Ejder Soyu ( Yeniden Yapım )

By Tolga8216

5.1K 1.1K 364

Savaş... Büyük bir savaş... Rhaegal ailesinin başlattığı savaş sırasında ihanete uğrayıp arkadan bıçaklandı... More

Rhaegal Dragonblood
Ejderin Kanı
Her Şey Eskide Kaldı...
Bölüm | 4
Bölüm | 5
Bölüm | 6
Bölüm | 7
Bölüm | 8
Bölüm | 9
Bölüm | 10
Bölüm | 11
Bölüm | 12
Bölüm | 13
Bölüm | 14
Bölüm | 15
Bölüm | 16
Bölüm | 17
Bölüm | 18
Bölüm | 19
Bölüm | 20
Bölüm | 21
Bölüm | 22
Bölüm | 23
Bölüm | 24
Bölüm | 25
Bölüm | 26
Bölüm | 27
Bölüm | 28
Bölüm | 29
Bölüm | 30
Bölüm | 31
Bölüm | 32
Bölüm | 33
Bölüm | 34
Bölüm | 35
Bölüm | 36
Bölüm | 37
Bölüm | 38
Bölüm | 39
Bölüm | 40
Bölüm | 41
Bölüm | 42
Bölüm | 43
Bölüm | 44
Bölüm | 45
Bölüm | 46
Bölüm | 47
Bölüm | 48
Bölüm | 49
Bölüm | 50
Bölüm | 51
Bölüm | 52
Bölüm | 53
Bölüm | 54
Bölüm | 55
Bölüm | 56
Bölüm | 57
Bölüm | 58
Bölüm | 59
Bölüm | 60
Bölüm | 62
Bölüm | 63
Bölüm | 64
Bölüm | 65
Bölüm | 66
Bölüm | 67
Bölüm | 68
Bölüm | 69
Bölüm | 70
Bölüm | 71
Bölüm | 72
Bölüm | 73
Bölüm | 74
Bölüm | 75
Bölüm | 76
Bölüm | 77
Bölüm | 78
Bölüm | 79
Bölüm | 80
Bölüm | 81
Bölüm | 82
Bölüm | 83
Bölüm | 84
Bölüm | 85
Bölüm | 86
Bölüm | 87
Bölüm | 88
Bölüm | 89
Bölüm | 90
Bölüm | 91
Bölüm | 92
Bölüm | 93
Bölüm | 94
Bölüm | 95 - Sezon Finali
Bölüm | 96
Bölüm | 97
Bölüm | 98
Bölüm | 99
Bölüm | 100
Bölüm | 101
Bölüm | 102
Bölüm | 103
Bölüm | 104
Bölüm | 105
Bölüm | 106
Bölüm | 107
Bölüm | 108
Bölüm | 109
Bölüm | 110
Bölüm | 111
Bölüm | 112

Bölüm | 61

47 9 15
By Tolga8216



Rhaegal ve Edora yola çıktılar, Edora fazla yürüyemediği için Rhaegal'ın omuzlarında oturup seyahat ediyordu. Ormanın içinden geçerken kuşlar ötüyordu ama görünmüyorlardı, yoğun ağaç örtüsü kırılgan güneş ışınlarını tek gösteriyordu.

"Daha çok yürüyecek miyiz?"

"Evet."

"Ne kadar gideceğiz?"

"Çok."

"Ne kadar çok?"

"Hesaplayabileceğinden daha çok."

Edora böyle tuhaf sorular sormaya devam ediyordu, Rhaegal ise bıkmadan soruların hepsini cevaplıyordu.

"Keşke Tessarion burada olsaydı, kolaylıkla ağaçları geçip imparatorluğa gidebilirdim..."

Edora ağaçlara baktı, üzerindeki sarmaşıkları ve ağaçların üzerinde gezen dört kollu mor renkli maymunlara.

"Vay canına..."

"Neredeyse aramızda üç yaş var ama bir çocuktan daha çocuk..."

Rhaegal geçmiş yaşamındaki yaşını hesaba katmadan konuşuyordu ve bu yüzden onun yaşındakiler ona çocuk gibi geliyordu. Edora'nın ondan küçük olması hareketlerinin normal olduğunu gösteriyordu, buradaki tek tuhaf kişi Rhaegal'dı.

Ormanın içinde belirli bir süre yürüdükten sonra Rhaegal durdu. Etrafta tuhaf bir mana seziyordu, Edora'yı yavaşça indirdi.

"Bir şey mi oldu?"

Rhaegal üç gözlü kılıcını ortaya çıkardı. "Burada bir şey var."

Edora, Rhaegal'ın arkasına saklandı. Rhaegal hemen gözlerini açtı ve Edora'yı tutup sağ tarafa doğru uzun atladı. Bir mana patlaması durdukları yere geldi, Edora korkuyla bağırdı. Rhaegal onu sıkıca tutup koşmaya başladı.

Ne olduğunu bilmeden koşmaya devam ediyordu, canavar mı yoksa bir insan mı? Bilmiyordu. Edora sıkıca sarıldı, Rhaegal kılıcının özelliğini kullanıp varlığını gizledi. Ardından ceketini uzunca yırttı, Edora'yı sırtına sıkıca bağladı.

"Ne yapacağız..?" Edora sessizce söyledi.

"İlk önce bunun ne olduğunu öğrenelim."

Bir hırlama sesi geldi, sesin geldiği yöne baktılar. Beyaz kaplan şeklinde kafasında geriye doğru giden iki mavi renkli boynuz vardı, pençeleri masmaviydi tıpkı gözleri gibi.

"Bu bir Darendon." Dedi Edora.

"Daren ne?"

"Ormanların kralı olarak da bilinen bir türdür, kendinden daha güçlü bir düşman hissederse onunla sırf egosundan dolayı savaşır ve sanırım seni tehdit olarak görüyor. Onun bölgesine girmiş olmalıyız..."

Rhaegal ayağı kalktı ve varlığını gizlemeyi bıraktı. Öldürme niyetini tüm ormana yaydı, Darendon ona devasa dişlerini gösterdi ve saldırıya geçti.

Rhaegal kılıcını hızlı bir şekilde Darendona savurdu, devasa beyaz kaplan uzun pençeleri ile kılıcı geri gönderdi ama hemen arkasından gelen tekmeyi suratına yemekten kurtulamadı.

Ağaca çarpan darendon afalladı ama hemen kendini toparlayıp etrafında topladığı mana ile büyük bir patlama yarattı. Rhaegal mana kalkanı yaratıp patlamayı engelledi hemen ardından darendon kalkanı kırmak için saldırdı, Rhaegal tam kalkanı kırdığı anda sol bacağını kesti. 

Ardından kılıcını beyaz kaplanın kalbine sapladı, tüm kıyafetleri kanlar içinde kalmıştı. Yine de durmadı ve kaplanı tamamen öldürdüğünden emin olmadan kesmeye devam etti. Darendon en sonunda hareket etmeyi kesti, son nefesini vermişti. Rhaegal cesetten kılıcını çekti ve yüzündeki kanları temizledi, Edora'ya döndü.

"Sen iyi misin?"

"Bu inanılmaz..."

Edora şaşkın bakışlarla baktı. "Sen az önce Darendonu kolaylıkla parçalarına ayırdın, kraliyet muhafızları bile onu tek başına kesmekte zorlanırlar. Doğruyu söyle sen kimsin?"

"Adım Rhaegal ve bu kadar. Ben kimseyim, benim hakkımda bilmen gereken tek şey ismin." Rhaegal parmağı ile anlına yavaşça vurdu.

Edora anlını tuttu. "Bu acıttı..."

"Devam edelim, bu orman beni nedense tedirgin ediyor."

Edora ve Rhaegal yollarına devam etti, uzun bir yürüyüşün ardından bir nehir yatağına ulaştılar. Rhaegal, Edora'yı bağladığı ipi çözdü ve onu indirdi. Nehir'in yanına gidip yüzünü yıkamaya başladı.

Ardından biraz su içip yüzünü yıkadı, sudaki yansımasına baktığında çarpık bir gülümseme ile bakan kendisini gördü. Gözleri açıldı ve eliyle sudaki şekli bozdu.

"Buda neydi böyle..?"  Diye düşündü.

Yeniden yansımasına baktığında hiçbir sorun yoktu, kendisini görüyordu. Nehirin kenarından çekildi ve rahatça bir nefes aldı.  Edora ayakta durmuştu ve öylece bekliyordu, Rhaegal kafasını hafif yana eğip ona baktı.

"Bir sorun mu var?"

Edora başını eğdi ve parmakları ile oynamaya başladı.
Yüzü kızarmıştı, sesi çok az çıkıyordu.

"B-Benim tuvaletim geldi ve ne yapacağım bilmiyorum...?" Dedi.

"Ah, her taraf orman ve hiçbir şey yok yani güvenli, isteğin yere yapabilirsin."

Edora şaşırdı. "Öylece mi?!"

Rhaegal hafifçe başını sallayıp onayladı. "Evet, bir şey mi oldu?"

Edora bir iç çekti ve ormanın içine doğru gitti. Rhaegal ise paçalarını sıvadı ardından suyun içine girdi. Balık  yakalamak için nehrin ortasına rüzgardan bir ağ yaptı ve balıkların geçişini engellemeye çalıştı. Yukardan nehirin yukarısından gelen ağ ile ilk yaptığı ağ birbirlerine yapıştılar, ağ sudan çıktı ve içinde on tane balık vardı.

Rhaegal balıkları karaya çıkardı ve taşlardan kamp ateşi yeri yapmak için yuvarlak bir daire çizdi. Ormanın içinden odun toplayıp ateşi hazırladı, balıkları pişirmek için yer bile hazırlamıştı.

Edora en sonunda geldi Rhaegal balıkları çubuklara geçirip ateşe koydu.

"Acıktın mı?" Diye sordu Rhaegal.

Edora başını salladı. "Evet."

Edora gelip yanına oturdu, Rhaegal ona pişmiş balıklardan birini uzattı.

"Çok güzel pişmiş."

"Teşekkürler."

Rhaegal, Edora'nın gümüş saçlarına baktı. Saçları gümüş renginden çok çamur ve kan içindeydi.

"Neden saçlarını yıkamıyorsun?"

Edora ağzındaki balığı yuttu ve gözleri ile etrafa bakmaya başladı.

"Ş-Şey, ben nasıl yapılacağını bilmiyorum..."

Rhaegal güldü. "Bir asil olduğun için her şeyi hizmetliler mi yapıyor?"

Edora başını sallayıp onayladı. "Gel, saçlarını ben yıkarım."

"Gerçekten mi?" Edora heyecanla kalktı.

Rhaegal ile nehrin kenarına gittiler ve Rhaegal yavaşça saçlarını suyla yıkmaya başladı, ellerini tıpkı bir tarak gibi yavaşça arasına geçirip nazikçe toparladı. Edora'nın gümüş saçları yeniden parlamaya başlamıştı, hemen ardından yüzünü dikkatlice yıkadı.

Edora gözlerini kapattı ve Rhaegal'ın onu yıkamasını sağladı. Yüzü tertemiz olunca gözlerini açtı ve suda oluşan yansımasına baktı.  Yüzünü ve saçlarını eskisi gibi görünce mutlu oldu.

"Teşekkür ederim."

Rhaegal saçlarını topladı ve iki tarafınıda örgüleyip arkadan bağladı.

"Şimdi daha iyi oldu."

"B-Bunu yapmayı da mı biliyorsun?"

"Bilmediğim sayılı şeyler vardır." Rhaegal övünerek söyledi.

"Gerçekten inanılmaz birisin."

"Biliyorum küçük kız,  ben her şeyde en iyisiyim." Diye alay etti.

Gece olmak üzereydi, Rhaegal Edora için yumuşak bir yatak hazırladı. Yapraklardan ve çalılardan oluşan bir yatak. Edora üzerine uzandı ve yatağı inceledi.

"Evindeki gibi rahat yatak olmayabilir ama idare etmek zorundasın elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım."

"Hayır, gayet iyi. Bu kadar rahat yatakta uyumayalı uzun zaman olmuştu."

Rhaegal ateşle oynamaya başladı, kömürleri düzeltiyordu.

"Dağ kabilelerine nasıl yakalandığın hakkında bir şey söylemedin."

Edora yine bu soruyu duyunca sustu ve sesini çıkarmadı.

"İstersen söylemek zorunda değilsin seni zorlamak istemem."

"Ailem ile dağ evinden ayrılmıştık ve imparatorluktaki evimize geri dönüyorduk. Yolda haydutlar önümüzü kesti ve tüm korumalarımızı öldürdü, babam bana ve kız kardeşime kaçmamızı söyledi. Birlikte koşmaya başladık ama benim ayağım takıldı ve yere düştüm.

Ablam beni geride bırakıp kaçmaya başladı, haydutlsr beni yakaladı ve satmak için köle pazarına götürüyorlardı. Dağ kabileleri önümüzü kesti, tüm haydutları öldürüp bizi yakaladılar."

Edora'nın bedeni titredi. "O herif..."

Edora'nın aklına Gram gelmişti. "B-Beni zorla bağladı ve zorla yemek yedirdi. Hemen büyümemi istiyordu, çok korkuyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum..."

Edora ağlamaya başladı, Rhaegal yanına gidip saçını okşamaya başladı.

"Ben artık yanındayım, sana kimse zarar veremez. Sana dokunan birisi olursa onu kesinlikle öldürürüm."

Edora daha önce hiç hissetmediği kadar bir sıcaklık hissetti. Bunun anlamını çözememişti, bu sevgi miydi? Yoksa bir insana olan güven hissiyatı böyle bir şey miydi? Bu her ne olursa olsun Edora'nın çok hoşuna gitmişti ve bunun sonsuza kadar sürmesini istiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

1M 68.6K 85
Hiç bilmediğiniz bir yerde, tanımadığınız varlıkların arasında bir şeytana bağlı olduğunuzu öğrenseniz, ne yapardınız? Üstelik tüm varlıkların soyu s...
Savaş Kraliçesi By Rana

Mystery / Thriller

1.7K 254 30
Geçmişe gidebilmenin mümkün olduğunu düşünün. Ama çok eskilere. Ortaçağ dönemi sene 1400... Polis Jovite'nin terfi alıp gitmesi gereken yeri zarfla...
11.3K 1.1K 14
Kaza geçirdikten sonra okuduğum novelin içinde buldum kendimi!? Bu nasıl olabilirdi ben bu dünyaya nasıl düşmüştüm. Eğer buradan çıkamazsam o zaman...
17.8K 1.3K 27
Klaus Mikaelson sadece kraliçesini geri istiyordu.