BÖLÜM 48

5.1K 608 38
                                    

BÖLÜM 48

KUPA KASABASI

Ertesi sabah Titan ulusunun uyanması ile birlikte Titan yerleşkesi hareketleniyor. Titan insanları biz cinsiyetsizlere oldukça iyi davransa da cinsiyetli olan Zedd'e olabildiğince kötü davranıyorlar. Titan insanları savaş için hazırlık yapıyor. Kendi ürettikleri kılıç ve miğferleri büyük bir özenle savaşa hazır hale getiriyorlar. Turuncu ateş başında kılıçlar adeta tekrar tasarlanıyor. Titan insanları yardımsever. Keşke cinsiyetlilerde Titan insanları gibi yardımsever olsalar diye düşünüyorum.

Saga hayran bakışlar atarak yanıma geliyor ve '' Ne düşünüyorsun?'' diye soruyor.

'' Hiç,'' derken yalan söylüyorum. Saga, bakışlarını üzerimden çekip halkını kolaçan ediyor.

'' Titanuxların liderlerine dikkat etmelisin?'' diye uyarıyor beni Saga.

'' Allivenas'a mı?''

'' Evet,'' diyor Saga.

'' Demek Allivenas'ın namını duydun.''

Tekrar '' Evet,'' diyor Saga. '' Kendi çocuğunun namını duymamak imkansız oluyorda.''

'' Nasıl?'' diye kekeleyip gözlerimi kısıyorum. Saga sorumu yanıtlamayı reddedip, cevabı benim bulmamı istercesine sessizliğini korumaya devam ediyor.

'' Ne yani? Allivenas senin çocuğun mu? Yani sen ve Zedd'in ?''

'' Maalesef öyle.'' Derken derin bakışlar atıyor Saga uzaklara. Şaşkınlığım her geçen saniye artıyor. Öğrendiğim her yeni şey beni yeni bir bilinmeze götürüyor.

'' Allivenas, ilk doğduğunda zararsız bir yaratıktı.'' Diye konuşmaya başlıyor Saga.

'' Hangi yaratık zararsız olabilir ki?'' diye savunmaya geçiyorum.

'' Haklısın. Ancak bu kadar korkunç bir yaratık olacağını kimse tahmin edemezdi. Günden güne hızla büyüdü. Alginat bakterisi vücudunu sürekli olarak besliyor. Sonra halkıma saldırmaya başladı. Diğer Titanuxları emri altına aldı. Altıncı bölgeden kaçıp çığlık ormanına yerleştik. Orada kaldığımız her gün bir Titan insanı ölüyordu. Allivenas'ı dünyaya getirdiğim için çok üzgünüm. Keşke bunların hiçbiri olmasaydı. Benim yüzümden insanlar ölüyor.'' Diyor Saga, içim sızlıyor çünkü Saga üzülüyor. Soğuk gri elimi Saga'nın parmaklarına dolayıp,

'' Üzülme,'' diyorum.

'' Bütün bu insanlar senin yüzünden ölmüyor. Karo sınıfının yüzünden ölüyor. Avis o bakteriyi üretmeseydi veya Kral Jordan bakterinin satışını onaylamasaydı bütün bunlar olmayacaktı. Anne olmak senin en doğal hakkındı Saga.'' Diyorum. Saga göz yaşlarını tutamayıp bana sarılıyor ve teşekkür ediyor.

'' Sana söz veriyorum. Allivenas'ı kendi ellerimle öldüreceğim.'' Diyor. Saga'ya sarılıyorum. Kendi parçanı öldürmek ne kadar kolay olabilir ki? Bilmiyorum. Saga'nın sırtını soğuk ellerimle sıvazlıyorum. Saga'nın hıçkırıkları son buluyor. Saga'nın kokusunu içime çekiyorum. Saga tıpkı annem gibi güzel kokuyor.

''Hazırlıklar yarın sabah biter ve yola çıkarız.'' Diye fısıldıyor kulağıma Saga.

'' Üzgünüm ama yarın sabahı bekleyemem.'' Diyorum Saga'nın gözlerine bakarak. İkimizde sarılma eylemine son veriyoruz.

'' Acele ediyorsun Ametist.'' Diyor Saga kararlı ses tonuyla.

''Çünkü acele etmeliyim.'' Derken en az Saga kadar kararlıyım.

''Anlaşıldı seni yolundan çevirmek oldukça güç. Güneş yerleşkemizi terk etmeye başladığı an sizi buradan çıkarıp Kupa kasabasına ulaştırmış olurum. Ancak yine de bizimle kalmanı öneririm. Oraya tek gitmek pek de güvenli olmaz.'' Diye uyarıyor Saga. Ona hak versem de annemi görmeden içimin rahat etmeyeceğini biliyorum, bu yüzden gitmeliyim.

CİNSİYETSİZWhere stories live. Discover now