yapmış bulunuyorum :)

Şimdi, düzenlenen ilk sayfayı, tam üç sene sonra aynı heyecanla paylaşıyorum.. Kurgu sabit, lakin arada eklemeler ve değişmeler mevcut.. Daha önce okuyan arkadaşlar aradaki farkı anlayabilir :) Her akşam bir sayfa düzenleyeceğim kısa süre içinde tamamlanır diye umuyorum.. Kısacası artık yayınevleri düşünsün :)))

Emeğe saygı diyorum ve keyifli okumalar diliyorum..

Sevgiler..

**** *** **** ****

Sakın kader deme..Kaderin üstünde bir kader vardır.

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır..

Sezai KARAKOÇ

***

-YAREN-

Alaycı bir kuşun süzülmesini andıran koca uçağın, ufacık penceresinden ardımda bıraktıklarıma öylece bakıyordum. Hoş bir şey gördüğümde söylenemezdi. Tahmini olarak bilmem kaç bin metre yükseklikteydik. Kaptanımızın az önceki basın açıklamasını andıran konuşmasında, 'Bayanlar, baylar kaptanınız konuşuyor!' kısmını dinlemek yerine müzik dinlediğim gerçeğini maalesef değiştiremem. Uçak korkumu yenemeden bu yaşıma kadar gelmem bile mucizeydi. Her ne kadar karayolunu tercihlerimin arasında tutsam da, sevgili kuzenimin ısrarları sonucunda bu uçan teneke yığınına binmek durumunda kalmıştım. Uçuşun bitmesine tam yarım saat daha vardı ve bana bu yarım saat yarım günden daha uzun bir süre olarak geliyordu. Biran önce bulunduğum yerden kurtulmak istiyordum. Çünkü burada hiç mi hiç mutlu değildim..

Herkesin hayatında onu mutlu eden, gözlerini kapattığında ona huzur veren, bulunduğu yerden başka bir yerde bulunmak istemeyen mutlaka bir yeri vardır. Sevgilinin yanı, arkadaşlarının yanı, ailesinin yanı gibi..

Fakat, bu mutluluk ve huzur veren yer havada süzülen bir teneke yığının içi olmamalıydı..

Şahsen fikrimi soracak olursanız, ben çoğunluk olarak aile yanında huzur bulanlardanım. Çünkü bu hayatta, yalansız dolansız, karşılıksız sevgi verip ve fazlasıyla alabildiğim tek gerçeğim ailemdi.. Gerçi hayallerimin erkeğiyle hala karşılaşmamış olmam benim suçum değildi. Karşıma çıkanların sevgimden ziyade başka şeyler istemiş olmaları da benim suçum değildi. Aslına bakarsanız hiçbiri benim suçum değildi. Kaderim bana ne sunduysa, ben sadece onu kabul ettim..

Haziran ayının kendini hissettiren sıcağında yaşamımdaki yeni sayfaya merhaba demek üzere İstanbul'dan ayrılarak, senenin yorgunluğunun bir kısmını kuzenim ile birlikte memleketim Trabzon'da geçirmeye karar vermiştik. Her yaz tatilinde elimden geldiği kadar gitmeye çalışır, tek başına yaşayan babaannemin yanında İstanbul'un bütün karmaşasından uzakta kafamı dinlerdim.

Bu senenin diğer senelere göre farkı büyüktü. Oldukça huzurlu olmamın tek sebebi okulumdan mezun olmamdı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünden, dört senelik maceramı, güzel bir derece ile sonlandırmış, artık iş hayatına atılmanın verdiği rahatlıkla gidiyordum..

Kafamı yana çevirip kuzenime baktığımda kulağına taktığı kulaklıktan dinlediği müzik sayesinde dünya ile bağlantısını çoktan kesmişti.

Sevim.. Benim tek kuzenim. Halam ile babam aynı seneler içinde evlenmiş ve ay farkıyla biz dünyaya gelmişiz..

Sevim ile ikimiz birlikte büyüdük. Üniversiteye kadar aynı okullara gittik. Kardeş eksikliğini sayesinde hiç yaşamadım. Ben ne kadar sakin ve her şeyi kendi dünyamda düşünüp içimde yaşıyorsam, o benim tam aksime aktifliğini ve açık sözlülüğünü her yerde belli ederdi. Ben okul bitsin iş hayatına biran önce atılayım diye uğraşırken, o Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Yüksek Lisansa devam etmeye karar vermişti..

Bu arada tanışmadık değil mi?

Ben Yaren..

Babamın yarinden olan aşkı, canı, kanı ,sevdası. Annemin ise nefesi, ömrü..

Evet maalesef tek çocuğum. Annemin rahatsızlığı yüzünden benden sonra olan hamilelikleri hep düşükle sonuçlanmış ve riskli olduğu için bir daha çocuğu olmamış her şey Allah'tandır diyerek, beni el üstünde tutmuşlar. Durumumun en iyi yanı, tek çocuk olmama rağmen şımartılmadan büyütüldüm. Ailem hep isteklerimin doğru sonuçlar doğrultusunda arkamda oldular. Mesela, okul hayatımda ailem gibi sağlık alanını seçmedim. Her ne kadar, babam istemiş olsa bile ideallerimden taviz vermemem gerektiğini de söylemişti. Bu yüzden hep hayalim olan mimarlığı seçmiştim. Her zamanki gibi en büyük destekçim annem olmuştu..

Babam ve annem ile klişe olan aşk hikayelerini aratmayan bir tanışmayla evlenmişler. Babam alanında başarılı bir doktordur. Babamın staj yaptığı hastanede, annem hemşire olarak çalışıyormuş. Eh iş böyle olunca aşk kaçınılmaz olmuş. Tabi en büyük olumsuz faktörü unutmamak lazım. Babaannem başta annemi hiç istememiş. Deli damarı tutmuş bir kere, 'İstanbullu kız bizim buralara gelip yaşamaz ayak uyduramaz!' diye Karadeniz damarını ortaya çıkarsa da, babam dinlememiş annemi kaçırmış.

Annemin de babası bu duruma izin vermemek için elinden ne gelirse yapmış. Zavallı annem, daha bebekken kaybettiği annesizliğin kurbanı olarak üvey anneyle büyümek zorunda kalmış. Parada pulda, gözü hep yükseklerde olan bu kadın, dedemin aklını çelerek, annemi zengin sosyetik birileriyle evlendirmek istemiş. Tam bu olay üzerine gelince de, annem babamı reddetmemiş ve seve seve kaçıp evlenmiş..

Babam annemi köye getirdiğinde, bizim inatçı babaanne dağ gibi dikilmiş karşılarına.. "Ha bu pok yiyenun uşağu senu karisi etmuş olsa da, benim testumden geçmedan gelun melun olamazsun!" demiş ve aylarca annemi süründürmüş.

Çobanlık yaptırmış, inekler sağdırmış, bahçeleri belletmiş, fındık toplatmış. Annem bir kere olsun ses etmemiş çünkü babaannemin onu, içten içe sevdiğini bilirmiş.. Velhasıl öylede olmuş. Bizim deli damarlı babaanne, sonunda annemi el üstünde tutmaya başlamış, kimselere laf ettirmemiş. Çok zaman geçmeden de bana hamile kalmış. Annemin demesine göre, hayatlarına uğurumla gelmişim. Babamın İstanbul'daki büyük bir hastaneden teklif alması ve kabul etmesi hayatları için güzel bir dönüm noktası olmuş..

Babaannem inat etmiş yine, 'Ölürüm de gitmem o şehre!' diye.. Babam ile annem yine de tek bırakmamaya çalışmışlar, tatillerde bir ayakları hep burada olmuş. Sonuç olarak bizde küçüklüğümüzden beri tatillerimizde devamlı memleket sevdasına, babaanne aşkına gelir gider olduk. Zaten aile demek, kan demek; kan demek can demek değil miydi?

Gözlerim artık yorgunluğa direnemeyecek vaziyete geldiğinde, sağ tarafımdan gelen dirsek darbesiyle oturduğum yerden sıçradım. Gelen darbenin sahibine, ne var dercesine baktığımda kaşlarını çatabildiği kadar çatmış olan Sevim'le karşı karşıya geldim.

"Kime diyorum uyansana kızım!"

Uyumamış bir insan nasıl uyanabilirdi?

"Ölmek istiyorsan direk söyle canım. Karadeniz sularına seve seve atarım seni ayrıca daha uyumamıştım" diye söylenerek tutulan boynumu sağa sola çevirerek rahatlatmaya çalıştım. Sevim oturduğu yerden kemerini bağlayıp, uzun dalgalı saçlarını artistik bir şekilde savurdu.

"Sana da iyilik yaramıyor inmek üzereyiz kemerini bağla!"

"Tamam kızma sultanım."

Elimi hızla kaldırarak hiç sevmediği hareketi yaparak, yanağından makas alıp dudaklarıma götürdüm. Yaptığım hareket karşısında sevgili kuzenimin bağırmaya başlaması gecikmeden geldi.

"Yapma şunu Yaren ya!" Yandan bir bakış attığında masum gülüşümü hemen devreye sokup, gözlerimi tatlı bir şekilde kırpıştırdım. Bakışlarıma dayanamayan kuzenimi çok sevdiğimi şöylemiş miydim?

İnişe geçen uçak dilimdeki dualar eşliğinde yere sarsıntılı bir şekilde indiğinde sıkı sıkıya kapattığım gözlerimi araladım. Sevim her zaman olduğu gibi benim halime keyifle sırıtıyordu. Hayır, nesi keyifliydi anlamıyordum. Sonuçta uçaktan korkmak ayıp değildi!

Uçak koca pistte park edecek yer ararken, durgunlaşan suratımı kaçırmayan Sevim, sıcak elleriyle koluma dokunarak kendisine bakmamı sağladı.

"Sen ne düşünüyorsun öyle uçağa bindiğimizden beri? Dalıp gidiyorsun. Hala, Sinan meselesi mi?"

Sevim cümlesini bitirdiği an bedenim amansız bir titremenin kurbanı oldu. Hayatımı kabusa çeviren bu adamın adını dahi duymak korkularımı gün yüzüne çıkartmaya yetiyordu..

"Okul bitince rahatlarım sandım ama dün gece yine aradı, açmadım. Açmadıkça diş bilemesinden korkuyorum."

Yaşlarla dolan gözlerimi kucağımda birleştirdiğim ellerime çevirdim. Sevim sinirle kemerini çözüp yana doğru çevirdi bedenini. "Yuvasını yaptırmıyorsun ki bana!" Sevim'in yükselen sesiyle etraftaki bütün dikkatleri üzerimize toplamayı başardık. Hiç oralı olmayan Sevim, etrafa delici bir bakış atarak tekrar bana döndü. "Üzülme artık. Hem buraya her şeyi unutmaya geldik öyle değil mi?"

Sevim'in dediklerine karşılık sadece kafamı aşağı yukarı doğru sallayabildim. Haklıydı. Unutmalıydım. Korkularımla yüzleşmeliydim..

"Ayrıca, bu sene bizim için çok güzel geçecek. Vallahi içime doğuyor. Bakarsın başvurduğun yere kabul edilirsin. Ne dersin?"

Gözlerim heyecanla kocaman açılırken, öne doğru atılıp ellerini sıkıca tuttu. "Ağzın bal yesin derim ne diyeceğim başka.." dediğimde kıkırdayarak göz kırptı. İçimdeki kıpırtıların heyecanıyla suratımda kocaman bir gülümseme belirdi. Sebebi tabi ki başvurduğum şirketten kaynaklanıyordu.

Okul biter bitmez hemen iş başvurusunda bulunmuştum. Katıldığım projeler sayesinde edindiğim çevre fazlasıyla genişti. Başka şirketlerden teklif bile almıştım ama ne olursa olsun benim gönlüm hep oradaydı. Nedenini bilmediğim bir istek vardı..

Aksoy Holding..

Alanında gerçekten çok iyi bir holdingdi. Bu zamana kadar, sadece İstanbul'da değil ülkenin birçok yerinde mimarlık kalemlerini konuşturup, üstün başarılara imzalarını atmışlardı. Babadan ve amcazadelerden oğullara geçen bir şirketti ve bildiğim kadarıyla üst yönetimde birkaç ortakları daha vardı. Dışarıdan yabancı çok fazla kişiyi kabul etmemeleri umutlarımı tüketse de, bir umut hayatıma yön verecek kararı bekliyordum..

Belki bu sefer kader benden yana olurdu..

-Bölüm Sonu-

Continue Reading

You'll Also Like

257K 23.8K 16
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
1.4M 46.1K 22
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
339K 8.9K 49
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
381K 32.2K 51
Texting ağırlıklıdır. (galiba) Dershanenin homof*bik serserisi Mete ve kalbi güzel sert oğlanımız Dorukhan arasında geçen pek de hoş olmayan mevzular.