/Selaaaaam
Kurgum hazır olduğu için uzun süre ayrı kalamıyorum ve hemen yazıp yayınlıyorum
umarım sinir bozucu değildir bu yaptığım:////
beğenirseniz yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın lütfen
hepinizi seviyorum xx /
Harry ertesi sabah Louis'yi otele götürdü.Bebekler hala mışıl mışıl uyuyordu.Harry Louis'yi yatağına yavaşça bırakırken derin bir nefes aldı.Dün gece olanlara inanamıyordu.Sevişmişlerdi.Hemde korunmasız bir şekilde ve Louis'nin hamile kalma olasılığı yüksekti.
Harry bakıcıyı gönderdikten sonra hızlı bir şekilde duş aldı ve kendine gelmeye çalıştı.Yorgundu ama bu yorgunluk kendisini daha iyi hissettirmişti.
Banyodan çıkıp üzerine rahat bir şeyler almıştı ki Daisy'nin sesini duydu.Hızlıca içeriye koşup onu kollarına aldı.O kadar güzeldi ki ona dokunmaya kıyamıyordu.Daisy ona daha yakın olabilmek için iyice sokuluyordu Harry'e ve bir şeyler mırıldanıyordu.Harry Daisy'nin omzuna ve boynuna küçük öpücükler kondurarak onunla mutfağa doğru gitti ve ona sütünü hazırladı.Her bebek gibi uykusundan süt için uyanıyordu ve sütünü içtikten sonra geri yatıyordu.
Harry Daisy'i sütle besledikten sonra onu tekrar ikizi Liv'in yanına yatırdı ve onlara uzunca bir süre baktı.Hala inanamıyordu.Harry ikizlerin babasıydı ve bu his onu gerçekten çok iyi hissettirmişti.
"Senden nefret ediyorum" Harry Louis'nin sesini duyduğu zaman arkasını dönüp yatakta uzanmakta olan Louis'ye baktı ve kıkırdadı.
"Günaydın bebeğim bende seni seviyorum" dedi neşeli bir şekilde ve Louis'nin yanına uzandı.Louis hızlıca Harry'e sokulup başını Harry'nin göğsüne yasladı.Her tarafı ağrıyordu,özellikle alt tarafı,fakat bebek sahibi olma düşüncesi tüm acıları uzaklaştırıyordu vücudundan.
"Ne zaman geldik buraya?" diye sordu gözlerini tekrar kapatırken.Harry harika kokuyordu ve bu kendisini kötü hissetmesine neden oldu.Ter kokuyordu ve bu en dayanamadığı şeydi.Fakat anı bozmak hiçte akıllıca değildi.
Harry bir eliyle Louis'yi kendine çekerken diğer eliyle saçını okşuyor ve alnına küçük öpücükler konduruyordu.
"2 saat oldu,seni uyandırmaya kıyamadım" Harry dudaklarını yalayıp konuşmasına devam etti."Yorgun olabileceğini düşündüm" dedi dudaklarına pis bir sırıtma yerleştirirken.
Louis Harry'nin göğsünü hafifçe yumrukladı ve geri çekildi."Pardon ama üzerimde köpek gibi tepinen sendin Harold,asıl sen yorgun olmalısın" dedi siniri bozulmuş bir şekilde.Harry her konuşmasında Louis'nin ne kadar küçük olduğunu vurgulamaya çalışıyordu..Hadi ama Louis Harry'den yaşça büyüktü.
Harry cevap vermek için ağzını açmıştı ki Louis'nin telefonu çalmaya başladı.Louis yatakta doğrulurken Harry'e daha sonra konuşacağız bakışı atmayı ihmal etmemişti.Telefonun ekranında çıkmış olan numarayı tanımıyordu.Kim olduğunu ve neden bu saatte arandığını merak etmişti.
"B-Bay Tomlinson?"
Louis cevap vermeden önce kim olduğunu çözmeye çalıştı.Karşıdaki ses ağlamaklıydı ve sesinde bir korku barındırıyordu.
"Alo?Kiminle görüşüyorum?"
"Beni hatırlamadınız m-mı?" diye karşılık verdi karşıdaki ses ve bu sefer tamamen ağlamaya başladı.Ve sonra Louis kim olduğunu anladı.
"Alfie?Tatlım neden ağlıyorsun?Baban orada mı?"
"Neden gittiniz?O-Okulda değildiniz" Alfie Louis'yi duymuyor gibiydi sadece kendi sorularına cevap bekliyordu.Sesi yorgun geliyordu ve uzun süredir ağladığı açıkça belliydi.
"Hayır hayır hayır Alfie nefes al,bak ben iki gün sonra geliyorum tamam mı?Ağlama" dedi Louis telaşlı bir şekilde.Alfie'nin ağlaması durduğunda tekrar konuşmaya başladı.
"Şimdi yatağına dön ve uyu ta-" sözünü bitirmeden bir kapı sesi duyuldu.Telefondan bir ses geldi.Telefon yere düşmüştü.
"Alfie?Orda mısın?" diye telaşlı bir şekilde yatakta doğruldu ve dudaklarını yaladı.Ardından bir bağırma sesi geldi.
"Sen o telefonla ne yapıyorsun?!"
Bu Matt'in sesiydi.Alfie'nin inleme sesi duyduldu.Ve ardından telefon kapandı.
"Harry bir şeyler yapmalıyız" dedi Louis telaşlı bir şekilde.Gözleri dolmuştu.Ne yapacağını şaşırmıştı.
Harry'nin kafası karışmıştı.Olan şeylerden bir gram bir şey anlamamıştı.Neden Alfie Louis'yi aramıştı ki?Neden Louis bu kadar telaşlıydı?
"Neler dönüyor anlamadım" Harry Louis'nin yanına oturup elindeki telefonu bir kenara bıraktı.Louis derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladı.
"Matt'in sorunları var." diye konuşmaya başladı Louis sakince.Her şeyi anlatmak istiyordu çünkü ne yapacağını şaşırmıştı.
"Uyuşturucu bağımlısı-yani değilim dese de çok belli öyle olduğu.Alfie ile ilgilenmiyor,Harry.Bu ne kadar korkunç biliyor musun?Evlerinde taze yemeklerin olduğuna bile şüpheliyim." sesi yumuşaktı ve ses tonu düşüktü.
"Her gün okula giderken iki tane öğle yemeği götürüyorum,şimdiye kadar fark etmen gerekirdi,Alfie için yemek bile hazırlamıyor ve ona iyi davrandığından bile şüpheliyim.Ayrıca Alfie'nin disleksi hastalığı var,yardım almazsa daha kötü olabilir ve Matt'in yardım ettiğini hiç sanmıyorum" Louis'nin gözleri dolmuştu ve Harry bunu fark ettiğinde onu kendine doğru çekti ve alnına bir kaç öpücük kondurdu.Duyduğu hikaye karşısında kendini tamamen kötü hissetmişti.
Alfie'ye bağırdığına pişmandı ve Louis'ye neden böyle bağlı olduğunu anlamıştı.Louis ona daha yakın davranıyordu.Bir baba gibi.
Harry Louis'nin göz yaşlarını silip yanaklarını avuçlarının içinde aldı.Sevdiği adamı böyle üzgün görmek istemiyordu.
"Ona yardım etmek için elimizden geleni yaparız biz de" dedi gülümsemeye ve Louis'yi gülümsetmeye çalışırken.Başarılı da olmuştu.Louis göz yaşlarını silip hafifçe gülümsedi.Zavallı çocuğa yardım etmek için elinden geleni yapmak istiyordu Louis.
*
"Neden gittiniz?O-Okulda değildiniz"
Alfie'nin ağlaması durmuyordu.Sadece yanında güvendiği birini görmek istiyordu.Onu güvende tutacak birini görmek istiyordu yakınında.
"Hayır hayır hayır Alfie nefes al,bak ben iki gün sonra geliyorum tamam mı?Ağlama"
Karşıdan gelen bu ses sayesinde ağlaması birazda olsa kesilmişti.Kendini güvende hissetmeye başlamıştı.
"Şimdi yatağına dön ve uyu ta-"
Karşıdan gelen cevap duymadan telefonu saklandığı dolabın içine düşürdü.Kapı açılmıştı ve ayak sesleri dolaba doğru geliyordu.Dolabın kapısı açıldığında Alfie daha fazla tutamadı kendini ve ağlamaya başladı.
"Sen o telefonla ne yapıyorsun?!"
Matt telefonu kapatıp Alfie'nin kolundan tutup dolaptan çıkardı.Alfie sadece daha fazla ağlıyordu.Konuşmaya çalışıyordu fakat kelimeler ağzından tamamen çıkmıyordu,hıçkırığa dönüşüp kayboluyordu.
Matt Alfie'yi salonda getirdiğinde kollarından tutup yüzüne baktı ve ağlamasını kesmesini bekledi.
"Neden benden gizli iş yapıyorsun Alfie?Sana bunun kötü bir şey olduğunu öğrettiğimi sanıyordum" dedi Matt.Sesi bu sefer yumuşaktı.
"Sarılarak uyumak yok bu gece.Yatağına git ve bir daha böyle şeyler yaptığını duyarsam kötü olur" Sesi tehditkardı ve bu Alfie için iyi bir cezaydı.Alfie karanlıktan korkardı ve gece tek başına uyuyamazdı.Matt bunu iyi biliyordu.
Alfie odasına giderken daha çok ağlamaya başladı.Yatağına gitmek yerine tekrar dolabına saklandı ve ağlamasının durmasını bekledi.
*
"Onu evlat mı edinsek?" dedi Louis kocaman gülümseyerek.Babası varken bunu yapmak biraz zordu fakat babasının durumunu kanıtlayabilirlerse,Matt hastaneye,Alfie'de Styles-Tomlinson ailesine gelebilirdi.Böylesi herkes için daha iyi olurdu.Louis bunu biliyordu.
Harry dudaklarını ısırdı ve derin bir nefes aldı.Louis'nin yardım etmek istediğini biliyordu fakat emin olamıyordu.Evlat edinmeseler bile Alfie'nin yanlarında kalmasına bir şey demezdi.Alfie'yi öyle bırakamazdı elbette ama şüpheleri vardı.
"Eve dönünce deneriz" dedi sakince."Hem evlat edinmesek bile bizimle birlikte kalabilir"
Louis kafasıyla onayladı ve Harry'nin boynuna sarıldı.Kocasını işte bu yüzden çok seviyordu.Kalbindeki iyiliği görebiliyordu.
İkizlerin uyanmasıyla Harry Louis'den ayrıldı ve kızların bezlerini değiştirirken Louis odalarına kahvaltı söyledi.Hiç kimsenin odadan ayrılası yoktu nasıl olsa.
Not:Louis ve Harry'nin tatilde olduğu yer ile Alfie ve Matt'in olduğu yer arasında zaman farkı var o yüzden garipsemeyin o kısımları lol