CİNSİYETSİZ

BÖLÜM 14

BÖLÜM 14

YEMİN TÖRENİ

İsim odasından ayrıldıktan sonra Finola bizi Gri binadan çıkarıyor ve bahçeye yönlendiriyor. Yeni gelen Cinsiyetsizler için yapılacak olan yemin töreninde bulunmamızı söylüyor.

'' Yemin mi edeceğiz?'' diyor Jade.

Finola başını sallıyor. ''Evet.''

'' Peki ama ne için yemin edeceğiz?'' diyorum yürürken.

'' Bunu birazdan öğreneceksiniz.'' Diyor Finola.

'' Yemin nasıl edilir? Daha önce hiç yemin etmedik.'' Diyor Jade.

'' Bunu da birazdan öğreneceksiniz.'' Diyor Finola.

'' Çoğunluk ne yaparsa onu yapın.'' Diye ekliyor Finola.

Frank bir kürsüde duruyor, beşinci bölgedeki tüm cinsiyetsizler Frank müdürü dinlemek için toplanmış. Jade ve ben kalabalığı yararak ilerliyoruz. Herkes hardal sarısı pelerinini giyinmiş ve herkesin elinde bir gece feneri var. Bahçe adeta bir yıldız bahçesi gibi parıldıyor. Tüm cinsiyetsizler pür dikkat Frank'ın söyleyeceklerine odaklanmış beklerken, etraftaki gözler üzerimize devriliyor. Çok geçmeden fısıltılar kalabalık olan cinsiyetsizler grubundan yükseliyor.

'' Şurada ki ikiz cinsiyetsizlere bakın.'' diyor kahve rengi gözlere sahip olan varlık. Gözlerimi kaçırıp kalabalıkta ilerlemeye devam ediyorum.

'' Daha önce hiç cinsiyetsiz ikiz görmemiştim.''

'' Vay canına!''

Evet, bu gerçekten anormal bir durumdu. Çünkü Zenon dünyasında ki tek ikizler bizdik, üstelik cinsiyetsiz ikizlerdik, bu durumda bizi Siazem cinsiyetsizler okulunda popüler olmaya sürüklüyordu. Jade ve benim aramdaki tek fark göz renklerimizdi, o yeşil bir göze sahipken ; ben mavi bir göze sahiptim.

Cinsiyetsizlerin elinde bayrak var. Bayrak beyaz zemin üzerine işlenmiş Maça, Kupa, Karo ve Sinek kasabalarına ait sembolleri barındırıyor. Uzun boylu gece kadar siyah bir pelerin giyinmiş cinsiyetsizin yanında duruyoruz, siyah pelerinli çocuk ikiz cinsiyetsizler olduğumuzu fark ediyor ama kaçamak bakışlarını sonlandırıp gözlerini kürsüye doğru çeviriyor ve Frank Müdürü dinlemek için hazırlanıyoruz.

'' Bu okul ütopik bir devlet tasarımının ürünüdür.'' Diyerek söze giriş yapıyor Frank. Frank'ın sesi buradaki en güzel ses. Çünkü o bir cinsiyetli ve sesi kulağa oldukça hoş geliyor.

'' Bizim ütopyamızda özel mülkiyet yoktur ve yasaktır. Herkes ütopik devlet adına üretir. Bu okulda para geçerli değildir,üretilenlerden herkes ihtiyacı kadar alır. Bireyler günde altı saat çalışır arta kalan zamanlarını ise sanat ve bilimle uğraşarak geçirirler. Sıkı bir eğitim sizi bekliyor, bu ''insanlık'' eğitimidir. Cinsiyetsizler okulu, sizler arasında asla sınıflandırma yapmaz. Burada herkes eşittir.''

Maça ya da Kupa sınıfından olmanızın bizim için hiçbir hükmü yoktur lakin bizim için önemli olan hüküm ; Erdemli toplumun bireyinde olan vasıflara sahip olmanızdır. Bir çok alanda dersler görüp yeteneklerinizi keşfedeceksiniz, sınavlarınız ve düellolarınız olacak. Düellolarda en başarılı olanınız ise bu okulun cinsiyetsiz öğretmenlerinden olacak. Unutmayın herkes başarılı olmak ister fakat ödülü yalnızca bir kişi hakeder. Hepinize bol şanslar. ''

Jade 'de dahil olmak üzere herkes Frank'ın söylediklerine alkış tutuyor. Finola'nın kıyafetler için bizden neden ücret almadığını şimdi daha iyi anlıyorum,burada para geçerli değil.Yanımdaki siyah pelerinli cinsiyetsizin sağ bileğine çaktırmadan bakıyorum. Adı '' Olivin.'' Ve Olivin'in yalnızca dört parmağı var, baş parmağı yok.Buradaki müdür ve öğretmenler siyah pelerin, öğrenciler ise hardal sarısı pelerin giyiniyor.

Daha sonra Olivin alkış tutmayı bırakıyor ve bileğinde ki siyah yazıyı göremiyorum.Olivin'in eline bakmaya devam ediyorum ve dört parmağını görüyorum. Bu durum esrarengiz bir şekilde ilgimi çekiyor.Beşinci parmak mevcut değil.Acaba dört parmaklı olmakta cinsiyetsizlere özgü bir özellik mi ? diye düşünüyorum ve kısa süre sonra bu düşüncemden sıyrılıyorum.

'' Aramıza yeni katılan cinsiyetsiz öğrencileri kürsüye davet ediyorum.'' Diyor Frank hararetli açılış konuşmasını sonlandırarak.

Terleyen avuçlarımı pelerinime siliyorum. Jade her zaman ki gibi beni itekliyor ve en önde yürüyerek kürsüye çıkıyorum,daha önce büyük bir kalabalığın önüne çıkan popüler biri olmamıştım.Ailemiz bizi sır gibi dört duvar arasına hapsetmişti. Yanaklarım şiddetle yanıyor.

Gri derim belki de kızarmaya başlamıştı bile. Bilemiyorum. Tek bildiğim şey hayatımda ki ilklerin başıma beladan başka bir şey getirmemesiydi.Yeni gelen cinsiyetsizler olarak tam on kişiyiz. Üst sınıfta ki Cinsiyetsizler bizi şiddetle alkışlıyor.

Jade '' Kendimi kral gibi hissediyorum.'' Diyerek kulağıma fısıldıyor. Zenon dünyasında Kral olmak hatta Kral gibi hissetmek bile mide bulandırıcı. Bu dünyada Kral olacağıma tüm ömrümü tabakanın en alt kısmı olan bir sinek vatandaşı olmayı tercih ederim.Jade'e bu saçma ve gereksiz olan düşüncesi karşısında gülümsüyorum fakat konuşmamakta ısrar ediyorum. Jade, yönetici bir kişiliğe sahip, insanları yönlendirmeyi seven, kuralcı ve soğuk kanlı biri.

'' Özgürlüğünüz için yemin etmenizi istiyorum.'' Diyor Frank . Kalbim küt küt atmaya başlıyor. Ne için yemin edeceğimizi öğrenmiş bulunuyoruz.

Daha önce hiç yemin etmemiştim. Nasıl yemin edildiğini bilmediğimden hareketsiz ve suskun durmaya devam ediyorum. Kürsüde ki on cinsiyetsizde tıpkı benim gibi tepkisiz durmakta.

Frank yüzümüze bakarken ortama sinsi bir sessizlik hakim. Bir anda tüm cinsiyetsizler sağ kolunu yukarı kaldırıyor. Finola'nın söylediklerini anımsayarak çoğunluğun yaptığı her şeyi tekrar ediyorum. Kürsünün aşağısındaki cinsiyetsizleri göz önüne alarak sağ kolumu yukarı kaldırıyorum.

Ardından eski cinsiyetsizler işaret ve orta parmaklarını kaldırıyor.Biz yeni cinsiyetsizlerde işaret ve orta parmaklarımızı kaldırıyoruz. Bu işarete özgürlük işareti deniliyor. Kararlılıkla bakıyoruz.Eski cinsiyetsizlerden hırıltılı sesler yükseliyor.

'' İnsanlık cinsiyetten üstündür.''

'' Erdemli bir insan olacağıma özgürlüğüm ve hayatım adına yemin ederim.''

Yemin cümlelerini zihnimde tekrarlıyorum. Ardından yeni cinsiyetsizler ile birlikte özgürlüğümüz ve insanlık adına ay ışığı altında yemin ediyoruz.

'' İnsanlık cinsiyetten üstündür.''

'' Erdemli bir insan olacağıma özgürlüğüm ve hayatım adına yemin ederim.''

Alkış sesleri tekrar yükseliyor. Hayatımda ilk kez kendimi bu denli coşkulu hissediyorum.Üst sınıflarda ki cinsiyetsizler bizi kucaklayarak kürsüden indiriyor. Kalabalığın içinde Jade'i kaybediyorum. Gri Binaya doğru yürürken ellerimizi kaldırıyoruz.

'' İnsanlık cinsiyetten üstündür.'' Diye slogan atıyoruz. Gri koridorda bağırmaya başlıyoruz.

'' Erdemli bir insan olacağıma özgürlüğüm ve hayatım adına yemin ederim.''

Cinsiyetsizlerin bayrağı özgürlük içinde dalgalanıyor.