CİNSİYETSİZ

By SadeceMika

1M 54.6K 4.7K

Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur. Kupa sınıfı... More

Giriş
NOT
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
BÖLÜM 39
Bölüm 40
Bölüm 41
BÖLÜM 42
Bölüm 43
BÖLÜM 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
BÖLÜM 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
BÖLÜM 53
CİNSİYETSİZ hakkında bilinmesi gerekenler
2.Kitap tanıtım
CİNSİYETSİZ VE MAHKUMUN SIRRI (2. KİTAP-1.BÖLÜM)
BÖLÜM 2- MAHKUMUN SIRRI
BÖLÜM 3 - MAHKUMUN SIRRI
Bölüm 4 - Mahkumun sırrı
bölüm 5 -"mahkumun sırrı"
BÖLÜM 6 - Mahkumun Sırrı
BÖLÜM 7 -Mahkumun Sırrı
BÖLÜM 8- (Mahkumun Sırrı)
BÖLÜM 9- Mahkumun Sırrı
BÖLÜM 10 - (Mahkumun Sırrı)
BÖLÜM 11 - (Mahkumun Sırrı)
BÖLÜM 12 - (Mahkumun Sırrı)
BÖLÜM 13 - Mahkumun Sırrı
BÖLÜM 14 - Mahkumun sırrı
MAHKUMUN SIRRI BÖLÜM 15 ''HÜCRE''
Bi bakar mısınız? :)
-SAGA-

BÖLÜM 48

5.1K 608 38
By SadeceMika

BÖLÜM 48

KUPA KASABASI

Ertesi sabah Titan ulusunun uyanması ile birlikte Titan yerleşkesi hareketleniyor. Titan insanları biz cinsiyetsizlere oldukça iyi davransa da cinsiyetli olan Zedd'e olabildiğince kötü davranıyorlar. Titan insanları savaş için hazırlık yapıyor. Kendi ürettikleri kılıç ve miğferleri büyük bir özenle savaşa hazır hale getiriyorlar. Turuncu ateş başında kılıçlar adeta tekrar tasarlanıyor. Titan insanları yardımsever. Keşke cinsiyetlilerde Titan insanları gibi yardımsever olsalar diye düşünüyorum.

Saga hayran bakışlar atarak yanıma geliyor ve '' Ne düşünüyorsun?'' diye soruyor.

'' Hiç,'' derken yalan söylüyorum. Saga, bakışlarını üzerimden çekip halkını kolaçan ediyor.

'' Titanuxların liderlerine dikkat etmelisin?'' diye uyarıyor beni Saga.

'' Allivenas'a mı?''

'' Evet,'' diyor Saga.

'' Demek Allivenas'ın namını duydun.''

Tekrar '' Evet,'' diyor Saga. '' Kendi çocuğunun namını duymamak imkansız oluyorda.''

'' Nasıl?'' diye kekeleyip gözlerimi kısıyorum. Saga sorumu yanıtlamayı reddedip, cevabı benim bulmamı istercesine sessizliğini korumaya devam ediyor.

'' Ne yani? Allivenas senin çocuğun mu? Yani sen ve Zedd'in ?''

'' Maalesef öyle.'' Derken derin bakışlar atıyor Saga uzaklara. Şaşkınlığım her geçen saniye artıyor. Öğrendiğim her yeni şey beni yeni bir bilinmeze götürüyor.

'' Allivenas, ilk doğduğunda zararsız bir yaratıktı.'' Diye konuşmaya başlıyor Saga.

'' Hangi yaratık zararsız olabilir ki?'' diye savunmaya geçiyorum.

'' Haklısın. Ancak bu kadar korkunç bir yaratık olacağını kimse tahmin edemezdi. Günden güne hızla büyüdü. Alginat bakterisi vücudunu sürekli olarak besliyor. Sonra halkıma saldırmaya başladı. Diğer Titanuxları emri altına aldı. Altıncı bölgeden kaçıp çığlık ormanına yerleştik. Orada kaldığımız her gün bir Titan insanı ölüyordu. Allivenas'ı dünyaya getirdiğim için çok üzgünüm. Keşke bunların hiçbiri olmasaydı. Benim yüzümden insanlar ölüyor.'' Diyor Saga, içim sızlıyor çünkü Saga üzülüyor. Soğuk gri elimi Saga'nın parmaklarına dolayıp,

'' Üzülme,'' diyorum.

'' Bütün bu insanlar senin yüzünden ölmüyor. Karo sınıfının yüzünden ölüyor. Avis o bakteriyi üretmeseydi veya Kral Jordan bakterinin satışını onaylamasaydı bütün bunlar olmayacaktı. Anne olmak senin en doğal hakkındı Saga.'' Diyorum. Saga göz yaşlarını tutamayıp bana sarılıyor ve teşekkür ediyor.

'' Sana söz veriyorum. Allivenas'ı kendi ellerimle öldüreceğim.'' Diyor. Saga'ya sarılıyorum. Kendi parçanı öldürmek ne kadar kolay olabilir ki? Bilmiyorum. Saga'nın sırtını soğuk ellerimle sıvazlıyorum. Saga'nın hıçkırıkları son buluyor. Saga'nın kokusunu içime çekiyorum. Saga tıpkı annem gibi güzel kokuyor.

''Hazırlıklar yarın sabah biter ve yola çıkarız.'' Diye fısıldıyor kulağıma Saga.

'' Üzgünüm ama yarın sabahı bekleyemem.'' Diyorum Saga'nın gözlerine bakarak. İkimizde sarılma eylemine son veriyoruz.

'' Acele ediyorsun Ametist.'' Diyor Saga kararlı ses tonuyla.

''Çünkü acele etmeliyim.'' Derken en az Saga kadar kararlıyım.

''Anlaşıldı seni yolundan çevirmek oldukça güç. Güneş yerleşkemizi terk etmeye başladığı an sizi buradan çıkarıp Kupa kasabasına ulaştırmış olurum. Ancak yine de bizimle kalmanı öneririm. Oraya tek gitmek pek de güvenli olmaz.'' Diye uyarıyor Saga. Ona hak versem de annemi görmeden içimin rahat etmeyeceğini biliyorum, bu yüzden gitmeliyim.

Menes ve Debbie 'nin bana verdiği yeni ok kılıfı ve yayı sırtıma alıyorum. Son olarak bir kılıç ve miğfer tutuşturuyorlar elime.

'' Bunlara ihtiyacınız olacak.'' Diyor Menes.

'' Teşekkür ederiz.'' Diye sızlanıyorum. Menes ve Debbie çığlık ormanında bizi bulmamış olsaydı Titan insanlarıyla tanışma fırsatını yakalamayacaktık ve onların yardımından faydalanamayacaktık. Bence kader sadece zor değil, zor olduğu kadar anlamlıda.

'' Hazır mısınız?'' diye soruyor Saga.

'' Hazırız.'' Diyor Olivin. Topaz ona verilen yeni melez kılıcın etkisinden kurtulamayarak,

'' Vay canına!'' diyor. '' Bu kılıçla o yaratıkları acımasızca öldüreceğim.''

Saga üzüntüsünü dışa vurmada içten içe üzülüyor bunu biliyorum. Ne de Titan halkı olsa kendi doğurduğu varlıkları öldürmek için hazırlanıyor.

'' Gidelim.'' Diyor Saga ve mantar yolu boyunca yürüyoruz. Olivin sağ tarafımda Topaz ise sol tarafımda yürüyor. Zedd ise Saga'nın yanı başında yürümeye devam ediyor. Saga ve Zedd bize yolu gösteriyor. Zedd haritasını eline alıyor, ara ara açıyor ve ''Şu taraftan.'' Diyor. Zedd, Drake haritasını ne zaman açsa Olivin ile Topaz yere kapaklanıp çığlık sesleriyle acı çekiyor.

'' Saga,'' diyorum.

'' Evet, Ametist.''

'' Titan insanları çığlıklardan etkilenmiyor mu?''

'' Hayır, Ametist. Titan insanları doğuştan erdemli varlıklardır.''

Gülümsüyorum. Yolun sonu bir yamaca çıkıyor.

'' İşte,'' diyor Zedd. '' Kupa kasabası.'' Gözlerim manzara karşısında dehşetle açılıyor. Kupaların asil sandıkları Kalp sembollü bayrakları artık gökyüzünde dalgalanmıyor. Güneşiin batmadığı kasaba kara dumanalar altında kavruluyor. Yüksek katlı lüks binalar acımadan yıkılmış. Yeşil'e dair hiçbir şeyi barındırmıyor kasaba. Bu kasaba savaşın izlerini bünyesinde taşıyor. Kupa kasabası, Sinek kasabasından daha kötü görünüyor. Titanuxlar alevleriyle Kupa kasabasını küle çevirmiş.

'' Sizce Kupa insanları nereye gitmiştir? Yada bu saldırıdan kaçamayıp ölmüşler midir?'' diye sorarken hırıltılı sesim titriyor.

'' Elbette ölen Kupa insanları var fakat birçoğunun Sinek kasabasına göç ettiğinden eminim çünkü Titanuxların işgal edeceği en son yer Sinek kasabası.''

''Mantıklı diyor.'' Olivin.

'' Sinek kasabasına Titanuxlardan önce varıp orada hazır bir şekilde bulunmalıyız. Zaten Maça kasabası bile çoktan işgal edilmiştir.'' Diyor Olivin. Sağ kolum ile Olivin'i dürtüp susması gerektiğini işaret ediyorum.

''Ne?'' diye fısıldıyor Olivin.

''Topaz bir Maça. Bu söylediklerin onu üzebilir.'' Diyorum kızgın bakışlar atarak.

'' Her duruma hazırlıklı olmayı öğrenmeniz gerek.'' Diyor Olivin omuz üzerinden bana bakarak. Zavallı Topaz, Maça kasabasının işgal edildiği tahminini duyunca üzülüyor.

'' Olivin, haklı Ametist. Her duruma hazırlıklı olmalıyız.'' Diyor ve kararlı gözlerle bana bakıyor. Başımla Topaz'ı onaylıyorum.

'' Haydi,'' diyor Saga uzaklardan gelen asma treni işaret ederek.

'' Gitme vakti.'' Asma trenin hala aktif olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Yoksa tüm kasabaları yürüyerek aşmak zorunda kalacaktık.

''Trenin üzerine atlamalıyız.'' Diyorum. Asma tren oldukça alçak bir mesafede çünkü.

'' Pekala, '' diyor Olivin. Zedd sızlanmaya başlıyor. '' Ben nasıl atlayacağım?''

'' Korkma Zedd sen atlamak zorunda kalmayacaksın,'' Diyor Saga ve şiddetle gülüyor.

'' İyi ama neden?''

''Çünkü sen benimle birlikte Titan yerleşkesine gelip Titan insanlarımın savaşa hazırlanmasına yardım edeceksin. Sen haritacısın. Senin görevin yol göstermek. Ve artık görevin bitti. Hem Ametist ve arkadaşlarına ayak bağı olacak kadar yaşlısın. İznin olursa Zedd benimle kalabilir mi Ametist?'' diye soruyor Saga. Keyifle ''Tabi ki.'' Diyorum. Zedd bana ''Beni burada bırakma. Beni onunla bırakma.'' Dercesine masum gözleriyle bakıyor. Ancak Saga her zaman ki gibi haklı. Zedd bu aşamadan sonra bize yalnızca ayak bağı. Kırmızı kutu git gide yaklaşıyor.

'' Üç deyince atlayacağız.'' Diyor Olivin. Ayağa kalkıp iki adım geri atıyoruz. Olivin saymaya başlıyor.

'' Savaşta görüşürüz Ametist.'' Diyor Saga araya girerek. Saga'yı başımla onaylıyorum.

'' Bir, iki, üç!'' koşuyoruz ve cinsiyetsiz olan bedenimizi boşluğa bırakıyoruz. Kılıcımı elimle sabitliyorum. Birkaç saniye sonra metrelerce yüksekten kırmızı asma trenin üzerine çakılıyoruz.

''Ah,'' diyor Topaz ve ardından ekliyor. ''Çok sert bir düşüş oldu.'' Kafamı kaldırıp sızlanarak

''Haklısın,'' diyorum. Avuçlarım yanıyor. Ve bedenim acı çekiyor. Olivin bağırıyor,

''Başını ey. '' diyor. Ardından ellerini enseme yerleştirip kafamı öne eğiyor. Adeta asma trene yapışıyorum. Bir tünele giriyoruz. Olivin kafamı eğip beni asma trene yapıştırmasaydı şimdi bir kelleye sahip olmayacaktım. Kalbim hunharca çarpıyor. Bu kadar adrenalin bedenime oldukça fazla.

''Trenin içerisine girelim.'' Diyor Topaz. Melez kılıcımla asma trenin camını kırıyorum. Trenin kenarlarından tutunarak kendimi camdan içeri sarkıtıyorum. Güçlükle trenin içerisine giriyorum. Ardından elimi camdan uzatıp Olivin'ın Topaz'ı sarkıtmasını bekliyorum. Topaz'ı yakalıyorum ve camın içerisine doğru çekiyorum. Topaz nihayetinde asma trenin içerisine giriyor. Daha sonra elimi Olivin'a uzatıp ,'' Haydi sıra sende.'' Diyorum. Olivin ellerimi yakalıyor ancak Olivin'ın elleri ellerimden kayıyor. Çünkü Olivin'ın elleri sırılsıklam. Olivin asma trenin penceresinden aşağı sarkıyor. ''Sakın ellerimi bırakma.'' Diyorum Olivin'ı bırakmamaya gayret ederek. Topaz ne yapabilirim diye sızlanarak camdan dışarı bakıp telaşlanıyor.

''Sen istesen de bırakmak.'' Diyor Olivin. Ölümün kıyısındayken bile dalga geçiyor.

''Topaz yardım et.'' Diyorum. Topaz bedenini zorlayıp pencereden sarkıyor ve Olivin'ı sarı pelerininden yakalayıp yukarı çekiyor. Sanki bu anı ikinci kez yaşıyorum. Aslında evet ikinci kez yaşıyorum ancak ilkinde roller tamamen farklıydı. Titan dünyasına firar ettiğimizde asma trenin ardından koşmuştum ve asma trene atlamıştım. Turmalin, Topaz ve Jade beni yakalayıp trenin içerisine doğru çekmişti. Duygulanıyorum. Keşke şimdide o anı yaşaya bilseydim. Turmalin hayatta olsaydı, Jade ise yanımda ancak maalesef ki durum öyle değil. Olivin'ı trenin içerisine çekiyoruz. Olivin üzerimize düşüyor. Sırt üstü sert zemine düşüyoruz. Canım yansa da mühim değil. Olivin'ın hala hayatta olması tüm acılarımı yok ediyor.

''Başardık.'' Diyor Topaz asma trenin tavanına bakarak. '' Evet,'' deyip üzerimize düşen Olivin'ı itekliyorum.

'' İyi misin?'' diye sormayı ihmal etmiyorum.

'' Evet, iyiyim. Teşekkürler.'' Diyor Olivin.

'' Bir şey değil.'' Deyip ayağa kalkmak için doğruluyor. Ancak gördüğüm manzara beni şaşırtıyor. Aslında son zamanlarda gördüğüm yada duyduğum her şey beni şaşırtıyor. Asma trende yalnız değiliz.

Trenin en arkasında, koltuğun ardına sığınan bir çocuk görüş alanıma giriyor. Bu çocuk bir cinsiyetli. Uzun sarı saçları, mavi gözleri ve kanlar içerisinde olan bir suratı var. Bu çocuk bir kız. Ellerini bedenine dolamış olan kız, korku dolu gözleriyle bize bakıyor.

'' Bir misafirimiz.'' Var diyorum. Topaz, '' Ne?'' diyor ve treni gözleriyle kolaçan ediyor.

''Vay canına!'' diyor.

''Bir cinsiyetli.'' Olivin kızı inceliyor ve ayağı kalkıp doğruluyor. Kız koltuğun ardına daha çok saklanıyor çünkü kız bizden korkuyor. Olivin'ı kolundan çekip geri iteliyorum. Sarı saçlı kıza yaklaşmaya çalışıyorum. Zavallı cinsiyetli belli ki saldırının ortasından geliyor. '' Merhaba,'' diyorum küçük kıza yaklaşarak. Attığım her adımda kızın bedeni küçülmeye devam ediyor.

''Sen,'' diyor kız kekeleyerek konuşarak. '' Sen bir cinsiyetsizsin.''

''Evet, haklısın ben bir cinsiyetsizim.'' Diyorum. Küçük kız tüm bedenimi baştan aşağı süzüyor. Gri derime bakıyor, saçsız başıma bakıyor, damaksız olan dişlerime bakıyor... Ardından güçlükle konuşuyor ve ağlamaya başlıyor.

'' Cinsiyetsizler kötüdür!''

''Hayır,'' diyorum bu kez. ''Yanılıyorsun, cinsiyetsizler asla kötü değillerdir. Cinsiyetsizler iyidir.'' Diz çöküp küçük kız çocuğuna ellerimi uzatıyorum.

'' Yaralandın mı?'' diye soruyorum. Kızın kafasında kırmızı kanlar akıyor. Annemin de kanı kırmızıydı. Küçük kız çok güzel kokuyor. Çünkü o iyi bir insan. Çocukların hepsi iyidir.

'' Evet,'' diyor kız elleriyle kapattığı yüzünü nihayetinde bana göstererek.

'' Sana yardım etmeme izin ver.'' Diyorum hırıltılı ses tonumla. Kız gözlerime bakıyor ve kısa soluklu olarak düşünüyor. Küçük kız hırıltılı sesimden korkmuyor. Ellerini bana uzatıyor. Kızı kucaklıyorum ve kanlı başını kolaçan ediyorum. Pelerinimden bir parça koparıp kızın başını sıkıca sarıyorum. Eğer bir iğnem olsaydı yarasını dikebilirdim ancak bir iğnem yok. Umarım sinek kasabasına varana kadar küçük kızın başındaki kanama son bulur. Kanlı yüzünü temizliyorum kızın. Olivin ve Topaz beni seyrediyor.

'' Adın ne?'' diye soruyorum kıza.

''Adela, ben bir kupayım.''

''Saldırıdan mı kaçtın?'' diyorum Adela'yı kucağıma alıp ona sıkıca sarılıyorum çünkü onun bedeni buz gibi ve kalbi korkudan güm güm atıyor.

''Evet, '' diyor Adela, '' Saldırıdan kaçtım. Kasabamızı büyük yaratıkları işgal etti. Yaratıkların ağzından yeşil alevler çıkıyordu.'' Diyor Adela Titanuxları tarif ederek.

'' Ailen nerede?'' diye soruyorum. Adela başını gögüsüme yaslayıp, '' Ailemin nerede olduğunu bilmiyorum. Ben arkadaşlarımla dışarıda körebe oynuyordum, sonra birden o yaratıklar geldi ve insanları öldürüp kasabayı yerle bir etmeye başladı. Uzaklardan gelen asma treni gördüm ve koşmaya başladım. Trene binmeseydim o yaratık beni de öldürecekti. Çok korktum.'' Diyor Adela. Onun adına üzülüyorum çünkü küçük bir çocuğun Titanux ile tek başına karşı karşıya gelmesi gerçekten de çok korkunç.

'' Korkma!'' diyorum. '' Artık korkmuyorum.'' Diyor ve soruyor Adela. '' Neden bu kadar güzel kokuyorsunuz?'' keyifle gülümsüyor çünkü ilk kez tanımadığım bir cinsiyetli bana sarılıp beni kokluyor. Üstelik güzel koktuğumu söyleyerek benden korkmuyor.

''Çünkü iyi insanlar güzel kokarlar. Tıpkı senin gibi.'' Adela kıkırdıyor. Yerde öylece oturmak sırtımı ağrıtıyor. Adela'yı kucaklayıp koltuğa oturuyorum ve yolculuğun bitmesini bekliyorum. Kırmızın kutunun camından baktığımda mahvolan Kupa kasabasını görmek beni mutsuz ediyor. Daha sonra Maça kasabasında duruyoruz. Maça kasabasının, Kupa kasabasından hiç farkı yok. Bitik bir halde. Söylenerek az önce terk ettiğim yere oturuyorum ve sırt ağrılarına dayanmaya çalışıyorum. '' Geldik,'' diyor Topaz. Aniden doğruluyorum ve dışarı baktığımda silindir binayı görüyorum. Evet, Sinek kasabasındayız. İçim mutlulukla doluyor. Asma trenden inip silindir binaya giriş yapıyorum. Silindir bina bomboş. Tek bir insan yok. ''Beni takip edin.'' Diyorum Olivin ve Topaz'a bakarak. Koşmaya başlıyorum ve silindir binadan çıkıyorum. Eve gitmeliyim ve annemi bulmalıyım. Sinek sokaklarında koşuşturuyoruz. Kasabamı gerçekten özlemişim. Ayağımın altındaki cıvık çamur bile beni mutlu etmeye yetiyor. Olivin ve Topaz ardımdan koşuyor. Adela bana sıkıca sarılıyor. Eve gittiğimizde yaranı dikeriz diye fısıldıyorum Adelaya. Lee anne bana yardım eder ve Adela'nın yarasını diker. '' Leee anne yaranı diker.'' Diyorum. Sinek sokakları boş. Birkaç sokak ötedeki evime varıyorum. Tek katlı oval evim işte orada.

���)ڶh﷎

Continue Reading

You'll Also Like

51.3K 7.5K 34
Kadın ve erkek eşittir. İki cinsiyet de saygıyı hak eder, adil olun, kuralları unutun.
AURORA By a d a l i a

Science Fiction

1.8M 146K 44
(Aurora Serisi'nin 1. kitabıdır. Seri iki kitaptan oluşmaktadır.) Özel güçlere sahip 12 insanı başka bir gezegene sürgün etmek ve onları bunun bir...
1M 54.6K 73
Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur. Kupa sınıfı (♥) Maça sınıfı (♠) Karo sınıfı (◆) Sine...
392K 24.4K 36
Bir umut ışığı yok mu? Peki ya hayat..? Bir anlığına Ölüp tekrar dirilen bir grup insanla karşı karşıya olduğunuzu düşünün! Korkulu rüyanız... Sizi...