Ejder Soyu ( Yeniden Yapım )

By Tolga8216

4.9K 1K 360

Savaş... Büyük bir savaş... Rhaegal ailesinin başlattığı savaş sırasında ihanete uğrayıp arkadan bıçaklandı... More

Rhaegal Dragonblood
Ejderin Kanı
Her Şey Eskide Kaldı...
Bölüm | 4
Bölüm | 5
Bölüm | 6
Bölüm | 7
Bölüm | 8
Bölüm | 9
Bölüm | 10
Bölüm | 11
Bölüm | 12
Bölüm | 13
Bölüm | 14
Bölüm | 15
Bölüm | 16
Bölüm | 17
Bölüm | 18
Bölüm | 19
Bölüm | 20
Bölüm | 21
Bölüm | 22
Bölüm | 23
Bölüm | 24
Bölüm | 25
Bölüm | 26
Bölüm | 27
Bölüm | 28
Bölüm | 29
Bölüm | 30
Bölüm | 31
Bölüm | 32
Bölüm | 33
Bölüm | 34
Bölüm | 35
Bölüm | 36
Bölüm | 37
Bölüm | 38
Bölüm | 39
Bölüm | 40
Bölüm | 41
Bölüm | 42
Bölüm | 43
Bölüm | 44
Bölüm | 45
Bölüm | 46
Bölüm | 47
Bölüm | 48
Bölüm | 49
Bölüm | 50
Bölüm | 51
Bölüm | 53
Bölüm | 54
Bölüm | 55
Bölüm | 56
Bölüm | 57
Bölüm | 58
Bölüm | 59
Bölüm | 60
Bölüm | 61
Bölüm | 62
Bölüm | 63
Bölüm | 64
Bölüm | 65
Bölüm | 66
Bölüm | 67
Bölüm | 68
Bölüm | 69
Bölüm | 70
Bölüm | 71
Bölüm | 72
Bölüm | 73
Bölüm | 74
Bölüm | 75
Bölüm | 76
Bölüm | 77
Bölüm | 78
Bölüm | 79
Bölüm | 80
Bölüm | 81
Bölüm | 82
Bölüm | 83
Bölüm | 84
Bölüm | 85
Bölüm | 86
Bölüm | 87
Bölüm | 88
Bölüm | 89
Bölüm | 90
Bölüm | 91
Bölüm | 92
Bölüm | 93
Bölüm | 94
Bölüm | 95 - Sezon Finali
Bölüm | 96
Bölüm | 97
Bölüm | 98
Bölüm | 99
Bölüm | 100
Bölüm | 101
Bölüm | 102
Bölüm | 103
Bölüm | 104
Bölüm | 105
Bölüm | 106
Bölüm | 107
Bölüm | 108
Bölüm | 109

Bölüm | 52

36 8 0
By Tolga8216



Rhaegal, ejderhasını besledikten sonra hiç görmek istemediği bir kişiyi görmüştü. Geçmiş yaşamında onu sürekli aşağılayan ve zorbalık eden birisi.

Riyoda Avalon, Avalon ailesinin tüm özelliklerini taşıyordu. Kahverengi saçları ve kehribar rengi gözleri. Nerede olursanız olun, sizin griffin olduğunu gösterir.

Riyoda masaya geldi ve ellerini kattı, Rhaegal ona aldırış etmedi. Riyoda ilk önce ablasına sonra ise Rhaegal'e baktı.

"Nişanlın bu mu?" Dedi.

"Evet."

Luna'nın cevabı üzerine Riyoda gülümsedi ve keskin gözlerle Rhaegal'e baktı. Rhaegal hiç yokmuş gibi davranmaya devam ediyordu. Riyoda bunu görünce sinirlenmeye başladı.

"Demek babama öyle laflar eden kişi sendin, kendini çok önemli biri sanıyorsun galiba."

Rhaegal cevap vermedi ve onun yerine ensedi. Yerinden oynamış saçlarını düzeltti.

Riyoda öfkeyle dişlerini sıktı ve ellerini masaya sertçe vurdu.

"Sana bir soru sordum!!" Diye bağırdı.

Yemekhanedeki herkes onlara baktı. Rhaegal bir iç çekti ve göz ucuyla Riyoda'ya baktı.

"Dikkat çekmeyi sevmiyorum ve o yüzden buradan uzaklaşsan iyi olur. Şuan herkes bize bakıyor ve seni bunca insanın önünde madara etmeden önce ikile çabuk."

Riyoda güldü, kendisi dört yıldızlı bir şövalyeydi ve Rhaegal ise üç yıldızdı. Böyle bir güç farkı varken, kendini bir şey sanıp bu lafları etmesi çok komik gelmişti. Rhaegal ise tabağının yanındaki bıçağı alıp Riyoda'ya doğru kaldırdı.

Öldürme niyetini gösterdi. "Sözlerimi ciddiye almıyor musun velet? Yoksa akşama griffin yahnisi mi yapmalıyım?"

Riyoda bir kaç adım geriye atlayıp kılıcını çekti, korkudan titriyordu. Soğuk terler yüzünden durmadan düşüyordu, Rhaegal'e bakmak bile şuurunu kaybetmesine yol açıyordu.

Luna olanlara şaşırdı ve hemen ayağı kalktı.

"Riyoda ne yaptığını sanıyorsun?! Aklını mı kaçırdın!! Akademinin içinde kılıç çektiğinin farkında mısın?!"

Riyoda yüzündeki terleri silip baktı. "Onu görmedin mi abla?"

"Neyi?" Luna tek kaşını kaldırdı.

Riyoda neler olduğunu anlamadı, az önce Rhaegal'ın arkasında devasa bir altın ejderha görmüştü ve eğer geriye kaçmasaydı kafasının kopacağını hissetmişti.

"Kılıcını yerine sok!!" Diye bağırdı Luna.

Rhaegal elindeki bıçağı bıraktı ve ayağı kalkıp dışarıya doğru gitti. Dışarıya giderken Riyoda'nın yanından geçiyordu ve durup omzuna dokundu.

"Ayağını denk al çocuk, yoksa bunun sonu kötü bitebilir."

Rhaegal yürümeye devam etti, Riyoda arkasından baktı. Rhaegal dışarıya çıktığında Luna kardeşinin yanına gidip elinden tuttu.

"Ne oldu?"

"Bir şey yok..."

Riyoda kılıcını yeniden yerine kattı, öğrencilerin hepsi onlara odaklanmıştı. Luna diğer öğrencilere döndü.

"Rahatsızlık için kusura bakmayın, bir daha böyle bir şey yaşanmayacak."

Rhaegal dışarıya çıktığında kapının kenarına yaslanmış olan kırmızı saçlı mavi gözlü çocuk ona baktı.

"Öldürme niyetin muhteşemdi." Dedi.

Rhaegal kafasını hafif çevirip baktı.

"Fark edeceğini tahmin etmiştim, sonuçta buradaki sayılı kişilerdensin Uravis Fhenix."

Uravis başını kaldırdı ve gülümsedi. Kendisi anka binicileri olan Fhenix ailesinin genç efendisi ve varisiydi.

"O kadar keskin ve tehdit doluydu ki, fark etmemek elde değildi."

Diğer taraftan uzun kızıl saçlı, mavi gözlü biri daha çıktı. Bu seferki kızdı ve güzel gülümsemesi vardı. Rhaegal onu görünce gülümsedi.

"Erza Fhenix, bakıyorumda ikiz kardeşler yan yana."

İkiz ankalar yan yana durdu. "Demek bizi tanıyorsun." Dedi Uravis.

Rhaegal kafasını kaşıdı. "Neden tanımıyayım ki, sonuçta tüm soyluların çocuklarının kayıtlar var."

Erza gülümsedi ve Rhaegal'e yaklaştı. Derin kızıl gözlerine baktı, Rhaegal'ın gözlerinde parıldayan kızıl alevleri görebiliyordu.

"Bir ejderhadan fazlası gibi görünüyorsun ama neden bu kadar zayıf bir manan var."

"Herkesin bir kusuru vardır ama sanırım tanrılar sen konusunda cömert davranmış. Hem güzel hemde güçlü birisin sonuçta."

Erza güldü. "Bir kızla nasıl konuşacağını iyi biliyorsun."

Uravis ellerini sıktı. "Sen kardeşime mi asılıyorsun?!" Dedi.

Erza ve Rhaegal onu görmezden gelip birbirlerine bakmaya devam etti. Uravis görmezden gelindiğini fark edince etraflarında dönmeye başladı.

Rhaegal, Erza'ya bakınca geçmiş yaşamındaki anıları geldi. Erza'nın ona bakıp gülümsemesi ve kolundan tutup çekmesi. Birlikte geçirdiği tüm güzel anılar aklına gelip duruyordu.

"Hey, hey, hey!!" Uravis ard arda seslendi.

Erza, Uravis'in yüzünü tuttu. "Birileri konuşurken diğerleri dinlemeli."

Uravis kurtulmak için çırpınmaya başlamıştı ama bir türlü kurtulamıyordu.

"Konuşmuyordunuz bile, sadece birbirinize bakıyordunuz." Dedi Uravis.

"Bazen insanlar, konuşmak için ağızlarını kullanmaz. Bakışları bile yeterlidir..."

Rhaegal bunu söyledikten sonra yürümeye başladı, Erza arkasından bakıp gülümsedi. Rhaegal yürürken arkasını dönmeden elini kaldırdı.

"Sonra yine görüşürüz."

Uravis hala kurtulmaya çalışıyordu, Erza gülümsedi ve Uravis'i bırakıp Rhaegal'ın arkasından baktı.

Uravis yüzünü düzelttip Rhaegal'ın arkasından baktı.

"Bir ejderha ile evlenmene izin veremem, onlar bizim düşmanımız."

Erza, Uravis'e baktı. "Bu seni ilgilendirmez, aptal çocuk. Sen varissin ve benim kiminle evlendiğim sizi ilgilendirmez."

Erza yeniden önüne döndü ve hafif bir tebessüm ile Rhaegal'ın arkasından bakmaya devam etti. Yanakları hafif kızardı.

"O çok yakışıklı..." diye düşündü.

"Daha yeni gördün ve aşık mı oldun!!"

Erza'nın kırmızı anka kuşu bağırdı.

"O sencede öyle değil miydi Amra?"

Amra bir iç çekti. "Kabul ediyorum ama Uravis'in dediği gibi sonuçta onlar bizim düşmanımız hem onun ejderhasına bakmaya çalıştım ama..."

"Ama?"

Amra titredi. "Karşımda iki tane devasa kül rengi öfkeyle yanıp tutuşan göz gördüm."

"Demek hem yakışıklı hem öfkeli..."

Rhaegal yatakhanelere doğru gitti, kızlar ve erkeklerin yurdu farklıydı. Aslında odasının nerde olduğunu bile bilmiyordu, eşyaları çoktan odasına gönderilmiş ve yerleşmiş olmalıydı.

Rüzgar esti ve Rhaegal'ın saçları dalgalandı.

"Ah, sonunda gençlik aşkın ile karşılaştın demek."

Rhaegal gülümsedi. "Bunu Uriel ve Laena içinde söylemiştin."

"Haklısın, hepsine karşı duyguların vardı ama hiçbirine Erza'ya baktığın gibi bakmadın." 

"Onlara karşı beslediğim duygular çoğu arkadaşlık duygusuydu. Belki Uriel değildi ama Laena kesinlikle arkadaşlık duygusuydu, Erza'ya gelirsek, geçmişte ona karşı hislerim olduğu doğru ama şimdi ise içimde büyük bir boşluk hissediyorum. Ona karşı hislerim olup olmadığından bile emin değilim."

Tessarion esnedi. "Evet, bunu biliyorum. Sonuçta duyguların gitgide körelip durdu, bende burada duyguların yeniden alevlenir ve biraz insanlara karşı duygu beslersin diye düşünmüştüm."

Rhaegal yurttan içeriye girerken başını kaşıdı. 

"Pek sanmıyorum ama bunu göreceğiz, içimde olan tek duygu öfke. Bunu böyle bitirip gelemezdim başaracağımdan bile emin değilim ama kesinlikle deneyeceğim."

Altın ejderha gülümsedi. "Buna inanıyorum dostum, eski sen olmasan bile daha mutlu bir sen olmanı istiyorum."

"Bunu zamanla göreceğiz."

Rhaegal yurdun içinde yürürken görevlilerden biri geldi ve elinde bir kart vardı.

"Genç efendi Rhaegal Dragonblood, bu sizin oda kartınız."

Rhaegal kartı aldı. "Teşekkürler."

Oda numarasına baktığında değişmemişti.

"Otuz üç."

Rhaegal gülümsedi ve yürümeye devam etti. Odasına gidip kapıyı yavaşça açtı, içeriye girip derin bir nefes aldı.

"Bu kokuyu özlemiştim."

Hemen kendini yatağa attı. "Duvardaki çeşitli desenler, hem sıcak hemde yumuşak yatak. Köşeli yastık ve benim için en değerlisi ise pencerenin yanındaki masa ve sandalyeler."

Rhaegal odasını her zaman ki gibi bulmuştu, öncelikle üzerindeki bu aile kıyafetlerini değiştirdi. Rahat bir şeyler giydi.

Beyaz uzun ve geniş bir tişört, dar bir siyah pantolon, kollarını dirseğine kadar çektiği uzun siyah renkli  kapişonlu ceketi. Siyah ve beyaz renkli yarım botlarınıda giyince artık hazırdı.

Dışarıda yapılacak çok etkinlik vardı, özellikle akademinin ilk günlerinde yapılan bazı etkinlikler.

"Gidip insanları biraz eğlendirelim."

Rhaegal odadan çıktı, Tessarion tüm kemiklerini oynattı.

"Biraz hareketlilik iyi gelecektir."

Continue Reading

You'll Also Like

186K 15.5K 41
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...
2.1K 205 10
"Hydra benim ve siz bunu hiç anlamadınız" Sesinde ki soğukluk tüm herkesin içini titretirken genç kadın geçmişinin sonunu çok öncede yazmıştı Geçmiş...
95.5K 3.9K 31
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...
1.1K 212 47
Ben farklıyım, sen farklısın, biz farklıyız belkide bu yüzden dünya bizi kabullenmiyor...