Bölüm 46

12.4K 621 15
                                    

BÖLÜM 46

TİTANLAR

'' Titan yerleşkesine varana kadar, uzun bir süre yürüyeceğiz,'' diyor adam okunu ve yayını bana doğrultmaya devam ederek.

''Ne kadar az oyalanırsanız o kadar hızlı varırız, beni anladınız mı?''

Evet dercesine başımı sallıyorum. Topaz, ben, Zedd ve Olivin en önde yürüyoruz. Titan insanları ise ardımızdan geliyorlar. Topaz ile Olivin acı çekmeye devam ediyor.

'' Arkadaşlarım,'' diyorum.

''Onları sudan çıkarmamalıydık, ne kadar acı çektiklerini görmüyor musunuz?'' diye sitem ediyorum. Olivin'ın bakışları dakikalar geçtikçe soluklaşıyor. Dünyadan kopuyor. Beni algılamıyor ve bana boş bakışlar atıyor.

''Sen hiç susmaz mısın?'' diye sitem ediyor adam.

''Hayır, hiç susmaz sürekli konuşur.'' diyor Zedd. Kafamı sola çevirip Zedd'e anlamayan gözlerle bakıyorum ve fısıldıyorum.

''Zedd! Sen kimin tarafındasın?'' diyorum ve şimşek misali gözlerimi Zedd'in gözlerine deviriyorum.

'' Tabi ki de, senin tarafındayım.'' Diyor Zedd pişkince. Ellerimdeki iplerden kurtulmak için debelenerek,

''Ya, demek öyle? Keşke bunu biraz da bana belli etsen!'' diyorum. Olivin yanımda acı çekmeye devam ediyor. Topaz, Olivin'a göre daha dayanaklı.

'' Size diyorum? Daha fazla dayanamazlar. Hem siz nasıl oluyor da bu ormandaki çığlıklardan etkilenmiyorsunuz?'' diye soruyorum. Sadece erdemli insanlar çığlık ağaçlarının çığlıklarından etkilenmezler.

'' Titan insanlarını çok hafife alıyorsun, küçük aptal! Konuşmana son ver ve yürü. Yakında arkadaşların acı çekmeyecek. Unutma çığlık ağacı yoksa ölümcül çığlıklarda yoktur.'' Titan insanının kahve rengi gözleri beni delip geçiyor. İki Titan insanı taşlaşmış ayak görevini gören kaya parçaları ile acınası bir halde yürüyor. Kim bilir nasıl bu hale geldiler? Zavallı Titanlar. Arkama bakmaktan kırılmaya yüz tutmuş olan boynumu öne doğru çevirip yürümeye devam ediyorum. Dakikalar sonra patikalar son buluyor ve ağaçlar giderek azalıyor. Topaz daha iyi görünüyor, tabi Olivin'da öyle. Ayağımın altındaki çimen azalıyor ve kuru toprağa dönüşüyor. İçim burkuluyor çünkü kendimi tekrar Sinek kasabasındaymışım gibi hissediyorum. Sinek kasabasındaysanız eğer ayağınız altında ya cıvık bir çamur ya da kuru bir toprak mevcuttur.

Etrafımı kolaçan ettiğimde tek bir ağacın olmadığını görüyorum. Her yer kuru toprak parçası. Çığlık ormanı aslında tam anlamıyla bir orman değil. Ağaçları ardımızda bırakarak ilerliyoruz.

'' İyi misin?'' diye fısıldıyorum Olivin'a.

Olivin bilincini geri kazanmış olsa da oldukça yorgun görünüyor.

''İyiyim.'' Diyor.

''Fısıldaşmayın!'' diyor Titan insanı elindeki oku sırtıma vurup beni iteleyerek.

''Daha ne kadar yürüyeceğiz?''

''Çeneni kapa!''

Çenemi derhal kapatıp Titan insanına sertçe bakıyorum. Bakışlarım bela vadediyor. Kuru bir çölün ortasında yürümeye devam ediyoruz. Titan yerleşkesi nerede? Orada bize ne yapacaklar? Bilemiyorum. Annem beni çığlık ormanına göndermek ile ne kadar doğru bir hamle yaptı? Aslına bakılırsa annem çığlık ormanına git demeseydi bile ben beşinci bölgeden çıkmak için yine bu ormanı aracı olarak kullanacaktım. Anneme güveniyorum. Ölene kadarda güvenmeye devam edeceğim çünkü Titanlar hiç insancıl değil. Çok kaba ve saldırganlar. Muhtemelen gittiğimiz yerde bizi mahvedecekler. Kötü düşüncelerimden sıyrılmaya çalışıyorum. Pek başarılı olduğum söylenemez.

CİNSİYETSİZWhere stories live. Discover now