BÖLÜM 27

13.8K 773 26
                                    

BÖLÜM 27

5. BÖLGEDEN KAÇIŞ

Bütün bulaşıkları yıkadıktan sonra ormandaki bankta yapayalnız oturuyorum.Son zamanlarda en sık yaptığım şey tek başıma vakit geçirmek. Saatler önce annem yanımdaydı ve bu bankta ona sarılmıştım. İç çekiyorum. Anneme sarılırken titremiştim. Bugün izin günümüz bu yüzden görüş gününün olduğu her gün tatil olarak ilan ediliyor.

Ders yok. Düello yok. Sınav yok. Ormandaki kuşların cıvıltılarını dinlemek bana huzur veriyor.

Burada zaman hızlı geçiyor. Bedenimi geliştirip, ruhumu olgunlaştırmak erdemli insan olmaya bir adım daha atmak demek. Lee anneyi bugünkü görüş gününde göremeyişim beni huzursuz ederken,içimdeki özlem duygusuyla savaşıyorum. Lee annenin Jade ve bana öğrettiği şarkıyı mırıldanıyorum. Böylece kendimi Lee anneye daha yakın hissediyorum.

Dünya güzel;

Aç kollarını insanlığa,

Savaşmak kötü

Elveda de karanlığa...

Şarkının sonuna geldiğimde bir takım ayak sesleri duyuyorum. Sanki biri kurumuş olan yapraklar üzerinde yürüyüp duruyor. Belli belirsiz duyduğum ayak sesleri doğrultusunda etrafıma bakınıyorum.

Kimseyi göremiyorum. Etrafıma bakmaya son verip ormanın derinliklerine doğru bakışlarımı yönlendiriyorum. Ayak sesleri tekrar duyuluyor.

'' Kim var orada? ''

Sorumun cevabı yok. Jade, ışık hızıyla koşuyor ve yanıma oturuyor.

'' Korkma , benim.'' Diyor.

Korkup korkmamak arasında oldukça kararsızım çünkü Jade ilk günkü gibi değil.

'' Demek Lee annenin öğrettiği şarkıyı mırıldanıyorsun.''

Evet dercesine başımı sallıyorum fakat konuşmuyorum.

'' Konuşabilir miyiz?'' diyor.

Başımla onaylıyorum. Ama Jade ' in yüzüne bakmıyorum. Çünkü ona kırgınım.

'' Özür dilerim.'' Diyor. Jade sanki kafamdan geçen düşünceleri biliyor.

'' Ne için ? '' diye soruyorum. Bu soru cevabını bildiğim bir soru.

'' Düelloda sana karşı çok kaba davrandım. Fakat...''

Jade' in sözünü kesip bakışlarımı ona doğru çeviriyorum. '' Hayır, Jade. Bunun için özür falan dileme. Belki de bana saldırmaya mecbur bırakıldın. Benim sana kızdığım nokta nasıl bu kadar canavar olabildiğin ? ''

Jade donuk ve soluk yüzüyle kasılan bedenimi inceliyor.

'' Lee annenin dediği gibi Ametist.'' diyor Jade . Ses tonu neredeyse ağlamaklı. Ardından;

Dünya güzel;

Aç kollarını insanlığa,

Savaşmak kötü

Elveda de karanlığa...'' diyerek Lee annenin öğrettiği şarkıyı şiir okurmuşçasına mırıldanıyor ve ellerimi avuçlarının arasına alıyor.

'' Benimle savaşma lütfen... Özür dilerim ve lütfen beni affet. Thomas saldır diyordu. Tribünde ki herkes saldır diyordu. Tüm cinsiyetsizler saldırmamı söylüyordu. Ben .. Ben ne yapacağımı bilemedim Ametist. Onları dinledim. Yanlış yaptım,sen gri salonu terk ettikten sonra yapılan düelloları izledim. Tüm cinsiyetsizler canavar gibiydi. Zirkon ,Hematit'i yenerken canavar gibiydi. O korkmuş halinden eser kalmamıştı. Lapis,Azurit'i öldüresiye döverken kana susamış canavar gibiydi. Akik acımadan Krizo'nun kafasını minder üzerinde sürükleyip karnını yumrukladı. Kısacası birçoğumuz canavar gibiyiz. Buraya geldiğim günden beri düşüncelerim hızla değişiyor. Cinsiyetlilere karşı daha çok öfke duyuyorum. Öte yandan Lee anneyi özlüyorum , annemi özlüyorum. Lee anne ve annem nasıldı? '' diye soruyor Jade. Akik gibi hırslı ve kindar birinin galip gelmesi beni şaşırtmıyordu ancak Jade'in annemi fazlasıyla merak etmesine rağmen onu görmeyi reddediyor olması beni şaşırtıyordu.

CİNSİYETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin