Bölüm 25:Finalden önce

340 28 8
                                    


"Neden evleniyorsun o kadınla o zaman?Hala Harry'i istiyorsan?" Matt içkisini yudumladıktan sonra Alex'e baktı.

Alex içkisini yudumladıktan sonra ona bir bakış attı.Harry'i hala istiyordu çünkü onunla geçen zamanları çok iyi hatırlıyordu.Onun dokunuşunu ve ona seslenişindeki mükemmelliği hatırlıyordu ve Louis'nin bunu hak etmediğini iyi biliyordu.Louis ona bir bebek vermiş olabilirdi fakat yeterince iyi değildi.

Matt derin bir iç çekti."Louis'nin bu dünyadaki en iyi insan olduğunu söyleyebilirim..Ona çok kötülükler yaptım Alex,çok ona-lanet olsun-tecavüz bile ettim" dedi sakince.O kadar pişmandı ki.Yaptığı her şeyden.Yaşadıkları her şeyden.İyi bir insan olmayı ilerdi.

"Ama o benim oğlumun psikolojisi bozukken bile ona babalık yaptı ve daha sonra ne yaptı biliyor musun?Onu evlat edindi."

Alex onu pür dikkat dinliyordu ve Harry'nin onda ne bulduğunu yavaşça anlıyor gibiydi fakat bir yanı anlamak istemiyordu.

"Vazgeçtim" dedi Matt kararlı bir şekilde.

"Artık onlarla uğraşmayacağım.Anlıyor musun Alex?Sen de öyle.Oğluma benim baktığımdan daha iyi bakıyorlar ve artık birilerinin başına bela olmaktan sıkıldım."

Alex kaşlarını çatıp ona baktı.

"Ne demek istiyorsun?"

"Demek istiyorum ki sen evlisin ve benim de çekmem gereken bir cezam var.En kısa sürede oğlumun yanına dönüp ona veremediğim hayatı vermeyi planlıyorum.Bela olmadan" dediklerinde ciddi gibiydi.

Geçmişte yaptıklarından çok pişmandı ve artık kimsenin başına dert olmak istemiyordu.Alex sadece ona bakakaldı.Az önce plan yapmıyorlar mıydı?

**

Louis ve Harry evlerine geldiklerinde ikisi de neler olduğunu bilmiyordu.Alex ve Matt tanışıyordu ve şimdi ikisi Louis ve Harry'e bir mi olmuşlardı.Her şey çok karmaşık ve korkunçtu.O günlere tekrar geri gitmek istemiyorlardı.İkisi de.

Çocuklar Louis'nin annesinin yanında olduğundan sadece üzerlerini değiştirip yatağa girdiler.Louis ne zaman korksa Harry'e sarılır uyurdu.Korktuğu aşırı belli olurdu çünkü normalde sarılarak uyumayı pek sevmezdi.

"Yarın gelecek mi?" dedi sakince Louis.İkisi de kimden bahsettiklerini biliyordu.Harry sadece başıyla onayladı ve derin bir iç çekti.

"Alfie'nin ona ne kadar bağlı olduğunu biliyorsun Louis,hala babasını soruyor.Gerçek babasını.Onu bundan mahrum bırakamayız.Ne kadar geçmişimiz kötü de olsa"

Louis hiçbir şey demedi.Sadece ona sarılıp gözlerini kapattı.Her şeyin güzel olmasını umuyordu.Öyle yapmaktan başka çaresi yoktu.

**

Ertesi gün. öğlene doğru,11:09

"Sürprizin ne olduğunu söylemeyecek misin baba?" dedi Alfie Louis ona üzerini giydirirken.Alfie çok heyecanlıydı bu konuda.Ne olduğunu bilmiyordu fakat içinden bir ses güzel bir şey olduğunu fısıldıyordu.

"Göreceksin,biraz sabret olur mu?" konuşan bu sefer Louis olmuştu.Alfie başıyla onaylayıp yataktan sarkan ayaklarını sallamaya başladı.10 dakika geçmemişti ki kapı çaldı.Louis Alfie'nin elinden tutup kapıya doğru götürdü.Harry ise kapıyı yavaşça açtı ve Alfie'nin tepkisine bakmak istedi.

"Baba!" Alfie neredeyse güçlü bir çığlık attı ve Matt'e doğru koştu.

Dövmeli adam oğlunu kollarına aldığı zaman dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşündü.Oğlunu o kadar çok özlemişti ki.

Alfie gözlerini kapayıp babasına sıkıca sarıldığında kalbinin yerinden çıkacağını düşündü.

"Baba,buradasın" dedi sessizce.Alfie'nin babasını özlediğini Harry'den başka kimse bilemezdi.Louis ona onun yanında babasından konuşma yasağı koymuştu haklı olarak ve Alfie bunu her zaman Harry ile konuşuyordu.Bu yüzden Harry'e biraz daha yakınlaşmaya başlamıştı son zamanlarda.

Aslında ilk tanışmalarını ele alırsak Harry ve Alfie'nin bu biraz ironik duruyordu.Ne de olsa Alfie Harry'i ilk gördüğü anda ondan korkmuş ve kendisine zarar verecek bir adam olduğunu düşünmüştü.

Matt Alfie'yi kollarına alıp onu salona götürdü.Ev hala aynıydı.

"Gitmeyeceksin değil mi baba?" diye sordu Alfie.Matt kalbinin kırıldığını hissetmişti.Aslında sadece o değil Harry ve Louis'nin de kalbi kırılmıştı.Alfie'yi çok seviyorlardı ve kesinlikle onun üzgün olmasını istemiyorlardı.

"Gideceğim bebeğim ama zamanımız var,değil mi?İstediğin her şeyi yapabiliriz" dedi gülen bir yüzle.Alfie başını iki yana salladı ve babasına sarıldı tekrar.

"Sadece sarılsak olur mu?" diye fısıldadı.Matt ise başını olur anlamında sallayarak oğluna sarıldı.

**

"Kaç yıl cezan vardı?" diye sordu Harry sessizce oturdukları koltuktan.Matt değişik görünüyordu.Sanki ona bir şeyler olmuştu.

"4 yıl" dedi sessizce."Aslında daha fazlaydı ama oğlum olduğundan birkaç zırvalıktan daha düşürdüler.Her saniyesini hak ediyorum,biliyorum bunu söylemene gerek yok" diye söylendi.Harry bunları içinden geçiriyordu elbette.Fakat Alfie'nin yanında bunları sessizce söylemezdi.Onu bundan daha çok seviyordu.

"Pekala,şimdi ne yapacaksın?" bu sefer konuşan Louis idi.Harry'nin elini sıkıca tutuyordu.

"Harry'nin elini sıkıca tutmanı ve korku içinde olmaman için her şeyi" dedi.

"Bakın geçmişte yaptıklarımla övünmüyorum.Sizi mahvettim,kendimi de,oğlumu da" dedi sakince.

"Bundan sonra,hapisten çıktıktan sonra oğlumu geri almayı düşünüyorum..İstemezse sizinle kalabilir.Ama onu istediğim her an görme yetkisine sahip olacağım en azından."

Louis ona baktı ve derin bir iç çekti. "Onları sen çıkınca düşünürüz,şimdi için onu mutlu etsen yeter" dedi sakince ve başını Harry'nin omzuna koyup onları izlemeye başladı.Alfie onun için kendi evlatlarından farksızdı ve her zaman öyle kalacaktı.Matt onu alsa bile.

Alfie ise babasının kucağında oturuyordu,neredeyse uyumak üzereydi.O an hiç bitmesin istedi.Hep babasıyla olmak istedi.Ne kadar küçükken geçirdiği bütün hastalıklar,fiziksel ve mental olarak onun yüzünden de olsa o karanlığın altından gerçek babasını görmüştü hep.Ve o adam karşısındaydı.

**

arkadaşlar finalden önceki bölüme hoşgeldiniz.Mükemmel bir final fikri var aklımda.Eh artık senaryo bulamıyorum.Saçmalamak istemiyorum yavaş yavaş sona geliyoruz.Umarım okurken bana sövmeleriniz güzel amaçlarla olmuştur sdjfsldkfsldkf

finalde görüşmek üzeereee

Us Against The World (l.s)Where stories live. Discover now