CİNSİYETSİZ

BÖLÜM 24

Bölüm 24

Havanın kararması üzerine Gri salonda toplanıyoruz. Jeff, gri salona büyük bir pano asmış. Panoda isimlerimiz yazıyor. İsmimizin karşısında ise turnuvada ki rakibimizin ismi. Panoya baktığımda gördüğüm şeye inanmakta güçlük çekiyorum. İsmimin karşısında '' Jade.'' Yazıyor. Kendi kardeşimi pataklama fikri midemi bulandırıyor. Gerçi diğer cinsiyetlilere saldırmakta pek iç açıcı bir durum değil. Bunu neden yaptıklarını anlamıyorum. Turmalin ve Topaz eşleşmiş. Lapis ve Azurit. Zirkon ve Hematit. Akik ve Krizo.

Lapis' e acıyorum. Azurit gibi hırslı biri onu dövmekten beter edecektir. Mor gözlü çocuk , lacivert gözlü cinsiyetsize karşı ... Şakşakcı Zirkon'u kolundan yakalayıp gri salona getiriyor. Sarı pelerini yırtılmış olan Zirkon donuk bakışlar atıyor.

'' Ona ne oldu?'' diyor Hematit.

'' Şakşakcı Zirkon'a ne olduğunu bilmiyor. Şakşakcı Zirkon'u ormanda buldu ve buraya getirdi.''

'' Neyin var Zirkon, iyi misin?'' diye soruyor Hematit Zirkon'un koluna girip yanımdaki sandalyeye oturtarak.

'' Çok korkunçtu.'' diyor Zirkon. İçimden kahkahalar atıyorum. Zirkon oldukça komik görünüyor.

'' O geyik çok korkunçtu. Hiç durmadan saatlerce koştu. Çok korktum.'' diyor Zirkon ve gözyaşlarını daha fazla tutamayıp ağlamaya başlıyor. Donuk yüz ifadesi hüzün ile harmanlanırken daha insancıl göründüğü kesin. Zirkon'a acıyorum. Yüzü artık gri değil. Korkudan bembeyaz kesilen bir surat var karşımızda. Yırtık pırtık kıyafetleri ile acınası bir halde. Hematit, '' Geçti artık, korkma!'' diyerek Zirkon'un korkularını yatıştırmaya çalışıyor.

''Seni korkak!'' diye laf atıyor Akik ve yandaşları ile birlikte kahkahalar atarak yanımızdan geçip uzaklaşıyorlar. Akik'in yandaşları Lapis ve Azurit. Kötü ve acımasız üçlü. İnsanlarla dalga geçmeye bayılan dışkı parçacıkları.

İlk turnuva Turmalin ve Topaz arasında. Jeff hakemlik yapıyor. '' Pes ettim dediğiniz zaman turnuva biter.'' Diyor. Ve düello başlıyor. Vücutlarımız kısa sürede gelişmiş olduğundan eskisinden daha güçlüyüz. Bu durumu Topaz ' ın yumruklarına baktığımda anlıyorum.

Topaz, Turmalin'in üzerine doğru yürüyor ve ilk saldıran Topaz oluyor. İlk hamleyi yapanların başarılı olma ihtimalleri daha yüksek. Turmalin adımlarına geri emrini veriyor ve eğilerek Topaz 'ın yumruk darbelerinden kısa bir süreliğine kurtuluyor. İkinci saldırıyı Turmalin yapıyor. Topaz geri çekilmek yerine Turmalin'e karşılık veriyor.

Jade yanıma geliyor. '' Oturabilir miyim?'' diye soruyor. Başımla onaylıyorum. Jade ile birlikte koltuklara oturuyoruz ve tel örgülerin ardından minderin üzerindeki saldırganları izliyoruz. Okuldaki yüzlerce cinsiyetsiz burada. Düelloları izliyorlar ve zevk alıyorlar.

Topaz güçlü yumruk darbelerini üst üste Turmalin'in karnına indiriyor. Turmalin eğiliyor ve karnını tutuyor.

'' Galibiyetin için tebrikler. Kardeşimin bu kadar iyi bir joker olduğunu bilmiyordun. Nasılsın?'' diye soruyor Jade. Benimle bu denli ilgili olması iyi bir şey olabilir.

''Bende kardeşimin seçmelere katılacağını bilmiyordum. Nasıl olduğumu bilmiyorum.'' Diyorum. Bu yanıtımda sonuna kadar doğruyu dile getiriyorum. Keşke babam Olivin 'in annesini kurtara bilseydi. Keşke Olivin parmağının tekini kaybetmek zorunda kalmasaydı. Bu düşünceler tüm bedenimi kemirip duruyor.

'' Son anda katılmaya karar verdim. Hem neyin var senin? Bilinçaltı yeteneği dersinden sonra bir tuhafsın.'' Diyor Jade. Evet, tuhafım ve tuhaf olmamak elimde değil. '' Ne gördün?'' diye soruyor Jade. Yeşil gözleri büyük bir kararlılık içerisinde. Duraksayıp düşünüyorum. Ne gördüğümü Jade ' e söylemem ne kadar doğru? Hem de Jade'in ne gördüğünü bilmeden bütün bilinçaltımı gün yüzüne çıkarmak hiç akıllıca bir hareket değil.