Ejder Soyu ( Yeniden Yapım )

By Tolga8216

5.1K 1.1K 364

Savaş... Büyük bir savaş... Rhaegal ailesinin başlattığı savaş sırasında ihanete uğrayıp arkadan bıçaklandı... More

Rhaegal Dragonblood
Ejderin Kanı
Her Şey Eskide Kaldı...
Bölüm | 4
Bölüm | 5
Bölüm | 6
Bölüm | 7
Bölüm | 8
Bölüm | 9
Bölüm | 10
Bölüm | 11
Bölüm | 12
Bölüm | 13
Bölüm | 14
Bölüm | 15
Bölüm | 16
Bölüm | 17
Bölüm | 18
Bölüm | 19
Bölüm | 20
Bölüm | 21
Bölüm | 22
Bölüm | 23
Bölüm | 24
Bölüm | 25
Bölüm | 26
Bölüm | 27
Bölüm | 28
Bölüm | 29
Bölüm | 30
Bölüm | 31
Bölüm | 32
Bölüm | 33
Bölüm | 34
Bölüm | 35
Bölüm | 36
Bölüm | 37
Bölüm | 38
Bölüm | 39
Bölüm | 40
Bölüm | 41
Bölüm | 43
Bölüm | 44
Bölüm | 45
Bölüm | 46
Bölüm | 47
Bölüm | 48
Bölüm | 49
Bölüm | 50
Bölüm | 51
Bölüm | 52
Bölüm | 53
Bölüm | 54
Bölüm | 55
Bölüm | 56
Bölüm | 57
Bölüm | 58
Bölüm | 59
Bölüm | 60
Bölüm | 61
Bölüm | 62
Bölüm | 63
Bölüm | 64
Bölüm | 65
Bölüm | 66
Bölüm | 67
Bölüm | 68
Bölüm | 69
Bölüm | 70
Bölüm | 71
Bölüm | 72
Bölüm | 73
Bölüm | 74
Bölüm | 75
Bölüm | 76
Bölüm | 77
Bölüm | 78
Bölüm | 79
Bölüm | 80
Bölüm | 81
Bölüm | 82
Bölüm | 83
Bölüm | 84
Bölüm | 85
Bölüm | 86
Bölüm | 87
Bölüm | 88
Bölüm | 89
Bölüm | 90
Bölüm | 91
Bölüm | 92
Bölüm | 93
Bölüm | 94
Bölüm | 95 - Sezon Finali
Bölüm | 96
Bölüm | 97
Bölüm | 98
Bölüm | 99
Bölüm | 100
Bölüm | 101
Bölüm | 102
Bölüm | 103
Bölüm | 104
Bölüm | 105
Bölüm | 106
Bölüm | 107
Bölüm | 108
Bölüm | 109
Bölüm | 110
Bölüm | 111
Bölüm | 112

Bölüm | 42

37 9 3
By Tolga8216


Rhaegal Uriel'in yanına gitti ve dizlerini kırıp ona baktı.

"Sen iyi misin?"

"Ah, evet iyiyim."

Uriel ayağı kalkmaya çalışırken yere düştü, ayak bileğini incitmişti. Ayrıca kaburgasında bir kaç kırık vardı.

"Sanırım iyi değilsin."

Rhaegal yavaşça onu kucağına aldı. Uriel'in yanakları kızardı. Yüzünü gizlemeye çalıştı ama Rhaegal onun her halini görüp gülüyordu.

"Kendine gel, o küçük bir çocuk. Kendine gel..."

Uriel böyle düşünüyordu ama sürekli gözünün önüne gelen daha demin savaşma şekliydi. Daha önce hiç böyle savaşan birini görmemişti, hayır. Dünya üzerinde böyle bir kılıç tekniği kullanan yoktu.

Ustasının böyle bir tekniği nasıl kullandığını merak ediyordu. Başını kaldırıp Rhaegal'e baktı.

"Genç efendi  o kılıç ve o teknikler..."

"Bundan kimseye bahsetme, sadece ikimizin arasında bir şey."

Uriel başını salladı ve bunu gizlemek istedi. Ama ona hala nasıl davranacağını bilmiyordu. Rhaegal ile ilişkisi eskisi gibi olacak mıydı? Corlis'in söyledikleri sürekli olarak aklına geliyordu.

Rhaegal onu yavaşça kayanın üzerine bıraktı. Ardından ayağına dokundu ve bileğini iyileştirmeye başladı. Uriel iyileşen bileğini görünce şaşırdı ve ayağını oynatmaya başladı.

"B-Bunu nasıl yaptınız.?!"

"Şifa yeteneğini kullanan büyücüsü sayısı çok azdır."

Uriel sözlerinde haklıydı, şifa yeteneğini kullanabilmek çok zordu ama bunu başkalarına yapmak çok zordu. Büyücüler ve kılıç ustalarının çoğu olmasa bile büyük çoğunluğu kendini iyileştirebilirdi ama başkalarını iyileştirmek onlar için imkansızdı.

"Bugün gördüğün her şeyi unutsan daha iyi olucak."

Rhaegal bunu gülümseyerek söyledi ve anlına yavaşça vurdu. Ardından boyut rününden çıkardığı gömleği giydi.

Uriel karşısında duran çocuğun ne yapacaklarını görünce çenesinin kapalı olması gerektiğini anlamıştı ama aynı zamanda Corlis'in sözleri aklına geliyordu. Bu yüzdende endişe duyuyordu, ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

"Bunları lord Corlis'e söylemem mi gerekiyor..?" Diye düşündü.

Rhaegal'ın neler yapabileceğini görmüştü, Corlis'in onunla savaşıp galip gelip gelemeyeceğini düşünüp duruyordu. Rhaegal ise arkasına döndü ve ormandan gelen sesleri dinledi.

Dört ayağının üzerinde olduğunu hareket etti, çok hızlıydı. Hızlı bir canavar olduğunu görünce aklına sadece bir canavar türü geliyordu.

Canavar zıpladı ve çimlerin arasından ortaya çıktı. İki ayağının üzerinde duran timsah benzeri canavar. Elinde uzun bir mızrak vardı.

"Bir kobold demek." 

Rhaegal'e doğru hızlıca geldi, Rhaegal mavi renkli bir mana kalkanı yayıp durdurdu. Ardından manadan kocaman bir el yapıp yere yapıştırdı. Kobold yerinden hareket edemiyordu.

"Olduğun yerde kal pis yaratık."

Rhaegal onu mana eliyle ezip yok etti. Ardından peş peşe gelen koboldlar için mana mermileri oluşturup hepsine doğru sıktı, Rhaegal'ın manası tükenmek üzereydi. Daha fazla savaşmak onun için iyi değildi.

Koboldlar yara almalarına rağmen durmuyorlardı, Rhaegal  kara kılıcını çıkardı ve saldırıya geçti. Hepsini kesmeye başladı, Uriel ayağı kalktı ve kılıcını kuşanıp saldırıya geçti. Koboldlar ile teke tek savaşan Uriel Rhaegal'ı görünce şaşkınlıkla bakıyordu.

Rhaegal hepsini yok etmeyi bitirdi ve Uriel savaştığı koboldu yok etti. Rhaegal neredeyse tükenmişti ve gün doğmak üzerindeydi.

Rhaegal kalçasının üzerine düştü ve ellerini geriye doğru katıp başını geriye doğru indirdi. Tessarion güneşin olduğu yerden ortaya çıktı ve yavaşça Rhaegal'ın olduğu yere doğru indi. Yavaşça yaklaştı ve burun deliklerinden duman çıkarıp yüzüne vurdu.

"Ne yapıyorsun?"

"Seni ilk defa bu kadar bitkin görüyorum."

Rhaegal yere uzandı. "Bende, sonuçta ilk defa bu kadar efor sarfediyorum."

Güneş doğmaya başladığında artık canavarlar durmuştu, bu yüzünden  Tessarion ağzıyla yavaşça Rhaegal'ı tutup sırtına yerleştirdi.

"Hadi gidelim o zaman."

"Bencede gidip bir duş almak istiyorum ardından güzel bir şekilde dinlenmek istiyorum."

Rhaegal eyerin önüne kendini uzandırdı ardından kızıl gözleri ile Uriel'e baktı.

"Hadi gel gidelim."

Uriel hızlıca başını salladı. Tessarion eğildi ve çıkması için kanadını gerdi. Uriel çıktı ve eyere sıkıca tutundu, Tessarion gökyüzüne doğru uçup gitti.

"Aranızı düzelttiniz mi?" Altın ejderha zihin mesajı yolladı.

"Sanırım son gördüklerinden sonra benden iyice korkmaya başladı. Başta yanıma gelince aramızın düzeldiğini sanmıştım ama sanırım yanılmışım."

Uriel sessizce etrafına bakıyordu, Rhaegal'e bakmaya cesaret edemiyordu. Rhaegal bunu fark etmişti ama sesini çıkarmadı. Nedenini az çok anlıyordu ama Uriel'i kaybetmek istemiyordu.

"Elden bir şey gelmez, sanırım aranızdaki tüm samimiyet bir anda kaybolacak gibi. Uriel'e başta bu kadar iyi davranmak sanırım kötü bir şeydi."

"Geçmişe dönmek bazı şeyleri olumsuz etkilemiş gibi duruyor. Bunlardan birinin Uriel olacağını hiç düşünmemiştim, sanırım ona hiç karışmayıp tıpkı geçmişteki gibi bir şey olmasını beklemeliydik."

"Belki de ama bunu bilseydin bile yine de aynı şeyi yapacağını ikimizde biliyoruz."

Rhaegal gülümsedi ve ejderhasına dokundu.

"Beni çok iyi tanıyorsun dostum."

"Tabi ki, sonuçta yirmi beş yıldır birbirimize bağlı bir hayat sürüyoruz. Binicimin hislerini benden iyi kimse bilemez değil mi?"

"Haklısın, geçmişe döndüğümde sen olmasaydın o zaman ben ne yapardım bilmiyorum açıkçası..."

"Muhtemelen daha depresif ve daha paronayak biri oldurdun. Benim sayemde böyle şeyleri az da olsa geride bırakıyorsun."

"Geçmişe dönmeyip başka bir şekilde doğsaydım nasıl olurdu acaba? Bir soylu yerine sıradan bir insan olmak ve sevgi dolu bir ailede büyümek beni daha mutlu ederdi açıkçası. En azından güçlenmek için başka sebebim olurdu, doğduğum aileyi korumak için mesela."

"O zaman ben olmazdım ve sen olmadan doğsaydım nasıl olurdu hiç düşünemiyorum. Başka bir Rhaegal olacağını düşünmek sanırım bu biraz sıkıcı gibi. Senin sayende eğlenceli bir hayatım var, güzel bir amaç uğruna hedeflerimiz ve savaşımız var. Önümüzdeki engeller ne kadar zor olsa bile senin sayende hepsini başaracağımı düşünüyorum. Belki de en iyi sonuç böylesiydi."

"Vay be, beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum." Diye alay etti Rhaegal.

Altın ejderha sırıttı.

"Bu hayatta değer verdiğim başka birisi yok, eğer birini sevmemi istersen severim. Eğer birinden nefret etmemi istersen ederim ama senin benden uzaklaşmasını hiç istemem."

Tessarion'un bu bağlılığı ve sevgisi Rhaegal'ın içini ısıtıyordu. Onun yanında olması belkide en büyük avantajıydı. Rhaegal ilk defa onun sayesinde kendini önemli biri gibi hissetmişti.

"Belki görmüyor olabilirsin ama seni seven biri daha var ve şuan dört gözle seni bekliyordur."

Rhaegal kıkırdadı.

"Doğruya kalede beni bekleyen ve bana takıntılı bir kadın vardı. Sanırım hayatımda başka kimse yok vs bu kadarı ile mutlu olacağımı kim tahmin edebilirdi ki."

Kale görünmüştü, Rhaegal kaleye döndüğü için hiç bu kadar mutlu olacağını düşünmemişti. Avluya indiğinde  kapı açıldı ve Helena ortaya çıktı.

Rhaegal'ı görünce mutlu olmuştu, hemen altın ejderhanın yanına gitti. Rhaegal yavaşça indi.

"Genç efendi sağ sağlim döndünüz, şükürler olsun."

Helena onu iyi görünce derin bir nefes almıştı.

"Helena duş alacağım sıcak su hazır mı?"

Helena bir asker gibi selam verdi.

"Her şey hazır sadece sizi bekliyordum o kadar."

"Pekala gidelim."

Uriel aşağıya indi, Tessarion Rhaegal'ın gölgesine girdi ve üçü birlikte içeriye girdi. Bir kan şövalyesi geldi ve Uriel'in yanında durdu.

"Lord Corlis sizi bekliyor."

"Beni mi?" Uriel şaşırdı.

"O yaşlı ejderha bir şeyler söyleyecek gibi gidip ne olduğunu öğrensen iyi olucak."

Uriel yutkundu ve ilerlemeye başladı. Tessarion Uriel'in gölgesine geçti. Rhaegal Greed'in yeteneğini kullanarak varlığını gizledi.

Uriel ne olacağını merak ediyordu hızlıca taht odasına gitti, Corlis masanın kenarında belgeleri inceliyordu. Uriel yanına gitti ve önünde eğildi.

"Beni çağırmışsınız lordum."

Corlis kafasını kaldırdı ve Uriel'e baktı.

"Söylesene Uriel, Rhaegal bugün neler yaptı?"

"Neler mi?" Uriel şaşkınlıkla baktı.

Uriel gördüklerini söylemek istemiyordu ama Corlis ona yaklaştı.

"Komutanlık için bir boş pozisyonumuz var ve senin için uygun olacağını düşünüyordum. Sence de uygun değil mi?"

Uriel'in gözleri açıldı, az önce ona komutanlık teklif edilmişti. Her zaman istediği pozisyonu şimdi alabilecekti.

Uriel ciddileşti. "Daha önce hiç görmediğim derece bir kılıç ustalığı ve inanılmaz derece mana kontrolü var. Tuhaf bir kılıcı var, genç efendi Rhaegal kendi kendine zehir üretebiliyor. Yenilenmesi yarı tanrı alemindeki biriyle kapışacak derecede güçlü. Bilgisi ve hareketleri dokuz yaşındaki bir çocuğu andırmıyor bile..."

Corlis gözlerini kıstı ve Uriel'in omzuna dokundu.

"Yardımın için teşekkürler komutan Uriel. Bundan sonra daha dikkatli olmanı istiyorum."

"Siz nasıl isterseniz lordum."

Tüm bunları duyan Rhaegal çarpık bir gülümseme ile baktı. Küvetin içindeydi ve tüm konuşmayı dikkatlice dinledi.

"Güvendiğim dağlara karlar yağmış da haberim yokmuş."

"Bir şey mi oldu genç efendi?" Helena havluları indirdi ve Rhaegal'ın arkasına geçip omuzlarına masaj yaptı.

"Düşündümde sanırım benim hayatımdaki en değerli kişi sensin Helena."

Helena gülümsedi. "Bunu duyduğuma sevindim, size hizmet etmek beni çok mutlu ediyor."

Rhaegal Helena'nın yanağına dokundu ve ona bakıp gülümsedi. Ardından önüne döndü ve Uriel'e nasıl bir son vermesi gerektiğini hakkında düşünmeye başladı.

Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 113 12
-S-sen... -A-Açıklayabilirim!
22.4K 1.8K 50
"Akıllısın çocuk." Dedi Thanos River'ın başını okşarken. Daha sonra koca kütlesini biraz daha yaklaştırdı ve River'a doğru eğildi. River ise thanos...
11.3K 1.1K 14
Kaza geçirdikten sonra okuduğum novelin içinde buldum kendimi!? Bu nasıl olabilirdi ben bu dünyaya nasıl düşmüştüm. Eğer buradan çıkamazsam o zaman...
2.1K 205 10
"Hydra benim ve siz bunu hiç anlamadınız" Sesinde ki soğukluk tüm herkesin içini titretirken genç kadın geçmişinin sonunu çok öncede yazmıştı Geçmiş...