BİLİYORUM ÇOK KISA BİR BÖLÜM. AMA YAKINDA BU KADAR KISA OLMAYACAK ARKADAŞLAR. BU HENÜZ BAŞLANGICIMIZ.
mediadaki- Dilay
DİLAY MAYIN
Yeni bir hayat, yeni bir aşk, yeni bir dünyaydı benimkisi. Deli dolu bir kızdım. Her zaman kendini beğenmiş, sert, bir anda ortalığı karıştıran, korkusuz, cesur ama bazen korkak, anında geçişleri olan, sakar tuhaf bir kızım ben. Kendimi inanın tam anlatamıyorum. O yüzden okudukça beni anlayacağınızı, tanıyacağınızı biliyorum. Bir insana sorulan en önemli soru "Benim için ne yaparsın?'' dır.
Bunu randevuya çıktığım her erkek bana sormuştu. Sonuçta benim cevabım hep "Hiçbir şey yapmam. Ölsen bir bardak su vermem.'' Olmuştu. Ta ki televizyonda yıldızımı görene kadar...
Can Sancak! Hayatımın daha da heyecanlı hale gelmesini, adeta içimdeki gömülü canavarı çıkartmamı sağlayan adam. Ben bile bu kadar deli olabileceğimi hiç tahmin etmemiştim. Televizyonda gece gündüz izleyip, şarkılarını dinleyip, dizi ve filmlerini izleyip kendimi gerçek dünyadan soyutlamıştım. Tamamen hayalperest bir kız olmuştum. Hatta bir ara bir kızla dergi, gazete ve magazin haberlerinde boy boy aşk dedikoduları çıktığı an kendimi büyük bir plan yaparken buldum. Kısacası onu kaçıracaktım. Can Sancak sadece benim olacaktı. Siz psikopat diyebilirsiniz ki aynısını bende kendim için söylüyorum. Korkacak, kaçacak bir kız değildim. Öyle klişe bir şekilde fakir, ailesini kaybetmiş saf bir kızda değildim. Tam tersine ailem yeterince zengindi. Ve ben ne ailemi, ne itibarımı ne de başka bir şeyi düşünüyordum. Tek düşündüğüm oydu. Beni ansızın kendine aşık eden ama benden haberi olmayan yıldızım.
***
Nazan öfkeyle bana baktı.
"Kızım yeter şu depresyonun! Sen bu hallere düşecek kız değilsin. Manyadın mı? Normal hayata, gerçeğe dön biraz. Can Sancak kim? Sen kimsin? Bir dünya yıldızı sana, bana mı bakacak?'' dediğinde öfkeyle elimdeki televizyon kumandasını fırlattım.
"Göreceksin! O bana aşık olacak!''
Nazan derin nefes alıp yanıma oturdu.
"Kızım seni görmedi bile. Kaç kez imza günlerine gittik ama seni fark etmedi bile. Anırarak bağırdın, kendini parçaladın ama çocuk seni umursamadı bile. Sen daha neyin kafasındasın?''
Sustum. Doğruya doğru şimdi. Ulan öküz hiç dönüp bana bakmadı ya. O kadar da parçaladım kendimi, yerden yere attım. Yok tınlamadı. Ama görür o. Onu perişan edip, süründürmezsem bana da Dilay Mayın demesinler.
"Hem Akın seni seviyor. Biraz çocuğa dönüp baksan diyorum.'' Dediğinde Nazan'a küfredercesine sert bir şekilde baktım.
"Adını anma o uğursuzun. Sapık mıdır nedir? Bırakmadı peşimi.'' Deyip ayaklandım.
"Hadi git sen. Beni kendimle baş başa bırak.'' Dedim. Aslında kafamdaki planı çoktan uygulamak için hazırdım. Nazan derin nefes alıp evimden çıkarken "Ne diyeyim Allah sana akıl fikir versin. Hadi görüşürüz.'' Deyip gitti. O gidince hemen yukarı çıkıp siyah kıyafetlerimi giydim. Yüzüme de takmak için maskemi aldığımda tamamen hazırdım. İki, üç adam tutuvermiştim. Bugün Can Sancak'ı kaçıracaktım.
"su>�V%��,